hesabın var mı? giriş yap

  • az önce robben'i arayıp, beyler finalde inter'e çakıyorsunuz gözünüzü seveyim demiş. moratti ve mourinho büyük panikte!!!

  • serengeti düzlüklerinde sırtlanlar yeni bir av stratejisi bulmuşlardı. karantinadan sıkılmış, kısıtlı su kaynaklarına ulaşmaya çalışan hello kittyli pijama giyen ceylanları gözlerine kestirdiler.

    bu sırtlanlar çoğu zaman tek başına avlanmayı severken, bazı durumlarda ise müşterek hareket edebilirler. bakalım ceylanlar bu stratejiye ne kadar karşı koyabilecekler.

  • bakara suresi'nin 14. ayeti okunduğu zaman fark edilen bahsetme eylemi.

    "(bu münafıklar) müminlerle karşılaştıkları vakit "(biz de) iman ettik" derler. (kendilerini saptıran) şeytanları ile başbaşa kaldıklarında ise: biz sizinle beraberiz, biz onlarla (müminlerle) sadece alay ediyoruz, derler."

    yorum sizin.

    düzeltme:

    takva sahibi bir arkadaşım, yaptığım yazım yanlışı konusunda uyardı. hemen düzelttim.

  • konser öncesinde keşkek, ağzıaçık ve sucuk yiyen grup üyeleri yediklerini eritebilmek için üç saatlik nefis bir performans sergilemişlerdir. freddie mercury mustapha yı seslendirdikleri bis öncesinde kaymak yediklerini ve sırf kaymak yemek için yeniden afyon u ziyaret edeceğini açıklarken grup üyeleri konser sonrasında gazlıgöl kaplıcalarında kese attırarak yorgunluklarından kurtulmuşlardır. konser sonrasında görüşlerini almak istediğimiz bir afyonlu hemşerimiz "benim bi kara eşeğim vardı o da rahmetli olmadan önce böyle anırırdı" açıklamasıyla diğer seyircilerin tepkisini toplamış ve ambar yoluna kadar kovalanmıştır. konser öncesinde grup üyelerine teşekkür plaketi sunan belediye başkanı "gün ola harman ola allah imkan vere olur ya bi gün düzenlenirse afyon caz festivaline queen gele" açıklamasıyla yoğun alkış almıştır.
    grubun üyelerine çengel atıp yurtdışı hayallerini gerçekleştirmek isteyen afyonlu kızlar no one but you yazılı pankartlarını açmış velakin freddie nin tercihlerini öğrendikten sonra avuçlarını yalamışlar ve brian may in yüzünü kızartmışlardır. kara bahtlarına lanet okuyan kızlar afyon kalesine çıkıp kısmet dilemeye devam edeceklerini beyan etmişlerdir.

    zorba - ekşisözlük haber ajansı - afyon

  • kocaeli çocuk rehabilitasyon merkezindeki olayları ifşa ettiği gerekçesiyle yazarın söz konusu videoda bulunan arkadaşı ile birlikte gözaltına alınması olayı.

    olaya tanık olan haki isimli yazarın anlattığına göre 'yaptıklarının hesabını vereceksin', 'bin lan arabaya' denilerek göz altına alınmış. bu olay, son zamanlarda en azından bizim duyduğumuz çocuk tacizi haberleri ve hükümet' in olayları örtbas etme çabalarından sonra şaşırtmamıştır. haklı bir şekilde vatandaşlık görevini yaparak duyarlı davranan bir insanı sindirmeye çalışmanın mantıklı bir izahı olamaz.

    edit1: arkadaşlar, haki' nin verdiği bilgiye göre darp edilerek gözaltına alındığı öne sürülen kişi yazarın arkadaşı ve aynı zamanda arabayı kullanan arkadaşıymış. makrodalga' da bu olayın üzerine ifade vermek için avukatı ile karakola doğru yola çıkmış. bilgiler güncellendikçe edit'leyeceğim.

    edit2: makrodalga isimli yazar arkadaşımız mesaj attı şimdi. ev arkadaşı ile birlikte, izmit bekirpaşa karakolu'nda ve iyi olduklarını söylüyor. ilerleyen saatlerde kendi başlığında olayı detaylı bir şekilde aktaracakmış. hepimize verilen destek için çok teşekkür ediyor.

    edit3: gözaltına alınan iki arkadaşın darp edildiği haberi de belgeleriyle birlikte basına yansıdığına göre, olayın arkasından ensar vakfı skandalı gibi bir şey çıkarsa şaşırmayacağım.

    edit4: borderline cadi isimli yazar arkadaşımız şuan karakolda. verdiği bilgiye göre arkadaşlarımız ifade veriyorlarmış. bir tane de gazeteci varmış. detaylar geldikçe bilgilendireceğim.

    darp edilen hakan ergin şuan ailesi ile birlikte hastanedeymiş. diğer yazar arkadaş deniz yalçın' da ifadesinin ardından hastaneye doğru yola çıkmış.

    son edit: olaya maruz kalan yazar arkadaşımız ve ev arkadaşı iyi durumdalar. belli ki kendilerine göz dağı verilmek istendi. ancak makrodalga kesinlikle korkmadığını özellikle belirtti. kocaeli rehabilitasyon merkezindeki durumla ilgili önemli bir gelişme olursa aktaracağını söylüyor. ben de çok geçmiş olsun diyerek, bu durumun örnek teşkil edeceğini umuyorum. toplum olarak hiçbir pisliği halı altı yapmayacağımızı birileri artık öğrenmeli.

