hesabın var mı? giriş yap

  • bir enstrumanist ve ses mühendisliği öğrencisiyim. ayrıca kompozisyon alanında yüksek lisans için çalışmalarım var. yani sektörden ekmek yahut bok yeme ihtimali fazlasıyla yüksek biriyim. iki saat kadar evvel güngören'de ailemle yaşadığım evime dönmek için kullandığım zincirlikuyu metrobüs istasyonuna, indirimli taşıma kartımda tek bir aktarma ücreti kalmaması ve cebimde para olmamasından mütevellit, levent'ten yürüyerek ulaştım. hak verileceği üzere bu korkunç bir garibanlık hikayesi değil. pek çoğumuz belki haftanın çoğu günü böyle takılıyor bile olabilir, sadece az evvel oldu diye söyleme gereği duydum.

    enstrumanistliğimi biraz açacak olursak, pek fazla bilinmeyen bir enstrümanın icracısıyım ve yurt dışında onlarca farklı ülkede onlarca netlabel tarafından yayınlanmış bir de solo albümüm var,

    aha da ilk bulduklarımın linki;
    http://magyar.walltapper.com/?page_id=410
    http://www.bfwrecordings.com/…urgatoryspendulum.php
    http://verynicenoise.com/release/vnn-028

    devam edeyim, babam oto boyacısı, evin hemen karşısında dükkan. küçükken okumam, adam olmam için kendini örnek gösterirdi. zımpara yapmaktan bütünüyle nasır tutmuş sağ elini ve diğerine oranla daha yumuşak olan yahut öyle sandığı sol elini yüzüme sürter, okumazsam benim de ellerimin böyle olacağını söyleyip dururdu. yaptığım işlere hala akıl sır erdiremiyor. geçenlerde satın aldığım lisanslı albümlere göz atarken kabaca bir hesap yaptım, çoğu underground müzisyen ve grupların kendi piyasasını kurduğu kanada'dan gelme 2500 liralık cd ve kafayı drone, noise işleriyle kırdığımdan ötürü günümüz deneysel müzik sanatçılarının toplamda en az 1000 lira eden plakları var. benim, yani 35 kuruş aktarma ücreti olmayan adamın...

    söylediklerime bakılacak olursa bi dolu ajitasyon yapıp, "korsan cd almayın, mp3 kullanmayın, emek hırsızlığı bikbikbik edeceğim sanılabilir. lakin tam tersi, korsan'ı mp3ü çıldırmış gibi savunuyorum. öyle ki netlabel'a beleş yayınlamalarını istiyor, etkinliklerimde kendi albümümü korsan satıyorum.

    okuduğum konservatuvara düzenli olarak mezunlar gelip para kazanamadıklarını, piyasanın battığını, iş yapamadıklarını yahut çok ucuza bir yerlerde çaldıklarını büyük bir patırtıyla anlatıyorlar. kendine has duruşu, icrası olmayan ya da üretim, yaratım, fikir eserleri sergilemeyen bu tiplerin her birinin altında araba var, halk oyuncusunun bile... bir ekmek kapısı olarak tahayyül etmediğim müzik işi üzerine tahsil yapan bu insanların açgözlülüğünden tiksiniyorum ki az biraz sesi, duruşu güzel diye albüm yapılan kişinin zırlamasına hiç tahammül edemiyorum. toplumumuz müzikle ilgilenen kişinin lüks içinde yaşaması gerektiği gibi fantastik yargılara sahip. eğer geçmişte değilse bile şimdi böyle olmalı; herkes bazen aktarma ücretinden yoksun kalıp yürümeli.

    korsan böyle giderse albümler daha az çıkar, giderek daha da azalır, giderek daha da, giderek... ancak çok iyi, çok kitleli müzisyenler sayıları binlerle ifade edilen kalabalıklara konser verebilecektir. öyle de olmalı zaten! kendisini yere göğe sığdıramayan kof starların açgözlülüğü ile körüklenen müzik piyasası maddi kaygılardan arınmış gerçek seslere kalır böylece.

    ben, yani garip gureba bir çalgının icracısı, ses mühendisi adayı, kendi albümünü bedava dağıtan sanatçı, boyacının oğlu, bazen otobüs biletine para bulamayan adam... 2 tb üzerinde illegal mp3 var harddiskimde, gelin tutuklayın beni!

  • -okul uzamış biraz. çok mu gezdiniz? ehe ehe ( gerizekalıca sırıtmaktadır)
    +üçüncü sınıftayken annemle babamı kaybettim.
    -ee..ıı..omf...başınız sağ olsun...

    (görüşmeden sonra)

    + alo anne! aldım lan işi. sen babama da haber var. he.

  • aşkımı öldürüp tarihin tozlu sayfalarına gömen terbiyesiz. sen ki bu kadar güzel bakıp gülen türkiye standartlarının üzerinde ekstra çekici bir hatunken.. olum bunları söylerken kendimi ibne gibi hissediyorum. ne yaptın bana nil.. rüzgar.. her neyse.

