ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
yeni uyanmış kız sesi
-
bu sesten etkilenen ne kadar da çok insan varmış meğer. halbuki benim kendi, öz babamın beni erkek zannedip telefonun diğer ucunda çıldırmışlığı bile mevcuttur.
koç üniversitesi'ndeki pikachu
-
holy shit holy shit diye inleyen bir adet türk mert barındıran video.
gülsüm elvan'ın yavuz bingöl'e verdiği cevap
-
yavuzcuk, bunu tekrar tekrar oku, hatta çerçeveletip görebileceğin her yere as. o her zerresini para bürümüş gözlerine insanlık nedir hatırlatır.
"ne hırsızlık ne arsızlık yaptın da bizi bastırmaya çalışıyorsun? o meydanda olsan sen de yuhalayacak mıydın? ne ben, ne de ailem bizi yuhalatanın da yuhalayanın da ailesini tanımayız, ismini de bilmeyiz, ağzımızdan asla kötü söz söylemez, aklımızdan ve kalbimizden asla kötü düşünce geçirmeyiz.
ancak biz seni dünyaya getiren o güzel kadını tanırız, ellerinden öper, önünde saygıyla eğilir ve olur da bir haddiniz bilmez ona dil uzatırsa bedenizmizi siper ederiz. sen yine de o onurlu ve güzel kadına laf etme şerefsizliğini gösteren bir alçak olursa, çık ve ilk konserinde beni berkin elvan'ın annesi gülsüm'ü yuhalat. gocunmam, yaralanmam, üzülmem. derim ki şahsenem bacı anamdır ona gelen bana gelsin."
gülsüm elvan 03/12/2014 ankara
http://www.cumhuriyet.com.tr/…de_beni_yuhalat_.html
15 ocak 2018 beşiktaş tanıtımı
-
bir fenerbahçe taraftarı olarak benim bile tüylerimi diken diken etmeye yettiyse, beşiktaşlı arkadaşları tahmin edemiyorum. bir futbol kulübü için fazlasıyla kaliteli, vizyon kokan bir tanıtım olmuş.
not: bu arada bir tane galatasaraylı arkadaş mesaj kutumu yeşillendirmiş, iki tane artı veya favori için devam et yazmış, bu adamların yıllardır nasıl bir eziklik psikolojisi içinde olduğunu unutmuşum teşekkürler gs'li arkadaş.
16 kasım 2014 türkiye kazakistan maçı
-
maçın yayıncı kuruluşu olan show tv'nin tanıtım videolarında "a milli takımımızın kader maçı" olarak lanse ettiği maç. 30 senelik hayatımda brezilya, almanya, portekiz, senegal, hollanda, ingiltere, isviçre, hırvatistan, çek cumhuriyeti... vb. kader maçları görmüş bir birey olarak kazakistan'ın kader mücadelesi olmasına sövmeyeyimde ne yapayım!
gece süpürge açan komşuya atılan mesajın cevabı
-
ogretmen maasiyla boyle bir daire nasil aldiniz? ciddi anlamda igrenc insanlar var.
üniversitede fark edilen gerçekler
-
a101'in bim'den daha ucuz olması lakin bim'in a101'den daha kaliteli olması. mesela a101'de plastik sucuk 3 lira ve bim'de plastik sucuk 5 lira fakat bim'deki sucuğun tadı daha çok plastiğe benziyor, yani yerken yemeğin tadını alıyorsun, ağzına bi' asfalt değmiş gibi oluyor. oysaki a101 sucuğunda ne bi' plastik kokusu ne bi' kıkırdak, dümdüz domuz etini dizmişler, bıçakla keserken bıçak bile tiksiniyor, yana kaçıyor bıçak.
japonya'da 25 saniye erken kalkan tren skandalı
-
söz konusu olaydan 2 hafta önce tokyodaydım. resmen şansa yaşıyoruz
6 kasım 2008 benfica galatasaray maçı
-
dört italyan ile birlikte izlediğim maç olmuştur.
yaptığım bazı gözlemleri yazmak istiyorum.
öncelikle, italyanlar benim tuttuğum takımı sordular, fenerbahçe cevabımdan sonra :
- "ooo bene, bene, benfica sikilaççi de cimbome, mehehehe, zehehehe" gibi laflar ettiler.
dilim döndüğünce türklerin büyük kısmının yerel ligde rakibi olan takımları avrupa kupalarındaki maçlarda içten bir şekilde desteklediğini anlatmaya çalıştım ve :
- benfica sikilaççi cimbome? nooo noo... cimbome mokoko benfica. uefa copa de 2000? moroni!"
biraz alındı sanki italyan misafirlerimiz benim yaptığım yoruma. her neyse, maçı izlemeye başladık.
fark ettiğim net bir şey var, bu elemanların dördü de açıktan benfica'yı destekliyordu.
