hesabın var mı? giriş yap

  • vay amk
    aktroll tiksindim senden
    ekleme görsel
    ilk yazı bu idi.
    silmiş kaçmış. sanırım vitaminsiz gobelsin ekibinden vasat bir arkadaş idi
    görsel ve kaçak ihbarı için @etsiz cig kofte olmaz a teşekkürler

  • bir tur daha dönüşüp yeniden erkek olurdum. bu ülkede kadın olunmaz olm manyak mısınız? resmen "survival mode"da oynuyorlar hayatı.

  • hayvanların tarihi insanların tarihinden çok daha eskiye dayanmaktadır. insanlar olmasaydı dünyada herhangi olumsuz bir değişiklik olmayacaktı. peki ya hayvanlar olmasaydı.*

    bilindiği üzere bitkilerin tozlanmasına yardımcı olan canlılar, arılardır. arıların olmadığını varsayarsak, bitkilerde olmayacaktır. hayvanların olmadığı bir dünyada, bitkilerinde olmadığını varsayarsak, elimizdeki stoklarla en fazla 4,5 yıl yaşayabiliriz. diyelim ki tozlaşma ve döllenme sorununu çözdük. peki yine mutlu mesut yaşayabilir miydik. hayır.*

    kırmızı et ve beyaz et olmayacağı için, insanlar protein eksikliğine bağlı olarak, zayıflamaya ve çeşitli hastalıklara yakalanmaya başlayacaktır. insanlar günden güne güçsüzleşirdi. buna bağlı olarak, cılız ve oldukça güçsüz nesiller orataya çıkardı. protein ihtiyacı, meyve ve sebzelerden de kısmen karşılanabilir. fakat hayvansal gıdaların olmadığı ve bitkilerin çok zor döllendirildiği bir ortamda, bir fasulye tanesi bile altın gibi değerli olacağı için, insanların çoğu protein eksikliği çekecektir. bu sorunuda ortadan kaldırdık diyelim, gene günümüzdeki gibi yaşayabilir miydik. hayır.*

    hayvanlar havadaki oksijeni kullanıp, karbondioksit salarlar. oluşan karbondioksit bitkiler tarafından tüketilir ve oksijen salınımı gerçekleştirilir. bu döngü devamlı sürer. hayvanların yok olması halinde, bu döngüde bozulmaya uğrar. bunun yanında azot ve su döngüsüde zarar görür. bu dengelerin değişmesi, insanlar ve bitkiler için ölümcül sonuçlar doğurur. bu sorununda üstesinden geldik diyelim, peki yine de mutlu mesut yaşayabilir miyiz. hayır.*

    gıda kaynaklarımızın yarısı olmayacağı için, dünyada tarih boyunca büyük bir beslenme sorunu olurdu. beslenme sorunuyla karşı karşıya kalan insanlık nüfusu, günümüze nazaran, oldukça düşük olurdu. bu sorunuda görmezden gelelim peki yine de hayatımıza eksiksiz bir şekilde devam edebilir miydik. hayır.*

    günümüzde hayvansal ürünler, ilaç sanayinde de kullanılmaktadır. hayvanlar olmasaydı şu anda kullandığımız bir çok ilaç üretilemeyecekti. peki yine de ilaç problemini çözdük diyelim, peki yine de sorunsuz bir şekilde yaşayabilir miyiz. hayır.*

    hayvan kalıntıların, petrolün oluşumunda büyük bir öneme sahip olduğu için.hayvanlar olmasaydı petrolde büyük bir kısmı var olmayacaktı. petrol sorununuda aştığımızı varsayalım. peki yine de sıkıntısız bir yaşam sürebilir miydik. hayır.*

    hayvanlar olmasaydı, dokuma sanayiside büyük sekteye uğrardı. bugün evimizde kullandığımız, ve üzerimize giydiğimiz, dokuma ürünlerinin büyük bir kısmı hayvanlardan karşılanmaktadır. dokumada da tamamen bitkisel bir malzeme kullandık diyelim. peki yine de rahat bir şekilde yaşayabilir miydik. hayır.*

    hayvanlar olmasaydı, bugün kullandığımız bir çok teknolojik araç olmayacaktı. teknolojinin gelişmesinde hayvanların rolü büyüktür. bugüne kadar icat edilen birçok araç ve gereç, hayvanların yapıları model alınarak icat edilmiştir. bunların olmadığı bir dünyada, alternatif teknolojik araçları icat ettik diyelim. peki yine de tüm eksiklerimizi tamamlamış olur muyduk. hayır.*

    tarih boyunca hayvanlar, bizim birçok işimize yardımcı olmuşlardır. hayvanlar olmasaydı tarihte yapılmış ticari ve mimari faaliyetlerin, birçoğu sekteye uğrardı. tarihte hayvan gücünden yararlanamayan insanlık, bugünkü konumundan bir adım geride olurdu. bugün dünyada bir çok önemli hayvanın, nesli tükenmek üzere, onların yaşamak için bize ihtiyacı yok fakat bizim yaşamak için onlara ihtiyacımız var.*

    kaynak

  • aslında x8 hızda konuşmasa mantıklı şeyler de söylüyor ama hızdan dolayı mevzu sadece komik kısımlarıyla kalıyor. örnek:

