hesabın var mı? giriş yap

  • ekşi sözlük'ü ilk gün kodlayan adam olmak dışında 16 yılı aşkındır ekşi sözlük'ün yöneticisiyim. yönetici derken her anlamda: sitede admin, yazılım ekibinde yönetici, yönetim kurulunda başkan, sokakta beyefendi, mutfakta aşçı vesaire. 16 yılda ekşi sözlük türkiye'de en çok ziyaret edilen üçüncü yerel web sitesi olmaya kadar yükseldi. her ay 21 milyon kişi tarafından ziyaret ediliyor. üstelik yabancı sosyal mecraların yükselişinden de etkilenmedi. tam tersine onları kapsamadığı bir alanda bambaşka bir form ve dinamikle devam ediyor.

    2004'te abd'ye microsoft'ta çalışmaya gittikten kısa bir süre sonra firmanın tüm idaresi benim yokluğumda ortağım başak purut'un üstüne kaldı. 2009'da geri dönene kadar o atıl haliyle ayakta tuttu. 2010'da sözlüğü yenilemeye giriştiğimizde ise ben hem daha çok keyif aldığım hem daha tecrübeli olduğum teknik konulara eğildim. milyonlarca insanın istifade ettiği 11 yıllık bir mirası dönemin ihtiyaçlarına göre yeniden yapılandırma yükünü sırtlandım. bu konuda iyi çıkardığımız işler olduğu gibi sonuçtan sizin gibi bizim de memnun olmadığımız kısımlar oldu. ama sonuçta ekşi sözlük 2015 itibariyle gelişimini ve popülaritesini yitirmeden büyümeye devam ediyor.

    bu dönemde, yani son 6 yıldır, ekşi sözlük'ün iş strateji ve modellerini pratik olarak başak üstlenmiş durumda. yapısal yeniliklerin kayda değer kısmı da kendisinin projeleridir. siyasi liderlerin reddit tarzı ama oturumları bunun en son örneği.

    yillardır konuşmalarımda ve röportajlarımda ekşi sözlük'ün ben olmadan devam edebilmesinin en büyük hayallerimden olduğundan bahsettim. bunun bir noktasında manzarayı bensiz hale getirmek elzemdi. hem bu hem de bazı yeni projelere odaklanma sebebiyle ekşi sözlük'ün sahibi ekşi teknoloji ve bilişim a.ş.'deki yönetim kurulu üyeliği dahil olmak üzere tüm yöneticilik görevlerimden ayrılmış bulunuyorum. sadece çok uzun zamandır yazarlara borçlu hissettiğim ve tasarımını tamamladığım bir api meselesi var. onunla ilgileneceğim.

    yönetimi başak purut'a devrediyorum. başak ekşi sözlük'ü yakından tanıyor, dinamiklerini biliyor. "adam yiyor ama çalışıyor". başak'la ekşi'nin yüzleşmesi gereken en önemli iki değişimin nitelikli içeriğe erişimin kolaylaştırılması ve yazar onayı için yıllarca sırada beklemenin düzeltilmesi olduğunda mutabıkız. onun da bu iki problemi çözme konusundaki kararlılığını biliyorum.

    takip edenlerin bildiği üzere ekşi sözlük benim için hala bireysel içerik paylaşımlarım için en favori ortamım. 50 bin entry sonra kullanıcısı olmaktan hala çok memnunum. sadece bir paylaşım platformu değil, şahsi hafıza olarak da çok istifade ediyorum. kullanıcısı olarak bir yere gitmiyorum. buradayım.

    tldrkelam: bir sedet yönetiminin sonuna, yeni bir dönemin de başına gelmiş bulunuyoruz.

    not: bu entry'yi uçaktan yolluyorum. uçaktan entry girmek ilk kez yaptığım bir şey değil (bkz: #9353774) ama hala bilimkurgu gibi.

  • iki maçtır sıçrayan brezilya'ya sıradaki maçta almanya'nın koyacağını müjdeleyen çekirgedir

  • mitolojide en nefret edilen, kavgacı pislik, antipatik tanrı değil mi ares? direkt deyyus koysalardı.

    edit: eski sevgilimin yeni ismiymiş! şaka değil, resmi olarak ismini ares olarak değiştirmiş. öyle deyyusa da anca böyle isim yakışırdı.

  • babayla obsesif kompulsif kisilik bozuklugu hakkinda konusuluyor..

    - baba bugun eksisozlukte baktim bende galiba ocd varmis eskiden..
    + nasil bir seymis o?
    - mesela bazen bana cok fazla oluyor, basamaklari bi daha cikmazsam annem olcek, bagaj kapagini bi daha kapatmazsam babam olcek gibi. ama eskiden vardi simdi astim..
    + nasi astin peki?
    - bi kac kere "nolcak lan kapatmiyorum bagaj kapagini" dedim..
    + (gulerek) essoglessek nolur iki kere kapatsan kapagi!

