hesabın var mı? giriş yap

  • bir anne-baba, çocuğunu 'acı çekmesin diye' öldürebilecek duruma gelmişse, bilin ki oğlunu kızını o kadar çok seviyor ki, artık acı çekmesine gönlü razı olamıyor demektir.

    yaşlı anam, kalp krizi geçirip ameliyat oldu ve yoğun bakımda uzun süre yattı. artık kapalı yerde kalmak nasıl bir acı verdiyse, yanına her girişimde, "oğlum beni bi 5 dakika dışarı çıkar etrafı göreyim, ne olur!" diye yalvarır oldu. doktorlara söyledim, 'olmaz' dediler, 'yapamayız, ölürse sorumluluk bizde olur', dediler. ben de mecburen boyun eğdim. annem, 1 hafta sonra öldü.

    şimdi düşünüyorum da, keşke son kez çıkartabilseydim, şöyle doya doya gökyüzünü seyrettirebilseydim, o gün de ölseydi. işte çaresizlik.

    'o duruma düşmeden anlaşılamayacak bir olay' kanımca.

    debe editi: ilk debe'mi, canım anneme armağan ediyorum. huzur içinde uyusun.

  • bir erkeği daha maskülen, daha sert ve çekici yapan özelliklerdendir. düzgün ve küçük olmayan bir çene yapınız varsa (çene ve dudak arası kalan ve çenenin uç kısmının yatay ve dikey ortantısından bahsediyorum) bunu elde etmek elzemdir ve kesinlikle zor değildir. yapmanız gereken şey çok basit. kıçınızı kaldırıp kendinize değer vermek ve düzenli spor yapmak, disiplinli olmak.

    yanaklarınız ve boyun bölgesi (gıdı) kısımları yağlı ve dolgunsa ,kendi vücut ağırlığınızın üzerindesiniz demektir. düzenli bir diyet yaparak (düzenli beslenme, ekmeği ve şekeri tamamen bırakıp düzenli spor yapma, günde 5 öğün yemek), düzenli bir spor alışkalığı ve facial exercies olarak geçen hareketleri disiplini bırakmadan yaparak elde edebileceğiniz bir şey.

    keys : how to lose face fat, cheek fat.
    exercises for jawline

    bonus : https://www.youtube.com/watch?v=bvwzyrqaszk

  • restourant'ların şu an fiyat arttırmasının en büyük sebebi et,süt,yumurta fiyatlarındaki artışla ilgili de olsa doğrudan bu değil.

    asıl sebep ekonomik yavaşlama esnasında en büyük problem olan ve kar topu etkisi gösteren fix costların dağıtılması ile ilgili. fix cost dediğimiz şey, bir iskender kebabı doğrudan etkilemeyen, tüm iskender kebaplara bölüştürülen maliyetlerden ibaret.

    örneğin iskender kebaba koyduğunuz yoğurdun maliyeti her zaman (yoğurdun kg fiyatı)/(iskendere koyulan kg yoğurt) kadardır. ancak dükkan kirası böyle değildir. onun iskender kebaba maliyeti sadece iskender kebap satan bir yerde (aylık dükkan kirası)/(aylık satılan iskender kebap sayısı) kadardır.

    yani şu an olduğu gibi dükkanlara giden kişi sayısı azalırsa (alım gücünde düşüş), hiç bir ürüne zam gelmese dahi kebap başına fix costların artması sebebi ile her şey pahalanır. buna ek olarak bir de temel gıdalarda pahalılaşma varsa bu etki katlanır.

    şu an dışarı çıktığınızda her yerin doluluk oranına bakın, herkes sinek avlıyor. durum böyle olunca eskiden kirasını 5000 müşteriye bölen mekan şimdi 2000 kişiye bölüştürüyor. eskiden vergisini 1000 müşteriye bölen mağza şimdi 500 müşteriye bölüştürüyor. bu da ürün fiyatlarında enflasyonun çok üzeri artışa sebep oluyor.

    pahalılığın anormal olmasının en büyük sebebi şu an budur. ürünlerin pahalılaşmasına paralel gelir artışı olmadığı sürece bu etki artar. geçmişte "ekonomik kriz esnasında enflasyon artışı olamaz" fikrine dayanan ekonomik bir model mevcuttu, bu ve buna benzer etkilerin belirlenmesinin ardından bu teori de çöktü gitti. yerine başka bir model geldi, bize giren çıkan herşey yeni modelde çok daha güzel anlaşılıyor.

  • ilişki iki kişi arasında yaşanan özel bir şeydir ve başkalarını buna karıştırırsan artık senin kontrolünden çıkar. maşallah kozan ailesi evinde ne var ne yok ilişkilerinde ne oldu herkesle paylaşıyorlar. yani kozan ailesinin ağzında bakla ıslanmıyor. misal,

    esma ağlamış, üzgün bir surat ifadesiyle kapıyı çalar. anne kapıyı açar.
    - aaa esma ne işin var kızım sabah sabah.
    - hiç anne........anne
    - efendim kızım
    - anne ben birkaç gün burada kalabilir miyim?
    - tabii kalabilirsin güzel kızım benim. (yanağını okşar) da ne oldu esma neden burda kalmak istiyorsun? selim’le tartıştınız mı yoksa?
    - yok anne ya daha kötü.
    - ne oldu kızım yaa annene de mi anlatmıycaksın?(kızgın)
    - anne......selim.......bu sabah...........osurdu
    - neeee?
    - duydun işte. ben de çıktım buraya geldim.
    - aaaa. tamam kızım sen git elini yüzünü yıka ben de kahvaltıyı hazırlıyayım.

