hesabın var mı? giriş yap

  • pardon da ne bekliyordunuz ?? insanların ciddi ciddi 18 gün boyunca kapıya kilit vuracağını mı sandınız??

    eğer şartlar eşit olsaydı insanlar da ona göre hareket ederdi. turiste serbest vatandaşa yasak, zengin otelde yazlıkta teknede fakir 2 odalı evinde insanlar çalışmaya devam ediyor.

    vazgeçin artık şu insanları linç etmekten aşısı olan bir hastalık için niye kapanıyoruz halen hele ki bütün ülkeler yavaş yavaş normalleşiyor. ondan sonra açık havada yürüyüş yapan çocuğunu gezdiren insanları linç edin aynen tek sorumlu onlar.

    edit: bunu da buraya bırakıyorum. sonra lince devam edersiniz.

    (bkz: 2 mayıs 2021 antalya'daki otel partisi)

    https://twitter.com/…tatus/1388907813020348416?s=21

  • hatta altinlari kulce kulce bulmuslar. hemen yaninda da dogalgaz bulmuslar. tarlanin kosesinde de brent petrol varmis

  • baya bi sıkıntılıyım dün akşam, buralar gereksiz ayrıntı. moda sahil'de oturdum biraz, eve dönmek üzere yoldayım yürüyorum. saat 8.30-9 arası bişey.

    - alo kızıııım?
    - efendim baba
    - ne var ne yok bakim napıyosun?
    - iyiyim baba sağol... (derken burada ağlamaya başlıyorum) sen nasılsın?
    - haydaa... noldu kızım birden şimdi? dün sınavın varmış kötü mü geçti?
    - yok baba ya öyle canım sıkkın işte.
    - işyerinde biri sana bişey dediyse hemen yarın ilk iş ayrıl ordan. anında ayrıl.
    - yok ya valla öyle bişey yok, canım sıkkın işte.
    - bak ben bu gece uyuyamam, 11'de filan uçak vardır kesin, geliyorum ben oraya.
    - ya baba deli olma bi dur, işin gücün var
    - ya işi gücü batsın, ben rahat etmem burda böyle valla geliyorum.
    - yok baba gelme gerçekten gerek yok.
    - e peki sen yolun ortasında niye ağlıyosun?
    - baba anlatılacak bişi yok ki, bi an "ben nolucam" diye düşünüp kaygılandım, ondan...
    - tamam bana anlatmak istemiyosun ama anlatmanı isterdim. neyse ben seni sonra ararım hadi sen şimdi eve git bi elini yüzünü yıka.
    - sağol baba ama üzmiyim seni, vaktini de alıyorum hem
    - vaktimi almak ne demek yavrum, biz sana canımızı vermişiz, vakit de neymiş, sıpaya bak.

    bi saat sonra filan...

    - kızım naptın evde misin?
    - evdeyim baba, odamda oturuyorum.
    - sen kocaman kızsın, okulunu bitirdin meslek sahibi oldun, yolun ortasında ağlaya ağlaya yürüyecek kadar ne üzdü seni?
    - ya baba bu mudur yani, evde ağlasam bu kadar üzülmicek misin, sorun yolda ağlamış olmam mı?
    - yok tabiki öyle değil de, çok endişelendim, çok üzüldüm. şimdi bak, sen gençsin, hayattan beklentilerin var. doğrudur. kadınsın, incinmişsindir, olur öyle şeyler. ama bak bir düşün, kendi koşullarını üst üste koyup bir bak, dünyada 3.5 milyar kadın var desek sen onların çok küçük bir bölümünün içindesin. kendini sakın yalnız hissetme, ben şu an bile atlar gelirim senin yanına.
    - sağol baba.

    *
    ki gelir. gelmişliği vardır.
    gitmişliği olmasın.

