hesabın var mı? giriş yap

  • maalesef ülkemizde bir hastalık halini almış olan takip mesafesi kuralına uymamaktan kaynaklanmış olduğunu düşündüğüm üzücü kaza.

    yetkililerin acil olarak önlem alması gerek çünkü ülkemizde kimse takip mesafesi gibi trafiğin en hayati kuralına uymuyor. aksi gibi uyan kişileri de enayi olarak görüp bıraktıkları mesafeyi saygısızca doldurarak kurunun yanında yaşın da yanmasına sebep oluyor bu saygısızlar.

  • bo$u bo$una ve körü körüne, sadece diploma için okumak. i$sizlik savunulacak bir olay değildir, ya da altına girilecek bir olay değildir. ben henüz öğrenciysem ve 2. sınıfta okuyorsam ve her yaz minimum aylık 1000 tl olmak üzere kendime i$ bulabiliyorsam, bu benim kendime yaptığım yatırımın meyvesini topluyorum demektir. üniversiteden mezun olmakta bi$ey yoktur. önemli olan üniversiteye girdiğin zaman ile çıktığın zaman arasında, kendine diplomadan ba$ka neler katabildiğindir. efendim gitmi$sen sempozyumlara, eğitimlere, kabartmı$san cv'ni, insanlar sana bakınca, mezun ama i$siz demek yerine, okulu uzattı ama çocuk bi yandan da çalı$tı diye söz ediyorsa bilin ki siz kefeni yırtmı$sınızdır. yoksa türkiye gibi 80 milyonluk bir ülkede i$sizlik diye bir olayın ba$göstermesinin ne kadar muhtemel olmadığı da a$inadır.

    diğer bir hususta, i$sizliğin sebebi olarak değinebileceğimiz, maa$ beğenmeme. lan oğlum, madem kriz var diyosun, açım diyosun, ekmek yiyemiyoz ak$am diosun, ne diye sana aylık 650 tl veren adamın yanında çalı$mıyosun? üniversite mezunsun diye mi? afedersin ama bu $ekilde bir zihniyetle devam edersen hayatına, o diploma zamanla dolabının içinde bir anı olarak yer bulacaktır. i$levsiz ve sadece sorana göstermek için. günümüzde üniversiteden mezun olup ta fahi$ ücretlerle çalı$ma hayatına ba$amak, takdir edersiniz ki, ütopik olacaktır. bunları kapitalizm mapitalizm muhabbetine girip detaylı anlatmaya gerek yok kanımca. onun için sevgili mezun arkada$lar, sadece $unu dü$ünmelisinizi. ne kadar maa$a çalı$mak istiyorsunuz? bu soruyu bi kendi kendinize cevpalayın, sonra da biraz oturup dü$ünün, örneğin aylık 5000 tl'ye çalı$mak istiyorum, 4 sene okul okudum, ingilizce biliyorum diyeceksiniz. çok güzel diyeceğim sizlere. eğer bir $irket size 5000 tl maa$ veriyorsa, bilin ki aylık sizin $irket kar'ına etkiniz minimum 7000 tl olmalıdır ki, mutual bir mutluluk ve huzur sağlanabilsin. sadece mezun olmayla bu i$ler oluyo mu? tabi ki olmuyo. onun için gençler ve kendini gençliğe hazırlayan arkada$lar, size tavsiyem $udur ki, kendinize bir$ey katmadığınız günleri ya$anmı$ olarak saymayınız.(bkz: papillon)

  • katlanablir sandalye, beyaz şapka ve dizine kadar inen krem şort üzerine giydiği düğmeleri yarısına kadar açık gömleği standart donanımı arasındadır.

