hesabın var mı? giriş yap

  • bugün ilk kez görüp denediğim sucuk. ününü bazı yerlerden çok duymuştum bir bakayım dedim. yediğim sucuklar kahverengi, simsiyah sucuğu görünce ne tepki vereceğimi şaşırdım. dıştan kokladım ve adeta bir pastırma kokusu aldım. eve gelip bir kestim aman allahım o da ne.. mis gibi buram buram sucuk kokuyor. yani hakiki et kokusu var. şöyle bir yağda iki tane denemek istedim, pişirdiğim sucuklardan sonra tavadaki yağ donarken bunda hiçbir şey olmadı yağ aynı yağ. heh dedim sucuğun hasıymış gerçekten.

    sucukların o meşhur yedikten sonra ağıza gelen o sevimsiz kokudan eser yok. bende genel bir gaz problemi de var. yani sucuk yedikten sonra çoğu zaman bende inanılmaz tokluk hissi yapar. fakat bu sucuk gerçekten çok hafif, hiçbir etki yok mis gibi. tüketmeyen varsa şimdiden tüketsin. sucuk yediğimi uzun zaman sonra ilk defa hissediyorum.

  • gecenin şu ana kadar en kârlısı sağdaki 3. adam. bütün gece telefonda candy crush oynadı, az soru sordu az laf yedi, çay çorba içiyor beleş. valla kârlı adam.

  • bir örneğiyle bir an kendimi kaybettim forum sitelerinden birinde;

    €-''arkadaşlar ebay üzerinden amerikada ki bir laptopu satın almak istiyorum
    sizce kargo ücreti ne kadar tutar?
    kaç günde elime ulaşır?
    gümrüğe takılma ihtimali nedir?
    daha önce yurtdışından alışveriş yapmış arkadaşlarımın yardımını bekliyorum şimdiden sağ-olun''

    $-''laptop oldursen sokamassin''

    €- ''neden girdiremem ve ben yeşil pasaportlu yum acaba gümrüğe gidip kendim alabilir miyim?''

    $- ''laptop sokamazsin dediysem sokamazsin bilader.kac dolar ama soyle hadi yinede daha ebay da kac kargo kac tutar ona bakmayi bilmiyorsun laptopmu sokcaksin?''

    €- ''sakin ol laptopu ülkeye sokucam sen her halde üzerine alındın?''

    (bkz: aga sen ne yaptın ya)

  • cv'ye bakıp bakıp 3 kere reddedildiniz mesajı gönderen firma kadar üzmez.

    gerçektir. başıma geldi ve artık üçüncüsünde firmanın insan kaynakları sorumlusunu bulup mail attım.

    "kariyer.net'teki ilanınız üzerinden üçüncü kez olumsuz cevap dönüyorsunuz. ben başvurumu geri çektim. beni o kadar da reddetmenize gerek yok. ilki yeterliydi."

  • sokak hayvanlarına bakacaksın, eğer kediler senden kaçmıyorsa, sağda solda hayvanseverlerin koyduğu temiz su ve mama varsa yaşam için ideal yerlerdir.

    yaya geçidi kullanımı veya sıraya girme gibi 3 yaş zekası 5 yaş olgunluğu testleride ilave edilebilinir ama türkiye koca bir köy ve yaşayanlar anaokulu terk eğitimli olunca fazla beklentileri yükseltmemek gerekiyor.

  • oha lan sözlük. ekşi sözlük sol frame de gördüğüm bir şey hiç bu kadar koymamıştı lan. arabayı çektim kenara sadece ekrana bakıyorum şu anda.

    ben bu abiyi ilk rock'n coke'da görmüştüm. sonra azar azar dinledim. ta ki londra'ya gidene kadar... benim için okula giderken, okuldan çıkıp işe giderken , dünya tarihinin en iyi rock müzik albümlerinden birisidir audioslave, hep o çalıyordu.

    sonra bir gün, dünya turunu sitesinden takip ederken, bir baktım london paladium'a akustik söylemeye geliyor. koştura koştura gidip en önlerden bilet almıştım. sonra belki de hayatımda müziği bu kadar ruhuma işleyen başka bir gün olmadı.

    2012'de türkiye'ye döndüğümden beri hep takip ediyorum: acaba ne zaman gelecek istanbul'a diye...

    ve bugün ölüm haberini alıyorum. hakikaten gençliğimin kale direklerinden birisi yakılmış gibi hissediyorum.

    edit: never more than 2 drinks away from crying

  • yerel japon halkı tarafından daisugi (sürdürülebilir ormancılık) olarak isimlendirilen ve yaklaşık olarak 800 yıldır devam eden tamamen doğayla barışık bir proje. bu şekilde ağaç yetiştirip kereste üretmenin altında, ülkenin geniş bir ormanlık alanı olmaması (toprak bakımından 377.915 metrekare) yatıyor.

    asırlarca yaşayabilen bu japon sedir ağaçlarını tek seferde dikerek, sonrasıda sık ve düzenli bir şekilde budama yaparak, bir meyve ağacı misali devamlı meyve ve sebze toplar gibi ağaçlardan düzenli bir şekilde odun hasat ederek kereste üretilebiliyor.

    toprağa ekili ana gövdenin tepesindeki uzun dallar sanki başka bir ağaç gövdesiymiş gibi kesiliyor ve alttaki ana gövde sürekli yeni ağaç kolları üretiyor. japon halkı birçok konuda olduğu gibi bu konuda da işini biliyor.

    daisugi, japon halkının ormanlarını yok etmeden kaliteli kereste elde etmesine izin vereren asırlar önce öğrendikleri harika bir keşif. geliştirilen bu harika teknikle oldukça uzun, son derece düz ve sağlam gövdeler elde ederek istedikleri kalitedeki mükemmel keresteleri, yine doğaya ve ağaçlara zarar vermeden üretebiliyorlar.

    asıl değinmek istenen konu; bu japon sedirlerinin ülkemizde yetiştirilmesinin ve bu teknikle odun ve kereste üreterek ormanların yok olmasının önüne geçilmesi mümkün mü? böyle bir projeyi hayata geçirebilmek için, ilgili sedir ağacının yetişebilmesi adına ülkemizin iklim şartları müsait mi?

    böyle güzel bir çalışma hayata geçirilse ve yurdun dört bir yanına ilglili japon sediri fidanları dikilerek girişimlerde bulunulsa sizce de harika olmaz mı? ağaçlar kesinlikle hem görsel olarak harika hem de son derece faydalılar.

    edit:
    ekstra video ve fotoğraf.

    ufak bir video
    fidan dikimi yapan birinden video
    fidan nakli yapılan başka bir video
    yetiştiriciliğe yeni başlayan birisi video

    ilgili birkaç fotoğraf:
    görsel 1
    görsel 2
    görsel 3
    görsel 4
    görsel 5

    aşağıdaki fotoğraflar ise kesilen ağaç kollarından elde edilen kerestenin kullanım alanlarını içeriyor.
    görsel 1
    görsel 2
    görsel 3
    görsel 4
    görsel 5

    kaynak 1
    kaynak 2

  • arkadaşlar ciddi anlamda ben böyle depremi nadir yaşadım diyebilirim. tahmini büyüklük 5.2 falan.

    edit: lan benim gibi jeoloji mühendisine kurban olun. deprem büyüklüğünü hissiyatımla ondalıklı bildim anasını satayım.