  • arzu ederse pokemonlar hakkında bile şarkı yapabilecek osur osur ipe diz akımının bir numaralı ismi...

    oy pokemon pokemon da
    hasta ettun milletu
    başka iş mi yok idu da
    nerden çiktu pikaçu

  • fazla mesai falan yok bizim şirkette
    lakin beleşe akşam yemeği verilmekte
    toplantı odasında da plazma tv mis gibi
    ne gidecem lan eve yatarım ben ofiste

    müdürün odasında deriden bi kanepe
    gerçi biraz dar ama ederim artık idare
    kahve makinası da olacaktı bi yerde
    ne gidecem lan eve yatarım ben ofiste

  • ifab kural kitabının 100. sayfasında konu düzenlenmiş. ilgili bölümde ofsayt düzenlemesi yapıldıktan sonra şunlara da dikkat edilmeli diye bir kaç durum sayılmış. biraz kafa karıştırıcı bir metin. şöyle diyor;

    "şu durumlara dikkat edilmelidir:

    • topla oynama niyetiyle topa doğru hareket eden ofsayt pozisyonundaki oyuncu ya topla oynamadan veya topla oynamaya teşebbüs etmeden veya rakibi ile top için mücadeleye girmeden önce faul yapılırsa, bu durum ofsayt ihlalinden önce gerçekleştiği için faul ile cezalandırılır
    • halihazırda topla oynayan veya oynamaya teşebbüs eden veya rakibi ile top için mücadele eden ofsayt pozisyonundaki bir oyuncuya ihlal yapıldığında, faul yapılmadan önce ofsayt gerçekleştiği için pozisyon ofsayt ile cezalandırılır"

    anladığım şu;

    1 - genel kural, ofsaytın çalınma anı: takım arkadaşı topa dokunduğu an ofsayt durumunda olan bir oyuncu atılan bu topa dokunursa, rakibin görüş açısını kapatarak oynamasını engellerse ya da top için rakibiyle mücadeleye girerse ofsayt düdüğü çalınır. temel kural bu.

    2- kenardaki futbolcu ortayı yaptığında, top daha gelmeden içerdeki ofsayt durumunda olan futbolcu çekildi, dirsek yedi vs. o zaman faul verilir. çünkü ofsayttaki hücum oyuncusu daha topa dokunmadı, oynamaya teşebbüs etmedi ya da top için rakip ile mücadeleye girmedi.

    3- kenardaki futbolcu ortayı yaptığında, ofsayt durumundaki hücum oyuncusu topla oynamış, oynamaya teşebbüs etmiş ya da top için rakibi ile mücadeleye girmişse ofsayt gerçekleşmiş olur. tam bu aşamada faule maruz kalmışsa artık faul değil ofsayt çalınır.

    alanya-fenerbahçe maçındaki valencia'nın pozisyonuna bu perspektiften bakacak olursak:

    top ceza alanına gönderildiği an valencia ofsayt pozisyonunda. valencia'ya faulün yapıldığı an, onun topla oynadığı, oynamaya teşebbüs ettiği ya da rakibi ile top için mücadeleye girdiği andan önce ise karar penaltı olmalı. sonra ise karar ofsayt olmalı.

    izlediğim kadarıyla, top atıldığında valencia'nın topa teması yok ama oynama teşebbüsü ve rakibi ile top için mücadelesi tartışmasız biçimde var. bu nedenle buradaki ofsayt kararı doğru.

    edit: aklıma geldi. ofsaytın gerçekleştiği andan sonraki faulleri kabul edip penaltı çalmak var uygulaması nedeniyle de mümkün olamaz. zira yardımcı hakemler tereddütlü pozisyonlarda pozisyon sona erene kadar bayrak kaldırmıyorlar. bu şekilde devam ettirdikleri bir anda faul yapılırsa nasıl penaltı verilecek?

    mesela beşiktaş'ın iptal edilen golünde, ofsayttaki gökhan topla gitti ljajiçe' pas verdi, o aşamada ljajiç'e ceza sahası içerisinde faul yapılsa penaltı mı verilmesi gerekecekti?

  • bazı trollerin zoruna giden maaş.

