hesabın var mı? giriş yap

  • iç anadolu yobazı bu ülkedeki gericiliğin esas kaynağıdır, bu yobazların zihni tarafından ele geçirilmiş şehirlerde hayat akmaz, durur, yıllarca hep aynı şekilde durur. binalar değişir, yollar değişir, cep telefonları değişir ama onlar değişmez ve hayatlarını değiştirmez, üç dört kuşak sonra bile aynı bireyleri üretir ve yobazlıkları sanki genlerindedir, nesilden nesile bozulmadan aktarılır.
    ben bir iç anadoluluyum ve rahatlıkla söyleyebilirim bu ülkenin karanlığını iç anadolu yobazı üretir.

  • lirik şiirdir.

    bugün 23 nisan,
    neşe doluyor insan.
    resmi tatil diye cumartesi sanma
    çünkü bugün çarşamba.
    yayılma yıllık izindeymiş gibi bre davar,
    yarın kol gibi mesai var.

  • 2.72 metrelik boyuyla tarihte kayda gecilen ve inkar edilemeycek ölcüde kanit bulunan en uzun insandir. ancak tek rekoru bu degildir. ayni zamanda tarihteki en büyük ele (bilekten orta parmaga uzunluk 32.3 cm) ve en büyük ayaga (47 cm) sahiptir. bunun yaninda iki kolunun uzunlugu (bkz: wingspan) 2.88 cm‘dir ki bu da bir rekordur.

    kendisiyle ilgili en önemli konuysa sahip oldugu rekorlarin guinness klasik rekorlar olarak tanimlanmasidir, cünkü 1940 yilinda ölmüs olmasina ragmen rekorlari kirilmamistir ve cok büyük bir ihtimalle de kirilamayacaktir. sebep ise tip dünyasinda artik sahibi oldugu asiri aktiv büyüme hormonu hastaliginin tedavisinin olmasidir. o dönem de ameliyat ihtimali vardir ama doktorlar risk almak istemezler ve en önemlisi de robert herhangi bir fiziksel ya da zeka olarak engele sahip degildir ve hatta ıq‘su ortalamanin üzerindedir.

    sekiz yasindayken boyu 1.88 metreydi ve babasini kucagina alip tasiyabiliyordu. 12 yasindayken boyu 2.18 metreydi. lisedeyken boyu 2.50 metreyi gecti. ömrü boyunca boyu hic durmadan uzadi.

    ısci olan babasi harold wadlow robert‘in boyunu avantaja cevirerek para kazanmak ister. fotograf ve video cekimlerinden para kazanir. ölmeden önce ayakkabi firmasiyla anlasma yaparlar ve robert babasiyla birlikte ülke capinda turlara katilir. bu turlardan birinde sol bacagindaki protez bileginde yara yapar. ancak robert yarayi farketmez, sebebi ise uzun boyundan dolayi kan dolasiminin yavaslamasi ve ayaklarini hissetmemesidir. bu yara zamanla iltihaba sebep olur ve farkedildiginde ise cok gectir. o donemde tipki büyüme hormonunun durdurulamadigi gibi antibiyotik tedavisi de yoktur ve bu durum robert‘in hayatina mal olmustur.

    babasi robert‘in ölümünden sonra belediye baskani olmustur. tabii ki bunda robert‘in söhretinin etkisi büyüktür.

    robert‘in cok mütevazi ve dost canlisi oldugu söylenir. tek sinirlendigi seyin birisinin gelip bacagina dokunmasi ya da tekme atmasi olmustur. amac robert‘in boyunu uzun göstermek icin takma bacak takip takmamak oldugunu kontrol etmektir.

    kendisi kibar dev (gentle giant) olarak tanimlanmaktadir. adina yazilan sarkilar vardir. yasadigi yer olan alton‘da gercek ölcülerde heykeli vardir.

  • bir başka finansal enstrüman karşılaştırması. madem öyle karşılaştıralım. şimdi, esasen burada karşılaştırma yapılacaksa evvela önemli bir konuya açıklık getirmek gerekir. zira bir tarafta hisse senedi var, diğer tarafta yatırım fonu.

    peki iyi, güzel, hoş da bu yatırım fonu neye yatırım yapıyor? yani mesela fonun portföyünde emtialar mı var yoksa hisse senetleri mi? çünkü bir fon doğrudan ve/veya tek tek hisse senedi, tahvil, bono ve çeşitli emtialar içerebileceği gibi bunların bir karışımını da içerebilir. karşılaştırma yapmak için önce bunu bir açıklığa kavuşturmak gerekir.

    ben karşılaştırma yaparken burada yatırım fonu olarak kastedilen şeyin, hisse senedi yoğun yatırım fonları olduğunu düşüneceğim. yazmaya da ona göre devam edeceğim.

    yatırımcının hisse senedi ya da hisse senedi yoğun fonlara yönelmesinin tek sebebi var: portföyü çeşitlendirerek potansiyel getirileri artırmak. bunun da bir riski var. zira piyasalarda sır değil, risk ne kadar yüksek olursa potansiyel getiri de o kadar yüksek olur. ancak tabii, risk almak marifet de değildir. burada yapılması gereken de riskleri minimuma düşürmektir.

