ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
baba kız diyalogları
-
lise dönemleri.. baba elinde bir kutu doğum kontrol hapı karşıma dikilir;
baba - bu ne?
sehrazat - bilmem, ne?
baba - bu ne?
sehrazat - ilaç galiba?
baba - ne ilacı?
sehrazat - bilmem (kutuya bakılır) doğum kontol hapı mı?
baba - evet. ne işi var bunun bu evde?
sehrazat - bilmem.
baba - ne işin var senin doğum kontol hapıyla?
o sırada babaanne gelir yanımıza;
babaanne - o benim!
sehrazat - ne?
baba - neden?
babaanne - çiçeklerin toprağına karıştırıyorum, daha güzel açıyorlar..
ekşi itiraf
-
henüz 8 yaşında falandım sanırım. alt komşumuz tehlikeli bi hamilelik geçirmişti, sürekli yatması gerekiyordu. bi şekilde 9 ay geçti ve bir çift çocuğu oldu, tek yumurta ikizleri. zor bir doğum olduğu için bi de bebeklerde ufak bi enfeksiyon riski olduğu için hala hastanedeydiler. neyse annemle hastaneye gittik doğumdan bir hafta sonra. bebekler odada annelerinin yanındaydı. isim bileklikleri dikkatimi çekti. hiç sormamıştım ''isimlerini ne koydunuz?'' diye. birinde ''ufuk'' birinde ''mahmut'' yazıyordu. içimden kendi kendime ''ne ayarsız isimler vermişler öyle yahu'' diye geçirdim. ilerde bu ufuk mahmut'a kesin artistik yapar, dalga geçer ''ismine bak vöğeeeaa'' der diye düşündüm. bi de ufuk çok fazla ağlıyordu itici gelmişti bana. annemle komşumuz teyzenin muhabbeti iyice koyulaştığı sırada isim bilekliklerini değiştirdim. o kadar çevik bir şekilde yapmıştım ki bunu nefes nefese kalmıştım. zaman geçti bütün komşuluk ilişkileri bitti. yıllardır görmüyorum o aileyi. başka bir ile taşındılar. kısaca çocukların akıbeti hakkında hiç bir fikrim yok. ama onları bi şekilde bulup yanlış isimlerle büyüdüklerini söylemek ve özür dilemek istiyorum sözlük, özellikle sonradan olma mahmut'tan.
yaran facebook durum güncellemeleri
-
isviçre'li bilim adamları sabah öten kuşların cıvıltılarını yavaşlatıp dinlemişler ve kuşlar seri bi şekilde "allah-u ekber" diyorlarmış desem bütün akp'liler inanır..ama yüzlerce ses kaydı bulunan hırsızların delillerle,kanıtlarla ülkeyi soyduklarına inandıramazsın..
yaran inci sözlük entry'leri
-
başlık: ayda onbin kazaniyorum ama simdi parasiz kaldim
1. sizce nasil oldu bu is?
2. basur mu oldun?
25 şubat 2015 kenan evren'in asılsız vefat haberi
-
birkaç dakika önce wikipedia'da doğum tarihine bakıp 1917'yi görünce maşallah demiştim, ağzım bal yesin hele bir de uzununkine uğrayayım.
edit: (bkz: scheisse)
hatunların en güzel oldukları yaş
-
yaş değil, 0-9 aydır. sonrasında konuşmayı öğrenirler.
aylar sonrası edit:
arkadaşlar burada ironi yapılmıştır. yoksa kadınların konuşması ve kendini ifade edebilmesi ile herhangi bir problemim yok.
şu entryden pedofili çıkarımı yapanlar dahi oldu. biraz geniş düşünmeniz ve hayattan zevk almanız dileği ile saygılarımı sunarım.
mmpi
-
minnesota çok yönlü kişilik envanteri yani bir diğer adı minnesota multiphasic personality inventory. 566 sorudan oluşan kapsamlı bir kişilik testidir. uygulanan kişinin psikolojik sorunları olup olmadığının tespiti dışında genel olarak kişinin nasıl biri olduğunu da belirleyebilmekte ve kişinin normal kişilik özelliklerini de ortaya çıkartabilmektedir.
doğru-yanlış diye sıklar mevcut. aynı sorular birden fazla bir şekilde farklı formlarda tekrarlanıp tutarlılığınız bile ölçülüyor. 1 saate filan yapılabilecek bir test ama sessiz bir ortamda olmanızı tavsiye ederim.