    *
    acil update:

    babam "acem kızı" türküsünü çok sever, ona atfen "siz ağlarken gözünğzden inci mercan dökülüyor" der bize (ablamla bana) hep. tam entry'yi yazdım, başka bir başlıkta yine babamsal bişey daha yazdım, gönderdim okudum, gözlerim oldu yine, telefonuma babamdan mesaj geldi:

    "yumdukça gözlerinden düşen mercanlar
    bilesin ki bizleri hep yaralar" diye.

    böyle bir babası olduktan sonra bir kadının, sevgilisinin başını tabi ki yer "sen beni sevmiyosun, hiç romantik değilsin" diye. *

  • monkeypox (maymun çiçeği), maymun çiçeği virüsü ile enfeksiyonun neden olduğu nadir bir hastalıktır. monkeypox virüsü, poxvirus ailesindeki orthopoxvirus cinsine aittir. orthopoxvirus cinsi ayrıca variola virüsünü (çiçek hastalığına neden olur), vaccinia virüsünü (çiçek hastalığı aşısında kullanılır) ve sığır çiçeği virüsünü içerir.

    monkeypox ilk olarak 1958'de araştırma için tutulan maymun kolonilerinde çiçek benzeri bir hastalığın iki salgını meydana geldiğinde keşfedildi, bu nedenle "maymun çiçeği" olarak adlandırıldı. insanlarda ilk maymun çiçeği vakası 1970 yılında demokratik kongo cumhuriyeti'nde kaydedildi. o zamandan beri, kamerun, orta afrika cumhuriyeti, fildişi sahili, demokratik kongo cumhuriyeti, gabon, liberya, nijerya, kongo cumhuriyeti ve sierra leone gibi orta ve batı afrika ülkelerinde maymun çiçeği vakaları bildirilmiştir. enfeksiyonların çoğunluğu demokratik kongo cumhuriyeti'nde gerçekleşmiştir.

    maymun çiçeğinin doğal rezervuarı bilinmemektedir. bununla birlikte, afrika kemirgenleri ve insan olmayan primatlar (maymunlar gibi) virüsü barındırabilir ve insanları enfekte edebilir.

    belirti ve bulgular:
    insanlarda, maymun çiçeği semptomları çiçek hastalığı semptomlarına benzer ancak onlardan daha hafiftir. monkeypox, ateş, baş ağrısı, kas ağrıları ve yorgunlukla başlar. çiçek hastalığı ve maymun çiçeği semptomları arasındaki temel fark, maymun çiçeğinin lenf düğümlerinin şişmesine (lenfadenopati) neden olurken çiçek hastalığının buna neden olmamasıdır. maymun çiçeği için kuluçka süresi genellikle 7-14 gündür ancak 5-21 gün arasında değişebilir.

    hastalık şu şekilde başlar:

    ateş
    baş ağrısı
    kas ağrıları
    sırt ağrısı
    şişmiş lenf düğümleri
    titreme
    yorgunluk

    ateşin ortaya çıkmasından 1 ila 3 gün sonra (bazen daha uzun) hastada, genellikle yüzde başlayan ve vücudun diğer bölgelerine yayılan bir kızarıklık gelişir.

    lezyonlar düşmeden önce aşağıdaki aşamalardan geçer:
    makül, papül, vezikül, püstül, kabuk

    (tek tek bunlar ne diye bakmak istemeyenler için; kızarıklık ile başlar, kabartı oluşur, iltihaplanır, kabuk bağlar ve iyileşir.)

    hastalık tipik olarak 2-4 hafta sürer. maymun çiçeğinin afrika'da, yakalanan her 10 kişiden 1'inde ölüme neden olduğu görülmüşür.

    bulaşma:
    kontamine olmuş bir hayvan, insan veya materyalden temas ile bulaşır. virüs vücuda derideki çatlaklar (görünmese bile), solunum yolu veya mukoza zarları (gözler, burun veya ağız) yoluyla girer. hayvandan insana bulaşma, ısırma veya tırmalama, vahşi hayvan etleri (bushmeat), vücut sıvıları veya lezyon materyali ile doğrudan temas veya kontamine yuvalar gibi lezyon materyali ile dolaylı temas yoluyla gerçekleşebilir.

    insandan insana bulaşmanın damlacık yoluyla gerçekleştiği düşünülmektedir. solunum damlacıkları genellikle çok fazla hareket edemez, bu nedenle bulaşma için uzun süreli yüz yüze temas gerekir. diğer insandan insana bulaşma yöntemleri arasında vücut sıvıları veya lezyon materyali ile doğrudan temas ve kontamine giysiler veya çarşaflar gibi lezyon materyali ile dolaylı temas yer alır.

