hesabın var mı? giriş yap

  • her şey bittiğinde, cd projekt red ve netflix unutulup gittiğinde dahi yarattığı kitap evreni ve geralt of rivia karakteri ile hatırlanacak olan doğu avrupalı yazar.

    eserlerine yüklediği sarkazmın, iktisadın, halk irfanının, felsefenin, kudretin, cehaletin, yaşamın ve ölümün özgün terkibi sadece kendisine aitti. the lady of the lake'te nilfgaardlı tacirler loncası karakterlerinin gözünden ifade ettiği şekilde her iktisatçı gibi, elindeki tamamlamış olduğu ürünü (son kitabın tarihi 1999) nakit paraya çevirmek istedi ve serbest rekabete açtı.

    buraya kadar her şey normal.

    1999-2007 arası, eser haklarını kendi iradesiyle satmış olduğu firma gerçekten eserlerini cümle cümle inceleyerek, kendisinin özgün terkibine oldukça uyumlu the witcher oyununu piyasaya sürdü. oyun zamanı için bile biraz aksak bir işti, dijital dünyayı oynanışını beğenenler ve beğenmeyenler olarak ikiye bölmüştü ancak aklı başında hiçbir oyuncu, oyunda ortaya konan continent'in ve ana karakter geralt of rivia'nın derinliğine laf etmedi ve ettirmedi. düş olamayacak kadar gerçekçi, ama gerçek olmayacak kadar da dijital bir iş vardı önlerinde; herkesin kafası allak bullak olmuştu.

    bu kafa karışıklığı the witcher'ın 2. oyunu olan assassins of kings'le giderek beğeniye, 2015'te çıkan ve dünyayı sallayan 3. oyun the wild hunt'la ise önü alınamaz bir hayranlığa dönüştü. oyunların başarısı, sosyal medya'nın gücüyle birleşerek yüz milyonlarca kişiyi etkisi altına aldı; bir zamanlar haklarından ticari olarak vazgeçmiş olduğu evreni birden merak ve hayranlık ile ilgi odağı olan bir yazara, bir edebiyatçının sanatı için bekleyebileceği en büyük şerefi getirdi; ölümsüzlük.

    hâl böyleyken kendisinin oyunları ve oyunların sosyal medya devriminin gücüyle dönüştüğü küresel hayranlığı, ölçü birimi sırf nakit para olan bir potansiyel olarak benimsemesi; yapımcı firmaya "benim evrenini anlamadılar", "oyunlar çöp", "benzerlik bulmak için mikroskopla bakmak gerek", "oyuncuların neyi sevdiklerini anlayamıyorum" gibi ifadeler kullanıp "uzanamadığı ciğeri (ticari kâr) mundar etmeye çalışan hesapçı kedi" tutumuna girmesi; sevenlerini üzmüştür.

    ilgili tutumla açtığı tazminat davasından, ticari hiçbir meşru hakkı olmadığı halde yapımcı firma cdpr'nin izanı ve saygısı sayesinde istediği tutarı alabilen yazarın, hep istediği nakit para'yı aldıktan sonra dahi yapımcı firmayı ve o firmanın oyunları aracılığıyla kitaplarının evreniyle tanışan insanları kötülemeye devam etmesi, artık 'hesapçı dede'likle dahi hoş karşılanamayacak bir yakışıksız tutum olarak kayda geçmiştir.

    kendisi netflix'le anlaşmış ve "evrenimin esas ürünü bu" diyerek izleyicilere siyahi elfleri, slav temelli kurgusunda yok denecek kadar az görülen bame fenotipli aktörleri ve aktrisleri yutturmaya kalkmış olabilir; ancak oyunlar sayesinde kitaplarının açılmış olduğu batı pazarında dahi kitapları cdpr'nin the witcher oyun evreni için hazırlamış olduğu dijital görsellerle yayınlanıyor ve "evrenimin esas ürünü bu" dediği netflix dizisinin başrolü olan henry cavill'in dahi, sıkı bir the witcher oyuncusu olduğu biliniyor.

