hesabın var mı? giriş yap

  • en kötüsü abimin abime yaptığıdır.

    büyük abim küçüğüne şemsiye verir. "al bak bu paraşüt, atla." der. öbürü şemsiyeyi açıp sıkıca tutar ve birinci kattan atlar akabinde yere çakılıp ağlamaya başlar.

    edit: düşen abim mesaj attı, tom ve jerryde görmüştüm o zamanlar makul gelmişti dedi.

  • bir kadin ve bir erkek cayirda yurumektedir. erkek ciceklerin ustune basar;

    - aay mukerrem, basmasana ciceklere! onlar da canli...
    - ohoo.. hersey de canli mina koyayim... yok kopegi kirma mukerrem, yok kusu dovme mukerrem...
    - kusu mu dovdun?
    - e, ucuyo...

  • 1 ve 4'üncü maddeleri değil, üzerinde görüşmeler tamamlanan ilk 4 maddesinin kabul edilmesidir.

    07:30 editi: teklifin tamamı kabul edildi ve yasalaştı.

    peki şimdi ne olacak? önce bi kanun teklifi özetle neyi getiriyor madde madde yazalım:

    madde-1: sosyal ağ sağlayıcı nedir/ne demektir tarif ediliyor.
    madde-2: yer sağlayıcılarına tebligatların ne şekilde yapılacağını tarif ediyor.
    madde-3: yer sağlayıcıları 5651 sayılı kanun'un 5. maddesinde belirtilen yükümlülükleri yerine getirmezse 100bin lira ile 1 milyon lira arası para cezasına çarptırılıcak(teklif metninde "10bin lira" olan ifade önerge ile 100bin lira olarak düzeltilip kabul edildi)
    madde-4: kanunun 8. maddesinde (5651) geçen "erişimin engellenmesi" sözü erişimin engellenmesi ve/veya içeriğin çıkartılması cümlesiyle değiştirildiğini söylüyor.
    madde-5: kanunun 9. maddesinde (5651) geçen "erişimin engellenmesi" sözü erişimin engellenmesi ve/veya içeriğin çıkartılması cümlesiyle değiştirildiğini, içerik çıkartma kararları yer sağlayıcı tarafından 4 saat içinde yerine getirilir, "unutulma hakkı" ile ilgili detayları içeriyor.
    madde-6: sosyal ağ sitelerinin,
    türkiye'de temsilci bulundurması gerektiğini, bulundurmazlarsa tebliğden itibaren önce;
    a- 15 gün sonunda 10 milyon lira,
    b- 30 gün sonunda 30 milyon lira,
    c- 30 günün sonunda reklam yasağı,
    d- 3 ay sonunda %50 trafik daraltma,
    e- 30 gün sonunda %95'e kadar trafik daraltma uygulanır
    sosyal ağ siteleri 5651 sk'nun 9-9a maddeleri uyarınca yapılan başvurularla ilgili 48 saat içince cevap vermek zorunda
    sosyal ağ siteleri 6 ayda bir türkçe olarak rapor vermek zorunda
    sosyal ağ siteleri türkiye'deki kullanıcı verilerini türkiye'de tutmak zorunda
    madde-7: hangi maddenin hangi tarihte yürürlüğe gireceğini söylemekte.
    madde-8: kanunun ne zaman yürürlüğe gireceğini belirten yürütme maddesi
    madde-9: yürütme maddesi

    *** *** ***

    teklif, yasalaşırken bazı maddelerinde; özellikle yürütme maddesinde değişikliğe gidildi ve 1 ekim 2020 itibariyle yürürlüğe girecek şekilde düzenlenerek kabul edildi.
    kaynak: görsel

    yani kanun 1 ekim itibariyle yürürlüğe girecek. sosyal medya platformlarının türkiye ile şu an olan ilişkilerine bir bakalım.
    facebook: türkiye ofisi yok, türkiye temsilcisi var. türkiye'de data merkezi yok. veri paylaşımı yok.
    youtube: türkiye ofisi var, türkiye temsilcisi var. türkiye'de data merkezi yok. veri paylaşımı yok.
    instagram: facebook ortak şirket olduğundan facebook temsilcisi de olduğundan var denebilir. türkiye'de data merkezi yok. veri paylaşımı yok.
    twitter: türkiye ofisi yok, türkiye temsilcisi yok. türkiye'de data merkezi yok. veri paylaşımı yok.