    maymun çiçeğinin rezervuar konağı (ana hastalık taşıyıcısı) hala bilinmemektedir, ancak afrika kemirgenlerinin bulaşmada rol oynadığından şüphelenilmektedir. maymun çiçeği hastalığına neden olan virüs, doğada bir hayvandan yalnızca iki kez elde edilmiştir (izole edilmiştir). ilk örnekte (1985), virüs, demokratik kongo cumhuriyeti'nin ekvator bölgesi'ndeki hasta bir kongo ip sincabından elde edilmiştir. ikincisinde (2012) virüs, fildişi sahili tai ulusal parkı'nda bulunan ölü bir bebek mangabeyden izole edilmiştir.

    maymun çiçeği virüsü ile enfeksiyonu önlemek için alınabilecek bir dizi önlem vardır:

    *virüsü barındırabilecek hayvanlarla temastan kaçının (maymun çiçeğinin meydana geldiği bölgelerde hasta olan veya ölü bulunan hayvanlar dahil).
    *hasta bir hayvanla temas etmiş herhangi bir malzemeyle temastan kaçının.
    *enfekte hastaları, enfeksiyon riski altında olabilecek diğerlerinden izole edin.
    *enfekte hayvanlar veya insanlarla temastan sonra elerinizi sabun ve suyla yıkayın veya alkol bazlı el dezenfektanı kullanın.
    *hastalarla ilgilenirken kişisel koruyucu ekipman kullanın.

    *fda tarafından onaylanan, jynneos (ticari olarak imvamune veya imvanex olarak da adlandırılır) adlı inaktif aşının, maymun çiçeği virüsüne mesleki olarak maruz kalma riski taşıyan kişilerde kullanılması konusu bağışıklama uygulamaları danışma komitesi tarafından değerlendirilmektedir.

    tedavi
    maymun çiçeği virüsü enfeksiyonu için kanıtlanmış, güvenli bir tedavi yöntemi yoktur. maymun çiçeği salgınını kontrol etmek amacıyla çiçek hastalığı aşısı, antiviraller ve vaccinia virüsü antikoru kullanılabilir.

    kaynak: cdc

  • işyerinden bir arkadaşımla otobüsteyiz. ben cam kenarındayım, dalmışım, müzik dinliyorum.

    - ne dinliyorsun?
    - (kulaklığı çıkar) ney?
    - ne dinliyorsun?
    - müzik dinliyorum.
    - kim?
    - teoman.
    - hee tamam, devam et sen.
    - tamam.

    bir süre sonra:

    - teoman'ın bi şarkısı vardı ya hani?
    - (kulaklıkları çıkar) efendim?
    - teoman'ın diyorum bi şarkısı vardı.
    - evet?
    - geçen gün dilime dolandı, bi hafta aynı şarkıyı söyledim durdum.
    - öyle mi? hangisiydi?
    - şeydi. ıı... şey. çıkaramadım şimdi.
    - hmm.

    bir süre sonra:

    - rüzgar gülü nasıldı? mırıldansana biraz.
    - rüzgaar gülü rüzgaar gülü... hiç ölümü düşündün mü? bir yaz günü bir yaz günüü...
    - ı ıh cık bu değildi.
    - düet miydi?
    - yok düet değil, teoman tek söylüyor.
    - paramparça mı?
    - nasıldı o? mırıldansana biraz.
    - bir bar taburesi üstündeee babamın öld...
    - ı ıh cık bu değildi.
    - gönülçelen mi?
    - nasıldı o? mırıldansana biraz.
    - gönülçeleeen gönülçeeleeennn...
    - yok bu da değildi ya.
    - neyse koray, hatırlarsın bi ara. zaten böyle şeyler bi anda gelir aklına, düşününce bulamazsın.
    - sağol keyfe yani çok yardımcı oldun!
    - abi sordum o değil bu değil, hatırlamıyorsun ben ne yapayım?
    - bi iki tane daha söyle, bulacam. hissediyorum.
    - (öff pöff) kupa kızı sinek valesi mi?
    - hayır ya! ne alakası var ya?
    - e olm teoman şarkısı işte... meşhur.
    - nasıldı o? mırıldansana biraz?
    - baksana, sen teoman'ı tanıdığına emin misin?
    - eminim tabii.
    - hee. aklıma başka şarkı gelmiyor. gelince söylerim.

    bi süre sonra...