    "şimdi istanbul'dan beni çağırıyorlar. filmden falan çağırıyorlar. o zaman da gidince ne oluyor, sanatçı mı olacağım ben şimdi? ilkokul 3'ten terk sanatçı mı olacak? sanatçı neye denir? bir beste, bir türkü, bir müzik, bir resim, bir heykel yapana sanatçı denir. sinema filminde oynayana sanatçı denmez bana göre. çünkü kameralar çekiyor, alttan biri konuşuyor, o konuşuyor, biri söylüyor, o yapıyor, kötü yerleri kesiyorlar. g*tü yiyen tiyatroda oynasın."

    :]

    son cümle hariç edebiyat dergisine koy sırıtmaz. gerçi son cümleyle de sırıtmaz.

  • verin gitsin. napacak ki çocuk? en fazla temayla oynar, kapıları açıp toplu çaylak alır, beğenmediklerini uçurur falan. aa bi dakka lan, onlar zaten şu anda da yapılıyordu, değil mi?

  • ekran insanı olduğumuz içindir. konuyu biraz kendi çapımda açmaya çalışırsam günümüzde tv,oyunlar,internet gibi hızlı bilgi akışı sağlanan 3 dakikanın bile çok uzun bir süre olduğu süre turbo hızda bir yaşama alışmışsak bize kitap okumak gibi dingin şeyler çok sıkıcı gelir. bu bir çeşit dikkat dağınıklığı gibidir.
    bunu en iyi küçük yaşta ki çocuklarda gözlemlersiniz hiç yerinde duramamalarının ama eline bir telefon verdiğinizde (oyun amaçlı) veya yüksek kalite bol aksiyonlu rengarenk görselli bir animasyon film açtığınızda sesinin kesildiğini göreceksiniz. bizler zamanla kitap okumaktan sıkılmış hale gelirken onlar bu teknolojiyle doğdular
    bunu sözlük ortamlarında kısalan entrylerden de anlayabilirsiniz çünkü 3 dakika çok uzun süre özellikle 90 sonrası doğanlar büyük ihtimal bu yazıyı okurken bir yandan da bir mesajlaşma veya sosyal ağdan gelen bildirimi kontrol ettiler

  • dedemin ölümünden sonra 47 yıllık aşkı olan anneannem tarafından yapılmıştır:

    şimdi ben başka insanlara dert anlatırken konuşmak zorunda kalacağım.

  • (bkz: gerçek finlandiya bu değil)

    edit: sadece boş bkz girmeye gönlüm el vermedi. abi anlamıyorum, bu adamlar savaştan kaçmadılar mı? canları tehlikede değil miydi? avrupa'ya geçebilmek için türlü yol denemediler mi? haberde tornio'dan helsinki'ye 700 küsür km yol gittikleri yazıyor. yani beyefendiler tornio'yu da beğenmemiş helsinki'ye gelmiş. sonra helsinki'deki sosyal hayat da kesmemiş bunları gerisin geri tornio'ya, oradan da isveç'e geri dönmeyi düşünüyorlar. tamam, buz gibi nemrut havayı ben de sevmem, tek başına depresyon sebebidir, ama seyyah gibi tüm kabile bir oraya bir buraya göç edecek enerjiyi nereden buluyorlar anlamıyorum. ser sefil yollarda sürünmek hoşlarına gidiyor herhalde. çay yokmuş! çayı ne yapacaksın anasını satayım. adam finlandiya'ya gitmiş çay yok diyor. troll müdür nedir...

  • demokrasi istiyoruz yazan bir pankart yapıp ilinizin meydanına çıkın. pankart 100 tl tutar.

    en az 1 ay gözaltında tutulursunuz.
    yemek verirler heralde.

    10 kişi yapsanız da 2 kişi alıyolar gözaltına. yada 2 güne salıyolar diğerlerini.
    2 kişi yaparsanız ikiniz için garanti.

