ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
çok kötü bir insan olduğu düşünülen ünlüler
-
(bkz: ismail türüt)
(bkz: uğur ışılak)
(bkz: niran ünsal)
(bkz: yavuz bingöl)
(bkz: tuğçe kazaz)
(bkz: acun ılıcalı)
(bkz: emre belözoğlu)
(bkz: hakan hatipoğlu)
liste böyle uzayııııp gider.
edit: nihat doğan'ı unuttum kusura bakmasın.
ayrılan çalışanı almama anlaşması yapan şirketler
-
rekabet kurumunu tebrik ediyorum. çok güzel ceza kesmişler ilgili firmalara. umarım çalışanların hakkı korunmaya devam edilir.
liseden beri sevgili olup evlenen insanlar
-
(bkz: aha da ben)
lisenin son 2 senesini arkadaş olarak geçirdikten sonra üniversite sınavının akabinde sevgili olduk. ayrı şehirlerde 4 sene boyunca sözlükte imkansız olarak görülen uzak mesafe ilişkisini yaşadıktan sonra 3 sene de benim okulu bitirmemi ve stajımı tamamlamamı aynı şehirde bekledik * son 3 senedir de evliyiz. bir de oğlumuz oldu 40 gün önce, ellerinizden öper.
allah ömür verirse 80 yaşıma kadar da yanında olmak istiyorum eşimin. oluyor yani, olmaz diye bir şey yok. işin sırrına ermek isteyenlere bir yeşil kadar uzaktayım. **
nerede o eski bayramcıların ortadan kaybolması
6 ocak 2016 kuzey kore depremi ve nükleer patlama
-
koskoca ülkeyi sikindirik bir adam yönetiyor. ne isterse yapıyor. biri gırtlağını sıksa hırtın hepsi rahatlayacak ama yok işte. nasıl bir akıl tutulması, nasıl bir öğrenilmiş çaresizlik lan bu?
edit: tanıdık geldi mi? *
karda kışta inatla işe gitmeye çalışanlar
-
"özgürlük, istediğiniz şeyi yapmak değil, istemediğiniz şeyi yapmamaktır." diye bir söz okumuştum.
selçuk yöntem
-
çok babacan adamdır... çok uzun yıllar önce bir gün, sabahtan başladık arkadaşlarla içmeye. akşam da taksim'e çıktık. adını hatırlayamadığım bir barda gece acayip uyku bastı beni ve "tuvalete gidip kestireyim" dedim kendime. evet sözlük yazarları, gerçekten sabahtan içmeye başlamıştık çünkü. neyse efendim... küçücük bir tuvalet. üstü açık ama... cabrio yani. ben kendimce en temiz köşesinde tuvaletin sadece beş dakika için gözlerimi kapatmaya niyetlenerek amele oturuşu dediğimiz pozisyonu aldım ve kapattım gözlerimi. ne kadar zaman sonra bilmiyorum, başımdan aşağı dökülen bir kova suyla uyandım. kafayı bir kaldırdım... selçuk yöntem. tuvalet cabrio olduğu için bir sandalye üzerine çıkmış ve bir kova suyu dökmüş üzerime; zira dışarda inanılmaz bir tuvalet kuyruğu oluşmuş ve ben tüm kapı çalmalarına, tüm seslenmelerine rağmen uyanmamışım. neyse, o kafayla hızla yerimden kalkıp kapıyı açtım. karşımda selçuk yöntem... kendi babamın da adı selçuk ve bunu belirterek sarıldım kendisine. rezalet resmen!!! sağolsun o da sarıldı. sonra barda oturduk, kahve ısmarladı falan... ben sürekli selçuk baba dedim kendisine. ne anlattıysam dinledi... ne anlattığıma dair de en ufak bir fikrim yok. yani şimdi yıllar sonra düşünüyorum da, bugün tuvalette sızıp kalan genç bir adama kahve ısmarlayıp dertlerini de dinlersem, sayesindedir. güzel adamlarla karşılaşmak gerek hayatta... güzel adamdır vesselam!
yaran facebook durum güncellemeleri
-
'kendilerini romeo&juliet gibi gören çiftlerin çoğu aslında safiye ile faik gibiler'
ben demedim o dedi..