hesabın var mı? giriş yap

  • 90lı yılların ortalarına kadar süren acaip bir dönemdi. liseliler bilmez, sokakta elinde tefle çingene bir adam yanında kocaman bir boz ayıyla gezerdi. şimdi 48 ay banka kredisiyle alınmış yüzlerce arabanın doldurduğu sokaklarda kedi görmek bile zorken böyle bir sahneyi tahayyül etmek fazla sürreal kalıyor.

  • "avrupa birliği neden mültecileri almıyor" gibi abuk sabuk bir rte beyanından daha mantıklı olan bir cümle.

  • küçükken maddi sıkıntılar sebebiyle evden dışarıya iş yapıp üç beş kuruş kazanırdık, bütün aile akşam yemeğinden sonra oturup harıl harıl malı yetiştirmeye çalışırdık, vidalar ve başka parçaları birbirine geçirip ucunu somunla sıkıştırıyorduk sonra onlar bitince boyuna göre kolilere yerleştiriyorduk, bir akşam mallar bitti, babam kolileri apartmanın girişine taşıyacak, babamın bacağından siyatik vardı o yıllar, canı çok yanıyordu, merdivenlerde kolinin biri altından patladı, bütün vidalar şangır şungur merdivenlere saçıldı, canım babacığım o yorgunluk, stres ve çocuklarının, eşinin yapmasını hiçte yapmasını istemediği bişeyin verdiği çaresizlik ve üzgünlükle merdivenlerde kahrolmuştu, o an dünyanın en mutsuz insanıydım, babamın bu kadar üzülmesi, yüzündeki çaresizlik beni kahretmişti. babam üzülmesin diye o an ağlamamıştım ama hıçkıra hıçkıra ağlamak istemiştim.

    o hallerin üstünden çokta uzun olmayan bir süre sonra babam kanserden vefat etti. şimdi çok şükür kendimize ait bir evimiz var, bu ay faturaları nasıl ödeyeceğiz diye strese girmiyoruz. akşamları yorgun argın işten gelip, bizi sevip, sarmalayan bir babamız yok, sonsuza kadar akşamları evde vida somunlayıp, 35 katlı bir apartmanda o kolileri ben taşısam keşke, gerçek garibanlık parasızlık mı babasızlık mı, elbette küçük bir çocuğun babasız kalması.

  • yol verelim vermesine de ;

    sorun olan hızlı gelmesi, selektör yapması veya çok uzaklardan yol istemesi değil ki!

    sağ taraf müsait değilken bile bu ısrarını sürdürmesi, kıçına yanaşıp resmen trafikte taciz etmesi ve yol güvenliğini tehlikeye atmasıdır...

    olay bmw, mercedes, audi, vs. olayı değil yani...

  • seni kaybetmek istemeyiz diyip arkadan iş cevirme he :) adam size teklif sunmus, tehdit değil. zam alamadığı için kendince cözüm bulmus. gidip görüştüğü yeri arayıp işine mani olmak da hiç etik değil. belki calısma saatleri dısında yada ögle arasında görüşme yaptı? he calısanın tek salaklıgı görüştüğü yeri söylemesi. sizin kücümsediğiniz 400 tl onun için cok önemli bir para belki de. iki yüzlüsünüz. dakika bası arayıp mobbinge devam edin, umarım calışanınız dava açar.

  • islamla taşşak geçen siyasal islamcıların bir başka iddiasıdır...

    he amk he aynen
    başkasının hakkını yemek hoş değilmiş

    hoş değil dediği şey, kuran'da affı olmayan tek günah
    bak dinlerini bile büküyorlar sırf akepe'ye laf gitmesin diye

    ekleme: altta gene gelmiş biri affedilmeyen tek günah hak yemek değil diyor.
    kuran oku olm kuran oku, allahın diyor ki bana kul hakkı ile gelme, hak yediğinden isteyeceksin yani affetmiyor kendisi.
    olm inandığınız dini bile bilmiyorsunuz ya gerçekten komedi bir de aklamaya çalışmış bu hak yemeyi, olm siz müslüman mısınız gerçekten?
    adam diyanete değil bana laf ediyor uydurulmuş diye. komedi yemin ediyorum komedi, akepe allah'dan büyük bunlar için yeter ki laf gelmesin padişahlarına

  • tatlı kardeşim de küçükken bu kategoriye birkaç kelime katmıştır.

    mupçak - mutfak
    nüpçen - lütfen
    babba - battaniye

    bunun yanı sıra daha da ilginci,
    bassa - kaplumbağa

    olayın hikayesi de şöyledir: daha yeni yeni adım atmaya başlayan kardeşim, ortalarda koşmak, dolaşmak istemektedir. bunun üzerine teyzem onu etrafta dolaşmaya çıkarır. bir de ne görsün bizim ufaklık, bir kaplumbağa... büyük bir heyecan duyar ve hemen kaplumbağanın üzerine çıkıp tepinmek ister. bu sırada teyzem, "basma!" diye bağırır. işte bu olaylar zinciri sonunda kardeşim, kaplumbağayı "bassa" olarak öğrenmiş olur. ve günlerce, olay her aklına geldiğinde çılgınca, yüzü kıpkırmızı olana kadar "bassaaa" diye bağırıp heyecanlanmıştır kendisi.