  • aslında bunun çok önemli bir nedeni var ve yıllardır kimse dile getirmiyor. yine iş başa düştü, ben ifade etmeye çalışayım ve milyonlarca insanın yüreğine fuse tea serpeyim. bu benim başıma da geldi esasen. şimdi... mesela sen kanepede yatıyorsun fakat uyumuyorsun, gözlerin kapalı sadece. o sırada biri odaya giriyor ve senin gözlerinin kapalı olduğunu görüp hemen yapıştırıyor: "aa yavrum uyumuş, ses etmeyin ses etmeyin uyumuş.. ay yoruldu tabii." evet bu cümleleri her insan evladı duymuştur. şimdi bu cümleleri duyduktan sonra biz nasıl diyelim "hayır lan ben uyumuyorum, bi' yanlışlık var." diye? diyemeyiz. neden diyemeyiz? çünkü o ortamın güzelliğini bozmak istemeyiz. bırakalım öyle sansınlar bakalım n'olcak diye sonuna kadar takılırız bu yalanın peşine. baktık ki yalan bozulacak, seslerden rahatsız olduğumuzu ifade edecek şekilde kıçımızı diğer tarafa dönüp şöyle 3 saniyelik bir esneme hareketi yaparak sağ gözümüzü yarımca açıp "ımmh..." diyerek halıya anlamsız bakışlar atarız. yani bunun seni beni yok. bu hareketi kaşgarlı mahmut da yapmıştır, gabriel batistuta da yapmıştır. bu hareketin dini dili ırkı yok arkadaşlar.

  • iş için bi şehirdeyim. ertesi gün saat 15'te toplantı var. otelde gece kendi kendime "öğlene kadar yatarım, sonra kalkar giderim" dedim. uyandığımda saat sabahın 6 sıydı. dön dön uyuyamadım. çıktım dışarıya. şehir merkezinde yürümeye başladım. yürü yürü vakit geçmez. saat 9'a doğru sinemanın önünden geçiyorum. "bi film izleyeyim bari vakit geçer" dedim. köstebek filmi girmiş o ara gösterime. sinema 10'da açılıyormuş, bekledim açılsın diye. açıldı, gişeye yanaştım "köstebek'e bir tane bilet" dedim. "filmi oynatmamız için en az 3 bilet satılmalı" dediler. lan manyak 3 bilet al otur izle filmi işte.

    ben ne yaptım? sinemanın önünden geçenleri çevirdim "çok güzel film buyrun beraber izleyelim" diye. 2 kişi buldum oturduk izledik filmi.

  • "columbia" sevdiğimiz ve kullandığımız markalardan biri fakat yurtdışında 1 birime satılan ürün, türkiye'de 2-3 birime satılıyor. bu durum sadece vergilerle açıklanamaz. konu, x'te de tartışılıyor bkz.link.
    columbia merkez ofisi, türkiye distribütörünün belirlediği fiyatlara karışamayacağını belirttiği bir mail attı. kısaca ya boykot edeceğiz ya da 3.000 tl'lik mala 10.000 tl ödemeye devam edeceğiz. umarım columbia türkiye bu uyarıyı dikkate alır.

    edit: amazon'dan daha ucuza alabileceğimi ben de biliyorum. columbia dünya çapında pahalı bir ürün değil. tüm dünyada insanlar makul fiyatlarla ulaşabiliyorlar. bu duruma tepki göstermek en doğal hakkımız.

  • biz bu tipleri neden yabancılara satılan kurumlarımızın nöbetini tutarken göremiyoruz? ya da rant için sit alanlarının talanına karşı nöbette? biz bu insanları neden geçinemediği için kendini yakan adamın ya da ısınamadığı için kendisini asan annenin yanında göremiyoruz ? biz bu vatan aşıklarını neden bu bizim savaşımız değil mehmetçik neden orada dediğimizde göremiyoruz ? olmadıkları o kadar çok yer var ki saymakla bitmez ama oldukları yerler hiç değişmiyor.
    biz bu insanları neden sadece ayrıştırmada , öfkede, suçta görüyoruz?
    insanlık suçu işlemek için elinde tuttuğun benim de bayrağım hasta ruhlu eylemlerinize alet edebileceğiniz bir tür kalkan değil.