hesabın var mı? giriş yap

  • yarım saattir izlediğim şeyin tarlabaşı'ndaki vinç ışıkları olduğunu yeni anladığım yağmur.

  • az önce 435 milyar lirayı 6 ile çarpıp katrilyon olarak ifade etti. hani eski para desen yine olmuyor. bu adam 84 milyonun maliye bakanı. başka sözüm yok…

    bu arada eski para ile kentilyon yeni para ile trilyon yapıyor. adamın bildiği en büyük sayı katrilyon tabi. ötesine geçince error verdi.

    şaka maka gülüyoruz eğleniyoruz ama bu adamın bizim adımıza borçlanma yetkisi var.

  • martin scorsese'in underrated filmlerinden biri. zamanında hak ettiği değeri bulamamış muhteşem bir kara mizah örneği. diyalogları, olayların gelişimi her şey ile izleyeni güldürmekten öte şaşırtan; griffin dune'un canlandırdığı paul hackett ile takdir topladığı bir film. heralde paul heckett'ın o tek bir gecede başına gelenler, pişmiş tavuğun başına gelmemiştir.

    pepe: art sure is ugly.
    neil: shows how much you know about art. the uglier the art, the more it's worth.
    pepe: this must be worth a fortune, man.

  • birkaç saat önce hayatını kaybetmiş, muazzam tasarımcı. az önce whatsapp grubundan arkadaşlarımın söylemesi sonucu dehşete düştüğüm olay.

    yaşı oldukça var elbet ancak ortada herhangi bir ciddi sayılacak sağlık problemi yokken ve dünyaya bu kadar büyük işler bırakmış bir isimken bir anda göçüp gitmesi durumu insanı dehşete düşürüyor. ister istemez gözler anna wintour'a çevriliyor. dünyaya müthiş işler bıraktı, ışıklarla uyusun.

  • calışma hayatında,savaş endustrisinde,eğitim ve belkide insanın el becerisi ,hızlı düşünme ve verimlilik gerektiren tüm işlerinde bu robotları gördükçe olacakları düşünmenin felaket tellallığı değil doğal seçilime doğru gittiği aşıkar durum.
    insan,iş ve yaşamın bazı alanlarından robotlar ve teknoloji vasıtasi ile uzaklaştıkça önümüzde çağa ayak uyduramamış,yaşam ihtiyaçlarını karşılamak zorunda olduğu için tamah etmek zorunda kaldığı vasıfsızlaştırılmış tonla iş kolunda hayatıni sürdürmeye çalışan bir yığîn olacak.
    ne insan gururu,ne törpülenmiş egolar ne de belli iş koluna sıkıştırılmış insanlar ..hepsinin doğal sonucu ekonomi,nüfus,doğal kaynaklar,ihtiyaçlar ve teknolojin varlığı ile kalabalık ve işe yaramaz bir kitlenin tüketici varlığı.
    uzayda yaşam aramak ,alternatif kaynaklar bulmak idealist adımlar olsa da sanırım insanoğlu binlerce yıldır yaptığı gibi en kestirme yoldan gidecek ve daha teknolojik aletlerle birbirini daha hızlı yok edip hayatta kalanlarla uzun yıllar bu evrende yaşamaya çalışacak.

  • insan hayatının sarsıcı donum noktalarından birisidir.
    uzun zamandır pesinden kostugunuz,icli dıslı olup bir türlü sevgili klasmanına sokamadiginiz kiz yavas yavas bıkkınlık vermeye baslamistir.
    daha az aramaya,daha az dusunmeye baslarsiniz.
    iste tam bu sirada evrenin gotos yasaları devreye girer ve kız sizin aramalarinizin yoklugunu hissetmeye baslar.icin icin sizi dusunmekte ve hatasını anlamaktadır.
    yorgun argın gecen bi is gunu sonrasi eve gelirsiniz.karnınız acikir.hersey olabilir yemek icin.yuzlerce cesit vardir elinizde.ama siz kuzu kelle yemeyi tercih ederseniz bilinmeyen bir icguduyle (evrenin gotos yasalari strikes back)
    siparis verilir kelle eve gelir.dil ayri damak ayri beyin ayri yenir.goz emilir.
    o sırada kapı calar.ah iste sigaranız da gelmistir.gider kapıyı acarsiniz.
    diliniz tutulur.elinizde tuttugunuz kuzu gozu yuzlerce ton cekmektedir sanki.agzınızın etrafindaki yaglari yalamaya calirsiniz ama nafile.
    hayran oldugunuz kiz kapinizdadir.mahcup bir sekilde gozlerini yere dikmistir.
    cok dusundum diye baslar soze
    cok dusundum ve sana haksizlik ettigimi anladim.gorundugunden cok farkli ve zarif biris... aa aa o ne elindeki goz mu o elindeki .ay goz yiosun sen yaaa

    kaltak ya.susi de yiyoruz.o zaman gelsene.

  • sınıfa girmeyen çocuk bıçaklasaydı terörist olacaktı. ama başkan bıçaklamış. şimdi soruyorum: ne işi varmış o çocuğun sınıfın dışında?