hesabın var mı? giriş yap

  • ali koç'un türk futbolu için ne kadar tehlikeli hale geldiğini gösteren durumdur.

    “ötekinin oğluna laf söyleyince hop oturup hop kalkıyorlar. ismail hoca'nın oğlu bütün gece kusmuş. ailesine de haber vermemiş. ismail hoca tek laf etti mi?" şeklinde açıklamaları olmuş.

    ötekinin oğlu diye bahsettiği kişi, kanser atlatan 14 yaşındaki bir çocuk. kendini haklı çıkarabilmek için konularla alakasız küçük bir çocuğu bile diline dolayabiliyor.

    ali koç'un başkanlığı bırakması hem kendisinin hem de türk futbolunun yararına olacaktır.

  • guzel bir restoranda yenen romantik bir aksam yemeginin ertesi günü isyerinde cüzdani karistirirken restoranin fisini bulmak. fise söyle bir göz attiktan sonra 8-10 parcaya bölüp masanin yanindaki cöp kutusuna atmak. sonra "allah allah bu yemek bu kadar az mi tutmustu ya?" diye düsünmek. üsenmeyip cöp kutusundan fisin parcalarini toplamak, birlestirip bantlamak ve fisi tekrar incelemek. icilen sarabin hesaba yazilmadigini farketmek (ki dikkatli bir okur yazimin basinda yemegin "romantik" oldugu belirtmemden sarabin fiyati hakkinda az bucuk fikir edinmis olmak). is cikisi her ne kadar evin ters yönünde teee anasinin terekesinde de olsa restorana gitmek, bize servis yapan garsonu bulup durumu aciklamak ve bu sarabin parasini ödemek istedigini söylemek. garsonun minnet bakislari arasinda durumu müdüre anlatmasi ve müdürün hassasiyetim icin tesekkür ederek sarabi ikram kabul etmemi istemesi. tam o sirada garsonun "bir dakika, bu gözlük sizin mi?" diyerek cekmeceden bir günes gözlügü cikarmasi. meger yepyeni gözlügü restoranda unutmus oldugumu farketmek. garsonla sarilip (evet sarildik) hayretler icinde oradan ayrilmak. bu olaydan sonra karma'ya inanmak.

    ben bilmiyor neden bu olayi böyle geronimo türkcesi'yle anlatmak.

  • ayriyetten yurtdisinda yasayanlarin da muzdarip oldugu, ekseriyetle itin gotune sokup cikarildiklari bir mevzu bu.

    misal, ben geldim amerika'ya universite okumaya. sonra da imkanim oldu, aldigim diplomadan hareketle is buldum, calismaya basladim. son 8 senemi burada gecirdim. son 8 seneye dair anilarimin, ogrendiklerimin, yaptiklarimin cogunlugu da amerika'da oldu. populer kultur adina buranin gerzeklikleriyle daha bir asina oldum mesela. falan filan.

    neyse. turkiye'ye dondugumde misal bir icki sofrasi olacak, arkadas ortami olacak cok samimi olmadigim; laf bir seyden acilacak, herkes kendi capinda deneyiminden falan bahsedecek. ben nasil dahil olacagim orda muhabbete? "ben amerikadayken..."

    e naabiim mina koyyim? burada gordugumun ambalajini degistirip turklestirerek mi aktaracagim? grey's anatomy miyim ben ki turkce senaryoya uyarlayip doktorlar diye show tv'ye gazlasinlar? ibis demezler mi adama?

    ben kendime ibis dedirtmem arkadas.

  • "her ailede aileyi mahveden, iflas ettiren, kavga çıkaran, haksızlık yapan, ortalığı birbirine katan, huzur vermeyen, hak ettiğinden fazla malı üstüne alan en az bir amca veya bir dayı vardır. bizde yok diyosanız bu kişi babanızdır!"

  • fahrettin koca beyanıdır. link

    lokantada bulaşan virüs, camide bulaşmayacak demek ki.

    neyse, namaza gidiyorum diye dışarı çıkıp sahili turlayıp eve dönme fikri, çık aklımdan.

  • son zamanlarda çok sık karşılaştığım bir durum. türkler'den sonra ruslar, polonyalılar, almanlar ve ukraynalılar gelir. bunun sebebi de bu ülkedeki oyuncuların zerre ingilizce bilmeden oyuna girip, toxic davranışlarda bulunmaları ve hilenin dibine vurmalarıdır. almanlar ingilizce biliyor ama onlar da çok fazla hileye başvuruyor.

    bu online oyunların en önemlisi olan (bence) ve takımın (dolayısıyla topluluğun) en çok önem arz ettiği oyun csgo, son zamanlarda iyice sapıttı. eskiden de bir hile sorunu vardı ama oyun ücretsiz erişilebilir olduktan sonra delilik seviyesine ulaştı bu sorun. maçıma gelen hilecilerin çok büyük bir kısmı türk. karşıya bir takım geliyor, 5 kişi türk hepsi de hile. rankım da düşük değil lem seviyesinde 5 kişi prime olarak giriyoruz. demoyu izliyorum adam yere baka baka gidiyor. lem seviyesinde adam yere bakar mı? bunlar bir de legit olanları. legit olmayanlar direkt spinbot açıyor döne döne vuruyor. legit oynamaya çalışanlar da chat'ten bizim takımın sinirini bozmaya çalışıyor. hayır, ulan hile olduğunu anlamasak neyse de karşısındaki adamı da kendi gibi silver sanıyor salaklar. (silver'lara bir şey demiyorum, tecrübeyi kastediyorum.)

    hile kısmı dışında çok uyumsuz bir milletiz. bazen yan lobilerden türkler'le giriyorum. adam kendi takım arkadaşına demediğini bırakmıyor, karşı takıma da demediğini bırakmıyor, oyunun içine edip gidiyor. sırf oyun bozmak için oyuna giriyorlar sanki.

    velhasıl kelam online oyunlarda durum böyle. bu aptallar bizim adımızı kirletiyorlar, bu sebeple oyunda türk'üm dediğin an "muted" diyor adam. yapacak bir şey yok. ülkenin çoğunluğu seviyeyi gösteriyor zaten. bu yüzden steam hesabımda hem ülke görünmüyor hem de "nerelisin?" diye sorarlarsa troll cevaplarla geçiştiriyorum. üzücü bir durum.

  • her yerde karşımıza çıkan kızlardır bunlar. özellikle barlarda "seni sepetledim kime ne hayat benim sana ne *" gibi sözler içeren aşk marketin en rezil şarkılarında ellerini, avuçlarını açarak ileri geri sallarlar. omuz dirsek arası sabit koldan ele kadar olan kısım ileri geri sallanacak şekildedir. avuçlar dediğim gibi açıktır. arada "ben" geçen kısımlarda kişi kendini göstermeli, "defol git hayatımdan... aşksız hayat pek güzel" gibi kısımlarda ise elin dışı karşıya bakacak şekilde "illallah" haraketi yapılmalıdır göğüs hizasında. bir agresyon içerir. "haaaeartıığğk sevmeğyeceeeğğiiim" de kollar yukarı doğru iyice açılır arkadaşa gözler bereltilerek bakılır.. klip gibidir... ben gıcık olurum yapana tekme atarım tersim pistir.

    bir de şöyle bir alt grubu var bunların...
    (bkz: okul servisinin arkasinda sarki soyleyen kiz grubu)