hesabın var mı? giriş yap

  • kızım 2,5 yaşlarındayken, gece uykusundan haykırarak uyanmaya başlamıştı. bu çok normal bir durum aslında, çocukların bazen böyle anları oluyor, korkuyu öğretmeseniz dahi, kabuslar görebiliyorlar. normal olmayan durum, ben yanına gittiğimde uyanmış yatakta oturan miniğimin odanın kapısına bakarak ve orada görünmeyen bir şeyden korkarak ağlamaya devam etmesiydi.

    yani kapının orada görünmeyen bir şey vardı ve kızım oraya baka baka ağlıyor, korkuyla bana sarılıyordu.

    çocuk sahibi olmak böyledir işte, çocuklukta kalan korkularınızı açığa çıkarabilir. gerçi benim korkularım hiç çocuklukta kalmamışlardı, aynen devam ediyorlardı o dönem. evde yalnız kalamadığım gibi, evde birileri olsa dahi koridorun ışığı açık uyuyabiliyordum (hâlâ öyle gerçi). itiraf etmek zor geliyor; ama açıkçası ödlek tavuğun tekiydim işte ve kucağımda görmediği bir şey tarafından korkutulup tir tir titreyen kızım vardı.

    annelik, biraz da gözü karalıktır.

    bir hafta kadar, belki daha da fazla bir süre aynı olay tekrar edince ve ettiğim dualar, okuduğum sureler kızımın korkusunu hafifletmeyince, idareyi ele almaya karar verdim. yine bir gece haykırarak uyanan kızımın odasına gittim. ağlayan kızıma sarıldım ve odanın kapısına doğru olabilecek en öfkeli ve cesur gözlerle bakıp dedim ki: "utanmıyorsunuz değil mi el kadar bebeyi korkutmaya?"

    bu cümlemi net hatırlıyorum, sonraki cümlelerim de bu minvaldeydi; ama açıkçası kelime kelime aklımda değiller şu an. bir anne olarak, kızımı korkutan neyse, ona karşı açmıştım ağzımı ve yummuştum gözümü. olay kısaca buydu işte.

    doğaüstü olansa, o geceden sonra bir daha kızım hiç o kadar büyük bir korkuyla uyanmadı.

    ya göremediğim bir şeyi utandırmayı başarıp, aklını başına devşirtmiştim ya da benim kapıya doğru sinirlendiğimi ve kendisini savunduğumu gören kızım psikolojik olarak o korkuyu aşmıştı.

    ben kızımın psikolojik olarak o korkuyu aştığını düşünüyorum. öbür türlüsünü düşünmek dahi istemiyorum.

    neyi korkuttum la ben?

    ekleme: aynı türden sorular çok gelince, buradan cevaplayayım istedim. kızım o günden sonra bir daha gece korkusu yaşamadı. kendisi zaten şu an 21 yaşında bir üniversiteli.

  • bi gün kendi kendine kalsa dili şişecek kişidir.muhabbet insanıdır, konuşmayı çok sever. hele ki "kendimleyim,iyi böyle" kişisiyle yaşıyorsa ekmek almaya yolla bakkalla muhabbete oturur,bi saat gelmez. evdeki,"anlatacak kayda değer bi şi yok ki" kişisi yüzünden kapıya tabak getiren komşuya sarar. onun için herşey anlatmaya değerdir. ona da anlatılsın ister. iyi bi dinleyicidir ama iyi bi polemikçidir de aynı zamanda. hatta konuyu derinleştirmek adına karşısındakini provoke etmek ve tansiyonu yükseltmekten kaçınmaz. konuyu içinden çıkılmaz hale sokup saatler boyu tartışılmasına zemin hazırlar. beraber yaşadığı "ana hatlarını ve ipuçlarını veriim boşlukları sen tamamla,beni yorma" kişisinin kişisel olarak onunla problemi olduğunu varsayar. bu yüzden "detay isteme benden, buz gibi soğurum senden" kişisinin her söylediğinden yanlış anlam çıkarıp kişisel alınganlıklar icad etmede üstad seviyesine çıkmıştır.
    ara ara yanındaki yöresindeki insanlarla ilgili -hele ki bunların içinde küçük bi çocuk varsa- kusturana kadar fotoğraf/vidyo paylaşma çılgınlığına girer. beğeni ve yorum aldıkça coşar. birisi onu durdurana kadar -ki bu yine ve hep-evdeki "benim çocuumun minnoşlukları başkasına şirin gelmiyo olabilir, biz bize dayatıldığında bezmiyor muyuz? " kişisi olur- kendi tarihini paylaşım ortamlarında sergiler. hatta hızını alamaz, kendisiyle veya ailesiyle alakasız insanların fotolarına geçiş yapar. "izin aldın mı ki? senin sosyal ortamlarına dahil edilmeye rızaları var mıydı bakalım?" diye sorduğunda ve hele ki "aynısını senin bacına, karına yapsalar..." simülasyonuna sokulduğunda kafasını duvarlara vuracak kadar pişman olur ama iş işten geçmiştir çoğunlukla. kalbinde kötülük yoktur, allah islâh etsindir.

  • yakında sevgilimle yaşadığım ufak bir tartışma neticesinde çıkıp demeç verip azarlamasından korktuğum birinin sözleri. kadına karşı şiddeti kınayanı, kınayan biri...

  • "yaşayandan çok yaşamayan vardır burada.."

    esenler otogarını betimlemek isterken ülkenin özetini geçmiş.

  • türkçesi "kendini gerçekleştiren kehanet" olan, inandığımız şeyin farkında olarak ya da olmayarak davranışlarımıza yansıdığı, bu yansımanın da çevremizdekiler tarafından yine farkında olarak ya da olmayarak algılandığı ve onların da davranışlarını bizim beklentilerimiz doğrultusunda şekillendirdiğini öngören sosyal psikoloji teorisidir.

    başka türlü söyleyeyim, eşinizin sizi aldatacağını düşünüyorsunuz ve bir süre sonra gerçekten aldattığında "başından beri biliyordum zaten" diyorsunuz. işte bu teori diyor ki, "bakın şekerler, gelin böyle beklentiler içine girmeyin, zira siz farkında olmasanız da bu inanç sizin davranışlarınızı belirli yönde şekillendiriyor ve etkiliyor, sizin davranışlarınız da karşınızdaki insan tarafından bilinçaltı ya da üstü algılanıyor ve ya eşeğin aklına karpuz kabuğu düşürüyor, ya da negatif düşünceniz o kişiyi de beklentiniz doğrultusunda negatif davranmaya itiyor". sonra vay secret hayatımı değiştirdi, elli yıla yakındır var bu teori, hangi secret demiyor tabii akademik çevre. kıçımın secret'i.

  • aynı anda herkes hasta olursa sağlık sistemi tıkanır, yoğun bakımlarda yer kalmaz, italya gibi oluruz o zaman. amaç enfekte olunmasını engellemek değil, hasta sayısını zamana yaymak. süreç içerisinde toplumun %60-70'i enfekte olacak diye öngörülüyor.
    edit: kelime düzeltildi, yazar arkadaşlara teşekkürler.
    ek olarak lanetli çaylak arkadaşlardan birinin eklememi istediği videoda detaylı olarak bu soruya cevap veriyor.link