    işte yatırım fonları da bu anlamda hisse senedi piyasalarına yeni giriş yapanlar için ciddi anlamda avantajlı. piyasada bir sürü fon var. yani yatırımcının elindeki seçenek bol. dahası yatırım fonları zaten bir başkası tarafından yönetiliyor, paylar olabildiğince iyi şekilde seçilmeye çalışılıyor, yeri geliyor dengeleniyor. bu da yatırımcıyı büyük bir zahmetten kurtarıyor.

    bununla birlikte, yatırımcının da fon seçimi yaparken birtakım faktörlere dikkat etmesi gerekiyor. mesela bunlardan ilki, fon portföyünün yoğunluğu. yani fon nereye, hangi hisseye ne kadar, ne yüzdeyle yatırım yapıyor bakmak gerekiyor.

    aynı şekilde performans da önemli. genelde geçmişe değil de geleceğe odaklanın derler ama buna katılmıyorum. zira fonun gerek kısa gerekse de uzun vadede nasıl performans gösterdiğini incelemek şart.

    peki neden? piyasalarda konjonktüre göre zaman zaman öne çıkan farklı yatırım temaları fonun performansını etkilemiş veya etkiliyor ya da etkileyecek olabilir, fakat fonun neden iyi veya kötü performans gösterdiğini de anlamak icap eder. aslında bu, fon seçimi konusunda da birçok soru işaretini ortadan kaldırır.

    sözün özü, iyi araştırılıp seçilmiş bir yatırım fonu, hisse senedi piyasalarına ilk kez giriş yapacaklar için kesinlikle bir velinimet. fon doğru yönetiliyorsa, portföy güzel hazırlanmışsa, dengelemeler iyi yapılıyorsa tercih edilebilir.

    bir de sadece yeni başlayanlar için değil, küresel, bölgesel veya sektörel çeşitlendirme isteyen yatırımcılar için de fonların avantajlı olduğunu düşünüyorum. mesela nasdaq performansından yararlanmak istiyorsun diyelim, yine portföyü fonlarla çeşitlendirmek mümkün.

    karşılaştırmaya geri dönecek olursak, tıpkı hisse senetleri gibi yatırım fonlarından da kar elde edilebilir. eğer yatırım fonu payları satın alınandan daha yüksek bir net varlık değerinden satılırsa, kar elde edilir.

    ama... fon portföyünün içindeki hisse senetleri iyi performans göstermiyorsa, bu kaybeden kağıtlardan tek tek kurtulmak da mümkün değildir. buna benzer şekilde fon içindeki yüksek performanslı kağıtları da satayım, nakde çevireyim denilemez. yapılabilecek tek şey bir bütün olarak fon paylarının tümünü veya bir kısmını satmak olabilir. ben doğru seçilen bir fonun uzun vadede kar sağlayacağını düşünüyorum lakin bu da karşılaştırmada fonlar için bir dezavantaj olabilir. o sebeple burada kalsın.

    sonuç olarak, amaca göre değişiklik gösterse de ben yatırım fonlarını tek tek kağıt toplamaya kıyasla hep daha avantajlı görüyorum. çeşitlendirme yapmak, yeni bir sektöre ısınmak ya da özellikle de piyasalara yeni giriş yapacaklar için eşsizler. çünkü tek tek hisse araştırıp bulmak yerine adamlar önüne doğrudan bir sepet koyuyor, daha ne olsun?

  • 2002'de türkiye krizin etkisinden yeni yeni çıkmışken erken seçim lafını ortaya atıp bunalmış halkı "yeni umut" akp'nin kucağına atan,

    2007'de cumhurbaşkanlığında akp'ye destek çıkan,

    2015'te daha seçim akşamı akp'nin 13 yıldır ilk defa iktidardan düşürülebileceği gün çıkıp yine erken seçim isteyip halkın, "bunlar bi bok yapamayacak biz yine akp'ye verelim" diye düşünmesini sağlayıp kasımda akp'yi tek başına iktidara taşıyan,

    ve nihayet ortada uzun zamandır lafı bile dolanmayan başkanlığı durduk yere gündeme getiren devlet bahçeli'nin atacağı düşünülen kazık :)

  • tuvalet kağıdından öğrenileni

    hayatta ne yumuşak ne de hesaplı olacaksın... olursan sonun bok yoludur.

  • "balkonunuza fazla çıkmayın, karımız, kızımız, asılı çamaşırlarımız var" demek. yaşanmıştır.

    bir de tabii ki eminönü'deki baklava izdihamı var.

    gelen mesajlar üzerine edit: lokasyon tuzla.

  • holding 2 milyar tl gibi, herhangi bir insanın hayatı boyunca çalışsa kazanamayacağı bir parayı bağışlamış ama yazar efendinin derdi bunun vergiden düşülüp düşülmediği.

    gerçekten adam olmazsınız siz. çok kötü insanlarsınız.

  • ulan şerefsizim gözlerim doldu. şu ülkeye hala yatırım yapıyor adamlar. bu saatten sonra yolunuza taş koyacak olanlara da kafam girsin.

    tanım: uzun süredir beklediğim olay.