hesabın var mı? giriş yap

  • linkteki yazının özeti
    "kürtler tamamen kurallarla yaşayan bir topluma uyum sağlayamıyorlar."

  • anlamsız argümanlarla izah edilmeye çalışılan parapsikolojik fantastik vaka, "ne kadar para alıyo o biliyon mu" denmiş, adamın sadece real madrid kariyerinde kazandığı para 7 sülalesi ve kendini çalışmadan zengin zengin yaşatır. yani sivas'tan aldığı para onun için çerez.
    bence teknik direktörlük kariyeri başlangıcı için en uygun ve kendisine iş verecek olası en yüksek kaliteli lig olarak burasını ve sivası buldu. fenerbahçe döneminden bildiği bi ülke, taşra falan gibi şeyleri bilmeyen kasmayan cool ve mütevazi bir adam herhalde. yani param var ama, hayatımın kalanını mal gibi boş boş geçirmeyeyim deyip bildiği bi işle ilgili bir kariyere başlamış, baya yüksek bir karakter. resmen olaylara farklı bakıyorum artık.

  • serviste iyileşmeyen yara nedeniyle takip ettiğimiz ve genel durumu birden kötüleşen bir hasta için istemediğimiz konsültasyon neredeyse yapmadağımız tetkik kalmamıştı ama tanı koyup tedavi düzenleyemiyorduk bir türlü. dahiliyede cemil hoca vardır hastayı bir de ona danışsana demişti çapa mezunu asistan arkadaşlardan biri. odasına gidip hastayı cemil hocaya anlatmala, abartısız 5 dk içersinde hastanın tanısı ve tedavi önerisi ile servisin yolunu tuttum. çok dramatik bir biçimde hastanın hayatı kurtulmuştu. kendisini böyle tanıdım ve ortamlarda dr. house muhabbetleri yapıldığında, o da bir şey mi bizim çapada bir cemil hoca var diye böbürlenerek defalarca anlatmışımdır bu hikayeyi. toprağı bol olsun. gerçekten çok üzücü.

  • cem yılmaz'ı çokça seven, saygı duyan ve kendisinden öğrenilecek şeyler olduğuna inanan bir insanım. ancak her zaman kendisinin dillendirmeyi sevdiği bir söz vardır şu minvaldeki sorulara karşı:

    "neden güncel meselelere duyarlı anlamda eserler üretmiyorsun? neden mizahı zayıfın güçlüye karşı olan savaşında hep kullanıldığı gibi kullanmıyorsun? hem de bu silahı en iyi kullanabilecek en başarılı, en yenilikçi zeki sanatçılardan, silahtarlardan biriyken?"

    kendisinin cevabı ise şu kaçamak minvaldedir, bilenler bilir - ki ben buna hep saygı duymuşumdur:

    "bunu zaten yapan abilerimiz, arkadaşlarımız var. onlar bu işi iyi yapıyorlar. ben bunlara girmiyorum, ben yapabileceğim en iyi şeyi yapıyorum, sanatımı icra edip, insanları güldürüyorum. güldürürken düşündürmeyi başkaları yapıyor zaten."

    harika yapıyorsun, saygı duyuyorum, daha fazla para ve başarı kazan ve daha iyilerini yap; bunu tüm kalbimle umarım.

    buraya kadar her şey normal ama işte sayın cem yılmaz; sen bu insanların durumunu sallamaz, bu konuda kaçamak yaparsan, yarın gelip de yine bu insanlara karşı sosyal medyadan "korsan almayın, heeyy" diye bağırdığın zaman, 3-5 şak şakçı ya da fanboy haricinde hiç kimse seni ciddiye almaz, güler geçer; benim gibi bilerek ve isteyerek ya da bilmeden... zira bu milletin seninkinden önce açlık, fakirlik, sömürü, cehalet gibi onlarca sorunu var senin vaktiyle sallamadığın... ve şimdi onlardan senin onlar için yapmadığını, senin için yapmalarını, duyarlılık göstermelerini bekliyorsun. ancak biliyorsun ki sen insanlar için ne yaparsan, onlar da zamanı gelince senin için onu yaparlar. "eh ama ben onları o kadar, güldürdüm, hizmet ettim?" . eh onlar da güldüler işte, o kadar. neden şimdi düşünmelerini bekler oldun ki?

    hem hani sorunlarımıza girmiyorduk, düşünmüyorduk, gülüp eğleniyorduk seninle? ne oldu yani, senin paralara, emeğe dokunulunca mı sorun çıktı ilişkimizde? eh hani bizimkiler? hani asgari maaşa 14 saat çalışıp, ölen taşeron madencinin emeği? çok bir şey değil, çıkıp 2 kelime söyleyip duruş gösterebileceğin, bir şeyler değiştirebileceğin binlerce işçinin yetimin, çocuğun hakkı? bu böyle uzar gider, senin girmek istemediğin meseleler, biliyorum...

    heh işte, o yüzden susman daha iyi bu konularda, sen sanata devam et, gülelim eğlenelim yalnızca. böylece hayatım boyunca senin için yazmayı aklımdan dahi geçirmeyeceğim bu tarz bir ilyas salmansal bir entry yazmayayım bir daha, ta-mam?

  • roma'da yemek yediğimiz minik bir restaurantta arkadaşıma "burda herkes türke benziyor. şu arkandaki adama bak, bildiğin allaaan konyalısı" dememle birlikte adamın masaya gelip "aaa siz de mi konyalısınız yoksa?" demesi. kibarlığıyla ezmesi, kemkümlerime ve bize her yer konya gibi salak bir espiriyle sıvamama bile gülmesi.

    italya denince aklıma yerin dibine girdiğim bu sahnenin gelmesi çok acı.

  • ali türkşen: hulusi akar istifa etmeliydi
    didem arslan: ama darbecilere bağırdığını söylüyor
    ali türkşen: demek ki iyi bağıramamış

  • ebu bekr el bağdadi'nin yutub'a biraz sonra koyacağı duyumlarını aldığım bir video.

    videoda bağdadi sıfır makyajla yer alacakmış.