hesabın var mı? giriş yap

  • ne zaman bahsi acilsa anacigim aklima gelir. 6 yasinda uc kizkardesle yetim kalmistir annem. babasi kardesi icin canindan olmus, ama geride kalanlar mal derdine dusmus, anneannemi karanlik bir odaya dört cocuguyla mahkum etmislerdir. anlatirdi hep, dolapta kitli vita yagini, ekmege sürmek icin kivrandigini, gazeteyle kapladigi defterine komurle yazdigini, okulda yakmak icin tezek, kalemsekerle değiştirmek icin yumurta caldigini ahirdan.

    köyde herkes dugunde ayni gelinligi giyermis. cok zayif oldugundan gelinligin altina iki kat esvap giydigini, gene de yetmedigini, istanbul'a bir kat yatak, bir çuval bulgurla göçtüklerini sonra, tencerede pisirip kapaginda yediklerini, evde hali yokken babamin tutup masa alip geldigini, bozaci sokaktan boozaaa diye bagirip gecende korkudan isiklari sondurdugunu, bana hamileyken komurluge odun tasimalarini, yalniz kalmalarini, yol gozlemelerini... sonra da butun cilesi biz olduk iste, yedirip icirdigi yetmedi bir de calisti didindi biz okuyoruz diye. tam bizim bi faydamiz dokunacakken de kus oldu uctu. kafeslere carpmaktan yorulmustu cok. belki de denizlerde yuzuyor. bilmem ki simdi cilen doldu mu anacigim?

  • melbourn-avusturalya müzesinde sergilenen 57nci alay sancaginin tanitim plaketinde sunlar yazmaktadir:
    "bu alay sancagi gelibolu savas alanindan getirtilmistir, ama esir edilmemistir. türk ordusu'nun geleneklerine göre bir alayin sancagi, alayin son eri ölmeden teslim edilemez. bu sancak, sonuncu muhafizin da altinda ölü olarak yattigi bir agacin dalina asili olarak bulunmustur. kahramanlik timsali olarak karsinizda duran bu türk alayi sancagini selamlamadan geçmeyin."

    kur'an-i kerim'de şehitler hakkinda söyle bir ayet var:
    "şehitlere ölüler demeyin. bilâkis onlar diridirler, fakat siz onu anlayamazsınız."

    selam olsun 57nci alayin kahraman erlerine.

  • olaya polisiye dizi izleyicisi gibi yaklaşırsak, alec baldwin toplam kaç el ateş etti bilmiyoruz, ama en az iki el ateş ettiğini biliyoruz, çünkü sadece görüntü yönetmeni değil yönetmen de vurulmuş. hadi boş olduğunu bilmiyordu, neden birinci kurşun patladığında durmayıp ikinci kez tetiğe bastı. dahası boş arazideyken nasıl her ikisinde de birilerine rastlattı?

    eğer sadece bir kez ateş edilse ve bir kişi vurulsa kaza deriz, silah doluymuş, elinde oynarken yanlışlıkla tetiğe dokunmuş ve o doğrultudaki kişiyi kazayla vurmuş.

    ama iki kişi vurulmuş. bu durumda en az 2 el ateş etti ve 2'sinde de hedefi bulan bir kaza sözkonusu. orada onlarca asistandır, sette dolaşan şofördür, dekorları tamir eden adamdır, şudur budur, belki onlarca insan varken onlar değil, kurşunların biri yönetmeni biri de görüntü yönetmenini (yani ana kameramanı) bulmuş, iyi ki senarist orada değilmiş.

    eğer 2 el ateş edip iki kişiyi vurmadıysa, mesela 3-4-5 el ateş ettiyse ve kaza ile 2 tanesi boşluğa değil insanlara rastladıysa bu kez 1. soru tekrar gündeme geliyor, neden bu kadar çok el ateş etti ve kurşunların gerçek olduğunu anlamadı mı, niye durmadı, bu nasıl kaza olabilir?

    yani ya 2'de 2 gibi tutturması gibi tesadüfle açıklanması zor bir durum var, ya da daha fazla ateş ettiyse elindekinin gerçek olduğunu anlayamayan, defalarca sağa sola rastgele ateş eden ve durmayan biri var, ki bu da başka bir zor durum.

    en iyi ihtimal alec baldwin'in oyun olsun diye sağa sola rasgele tetik çekip ateş etmesi, ilk seferlerde sadece sesinden, tabancanın kuru sıkı olmadığını anlayamaması ve ancak 3. 4. kurşunlar birilerine isabet edince kafasının basması.

    ama her halukarda kuru sıkı da olsa, geyiğine de olsa, rastgele, gösteriş için ve tedbirsizce etrafa ateş etme numarası yapması gibi bir durum olmalı.

    sevdiğim de bir oyuncudur. üzüldüm kendisine.

  • resmin nasıl yapılacağını anlatmayan öğretmenlerdir. şunu çiz derler, bayramda yaptıklarımızı resmedin derler. ama nasıl? sulu boya nasıl kullanılır, yağlı boya nasıl kullanılır, pastel boya nasıl kullanılır. çalakalem yapar herkes.

    bugün fark ettim ki suluboya yaparken suya çok az daldıracaksın, boyadan çok alacaksın. halbuki okulda tam tersini yapar öğrenciler ve iğrenç resimler ortaya çıkar.

    ortaokulda bir resim yapmıştım, öğretmen bu insanlar havada mı demişti. sadece eleştirmeye yararlar. acaba bu ülkeden niye ressam çıkmıyor diye hiç düşünüyorlar mı?