çıkan sonuçların bir örneği olarak kendiminkini paylaşabilirim. dün yaptırdığım teste göre sabırsız, inatçı, hassas, huzursuz, doyumsuz ve karamsar biri çıktım. orta düzeyde depresyon, endişe ve karamsarlık görülebilirmiş. pasif, çekingen ve diğer insanlara karşı güvensiz, kişilerarası ilişkilerde savunucuymuşum. kırgın ve küskün olmaya eğilim varmış.* engellenme eşiğim düşük ve engellendiğimde huzursuzluk ve saldırganlık görülebilirmiş.
yaran inci sözlük entry'leri
-
üşenmedim okudum. iyi ki okumuşum*
otobüste yanımdaki kız feci osurdu benden başka
kimse anlamadı onun osurduğunu çünkü yan
yanaydık ve kendi kıç bölgemde titreşimi hissettim.
çok güzel kızdı aslında böyle bir şey yapması beni
üzmüştü. daha sonra koku hafiften yayılmaya ve
kız da bunun farkında olduğu için kızarmaya başladı.
tabi ben hiç durur muyum ? hemen camı açtım ve
ayağa kalkarak; hanımlar beyler, az önce talihsiz bir
şekilde minibüsün içine osurdum. burnunuza çürük
kavun kokusu gelebilir, aldırış etmeyin. siz hiç
osurmadınız mı ? sen şoför amca, akşam televizyonun karşısına yatıp ntv sporu açtığın
zaman, burnunu karıştırırken hiç inletmedin mi
ortalığı? çocukların odada gülmedi mi hiç ? sen,
şişman olan kız. sen hiç deprem etkisi yaratmadın
mı zeminde ? klozeti parçalamadın mı hiç ? beni hor
görmeyin arkadaşlar, evet osurdum, ama bilinçli değildim. sadece, osurdum. diyerek gözyaşlarımla
beraber oturdum. yavaştan bir alkış sesiyle beraber
yıkıldı minibüs. şoför deli gibi kornaya basıyor ve
herkes zart zurt osuruyordu sonra yanımdaki kızla
göz göze geldik. gözlerini kapatıp bana doğru
eğildi. heyecandan kalbim çıkacak gibi olmuştu. ben de gözlerimi hafif kapatıp eğildim. ağzını uzattı
hafif araladı, yaklaştık.. gargh diye bi geğirdi amk
kevaşesi kendimden geçtim. direkt gömdüm
kafayı, müsait bi yerde indim. iyi yapmışmıyım
beyler ?
hasta oğlu acı çekmesin diye öldüren baba
-
bir anne-baba, çocuğunu 'acı çekmesin diye' öldürebilecek duruma gelmişse, bilin ki oğlunu kızını o kadar çok seviyor ki, artık acı çekmesine gönlü razı olamıyor demektir.
yaşlı anam, kalp krizi geçirip ameliyat oldu ve yoğun bakımda uzun süre yattı. artık kapalı yerde kalmak nasıl bir acı verdiyse, yanına her girişimde, "oğlum beni bi 5 dakika dışarı çıkar etrafı göreyim, ne olur!" diye yalvarır oldu. doktorlara söyledim, 'olmaz' dediler, 'yapamayız, ölürse sorumluluk bizde olur', dediler. ben de mecburen boyun eğdim. annem, 1 hafta sonra öldü.
şimdi düşünüyorum da, keşke son kez çıkartabilseydim, şöyle doya doya gökyüzünü seyrettirebilseydim, o gün de ölseydi. işte çaresizlik.
'o duruma düşmeden anlaşılamayacak bir olay' kanımca.
debe editi: ilk debe'mi, canım anneme armağan ediyorum. huzur içinde uyusun.
just kids
-
patti smith'in 60ların sonu, 70lerin başı new york'unu, robert mapplethorpe'u, chelsea hotel günlerini anlattığı, kendi seçtiği fotoğraflarla bezeli, ne aşk, ne rock, ne sanat, ne politika kitabı.
içimi bunun gibi (kadar değil) coşkun ve sersemletici duygularla dolduran çok az şey okudum daha önce. en özel sevdiklerime hediye etmek istediğim yegane şey şu aralar..
özgün adı just kids.
seni seviyorum ile seviyorum seni arasındaki fark
-
biri kayahan digeri onur akindir.
secin.
kedili bulmaca
-
19. yüzyıl sonlarında, piyasaya yeni çıkan bir ilacın pazarlanması amacıyla kullanılmış bir bilmece. ilginç.
resmin sol tarafında “anne kedi yavrusunu kaybetmiş, bulabilir misiniz?”, sağ tarafında ise “dr.seth arnold's balsam'ın [ilacın] karın ağrılarına en iyi gelen ilaç olduğunu unutmayın” yazıyor. böyle insanlar yavru kediyi bulmaya çalışırken, ilacın ismine aşinalık kazanıyormuş...
kaynak: kırmızı tilki.