ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
tek başına yaşamanın dezavantajları
-
benim sevmediğim bi şeysi var bunun. çok minik, aslında kimse farketmiyo muhtemelen ama, benim biraz sinirime dokunuyo.
akşam eve geliyorum, yatana kadar ses telleri pasif, yatarken zaten pasif, sabah kalkıyorum, alelacele işe gidiyorum, teller hala pasif. iş yerinde, belki bi 15-20 saattir hiç hareket görmemiş ses tellerim, ilk rasladığım iş arkadaşıma günaydın derken bi garip oluyo, çatallı gibi garip bi ses çıkarabiliyo. yarım öksürük/boğaz temizleme gibi bişiden sonra sorunsuzca günaydın diyebiliyorum ama akabinde.
bu durumdan zerre haz etmediğim için sabahları işe giderken yolda, bi kere bile olsa mutlaka "aaa eee ooo öööö uuu üüüü ıııı iiii" diyorum. en fazla 5saniyemi alıyo.
çok küçük hesapların adamı diye milletle dalga geçiyodum. şimdi şu halime bak.
istiklal marşı'nın arapçaya çevrilmesi
-
boşuna uğraşmayın, "lar da yüzen"i nasıl çevireceksiniz!?
hale etkisi
-
halo etkisi, fiziksel olarak çekici kişilerin, doğru olmasa bile, olumlu bir dizi başka niteliğe de sahip olarak algılanmalarıdır. güzel bir kızın sempatik veya zeki olmasını beklemek gibi bir şeydir. kişisel ilişkilerde olumlu bir izlenim yaratmak için öncelikle bakımlı ve çekici olunmalıdır ki diğer insanların bakış açıları da olumlu olsun.
halo etkisi her zaman olumlu düşünce ve tutumlarla desteklenmez; bakımsız ve özensiz olan birisinin yarattığı etki de olumsuz olmaktadır. diğer bir deyişle halo etkisini karşıdakinin bıraktığı izlenime göre algılanma düzeyi olarak yorumlayabiliriz.
o halde, ilişkilerde kişisel bağları güçlendirmenin en önemli yolu yaratılan olumlu halo etkisinde yatmaktadır diyebiliriz.
uzun vadede norveç gibi olabiliriz
rusların 330 tonluk nükleer reaktörü düşürmesi
uzaylılar geldiğinde insanoğlunun övüneceği şey
-
kokain, lsd, cigara liste böyle uzar..
hocam bende bi mal var sanırsın samanyolu ayaklarının altında diye uzatırız uzaylılara
ev arkadaşının uyutarak sevgiliye tecavüz etmesi
-
"silahımı kutusundan çıkardım."'dan sonrası okumadığım hikaye.
silah kaç ekrandı kardeş? 37?
yaran diyaloglar
-
fatih altaylı: türkiye'de cumhuriyet'i savunanlar var.
ilber ortaylı: evet.
fatih altaylı: fakat bu ülkede cumhuriyet'e sövenler de var.
ilber ortaylı: onlar gerizekalı.
öğretmen öğrenci diyalogları
-
orta okuldaki din kültürü hocası sözlü notu olarak dua okutmaktaydı... sınıftan bi elemanla arasında geçen diyalog
-ayetel kürsiyi oku
-bilmiyorum hocam
-kevser suresi
-bilmiyorum
-fatiha
-yok
-subhaneke
-yok
-besmele çek
arkadaş onu da çekemeyince hoca en sonunda
-ulan allah de beş vercem...
dışarıdayken etraftan duyulan yaran diyaloglar
-
yer: dördüncü levent migros. keçi sakalli amca kasadadir. kasiyer sorar:
- migros kartiniz var mi?
- var.
- alabilir miyim?
- unutmusum!
- hmm.
- ama unuttum demek bile, onu hatirlamaktir degil mi? ahh hoh hoh.
- efendim?
- yani unuttum demek, aslinda unutmadigimi gösterir.
- yani migros kartiniz var?
- var da unuttum iste!
- migros kartiniz yaninizda mi beyfendi?
- yanimda degil ama hep aklimda. ahh hoh hoh.
- anladim. biz bu konuda bir sey yapamiyoruz yalniz.
- biz de.
şarap yerine fermente üzüm suyu denilecek
-
milattan önce 3 bin yıllarından beri var olan "şarap" a bile sansür uygulayan bir zihniyet ile karşı karşıyayız.
hala anlayamadılar yasak olan her şeyin, insanlara daha çekici geldiğini ve geleceğini.
edit : işin en ironik kısmı da bu yasaklayan zihniyetin inandığı değerler, onlara şaraptan ırmak vaadediyor. *
(bkz: boş bakkal taşak tartar)