şimdi türk'ün türk'ten başka dostu yok edebiyatına girmek istemiyorum. ancak italyanlar can'ı gönülden benfica'nın galatasaray'ı yenmesini, hatta fark atmasını istiyordu. lecce'li italyanların ne işi olur portekiz'le, benfica'yla allasen? sırf türk takımına rakip diye destekliyorlardı benfica'yı. mamma li turchi güzelim, evet.
ilk yarı ortada geçti, fazla pozisyon yoktu ama mücadele ve galatasaray'ın oynama azmi takdire şayandı.
devre arasında elemanlara türk kahvesi ısmarladım, pek beğendiler, "içtiğimiz en güzel yunan kahvesiydi" dediler. "boğazınıza dursun, zıkkım olsun pezevenkler" dedim gülümseyerek. serde diplomatlık var sonuçta.
sanırım bir gün önce hacıoğlu'nda lahmacun yerken: "pizza, pizza diye dünyayı ele geçirdiğiniz yemeğin fikri aha işten bundan çalıntı, habarınız olsun eeey" demiş olmamın etkisi vardı yaptıkları bu talihsiz yorumda.
ikinci yarıya geçtik.
emre aşık ilk golü taktığında elemanlar biraz bozuldular "tesadüfiyaçço" gibi birşeyler dediler.
"yarramiyeoo tesadüfiyaçço" dedim ben de. gol geleceğim diyordu sonuçta.
güldük.
ben daha çok güldüm ama.
ardından, gerek hazırlanışıyla, gerek bitirilişiyle mükemmel bir gol olan ikinci galatasaray golü ümit karan'ın ayağından gelince ben hafif kontrolümü kaybedip alessandro'nun ensesine sağlam bir tane yerleştirmişim. "al sana tesadüfiyaçço dallameooo" diye de bağırmışım.
derken maç bitti. italyanlar sanki maçın öncesinde benfica alır, benfica deşer, benfica mokoko yapar diyen kendileri değilmiş gibi nasıl bir yalakalık yarışına girdiler anlatamam. övgüler, hamaset kokan ifadeler havada uçuşuyor.
ben ise gülümseyerek garsona "bize dört bardak soğuk su getir" diye seslendim. anlamadılar ama içtiler. afiyet olsun dedim. "sen niye içmiyorsun" diye sordular. güldüm. anlamadılar. anlamasınlar zaten.
kısacası, benim için oldukça keyifli bir maç oldu. 1999-2000 döneminden beri görmediğim kadar ne yaptığını bilen bir galatasaray vardı sahada. bakın buraya yazıyorum, şükrü saraçoğlu'nda uefa kupası finali çok büyük bir hayal değil. bu gece oynadığı futbolla galatasaray'ın üzemeyeceği takım yok.
olur da bu hayal gerçekleşirse ne yapıp edip mabedimize gidip galatasaray'ın başarısını alkışlamak üzere stattaki yerimi alacağım. umarım yanıma bir kaç tane italyan düşer. mehehehe.
not : bu entarinin yazılması esnasında hiçbir italyan zarar görmemiştir. alessandro'nun ensesi kalın merak etmeyin.
uçakta alkole müdahale edildiğinde yapılacaklar
-
kabin amirini çağırın ve durumu anlatım. kişi ikaz edilecektir ve yeri değiştirilecektir. eğer kişi kalkmıyor ve tacizi sürdürüyorsa sakın o kişi ile muhattap olmayın. tekrar kabin amirini çağırın durumun sizin için can güvenliği yaratabileceğini, veya sinir ile kendinizi kaybedip kavga çıkarabileceğinizi, iki durumun da uçuş güvenliğini riske atabileceğini sakince anlatın. uçuş güvenliği riski olabileceği için kabin memuru şahsa kelepçe takacak ve ağzını bağlayacak. uçak indiğinde ise havalimanında polise teslim edilecek.
kulağınıza küpe olsun hayatta hiç bir zaman maşa kullanmak varken köze dokunup elinizi yakmayın. bu örnek özelinde demek istediğim şu: şahısla muhattap olmayın, görevliye durumu eskale edin.
hastası olunan sözler
-
“yavaşça kalemimin kulağına eğilip dedim ki; bir daha onun adını yazarsan, seni de kırarım.”
(bkz: cemal süreya)
eski fotoğraflara bakarken hissedilenler
-
keşke'nin, eğer'in ve meğer'in nefes almasıdır.
hayatımızda öyle ya da böyle yer etmiş bütün isimlerin, o fotoğraf karelerindeki saf halinin neden devam edemediğini, yine o fotoğraf karelerindeki saadetin neden saklı bir gerçekmişçesine uzaklaştırıldığını hiç kimse cevaplandıramaz.
ben eski fotoğraflara bakarken, geçmişe dair hiç bir şeyi ama hiç bir şeyi telafi edemeyeceğimi çakozladığım için büyük bir kaybolmuşluk duygusu yaşar, üşümeye başlarım.