  • tam tersine bu zincir marketler olmasa küçük esnafın bizi nasıl öpeceği belli değildi. artık en ufak ihtiyacımı bile hemen evin yanındaki bakkaldan değil de bu zincir marketlerden alıyorum. size acıyanın aq. umarım bu zincir marketler daha da çoğalır da bu çakal esnaf toptan yok olur.

  • geçtiğimiz aylarda chadwick boseman'ın acı kaybıyla sarsıldık. sadece mcu kralını ya da hollywood başarılı bir aktörünü kaybetmedi. dünya çok temiz kalpli bir insanı kaybetti. boseman'ın kaybından sonra mcu'nun black panther ile neler yapabileceği üzerine yazmak halen zor geliyor aslında. bir çok kez elim klavyeye gitti ve geri geldi. ama zorda olsa bi'şeyler yazma zamanı da geldi. bu yazıda marvel studios'un nasıl hareket edebileceği ile ilgili ihtimallerden bahsedeceğiz.

    black panther 2 filmini iptal etmek

    her ne kadar seçeneklerden biri olsa bile en düşük ihtimalin filmi iptal etmek olduğuna inanıyorum. evet film çok büyük gişe yaptı. ama marvel her filmi ile yüksek gişeleri hedefleyen bir stüdyo. başka markalarla zaten bu rakamlara çıkabilirler. black panther 2'yi getirecek olan en önemli faktör ilk filmin yarattığı kültürel hareket.

    filmin vizyona girdiği ve onu takip eden ayları hatırlarsanız black panther'in nasıl ikon haline geldiğini de görürsünüz. üstelik sadece siyahi çevreler için değil her yaş ve ırktan insan için son derece ilham verici bir karaktere dönüştüğünü de hatırlarsınız. erkek ve kız siyahi çocuklar için ise black panther filminin her bir karakteri bu kadar kısa süre içerisinde resmen efsane haline gelmişti.

    işte elinizde böyle ikona dönüşecek bir hikaye varsa onu hitap ettiği bu kitleden ayıramazsınız. black panther ve wakanda kültürü marvel'ın sorumluluğu haline geldi. bunu en doğru şekilde yönetmeleri gerekiyor. şu noktada böyle bir şeyi iptal etmek, sorumluluk göstermeleri gereken kitleden gerçek bir kahramanı ayırmak anlamına gelir. bunu yapmayacaklardır.

    filmin gösterim tarihi 6 mayıs 2022 olarak açıklanmıştı. belki bir sene ileri atılabilir ve yeni yol haritası çizilir ama film gelecektir.

    yeni oyuncu cast etmek

    hollywood'da genelde bu tip durumlar olduğu zaman karakterin emekli edildiğine şahit oluyoruz. tabii ki dumbledore gibi örnekler de var. ama böyle bir kayıp olduğu zaman bir sonraki reboot'a kadar genelde karaktere de veda ediyoruz. şu anki durumda beni en fazla meşgul eden düşünce yeni birinin cast edilip, edilemeyeceği.

    karakterin ikonlaştığından bahsetmiştik. burada ikonlaşan sadece black panther değil onun içerisindeki t'challa'da maskesi kadar ikona dönüştü. captain america: civil war ile başlayan karakter gelişimi, diğer karakterlerle ilişkisi, bir kahraman ve kral olarak duruşu, süper kahraman olmasının yanında bir karakter olarak da t'challa'nın gelişimiydi. ihtimalleri masaya yatırdığımız zaman önümüzdeki filmlerde karşılaşabileceği zorluklar black panther'den ziyade t'challa'nın yüzleşmesi gereken mücadeleler. olası bir atlantis ve namor savaşı, ılluminati'nin kurulması, fantastic four'un evrene girişi, storm'un ortaya çıkışı, secret wars hikayesi direktman t'challa'nın vermesi gereken savaş ve dostluk ilişkileri. bunlar başka karakter üzerinden de verilir. lakin t'challa kadar vurucu olmayacaktır.

    recast işi bu durumlarda çok bıçak sırtı bir olay olduğu için marvel studios'un vereceği her türlü karar saygı ile karşılanacak gibi duruyor.

    shuri'nin black panther olması

    bu en fazla dillendirilen ve gerçekleşmesi en yüksek ihtimal olan seçenek. daha önce benzeri bir durumla çizgi romanlarda da karşılaşmıştık. şahsen shuri'nin black panther olması ile ilgili hiçbir sorunum yok. tamam der ve hikayemize bakabiliriz. ama bazı soru işaretlerimiz de var.

    captain america: civil war ve black panther filmi t'challa için origin görevi gördü. bu iki film boyunca biz karakterin black panther'e dönüşmesi ve olgunlaşmasını izledik. üstelik bu gelişim solo filminde de devam etti. kostümü giyse bile ilk filmin sonunda gerçek anlamda black panther'e dönüştü. bu kadar kısa süre içerisinde bir kez daha bu sefer yeni bir karakter üzerinden black panther origini izlemek seyir zevkini tek düze hale getirebilir.