    peki 1 ekimden sonra ne olacak?

    burada türkiye ile hiçbir şekilde ilişki kurmayan twitter üzerinden örnekleyerek gidelim.
    1- kanun 1 ekim 2020'de yürürlüğe girdikten sonra btk başkanınca twitter'a 15 gün içinde temsilci ataması yönünde yazı gönderilecek.
    2- twitter 15 gün içinde temsilci atamazsa sürenin sonunda 10 milyon lira ceza kesilecek.
    3- bu cezayı takiben 30 günün sonunda yine atamazsa 30 milyon lira daha ceza kesilecek.
    4- bu cezayı takiben 30 günün sonunda yine atamazsa türkiye'den hiçbir firmadan reklam alamayacak.
    5- bu cezayı takiben 3 ay sonunda yine atamazsa trafiğinin %50'si yavaşlatılacak.
    6- bu cezayı takiben 30 günün sonunda yine atamazsa trafiği %95'e kadar yavaşlatılacak.

    yani, türkiye'de temsilci bulundurmayan, türkiye'den gelen taleplere cevap vermeyen, türkiye'den bu sitelere giren kişilerin datalarını türkiye'de tutmayan, 6 ayda bir türkiye'ye rapor sunmayan sosyal medya platformlarının trafikleri 6 ay 15 günün sonunda %95'e kadar yavaşlatılarak girilemez hale getirilecek.

    yani, 15 nisan 2021 itibariyle türkiye'de çoğu siteye ulaşamayabiliriz. vpn'li günlere geri dönüyoruz.

    bu yasa ekşi sözlük için ise bir sorun teşkil etmiyor. çünkü zaten ekşi sözlük'ün merkezi türkiye ve haliyle temsilcisi var. yasa kararlarını uyguluyor, kullanıcı bilgilerini paylaşıyor, dataları türkiye'de tutuyor.

    ben olacak olanı size söyleyeyim. türkiye’de temsilcisi olmayan hiçbir sosyal medya platformu temsilci falan atamayacak. olanlardan data ve ip vb talep edilenler de ofislerini kapatacak. bu yasanın bir benzeri fransa’da özgürlüklere aykırı d denerek iptal edildi. bir benzeri rusya’da çıktı ve hiçbir şirket data merkezi vs kurmadı, rusya geri adım attı. almanya yasayı yaptı ama uygulayamıyor; facebook ile davalıklar. bu ülkelerle uzlaşmayan şirketler türkiye ile hiç uzlaşmaz, 9 ay sonra da trafikleri resmen felç edileceği için ne facebook’a ne twitter’a ne de youtube’a vpn olmadan giremeyiz.

    ülkenin gençlerinin işi yok.
    oyun oynamak istese bilgisayar veya konsol alabilecek parası yok.
    makyaj yapmak istese kaliteli malzeme alacak parası yok.
    gezmek istese alıp başını giden döviz kurları yüzünden gezecek, pasaport bile alacak parası yok.

    bu çocukların umudu yok. umutsuz bu çocukların elinde kalan tek eğlence de twitter’da kafa dağıtmak, youtube’da parasızlık sebebiyle yapamadıklarını izlemek. ve siz şimdi bunu da onların elinden alacak bu yasayı meclisten geçirdiniz.

    çok iyi yoldasınız. aynen böyle devam edin. bu gençler bunu unutmayacak, 2023’te bedelini sandıkta size ödetecek. bunu da bilin.

    olan bize olacak özetle.

