hesabın var mı? giriş yap

  • leyla'nın günlüğünü alan ve fakat okuyup okumamakta kararsız kalan mecnun'a ismail abi'nin o cânım ayarı:

    "hem kızı seviyorum diyorsun hem de gidiyorsun günlüğünü çalıyorsun. kızın şifrelerini isteyen adamdan ne farkın kaldı senin o zaman?
    sen ki mecnun çınar'sın! leyla'nın geçmişini anlamak için senin o defterdeki satırlara mı muhtaç kaldın sen? insan sevdiğinin gözünün içine bakar. oradan anlar ta geçmişinin ne olduğunu. biraz acısını paylaşır. sevincine şaşar. böyle gidip de günlüğünü çalmaz ergen gibi. pislik be."*

  • "hal böyle olunca", "edinilen bilgiye göre"
    "... kaynaklarından alınan bilgiye göre"
    "-dedi"
    "-belirtti"
    "-dikkat çekti"
    "-şeklinde konuştu"
    "-ifade etti"
    "-vurgu yaptı"
    bir de haber sitelerinin klişeleri var ki evlerden uzak... (bkz: öyle bir şey yaptı ki)

  • sürücünün yerinde olmak istemezdim.

    düşünsenize... arkadan motosiklet topluluğu geliyor ve tamamı 130-160 km/h süratle seyrediyor.

    size selektör yaptılar aynanızı kontrol ettiniz, şerit boş, tam şeridinizi değiştirirken çevredeki makas atıp sinyallerini yakan motosikletlilere baktınız çünkü biri gelip size çarpabilir. fakat o da ne! biri sağ şeritte varolmuş dörtlüleri yakmış sizi sağdan geçmeye çalışıyor oysa ki az önce orada değildi.

    bir kazaya sebep oldunuz çünkü ne hız sınırı tanıdılar, ne kural, ne de adap. hiçbir sağlıklı insan başka bir canlının gereksiz yere ölümüne sebep olmak istemez. hayatınız boyunca bu anı unutamayacaksınız.

    bazı yüksek hacimli spor motosiklet kullanıcıları maalesef karayollarını pist gibi kullanmaya çalışıyor. aşırı sürat ve ani hareketlerden hiç çekinmiyor ve çok acı sonuçlar doğurabileceğinin farkında değilmiş gibi davranıyorlar.

  • gunu bok gibi gecmis binbir dert tasayla gunu bitirmis
    gunu bitirirken de pili bitmis bir babanin

    sizip kaldigi koltukta
    boyu 90 santim olan 2 yasindaki oglunun

    kendi boyundan buyuk yastik bir elinde
    diger eliyle basini koydugu sert koltuk kolcagindan ayirmaya tum gucuyle israr ettigi

    babanin o sersemlikle

    n`oluyoruz lan
    deyip gozunu actiginda ogluyla gozgoze gelip

    baba yassik baba yassik
    lafini duydugu andir.

    ki omre bedeldir.

  • sözlükten bir avukat ön ayak olursa, sözlükteki atatürk'ü aşağılayıcı yazıları kapsamında pazartesi suç duyurusunda bulunacağım, keza üniversitesi ve öğretim kadrosuna da e-mail ile bilgilendirme geçeceğim.

  • flatiron binası stil olarak gerici olarak değerlendirilmekteydi. yerinde daha önce rönesans tarzında süslemeleri olan üçgen bir bina vardı.
    woolworth binası ve onun yapımını takip eden diğer binalar gibi flatiron binası da gotik ve rönesans motiflerinin coşkun karışımını yansıtmaktadır. flatiron binası, 19. yy’ın sonlarında kule şeklinde yapılar tasarlamak üzere paris’te ecole des beaux-arts’da eğitilen mimarların stilinde tasarlanmıştır. 22* kat, klasik yunan sütunu şeklinde başlangıç, orta ve son olmak üzere 3 bölümden oluşmaktadır. geniş pencereler ve ilk üç katın rustik kireçtaşı binayı sıkıca tutar. ince bir kornişin üzerine geçirilmiş çok süslü arkları ve sütunları olan iki kat ise sonuçta tatmin edici bir görüntü oluşturmuştur.
    burnham*’ın geleneksel olmayan tasarımı sayesinde liriksel bir yapıda olan flatiron binası, düzensiz yerleşim yerine göre oldukça başarılı olarak değerlendirilmektedir. burnham*, serbest duran muazzam bir sutun görüntüsü yaratmak amacıyla, keskin bir köşe oluşturmak yerine binanın bitişini yuvarlaklaştırmıştır. dimdik duran bu heyecan verici üçgen kulenin en tepe noktaları arasındaki mesafe sadece altı feet genişliğinde olup binanın gerisinden ayrı bir görüntü teşkil eder, fakat binaya bağlıdır da.