    ikinci olarak t'challa ve shuri karakterizasyon olarak biraz farklılar. mcu'da esprili karakterler görmeye alışkınız. ama t'challa ve stephen strange gibi ciddi karakterler bunu dengeliyordu. shuri bu denklemi tekrar bozabilecek bir karakter. ilk filmde bir çok yerde çok önemli rol oynasa da comic relief özelliklerini de bolca görmüştük. karakterizasyonu fazla değişmeden bu karakteri black panther olarak görürsek t'challa'nın ciddiyetini karakterde arayabileceğimizi düşünüyorum.

    killmonger'ın black panther olması

    içten içe en çok istediğim seçenek bu. killmonger mcu içerisinde gördüğümüz en başarılı villain'lardan biriydi. hikaye arc'ı son derece başarılı yazılmıştı. michael b. jordan ise çok güzel bir şekilde hayat vermişti. karakter empati kurulabilecek, acıları olan üç boyutlu bir karakterdi. olası bir kefaret hikayesi hem karakteri çok başarılı bir şekilde geliştirebilir hem de mcu'da daha önce görmediğimiz bir hikaye anlatım biçimine kapı açabilir. killmonger gibi bir villain'ın kahramanlık yolculuğunu izlemeyi, zaten son derece iyi kalpli biri olan shuri'nin kahramanlık yolculuğuna tercih ederim.

    yönetmen ryan coogler ve michel b. jordan'ın ilişkisi de bence önemli. coogler şu ana kadar bütün filmlerinde jordan ile çalıştı. ikili yakın arkadaş ve chadwick boseman daha önce cast edilmeseydi coogler eminim jordan'ın t'challa olmasını çok isterdi. coogler için jordan ile tekrar çalışmak ve ona bir karakter yazmak daha ilgi çekici olabilir.

    şu an için elimizdeki seçeneklerin bunlar olduğunu düşünüyorum. recast, shuri, killmonger bunların hepsi gerçekleşebilir. önemli olan marvel studios'un nasıl devam etmek istediği. yaratıcı anlamda bütün seçeneklerden başarılı işler çıkabilir.

  • ufacık çocuk, altına sıçabilir, o yüzden yolculuğa çıkmadan önce bir önlem alayım vs gibi düşünmeyen yazarın şikayeti.. kendi çocuğunu düşünme, thy düşünsün ama. çünkü para verdin.

    biz'de böyle. çocuk yaptıysan, her şey senin için düzenlenmeli. çocuk yaptın çünkü.

    "oğlum korkup ağlıyor, sorun değil." belki diğer para veren yolcular için sorun olur ağlama gürültüsü ama bilemedim ?

    edit : okuma özürlü yazarlar, kıyafet değil, çocuk bezli gibi mesaj atıyor. yazdığım yazıda kıyafet ile ilgili bir şeyden bahsettiğimi sananlar ne ile besleniyor çok merak ediyorum.

  • istediği hakkı istediği yerde arar. fakat bulamaz. bahsi geçen ülkede önce insan güvenliği geldiğinden, havuza beden ağırlığını arttıracak kıyafetlerle girilmesi boğulma riski taşıdığından yasaktır.

  • bugün, en beğenilenler listesinin tepesindeki entry, bir kripto parayla ilgiliydi.
    okudum. biri, o başlıktaki kripto paradan hareketle, kendi derin bilgileriyle, kripto para piyasasında yapılması ve yapılmaması gerekenleri anlatmış. çok sayıda kişi de favlamış. entryde şöyle bir ifade var: '...filanca coinle bol sıfırlı rakamlar kazandım. kazandırdım da...'
    yani demek istiyor ki, benim yönlendirmelerime uyanlar para kazanır bu piyasada...
    adam entrysini şöyle bitirmiş: bunlar, bir boğanın kişisel yorumlarıdır...

    ulan dedim, ben bu adamı niye takibe almamışım? geçmiş entrylerine bir bakayım dedim. şöyle bir iki kurcalayınca, enteresan bilgiler gördüm. misal dogecoin için şöyle bir şeyler demiş: '1520 lirayla girdim.'
    bu boğamız ripple'a da 600 lirayla girmiş misal. alıp unutmayı planlıyormuş. uzun vadeli yatırım niyetindeymiş.
    daha da ilginci, ocak ayının 2'sinde aynen şöyle bir entrysi var: 'bir şeyi herkes konuşuyorsa bilin ki o tren çoktan kaçmıştır. örneğin herkes lokmacılardan bahsederken, lokma konuşulurken gidip bir lokmacı açarsanız batarsınız. ayrıca yıllardır yatırım yapan biriyim, yükselmesi ve düşmesi hiçbir sebebe bağlı olmayan bir yatırım aracına yatırım yapacağıma giderim rulette siyaha basarım.'

    diyeceğim şu ki, böyle boğalardan tavsiye alıp kripto piyasasına girerseniz, elinize verirler. demedi demeyin...