    öncelikle durumu biraz açıklayalım.
    anadoluda kimsenin ömrü hayatı boyunca gitmek istemeyecegi bir yerde yaşamanız gerek öncelikle. hani yol üstünde durup çay bile içmek istemeyecegiz bir yer. sonra burada ayda 10, 11 nobet tutacaksınız 24 saat üzerinden. bu nöbetlerde tek doktorsunuz. gelen hasta sayısı 200'e yakın olacak en iyi zamanlarda bile. hastaların hemen tamamı çocuk ve ileri yaştaki insanlardan oluşacak. en ufak bir hatanızda bile sıkıntı olabilecek türden yani. kendini paralayacaksın aman işimi iyi yapayım diye. etrafında bin türlü faktör olacak; zaman, hasta yakınları ve gereksiz hastalar gibi.

    bunları anlamak için bile biraz beyin gerektiğinden ben konuyu komple örneklerle kullanmadığınız organ olan beyninize yerleştirmeye çalışayım.

    son nöbetim dündü. gelen hasta sayısı 154 ki oldukça az. saat 15-16 arası 112 telefonu çaldı. iki tane ambulansımızın ikisi de direkt vaka var diye yola çıktılar. biz içerde hazırlıkları yaptık bekliyoruz. ilk hastamız 63 yaşında halk dilinde inme inmiş hastaya. hastanın muaynesini yaparken ikinci ambulans geldi, 84 yaşında düşmüş teyze kafasını ve dizini çarpmış (dizini kırmış maalesef) o hastayi içeri alırken üçüncü bir ambulans 19 yaşında epilepsi nöbeti geçiren bir genç kızı getirdi. bunların hepsi 15 dakika içerisinde oluyor bu arada. diğer iki hastayı tomografi ve röntgene yolladıktan sonra genç kıza müdahale ederken kapıdan iki adam omuzlarına birini almışlar. son gelen hastanın kalbi durmuş. ona müdahale etmeye başladık hemen. nöbetin yarım saati böyle geçti ki bunlar olurken gelen baş dönmeleri, soğuk algınlıkları, ateşi çıkmış çocukları saymıyorum.

    bu arada konu maaş olduğu için belirtmem gerek ki doktor maaşı günümüz itibariyle 2400 lira, devletin verdiği sabit döner 1300 liradır. yani ayin 15' inde bana yatan toplam para 3700 lira. bunun üzerine ek mesai ve döner sermaye almak gerek ama hastane giderleri çok olduğu için döner sermaye almıyoruz.

    şimdi söyle bana beyinsiz trollüm benim aldığımız maaş çok mu az mı?

  • 1977'liyim. 90'larda ben çocukken, kemal sunal'a gülenlere entelektüel düzeyleri yüksek insanlar hor bakardı. eşekoğlu eşşek demesine gülen cahiller falan denirdi. biraz sosyoekonomik düzeyi yüksek insanlar izlese bile gizlerdi bunu.
    tespit yüzde yüz haklı. o dönemleri yaşayan bilir. tam olarak şu an recep ivedik karakterine gülenlere yapılan muamelenin tümü ile aynısı yapılırdı.

    mesela 90'lar popu için, nerede eski cem karacalar nil buraklar nilüferler, nerde bu ibişler, bunlar hep sabun köpüğü denir, nefret kusulurdu. şimdi youtube yorumlarına girip bakıyorum 90'lar popunun ''hey be ne günlerdi, bir de şimdiki rezillere bak'' falan yazılmış hep.

    ya da tarkan o meşhur kareli pantolonuyla kıl oldum abi klibini yaptığında şu anda aleyna tilki için ne duyuyorsam su damlası gibi birebir aynı şeyleri duyardım.

    bu devran hep böyle , yıllandıkça kıymete biniyor sanırım bazı şeyler.

    doğu toplumları daha gerofilik(yaşlı sevici) ve nostaljik oluyorlar kültürel olarak. yeni olandan bir tiksinme, hep geriye doğru bakış var bu topraklarda. bu toplumlarda başarıdan ziyade kıdem, yıl, nicelik önemlidir ve saygı duyulur. mesela bir mekanik ustası işini iyi yaptığı ile değil, uzun yıllardır bu işi yapıyor olması ile daha çok övülür.

    facebook'un sahibi zuckerberg'in bir röportajını izlemiştim. facebook arayüzünde yaptıkları her değişiklik ortadoğu ve asya'da hemen kullanıcı kaybına yol açarken, batı medeniyetinde her yenilik, yeni müşteri getiriyormuş.

    statükocu toplumuz. hep geçmişe özlemle yaşıyoruz. değişiklikler ve yeni olan her şey hemen bir öfke getiriyor yanında.

    uzun zamandır ekşide okuduğum en doğru tespit.

  • envai çeşit peynirlerin, zeytinlerin, jambonların, balın, kaymağın bulunduğu cağnım kahvaltı masasından sadece bir (rakamla 1) yudum portakal suyu hüpletip aceleyle işe-okula-her ne cehennemin dibineyse oraya gitmek. süper bi detay bence.