  • küççükken sık sık öznesi olduğum cümledir, hatta bu cümle beni nitelemiş bir sıfattır.

    annemin altın gününde annem kısır yapmıştır. ancak kısırın yanına konan marul yetişmez. eli kolu dolu olan anne insanı, 6 yaşındaki erkek çocuğu görünümlü kızını (ben) bakkala yollar. evden çıkmadan önceki son konuşmalar şu şekildedir ;

    -duyycim : anne bak bi tane mi marul istiyosun, sadece bi tane mi alıcam ?
    -anne : aaa delirtme insanı bi tane dedik ya işte hadi çabuk.
    -duyycim : anne bak emin misin.
    -anne : çabuk dedim !!!
    şimdi bu diyalogdan marul alınması gerektiğini ve bir tane alınması gerekliliğini idrak etmek zor değil. ben de öyle yaptım. bakkala gittim. bi tane marul istedim. bakkalın itinayla koskoca maruldan bir yaprak koparmasını bekledim. bakkal kuşa vericem zannetti. üstüne bi de yok annemim günü var, az geldi ondan alıyorum dedim. bakkal pişkin pişkin poşete koyayım dedi, koy amca dedim. poşeti sallaya sallaya, hoplaya zıplaya eve geldim, bir yaprak marulla. bu arada yolda oynayan arkadaşlarıma katılmadım anneme marul yetiştirmenin ciddiyetiyle.
    annem marulun nerde oldğunu sorunca poşeti gösterdim ama annemin o aptal mısın imalı bakışını hiç unutmadım yıllar yılı. annem ' iyi otur o marulu ye şimdi, sonra git canın istedikçe birer birer al gel olur mu' dediğinde de ciddi olduğunu sanmıştım, neyse ki canım istemedi.
    işin ilginç yanı, bütün göstergeler bu yönde olsa da, iq veya eq ile ilgili bir problemim yıllar yılı çıkmadı.

  • aralarında,kibarca "sanırım cam kenarı benim beyefendi" şeklinde uyarı aldıktan sonra hala "ben cam kenarı istemiştim, cam kenarı benimki olması lazım" şeklinde manasızca inatlaşan cinslerinin de bolca olduğu güruha mensup şahıs.

    o adam cam kenarından kalktıktan ve kendisine ait olan koltuğa geçtikten sonra yolculuğun sinir harbine dönmesi de bonustur.

    uyarmasan "sünepe miyim lan ben, niye hakkım yenilince sesim çıkmıyor benim?" diye kilometrelerce insan kendi içini kemiriyor.
    uyarsan yolculuk boyu yan koltukla ilişkiler ikinci katip düzeyine iniyor.

    ne var be arkadaşım senin olmayan yere hiç oturmasan da sağlıklı psikolojilerimiz yolluğumuz olsa.

  • acemliğin daha ilk haftası... eğitim çalışmaları başarıyla (!) sürerken bölük çavuşu koşturarak gelir. düdüğünü çalıp bölüğü sıraya dizer, önden dokuz sıra çömelir:

    -arkadaşlaaaar! aranızda metin toç diye biri varmış. tugay komutanımız acilen onu görmek istiyor.
    430 kişilik bölükten çıt çıkmaz.
    -metin toç diye bir yok mu aranızda?
    ...
    -metin koç var mı?
    ...
    -metin diye biri var mı?
    ...
    mete koç? soyadı toç, koç ya da yoç olan biri?
    ...

    20 dakika sonra aynı çavuş elinde bu kez bir kağıtla gelir.
    -arkadaşlar, içinizde macintosh kullanmayı bilen var mı?

    tugay komutanının bilgisayarında bir sorun çıkmış, kısa dönemler arasında mac'den anlayan biri vardır deyip bizim bölüğe sordurmuştur. tabii tugay komutanının macintosh'u çavuşa ulaştığında ete kemiğe bürünüp metin toç olmuştur.

  • bizim bölümden alpaslan ve bahadır adlı iki arkadaşın 2-3 sene evvelinde lineer cebir dersinde yaşadıklarınıda geçtiğimiz günlerde daha yeni duydum.

    bu iki eleman küçük bir sınıfta yapılan derste canları sıkılınca "hangimiz daha uzun süre bacaklarımız sıranın üstünde durabilecek" yarışması yapmaya karar veriyorlar. hoca tabi bunları farkedince çıldırıyor ve;
    hoca - siz ikiniz...çıkın dışarı!
    b & a bu çağrıyı üzerine alınmıyor
    hoca - size dedim! o ayaklarınızı indirip çıkın!
    bahadır - yürü alpaslan yürü, bize ders mi yok!
    alpaslan - heee sanki ne..