ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
yaran facebook durum güncellemeleri
-
"içinde sevgililer günü olmasaydı şubatta 31 çekerdi."
türkiye'de doğacaklara tavsiyeler
-
cok acele etmeyin dogmak icin, puaniniz yetmiyorsa bir sene daha calisin isvec'te belcika'da falan dogun.
sümerler
-
kökenleri asya'da dır, asya deyince aklınıza yalnızca uzak doğu gelmesin zira çok geniş bir coğrafya'yı kapsamakta, büyük olasılıkla verimli toprakların keşfi amacıyla göç ettiler mezopotamya'ya, kraliyet mezarlarında bulunan lapis lazuli taşı kullanılarak yapılmış binlerce eşya afganistan'dan çıkarılarak elde edilmiştir örneğin, zenginliğin ve gösterişin taşıdır, göç etmiş olsalar da yerleşiktirler, yazı ve astronomi gibi alanlarda ilktirler, dil, tıp, matematik, din, büyü, mitoloji gibi alanlarda da çağın ilerisindedirler, etrüskler gibi surlarla çevrili kent devlet düzeninde yaşamışlardır, yılbaşı ağacı süsleme, evlilik yüzüğü, nazar boncuğu gibi unsurlar onlardan kalmadır sanıyorum, ilk hukuk kurallarını uygulayan devlettir, etrüskler gibi anaerkildirler, çivi yazısını kullanmışlardır, yedi katlı ziggurat'larını tapınaklarını aynı zamanda okul, gözlem evi ve depo olarakta kullanmışlardır, kerpiç, tuğla ve taştan yapılma evlerde yaşamışlardır, tanrının başlangıçta bir olan yer ve göğü ayırmasına dayanan yaratılış inançları vardır, tekerleği de icat eden kendileridir, 60'a dayanan sayı sistemini kullanmış ayı 30, yılı 360 gün olarak hesaplamışlardır gece ve gündüzü 12'şer saate, bir yılı 12 ay'a ilk kez bölmüşlerdir, ay ve güneş tutulmasını hesaplayabilmiş, aritmetiğin, matematiğin, geometrinin temellerini atmışlardır, çarpma ve bölme cetvellerini icat edip daireyi 360 dereceye bölüp, dört işlemi bulmuşlardır, dairenin alanını da hesaplamışlardır, matematik ve geometriye katkıları oldukça fazladır. çevre halklarla çok sık çatışmaları ve iç çatışmalar sonlarını getirmiştir, nippur’lu ludigirra'dan: "bu yaşam öykümü daha çok gelecek nesiller için yazmaya başladım. bizim ulusumuz, dilimiz, geleneklerimiz, sosyal yaşantımız, sanatımız unutuluyor artık. bu güzel ülkemize her taraftan göz diktiler. göklere uzanan basamaklı kulelerimizin, görkemli tapınaklarımızın, arı gibi işleyen çarşılarımızın, her tarafa ulaşan kervanlarımızın, dümdüz uzanan yollarımızın, boy ürün veren tarlalarımızın, nehirlerimizde ve açtığımız kanallarda salına salına yüzen teknelerimizin, dolup taşan iskelelerimizin, her tür bilgiyi veren okullarımızın ünü uzak ülkelere kadar yayıldığından; ilkel olan bu ülkelerin halkı kıskandı bizi. fırsat buldukça üzerimize saldırdılar. kentlerimizi yakıp yıktılar"
deney yaparken anneannenin gazabına uğrayan çocuk
etme bulma dünyası'nın ingilizcesi
oksijen tüpüyle yangın söndürmeye çalışmak
-
uzaktan sıkarak söndürmek gibi bir hata yapmışlar cahilliklerine vermek lazım tüp direk ateşin üstüne atılır ve kısa süre sonra yanan araç ortadan kalkar.
marilyn manson kaburgasını aldırmış
-
efsane değil, gerçektir. yalnızca sebebi yanlış biliniyor. çok fakir olan manson yavrularına kemik suyu çorba yapabilmek için yapmıştır bunu. allah kimseyi açlıkla terbiye etmesin. bizlerde fitremizi, zekatımızı aksatmayalım.
eski sevgiliyi hatırlatan şeyler
-
*
küçük şeyleri özlersiniz aslında. zamanında önemsiz görünenleri. saçınızla oynamasını, tek kişilik yatakta yatmaya çalışmanızı, bakışlarını, aptal laflarını, dakikalarca zamanın nasıl geçtiğini bilmeden konuşmanızı, sarılmasını, telefon etmesini, ses tonunu, öpüşünü, göğsü üzerinde uyumaya çalışırken rahatsız eden kolunu, isminizi söylemesini, onunla beraber içmeyi, gülmesini, yemek yemesini, beraber film izlemeyi, mesajlarını, webcam açmasını, sarhoş olmasını ve bunun gibi birşeyler..
çok sonra anlarsınız ki, siz aslında onu değil sevilecek birini özlemişsinizdir, sevilmeyi özlemişsinizdir. ...
eye of the tiger
-
birakin dinlemeyi, gaza gelmeyi, entry'sini gorunce bile $inav cekilesi $arki.
evren büyüklüğünden hayatın anlamsızlığına ulaşmak
-
bugünlerde iyiden iyiye kafama takmaya başladığım mesele. bu başlığın karşıma çıkması da bir başka mesaj olsa gerek.
öyle çok derin bir adam değilimdir ama çocukluğumdan beridir uzaya, evrene, galaksilere, gezegenlere filan amatör bir ilgim var.
geçenlerde de ayıptır söylemesi 500 m2'lik bir arsa aldık. (buton filan aramayın şimdi. az bi durun lütfen.)
eşim "oh ne güzel yatırım yaptık" modunda, bende ise biraz burukluk var. "n'oldu?" diye sorunca:
"ne olacak yahu. şu sonsuz denilen evrende sayısız galaksiler içinde sayısız gezegen var. bunların bir tanesinde hayatın sürebileceği koşullar oluşmuş. ve bu durum milyarlarca yıl sürmüş.
öte yandan bir sürü yumurtanın içinden bir tanesi milyon sayıdaki spermlerin biri tarafından döllenmiş ve biz bu dünyada yaşama şansı bulmuşuz.
böyle bakınca milli piyangodan yılbaşı ikramiyesi çıkma ihtimalinden binlerce kez daha az olan bir ihtimal gerçekleşmiş.
bu imkan bize milyarlarca yıl yaşı olan bir evrende sadece ve sadece 80-85 yıl için sunulmuş.
biz ise bu yılların yarısından fazlasını 500 m2 arsa almak için harcamışız.
ve buna sevinmemi bekliyorsun."
dedim.
"haklısın ama ne yapsaydık" dedi.
"arabayı değiştirseydik" dedim.
gece çişe kalkıp dönünce kendini yatakta görmek
-
işemenin değil sıctıginin resmidir.
serdar ortaç şarkılarında geçen mükemmel sözler
-
'kırkından sonra amcam çeker halayı
amcamın zamanında halay mı vardı?'
bu hayatın anlamını sordurtur kişiye.