    biraz sonra yatak odası,
    - cemal kalk canım esma geldi.
    - canım kızım benim.... ama suzan neden gelmiş ki sabah sabah.
    - cemal......bu sabah selim.............osurmuş. esma da....
    - kalkmış buraya gelmiş. ah suzan ah suzan. hiç büyümüyecek senin bu kızların.....................gerçi alışkın değil bizim kızlarımız böyle şeylere. biz hiç osurmadık onların yanında.
    - cemal ne yapacağız şimdi boşanırsa bunlar.
    - ah kadınım bu kadarcık şeyden boşanılır mı?

    biraz sonra telefonda,
    - alo çiçek uyandınız mı kızım?
    (çiçekle kocası yatakta oynaşıyorlardır)
    - uyandık tabii annem benim.......anne ne oldu sabah sabah kötü bir şey mi var.
    - kızım bu gün işin var mı?
    - önemli bir işim yok anne. ne oldu anlatmıyacak mısın?
    - esma geldi bu sabah......
    - eeee kötü bir şey mi var yoksa?
    - selim osurmuş esma’nın yanında çiçek.
    - neeee.. koskoca selim arhan.
    - neyse sen gelde bir konuş kızım kardeşinle.
    - tamam anne ben birazdan ordayım.

    necati-çiçek,
    - ne olmuş hayatım kötü bir haber mi?
    - sayılır. selim esma’nın yanında osurmuş.
    - hahahahaha çiçek bu mu yani?
    - ne var necati biz alışkın değiliz böyle şeylere
    - ama hayatım ben senin yanında hep osururum.
    - (sevgiyle bakar) ben seni çok seviyorum o yüzden de....
    - yani esma selim’i çok sevmiyor mu diyorsun?
    - (kızgın) ben gidiyorum necati!

    tekrar evde,
    - anne ben dayıma yardıma gidiyorum.
    - tamam oğlum.
    - anne bir şey mi oldu?
    - yok oğlum ne olsun?(küçükler her şeyi bilmez)
    - anne.....esma ablam neden gelmiş?
    - gelemez mi oğlum burası onunda evi.
    - gelir de ağlıyordu sesini duydum ondan soruyorum.
    - oğluuumm......bu sabah selim ablanın yanında osurmuş.
    - neee....
    - evet oğlum ablan da buraya gelmiş.
    - anne ben gidiyorum akşama konuşuruz. vay terbiyesiz.....

    biraz sonra arhan’ların mutfağı,
    (suzan durgundur, dalıp dalıp gidiyordur)
    - abla neyin var bugün senin durgunsun.
    - yok bişeyim nazlı sen pirinçlerini ayıkladın mı?
    - ayıkladık ya demin beraber abla.......abla senin birşeyin var anlatmıyorsun.
    - yok birşeyim kızım sen ordan bana bir domates versene.
    - ablaaaaaa
    - tamam tamam. esma geldi bu sabah.
    - eeeee
    - selim sabah yanında osurmuş.
    - inanmıyorum abla ya selim bey.
    - evet selim bey
    - valla hiç beklemezdim abla yaaa.

    bu sırada ozan’la dayısı köfte arabasının başında,
    - ozan neyin var be dayıcım. ceylan’la kavga filan mı ettiniz?
    - yok dayı allah korusun.esma ablam gelmiş bu sabah.
    - eeee
    - selim abi....sabah ablamın yanında osurmuş.
    - eh be dayım bu mu yani sorun
    - ya dayı ya osurmuş diyorum sana.
    - bu çok normal insansal bir davranış. gel sana evlilikte osurugu siradanlastirma sureci anlatayım........

    işte böyle kozanlardan birinin evinde biri osursa* bütün herkes öğreniyor bunu.

  • "iyi o zaman evlenince haber ver" gibi bir cevapla hayvanlığın sınırlarını zorlamak da mümkündür.

  • iddia ediyorum pastırma makinesi bu kadar ince kesemez.
    cimrilik, adam kazıklama, üç kuruşluk malı 33 kuruşa iteleme, aç gözlülük ve nicesi neler yaptırıyor insanlara.

    yurdumun standart esnafı işte.

  • son görülme tarihi değişmesin diye her attığı mesaj için internet bağlantısını kesip, mesajı yazıp, whatsapptan çıkıp interneti açıp bunu defalarca kere tekrarlayan insanların olduğunu gösteren program.

    daha iyi bir yöntem biliyorum: kız arkadaşınız/erkek arkadaşınız saat kaçta online olduğunuza takıyorsa ondan ayrılın. kavga çıkarıyorsa ondan ayrılın. bu kadar salaksa ondan ayrılın. bu tarz şeyleri dert eden bir adamla/kızla ne işiniz var? kılıbık mısınız nesiniz anlamıyorum. ona ne abi? istersem 06:00 da bakarım istersem 18:00'de. milletin bu kadar kölesi olmayın lan. özel hayatınıza saygı duymuyorsa basın tekmeyi gitsin.

    hep siz yüz veriyorsunuz diye böyle yapıyorlar, benden söylemesi.