    - ben bulamadım. sen buldun mu?
    - neyi?
    - aklıma takılan şarkıyı?
    - koray şarkı senin aklına takılıyor, zihni ben kurcalıyorum. bence bi sonuç alamayız bundan.
    - off ya... neydi o şarkı?

    yol bitmeye yakın:

    - buldum. iki yabancı! birlikte ama yaaalnız ikiiii yabancııııyız.
    - (ulan) hani düet değildi?
    - düet mi de bu?

    ...

    teoman müziği boşuna bırakmadı, arkadaşlar.

  • sahte parfüm hapşırmaya yol açar, orijinal açmaz gibi şeyler doğru değil. cilde zarar konusu da doğru değil. bu sizin bünyenize bağlı alerjik bir reaksiyondur.

    mesela bende amouage jubilation böyle bir şeye neden oluyor. yine costume national markası da nedense genelde bu tarz sorunlara bünyemde neden oluyor.

    kokunun kalıcılığı da alakalı değil. hatta genelde sahte parfümler daha kalıcı olur. iki saat kalan yüzlerce orijinal parfüm vardır. zaten 6 saati geçenler tüm parfümlerin belki yarısı dahi etmez.

    aynı zamanda bir kokunun iki farklı batch’i farklı performanslara sahip olabilir. ya da üretim yılı farklıdır ve arada çeşitli nedenlerle reformüle olmuştur. bu nedenle sadece performans değil koku profili dahi değişmiş olabilir.

    işin özünde orijinal sahte arasında farkı şuradan anlayabilirsiniz:

    1) fiyatı

    sephora, boyner gibi yerler bir parfümü genelde daha pahalıya satarlar. genelde güvenilir başka yerlerden %20-30 daha ucuza bulabilirsiniz. lakin (kimsenin almadığı, satılmayan, stoklardan çıkarılmaya çalışılan bir parfümü indirimli almıyorsanız) daha yüksek oranda bir indirim varsa oradan hızla uzaklaşın.

    2) şişe ve sprey.

    bunu anlaması çok zor. kimi zaman orijinal parfümlerde dahi şişe ve kutu tasarımları az da olsa değişiyor. yine de sahte parfümler genel bir kalitesizlik hissine sahip oluyorlar.

    3) koku

    başladığı gibi biten tek boyutlu derinliğe sahip olmayan orijinal parfümler söz konusu olsa da genelde açılış, orta ve dip notaları hissedersiniz.

    tabii, herkes hissedemez. burada en kolay anlayacağınız nokta açılış notalarından orta notalara geçerken yaşanan koku değişimi.

    genelde sahte parfümler burada çuvallar ama hepsi değil!

    4) tester

    tester bir ürün alıyorsanız %99 sahte parfüm alıyorsunuzdur.

    5) satıcı

    bunun dışında demek gerekir aslında ilk başta kaynağın güvenli olması gerekir. geçen sene elime iki “moschino toy boy” geçti.

    biri orijinal diğeri ise sahteydi. eminim ki sahte olanı bu konuda fikir veren hemen hemen herkes orijinal zannederdi.

    şişesi sorunsuz, nota değişimleri beklendiği gibi, koku güzel. yani her şey olması gerektiği gibiydi. ama koku sahteydi.

    yine de bırakın forumu, parfüm forumlarında on binlerce liralık koleksiyonu olanlar dahi sahte olduğunu anlamadan aynı parfümü kullandılar.

    benim anlama nedenim ise bu kokuyu daha önce koklamış ve uzun süre kullanmış olmam sayesindeydi.

    orijinal parfüm açılışta daha yoğun baharatlı bir gül ile açılırken sahte parfümde yine aynı açılış olmasına karşın gül olması gerektiğinden biraz daha öne çıkıyordu.

    bu da sadece yirmi dakikalık bir açılışı işaret ediyor. sonrasında zaten neredeyse aynı kokuyorlar.

    bu kokuyu daha önce denememiş birisi istediği kadar tecrübeli olsun sahte olduğunu anlayamazdı.

    bu nedenle daha ilk anda nereden aldığınız da önemli.