hesabın var mı? giriş yap

  • videodaki iki genç sahilde takılırken aniden dev bir parmak izi beliriyor üstünde de yeni çağın başlangıcı yazıyor, ne anlama geliyor olabilir altından ne çıkacak merak ederseniz takipte kalın
    bkz: esrarengiz parmak izi

  • mesele namaz kılmak değildir. mesele türk silahlı kuvvetleri'nin üniformasıyla namaz kılmaktır. laik bir devletin kurumundaysan hele bir de koskoca ordunun komutanıysan; şahsi değerlerini üniforman üzerindeyken bir kenara bırakacaksın. aksi takdirde kötü niyetli bir şovmen olursun.

    düzeltme: girdimi, ibadete karşı hoşgörüsüzlük içerdiği düşüncesiyle eleştirenler olmuş. aynı üniformayla ibadet için kiliseye veya sinagoga gidilseydi de aynı hoşgörü olurdu değil mi? müslümanın ibadeti savunulup da bir başkasınınki savunulmazsa; ortada bir zaaf vardır. laiklik de bu zaafı yok etmek için var zaten ama işte anlayabilene.

    2. düzeltme: osmanlı örnekleri verenler olmuş. bu örneği verenler ya idiot ya da hangi tarihte ve hangi devlette olduklarını unutmuş olmalı. anayasasında laiklik olan bir cumhuriyetteyiz, gelmiş şeriatla yönetilen islam devleti; osmanlı imparatorluğu'nu örnek gösteriyorsun.

  • genelde range rover olmak üzere, türevi lüks arabaların içinde standart donanım olarak bulunan concon gençtir. araçtan inerken içi ve kapişonu kürklü hırkasını ya da montunu üzerine alır. botlarının bağcıklarını bağlamaz, aşortmanın paçalarını bu yarı açık botun içine sokar.

  • aslında setüstü minik bir fırın olan, ancak geleneksel fırından farklı olarak sıcak havanın cihaz içinde kuvvetli ve eşit şekilde dağıtılması sayesinde yağsız ya da çok az yağla yemek pişirmeye yarayan alet. kısaca sıcak hava fritözü de diyebiliriz.

    sadece patates kızartması ve atıştırmalıklar değil, tavuk, balık, et, kek, kumpir, kestane, ekmek gibi birçok şeyi pişirebiliyorsunuz.

    yiyeceklerinizi fritöz benzeri bir hazneye yerleştiriyorsunuz. sıcak hava sirkülasyonu sayesinde yiyecekler kızarmaya çok benzer şekilde hazırlanıyor. farkı ise geleneksel fritözler gibi litrelerce yağ gerektirmemesi.

    3 aydır baya baya her gün en az 1 kere kullanıyorum. tek dikkat edilmesi gereken şey elektrik kullanımı. özellikle büyük modeller baya enerji harcıyor. fakat fırına göre daha kısa sürede pişirdiği için yine daha avantajlı. gereğinden fazla büyük model almadığınız sürece.

    lisansı ve en iyi teknoloji philips'e ait olsa da piyasada birçok farklı markanın airfryer'ını bulmak mümkün.

    sanırım son günlerde türkiye'de ayçiçek yağına gelen zamlarla birlikte airfryer'lara ilgi de bir hayli arttı.

    almayı düşünenler için bir rehber video hazırladım. philips airfryer essential xl modelini ise şu videoda inceledim. sağlık açısından gerçekten yararlı olup olmadığını şurada anlattım. ucuz airfryer'lar ile pahalı airfryer'lar arasındaki farkları şurada, temizlik yöntemlerini ise şurada anlattım. zira uzun süre temizlemeden kullanırsanız sonra temizlemesi bir hayli zor oluyor. özellikle rezistansın olduğu kısmı.

  • tek kelime ile yine "hayranlıkla" okuduğum yazar. çünkü demiş ki:

    bir önyargı biçimidir aşk. ihtiyaç duyduğun şeyi seversin, sana iyi bir duygu veren şeyi, işine geleni. dünyada tanıyabilsen daha çok seveceğin on kişi varken birine aşık olduğunu nasıl söyleyebilirsin? ama asla tanımayacaksın o insanları..

  • abd'de böyle eski kafa amerikalılar vardı. biz türkçe konuştuğumuzda bizi uyarır "burada ingilizce konuşacaksınız burası amerika!" derlerdi. demeye cesaret edemeyenler de garson aracılığıyla bize uyarı yollarlardı (bkz: arby's/@ssg). normalde varlığından haberimizin bile olmadığı bu insanlar bir anda gözümüzde cahil, ayrımcı ihtiyarlara dönüşürlerdi. aklımızda öyle yer ederlerdi. ama abd'deki fark oranın cahilinin baya yaşlı olmasıydı. biz ise türkiye'de o cahil ihtiylarların gençliğine denk geldik şansımıza. neyse iki üç kuşak sonra biterler herhalde.

  • atılan çay "yeşil çay"mış. şimdi rahatladım lan. bu elim olaydan haberdar olduğumdan beri na şuramda yumru gibi takılıp kaldıydı 16 yaşında çocuklar neden demlik demlik çay içiyor diye.
    benim o yaşlarımda demlik demlik çayı bir solcular kafelerinde, bir de ülkücüler ocaklarında içerdi. aslında çayın kralını ışık evlerinde şakirt bebeler içiyormuş da haberimiz yokmuş. neyse.
    (bkz: çay şakirdin mazotudur)

    aklıma sosyete kafelerinde ellerinde kara kara rize/kaçak karışık çay içen, küp şekeri hızlı erisin diye kaşık darbeleriyle parçalayan zengin bebeleri geliyordu. bu uyumsuz, bu eğreti görüntü bana tarifi imkansız acılar zerk ediyordu.
    sonunda akşam gazetesinin haberinde söz konusu çayın "sıcak yeşil çay" olduğunu öğrendim de kendime geldim. o olur bak. yeşil çaysa olur.