  • kuralları olmayan bi' cin. "he he üç harfliler he, tabii" deyip lapss diye çarpıyor. sürprizli bi' cin. evet.

  • yazar kasa atan adam değil, yazar kasa atması için meclise gönderilen adam.

    aynı hafta içinde yazar kasa atma, hastane raporları, rahmetli ecevit'in ayakta duramadığı, meclis basamaklarının ecevit çıkabilsin diye kısaltılacağı haberleri medya tarafından pompalanmıştı. bunu organize edenler; rte liderliğinde siyasal islamcıları iktidara hazırlayan abd (büyükelçi yrd. temsilciliğinde) ve o zamanlar -maalesef- hükümet ortağı olan mhp (tuğrul türkeş temsilciliğinde) idi. haberleri köpürten de doğan medya grubuydu (aydın doğan temsilciliğinde).

    sonra da abd ile iş tutan mhp her nasılsa başka mecraları abd'ci olmakla suçladı. rte'yi iktidara taşıyan aydın doğan da rte tarafından çöpe çıkarıldı.

  • bazı serseri ruhlu futbolcular vardır ki iyi oynarlar, yetenekleri yüksektir, değişik kabiliyetleri vardır, stardırlar, piçlik yaparlar, taraftar bu adamları çok sever ama böyle adamlar genelde sorunlu olurlar, kırmızı kart görürler, hocaya posta koyarlar, rakiple dalaşırlar, takım arkadaşlarıyla kavga ederler, özel hayatları yüzünden formlarında iniş çıkışları çok olur, iki güldürür, bir ağlatırlar taraftarı. her şeyin güzel gittiği bir maçta gider kırmızı kart görürler. günün sonunda kârda mıyız zararda mıyız anlamazsın. misal quaresma böyle bir adamdı.
    drogba'yı hatırlayın. büyüklüğü ve katkısı tartışılmaz bir figürdü. ama ucl de chelsea maçlarında frikikte 45 metreden kaleye şut atacak kadar kendine oynardı. egosunu tatmin ederdi.

    icardi, pic mi, evet pic. ırz düşmanı mı, ırz düşmanı.

    ama adama bakıyorsun adam tepeden tırnağa safi efendi takım oyuncusu. sanırsın ergün penbe amk. takım arkadaşlarına çok saygılı, rakibe ve hakemlere karşı zarif, ince. takım şampiyon olmuş, bu gitmiş ankaragucu oyuncularını tek tek tebrik ediyor. okan'ı, okan'ın oğlunu sırtlıyor. bunun çeyreği kadar kariyeri olmayan adamların havasından yanına yaklaşılmaz. en küçük bir kibrini görmedim, sıfır efo, adam dogru dürüst sarı kart bile görmedi. kral top oynadı, örnek sporcu gibi davrandı. güzel izler bıraktı. büyük yetenek, devasa bir karaktermiş hakikaten, üstelik bu adam kiralık olarak bizde, sanırsın metin oktay. öylesine bir aidiyet. dünkü kutlamalara bakın, koca koca adamlar "aşkın olayıım" diye bağırıyor.

    açın maç videolarını durdura durdura futbol uzmanlarına izletin, adam her pozisyonda en doğru kararı veriyor. yüzdeye vursan, 100 pozisyonun 98 inde doğru olanı yapmıştır, o derece rasyonel. pas verilecekse pas verir, şut cekilecekse şut çeker, doğru tercihi hep yapabilen birisi. bu kadar efektif oynayan adam görmedim ben. her hareketi buram buram kalite kokuyor. adamı karısı seviyor, çocukları seviyor, sevgilileri seviyor, milyonlarca taraftar seviyor, rakipler bile seviyor. bir messi sevmiyor. o da karısını kapar diyor korkuyor zahir. neyse dağıtmayalım. buralara gelir, iki gol atar, 3 maç sakatlanır, 5 maç kırmızı görür, rakiple dalaşır, arkadaşlarıyla kavga eder sonra çeker gider diye düşünüyordum, adam korkunç disiplinli ve tutarlı oynadı. bir penaltıda laubalilik yaptı diye hemen yanlışını anladı ve sonraki penaltılarda ağları yırttı.

    neticeten 120 yıllık kulüpte, kusursuz bir performans sergileyip, güzel hatıralar bırakan ender futbolculardan biri oldu.

    abartmıyorum, bugün bile takımdan ayrılsa kendisinin ismini gs tarihinin ilk 10 ismi arasına tereddütsüz yazarım.

    edit: aa debe olmuş aşk adam.
    her şeyin yeterince kötü olduğu ülkede yüz güldüren ender kişi ya da şeylerden biri.
    tekrar edeyim;

    "aşk adam"