hesabın var mı? giriş yap

  • “bu ülkede gemiler seferlerini durdurdu. herkes ekmek kuyruğuna girdi. doktorlar iş bıraktı, doktor bulamadık.” diyen dayılar ne zaman gelir? o dayılar biz mi olacağız?

  • ben de bulaşığı yıkayıp sarı bezi tezgaha serdikten sonra bi cigara yakıp aynen bu şekilde tv'nin karşısına geçiyorum. ama haşortmanla.

    atam ülke kurmuş takımla uzanmış. yaptığı temizliğin de haddi hesabı yok.

    (bkz: kalp)

  • "...her maça ülkenin milli takımını kaos içnde hazırlamayı vazife edinmiş, kendisi ile çekişen, hatta söylediklerinin anlamını çözemez hale gelen bir ombudsman izlenimi veren, ülke içinde tartışılır hale gelen, saygıyı, sevgiyle değil de korku ve tehditle almaya çalışan sayın fatih terim, son 3 yıldır hiçbir şey vermediğin türk futboluna belki de en iyi katkıyı emekli olarak verebilirsiniz..."

    http://sosyal.hurriyet.com.tr/…inanmiyoruz_40244230

  • şu anda onun şehrinden kendi şehrime giden bir otobüsün 21 numaralı koltuğunda yazıyorum bunu. onu başka bir şehirde bırakıp tekrar beni kimsenin beklemediği o eve gidiyorum...virusten dolayı 3 aydır onu göremedim... geçen cuma biraz umut ve koskoca bir korku ile yanına geldim. acaba beni unutmuşmudur diye korktum... çok korktum... bu dünyadan yok olup gitmeye razıyım... yeter ki beni unutmasın... mutfakta yerde oturmuş bebeklerin o mutfak eşyaları ile oynama rituelini gerçekleştiriyordu... kızım dedim... bana baktı bir an... elindeki eşyaları düzenli ve sakin bir şekilde bıraktı elinden. ayağa kalkıp bana yürüdü ellerini uzattı. kucağıma aldım. başını omzuma koyup defalarca baba dedi... sonra bana evdeki insanları tanıtmaya başladı. anne anne, dede , teyze.... diye.. sanki ben onları tanımıyorum gibi... sonra bana odasını gösterdi oyuncaklarını. sonra otur dedi oyuncak oynayalım... bir odada 6 7 kisi otururken ben ayağa kalkınca baba otur diyor. giderim yine diye... otur... maalesef 4 gün sonra otur dese dahi oturmadan yola çıkmak zorunda kaldım... dün gece onu ben uyuttum annesinin 4 aylıkken uyuturken dinlettiği ninniyi açtım... gülümseyerek uyudu... 25. mayıs tarihinde vefat etmişti annesi.. üzerinden 1 25 mayıs daha geçti...

  • kendimle giriştiğim bu muhabbet yüzünden affetmediğim kişi, unutmadığım üzüntü, boşvermediğim olay yok.

    laf lafı açarken -ki ucu bucağı cidden olmuyor- bir bakıyorum, "amaan ne büyütüyorum ki, vardır bir sebep bunda da" deyip, başka şeylere odaklanmışım. kendime en iyi teselliyi ben veriyorum, kendime en acımasız eleştiriyi ben yapıyorum, hayır kendimi de en iyi ben savunuyorum kendime.

    bazen araya başka kendimler karışıyor, sesi cılız çıkan ya da sesi tüm seslerimi bastıran kendimler bunlar. sonra bir fark ediyorum hepsimi toplasam ancak bir ben ediyorum ve kendimi bu bir sürü kendimli halimle kabul edip (sevmek demeyelim) uykuya geçiyorum (bazen geçemiyorum).

    sonuç itibariyle her şeyiyle güzeldir aslında, insanın kendini tanımasına yarar ve iç seslerine kulak vermesine olanak tanır. kendini dinleyen, başkalarını da dinlemeyi öğrenir; en zoru kendini dinlemektir çünkü.