hesabın var mı? giriş yap

  • ciddiyetsiz bir ordu. tam iki saattir bekliyoruz ankara ovasının soğuğunda. 10 bin kişi it gibi titriyoruz yeminle. sümüğümüz burnumuzda donuyor. aa bir baktık bizim düşman ordusu hiçbir şey olmamış gibi sallana sallana geliyor karşı tepenin ardından. şeytan diyor, 'sok şu mızrağı göğüslerinin ortasına'... o derece sinirlendim yaa !!

    tam iki hafta önce haberleşmişiz. elçiler göndermişiz karşılıklı. gününü, saatini, yerini belirlemişiz. arsa sahibine kapora vermişiz. her şeyi ayarlamışız. ama bu nasıl bir laubalilik, nasıl bir ciddiyetsizlik anlamıyorum. yahu 'savaşmayacağım, canım istemiyor' de anlarım. zorla çağırmadım ki buraya sizi. ama kardeş ülke işte. atsan atılmaz, satsan satılmaz. karakteri böyle bunların. savaşın başlamasına 5 dakika kala 'fazla mızrağı olan var mı' diyen adamlar bunlar. acımayacaksın böylelerine işte ama neyse... biz onurumuzla savaşımızı yapalım.

    - hücuuum !!!

  • saçma sapan karşılaştırma.. mesela rus kızları mı, türk kızları mı diye sorsalar; ben, düşünmeden türk kızları derim.. çünkü düşünsem, rus kızları derim.

  • kızcağız döne döne boyun fıtığı olmuş, aynı dinde bi kaç ay kalınca ağrı sızı kalmadı bak. doğru bir beyanat.

  • latince "concertare" - çarpışmak, rekabet etmek, yarışmak anlamına gelen, solo çalgı ve orkestra için yazılmış virtüözite karakterli enstrümantal eserdir.

    16. yüzyılın sonlarına doğru vokal kilise müziği aracılığıyla ortaya çıkmıştır. venedik okulunun büyük temsilcisi giovanni gabrieli, enstrümantal eşlikle seslenen dini yapıtlarında iki koronun arasında yankılar, dinamik karşılaşmalar ve yarışlar kullanmıştır.

    solo çalgı için ilk konçerto, italyan barok bestecisi giuseppe torelli tarafından yazılmıştır. daha sonra corelli, vivaldi, bach ve handel gibi bestecilerle birlikte konçerto büyük bir gelişim sürecine girmiştir. klasik dönemde haydn ve mozart'ın öncülüğünü ettiği yeni formal yapı ile birlikte, zirvesini beethoven ile yaşayan konçerto, daha sonra neredeyse tüm besteciler tarafından kullanılan bir müzik biçimi haline gelmiştir.

    konçerto, klasik-romantik geleneklere göre üç veya dört bölümlü olarak bestelenir. ilk bölüm genelde sonat allegrosu formunda olmaktadır. ilk olarak liszt, üç yada dört bölümlü kurguyu tek bir bölüme indirgeyerek farklı bir konçerto geleneği başlatmış ve saint-saens gibi dönem bestecileri bu yeni gelişmeyle tek bölümlü konçertolar yazmışlardır.

    büyük rus besteci çaykovski, konçertoyu şöyle tanımlar: "bu müzikte söz konusu olan iki eş değer kuvvettir. yani tükenmez tınılarla zengin ve son derece kudretli orkestra ve onunla mücadele ederek galip gelen küçük, gösterişsiz fakat ruhen güçlü olan bir rakip."

    konçertoda kadansı ilk kullanan besteci beethoven olmuştur. romantik dönemde yazılan konçertolar, çalgı tekniğini aklın alamayacağı derecede genişletmiştir. bu dönemde özellikle schumann, brahms, çaykovski, chopin ve saint-saens gibi bestecilerin konçertoları önemli yer tutmaktadır. fakat rahmaninof'un piyano konçertoları, tüm müzik literatüründe ayrı bir öneme sahiptir. bu eserler, konçerto biçimine yeni bir nitelik kazandırmıştır. bestecinin bu yapıtları aslında solo piyano ve orkestra için senfonilerdir. senfonideki dramaturji ve büyük kurgu, bu eserlerin temelini oluşturmaktadır ve senfonik konçertant türüne kapı aralamıştır.

    20. yüzyıl bestecileri de konçerto tarzına yeni bir soluk getirmek için sürekli çabalamışlardır. ravel, prokofyef, bartok gibi besteciler son derece parlak ve üstün nitelikli eserler vermişlerdir. hatta ravel ve prokofiev sırf sol el için piyano konçertoları bestelemişler, gershwin blues etkileri taşıyan bir piyano konçertosu ve rhapsody in blue adlı eserini yazmıştır.

    stravinski, şostakoviç, berg gibi besteciler de bu dönemde dikkate alınması gereken konçertolar bestelemişlerdir. türk bestecilerden ulvi cemal erkin ve ahmet adnan saygun'un yazdığı muhtelif konçertolar, bu yüzyılda parmakla gösterilen yapıtlar arasında başı çekmektedir.

  • ülkedeki insanların yaya'ya bakış açısı bu. gaza basacaksın geri çekilecekler, yol vermek mi? güldürme beni. şöförlerin yaya görünce hızlandığı anlayış bitmedikçe bunların başımıza gelmesi oldukça olası.

  • kuralın, takımlar en iyi kadrosuyla sahaya çıkar kısmını anlamadım .

    neye göre kime göre, teknik direktör en iyi kadrom bu amk derse kim itiraz edecek, teknik direktörler niye var.
    kadroyu uefa yapsın o zaman,.

    uefa, ceza verip hükmen mağlup mu ilan edecek. adamlar zaten yenildi, iyice mi yenilecekler.

    kural saçma cezası daha saçma, iyice yenilmek.