hesabın var mı? giriş yap

  • doğrusunu yapan kişidir. dışarıda yapılan vücudun içine kim bilir ne katıyorlar.

  • la madem öyle, allah ne diye müjdelenmiş olan şehri ehillerinden alıp da bu adamlara verdi demezler mi adama? allah hangi sebeple bu şehri ehillerinden almış?

  • bunun bir açıklaması vardı hala gülerim:

    “recep ivedik internasyonal bir karakter; tüm dünyaya hitap etiyor. bakın kızım fransız kolejine gidiyor, fransız kültüründen ama recep ivedik hastası”

    garibim zannediyor ki çocuğu fransızca öğreten özel okula verince çocuk ailenin kültürünü bir anda bırakıp şap edith piaf olacak.

    kızın recep ivedik seviyor çünkü annesi sensin.

  • toplum gelir duzeyinde en dipte bulustukca dünya gorusunde, yaşam tarzında, kulturde, her bokta dibe vurdu.

  • bunların türkiye'de en gözde olduğu dönem ankaralı rock gruplarının ortalığın tozunu attırdığı dönemdi. keşke kapanmasaydı o dönem de şimdiki " çay var içersen. zıkkımın kökü var yersen ", " parka gidecekmiş iki gözümün çiçeği " temalı içinde edebiyat olmayan edebiyat dergileri, berbat türkçe telaffuzuyla ağzı gözü yaya yaya söylenen yıldız tilbe, ferdi tayfur, müslüm gürses, nazan öncel coverları janrı popüler kültüre hiç hakim olmasaydı. metal, rock şeyleri iyiydi be.
    bitirirken;
    adil ve cem için... ;)
    editt: başlıktakilerle eşzamanlı olarak burzum da popülerdi bahsettiğim dönemde sanki.

  • insanın anlam arayışı kitabında şöyle der, serbest bırakılan bir tutuklunun ruhsal durumunu tasvir ederken:
    "özgürlük. bu sözcüğü kendi kendimize tekrarladık, ama anlamını kavrayamıyorduk. bu sözcüğü yıllar boyunca o kadar çok kullanmış, buna ilişkin öyle çok hayal kurmuştuk ki, anlamını yitirmişti. gerçekliği bilincimize işlemiyordu; özgür olduğumuz gerçeğini kavrayamıyorduk."

    öyle çok istemiş, öyle çok beklemiş, öyle çok hayalini kurmuşuzdur ki artık sahip olduğumuzda, sahip olduğumuz an'a dair olan hayallerimizdeki gibi coşku duymayız bazen. artık gerçekten de sahip olmanın, beklenen'in gelmesinin, bir anlamı kalmamıştır tıpkı onun dediği gibi..

  • ziraat bilmine dair iç burkan bir detay bu.

    gidiyorsun pazara, diyalog hep şöyle.

    -abi biberler acı mı?
    +karışık.

    ya da alıyorsun tatlı denen biberi, hop içinden mutlaka bir sürü acı çıkıyor.

    aga, niye bunu ayrı üretmiyonuz? lan teknoloji kurbağadan domates üretme seviyesine gelmiş, biberler hala karışık.