    yine serisinin son kitabı the lady of the lake'teki siyasi müzakereler konusunda okuyucusuna aktardığı görüşlerden örnek vermek gerekirse; kendisine the witcher evreninin aidiyet ve kullanım haklarının kimde olduğuyla ilgilenmediğimi, ticari olarak birilerinin kazanması için birilerinin kaybetmesi gerektiğini ve ilk bakışta iktisadi kayıp yaşamış gibi görünen'in dahi (kitaplarda nilfgaard'dı, bu örnekte kendisi) mağlup görünümlü galip olabileceğini, kendisinin eserleriyle dünya durdukça hatırlanmayı garanti altına alarak gözümde esas galibiyetini zaten kazanmış olduğunu, kitaplarıyla sadece oyunun ve dizinin popülaritesi sayesinde tanışan bir edebiyatsever olarak özgün terkibiyle böylesine gerçek olmasını isteyeceğim derin bir evren ve karakterler yaratmış olduğu için müteşekkir olduğumu bilmesini isterdim. bilse dahi tabi ki umursamayacağını da bilirdim.

    yazdığın, okuttuğun, yaşattığın ve düşündürdüğün her şey için teşekkürler bay sapkowski.

    evrenin derinlerinde bir yerlerde göl ve hanımı, yoldaşlarıyla daima seni bekliyor olacak.

  • saldırganların her zamanki gibi saçı tas kafa tıraşlı, kara kuru tipler olması şaşırtmadı.

    edit : entri @intrigante'nin yazım kontrolünden geçti, hataları giderildi.

  • devletin başbakanı*, "kürtaj cinayettir" der.
    devletin polisi*, gözaltına aldığı kadına tecavüz eder.
    belki kadın gebe kalır ve kürtaj yaptırmak zorunda olur.
    devlete göre bu kadın, artık cinayet işlemiştir, dolayısıyla katildir.

    nereden bakarsan bak, işin içinden çıkamazsın.

    böyle bir paradoksun yaşandığı ülke, 2012 yılının türkiye'sidir.

  • adam canlı yayında milletin ağzına 35 cm'lik büfe tipi salamı iteleyerek soktu, böyle konularda hayatta sırtı yere gelmez.

  • hayatınızı değiştirir.

    gün gelir canınızdan çok sevdiğiniz insanlara kan bulmanız gerekir.
    eşten dosttan bile önce, ekşi sözlük yetişir.
    ya bu ameliyat ben çaylakken olsaydı ne yapardım der, ürperirsiniz. sonra da artık benim ailem on binlerce kişilik dersiniz.
    gözlerim dolu dolu sözlük, iyi ki varsınız, her biriniz..

  • biz orta asya'da mis gibi takılıp kımızımızı içip ata binecektik. her yer ova dümdüz, oh doğayla iç içe takılacaktık. bok vardı oradan kalktınız geldiniz de bula bula bu dandik anadolu coğrafyasını buldunuz yurt edinecek. ne depremi biter, ne afeti biter, ne savaşı biter, ne arabı biter, ne yunanı biter, deli olursun! sizin ben vizyonunuzu skeyim ata gibi! aq göçebesi otursana oturduğun yerde, sanki bana amerika'yı keşfedecekte yeni dünya'da alemlere akacak!

  • şu hayatta cevabını en çok merak ettiğim şeylerden biri de bu. diğeri de kitapların önsözünün birileri tarafından okunup okunmadığı. ben, kitabın sahibinin de, editörün de, yayıncının da okumadığını düşünüyorum.

    peki neden övgü bekliyor çayı şekersiz içenler. ne yapmamızı istiyorlar. madalya mı takalım, ayağa kalkıp alkışlayalım mı, torpil mi patlatalım, kızkaçıran mı yakalım, çatapat mı gömelim ne yapalım istiyorlar. böyle bir vakur duruşlar, poz kesmeler, takdir beklemeler falan. gerçekten çok sinir bozucu. hayır 2 tane küp şeker harcamadık diye memleket mi kalkındı. peki benim şeker pancarı üreten köylüm ne yapacak, nasıl geçimini sağlayacak. üç beş tane entel mutlu olacak diye köylümüzü yedirmeyiz arkadaş. şekerli çay içmiyorsanız gidin dağda yaşayın.

  • koca ülkeyi parasız yatılı yurduna çevirdiler lan. aman burdan kültür savaşı çıksın da laikler kudursun. fakirler gelen zamları unutsun. ne bitmez çilesi varmış lan ülkenin. 20 senedir aynı filmi oynatıp halen bilet satıyorlar.