  • her hatırladığımda tüylerimi diken diken eder. tam olarak 583 kişi hayatını kaybetmiştir. 11 eylül olaylarındaki uçak kazalarında tam olarak kaç kişinin öldüğü bilinmemesine rağmen uçaklardaki yolcu sayısının 583 olması imkansızdır.

    kaza kanarya adalarında, santa cruz havaalanında gerçekleşti. santa cruz'da hava trafiği o gün allak bullak olmuştu. komşu ada olan gran canaria adasındaki las palmas havaalanında kanarya özgürlük hareketi adlı terör örgütü bomba patlatmış ve tüm uçaklar tek pistli, o küçük santa cruz havaalanına yönlendirilmişti.

    santa cruz'a o gün biri klm havayollarına, diğeri pan am'a ait iki adet boeing 747 jumbo jet inmişti. park alanları, taksi yolları uçaklarla doluydu ve bu uçakların hepsi asıl inmesi gereken havaalanı olan las palmas havaalanının açılmasını bekliyorlardı.

    aksilikler bir biri ardına geldi. santa cruz adasındaki volkan faliyet halindeydi. volkan bacasından çıkan sis havaalanında görüş mesefasini 500 metrenin altına düşürmüştü. öyle ki kule görevlileri pisti sisten göremiyorlardı. uçaklar yolcularını bekleme salonlarına indiremiyorlardı çünkü yeterince merdiven arabası yoktu. ve kulenin üç adet radyo frekansından sadece biri çalışıyordu.

    klm pilotu hollanda'da meşhur bir pilottu. klm'nin reklam filmlerinde oynardı. baş pilottu yani. o gün santa cruzda beklerken o boş vakitte yakıt doldurarak zaman kazanmak istedi ve yakıt tankını çağırıp depoları fulledi. pan am uçağı yol tıkalı olduğu için mecburen klm'nin yakıtı dolana kadar onun arkasında beklemek zorunda kaldı. o ara klm merdiven bulup yolcularını bekleme salonuna gönderdi.

    bir süre sonra beklenen haber geldi. las palmas havaalanı açılmıştı ve artık bu iki jumbo jette bir an önce las palmas'a gitmek isteyen sabırsız yolcularıyla yola çıkabilirdi. kule önce klm'ye pistin sonuna kadar gidip dönmesini ve pist başında hazırda beklemesini söyledi. klm yola çıktı, pistin sonuna kadar gitti, 180 derece dönüş yapıp park frenini çekti ve beklemeye başladı.

    kule o sırada pan am'a piste girip üçüncü yan yoldan kenara dönmesini istedi. pan am 3. yol olan c3 yoluna dönecek, klm kalkış yapacak ve sonra pan'am pist başına gidip kalkışını yapacaktı. fakat pan am 3. yola geldiğinde oradan dönemeyeceğini açıkladı. zira 145 derecelik dar bir dönüştü. pek 747 tipi bir uçağın dönebileceği cinsten değildi. kuleye durumu anlattı. kule pistten devam edip bu sefer 4. yola gitmesini söyledi. o ara sis o kadar artmıştı ki pistteki iki uçak birbirini göremüyordu. hatta kuledeki kişiler de pisti göremiyordu ve radar olmadığı için uçakların tam olarak nerede olduklarını bilmiyordu.

    klm pilotu sabırsızdı. çünkü bir kaç saate sisten dolayı uçuşların tümden iptal edileceğinden korkuyordu ve bir an önce las palmas'a gitmek istiyordu. klm yardımcı pilotu kuleyle konuştu, kule oldukları yerde beklemesini söyledi. sadece tek frekans olduğu için sesler çok cızırtılıydı ve karışıyordu. klm kaptan pilotu sinirlendi ve throtlea yüklendi. yardımcı pilot izin almadıklarını söylediyse de kaptan pilot dinlemedi. o ara pan am uçağı da sağa dönüş yapmak üzereydi. birbirlerine 500 metre mesafe kala her iki uçak diğerinin ışıklarını gördü. pan am'da pistten kaçmak için tam gaz verdi. kml 300 km hızla havalanıp pan am'ın üzerinden geçmek için burnunu dikti, kuyruğu yere vurdu ama havalandı. fakat pan am'ın üzerinden sıyrılamadı. tam ortadan pan am'ı biçti. klm'nin yakıtı full olduğu için patlamanın etkisiyle klm'nin bütün yolcu ve mürettebatı öldü. pan am'dan ise 78 kişi kendini dışarı atabildi. fakat dışarı çıkanların 9 tanesi de hala tam gaz çalışır durumda olan motorların içerisine kapılıp feci şekilde parçalandı.

    pan am 378 ölü 69 kurtulan. klm 235 ölü 0 kurtulan. ne zaman hatırlasam içim cız ediyor. bir hiç uğruna onca insanın ölmesi.

    "damn that son-of-a-bitch is coming straight at us!"
    http://www.youtube.com/watch?v=r84ea-xtiko

  • ayrıntılı anlatılmadığı için inanması güç rezalet.

    benim bildiğim rezalet sayfanın yarısını kaplamalı, insan okurken yorulmalı ama yine de okumalı. 3 cümle yazmış rezalet demiş aq yemezler.