hesabın var mı? giriş yap

  • kemal kılıçdaroğlu'nun şu yaptığı sorumsuz ve dangalakça hatayı sırf akp'ye kıl olduğu için savunan, abuk subuk nedenlerle rasyonelize etmek isteyen insanlara bir sorum olacak:

    aynı şeyi -mesela- recep tayyip erdoğan'ın, herhangi bir durumda, herhangi bir koşul altında yapabileceğine inanıyor musun? şu pozisyona sence düşer miydi? bunun ihtimali var mı?

    ben söyleyeyim: yok.

    adama türkiye'yi güdüyor diye kızıyorsun, ama senin çobanın dağda yolunu kaybediyor. daha ne konuşuyorsun allahaşkına?

  • açıldıktan sonra şarabın kabul edilebilir tüketilme süreleri ile ideal içim sıcakları şöyledir;

    •tatlı şarap:
    -tüketilme süresi: 1 ay
    -ideal içim sıcaklığı: 20°

    •tam gövdeli kırmızı şarap:
    -tüketilme süresi: 4 gün
    -ideal içim sıcaklığı: 17°

    •orta gövdeli kırmızı şarap:
    -tüketilme süresi: 4 gün
    -ideal içim sıcaklığı: 17°

    •hafif gövdeli kırmızı şarap:
    -tüketilme süresi: 2 gün
    -ideal içim sıcaklığı: 12°

    •roze şarap:
    -tüketilme süresi: 1 hafta
    -ideal içim sıcaklığı: 9°

    • beyaz şaraplar (geneli):
    -tüketilme süreleri: 1 hafta
    -ideal içim sıcaklıkları: 6° - 12°

    •köpüklü şarap:
    -tüketilme süresi: 2 gün
    -ideal içim sıcaklığı: 6° - 9°

  • arabasiz yasamayi denedim. ama hergun bir ego soforuyle, bir halk otobusu soforuyle kavga etmekten biktim. kucuk yigenim daha arabadan inemeden kapiyi kapatip cocugun ayagini kapiya sıkıştıran ego soforune gerekeni yaptim. aksama kadar it gibi calisip, gezmeden gelen teyzelere yol vermekten biktim. surekli birilerinin gelip gidip dayamasindan biktim. hangi toplu tasima araclarini kullaniyosunuz soyleyin de biz de satip arabalari kitap okuyalim trafikte.

  • ya aklımı kaciracağım, bunlar bir orusbu çocukluğu yapıyor ama idrak edemiyorum.

    üç ay önce bir saat aldım. kordonu plastik ve kullanışsız. saati öylece attım çekmeceye, bir yandan da aklımda "kordonu mu değiştirsem acaba" fikri dolanıyor. kimseye demedim, internete de yazmadım.

    bir haftadır önüme kordon reklamı çıkıyor. namussuz evladıyım bir şeyler çeviriyor bunlar.

    ek: @helal kesim domuz nickli yazardan çok mantıklı bir cevap geldi. eğer zihin okuma yoksa doğru cevap budur:

    muhtemelen aldığınız saatin marka modelini biliyor. daha önce o saati alanların bir süre sonra kordon arayışına girdiğini de biliyor ve buna istinaden istatistiksel bir sonuç olarak isabetli bir tahminle size o reklamları çıkarıyor. buna büyük veri ve onun kullanımı denir basit tabirle.

  • 1800'lerin sonundaki dillere destan meksika devriminin liderlerinden, faşist devlet başkanı huerta'yı savaşarak yenmiş devrimcilerden biridir. pancho villa, carranza ve en önemlisi alvaro obregon, devrimin diğer önemli liderleridir. huerta'yı devirdikten sonra bu liderler kendi aralarında anlaşmazlığa düşüp ikili gruplara ayrılmış, politik ve sıcak savaşa devam etmişlerdir. zapata-villa vs obregon-carranza savaşları başlamıştır. zapata, 1919'da taraf değiştirmek istediğini söyleyen carranza'nın davetini kabul etmiş ve tuzağa düşerek öldürülmüştür. dolayısıyla, carranza, meksika tarihine hispanik iago olarak geçmiş, "şerefsiz" lafı arkasından en çok edilen ademoğlu olmuştur belki de. villa ve zapata ortadan kalkınca -ki villa'ya ne oldu bilmiyorum, araştırmakla uğraşamıyorum, uykum var, sıkıntılıyım, ölüyorum- , obregon ve carranza savaşı başlamış, bu güç çatışması, muhteşem devrimden ancak 10 sene sonra obregon'un zaferi ile sonuçlanmıştır.

    zapata'nın diğer devrim liderlerinden farkı, entelektüel bir politikacı olmamasıydı, halkın arasından çıkmış, meksika köylüsü, yucatlan sergüzeşti, eğitimsiz ama çok zeki bir liderdi. sloganı, trademark'ı olan "tierra y libertad" bugün bile kullanılan bir slogan. zaten görünüşe göre, dört lider arasındaki tek gerçek devrimci gerçekten de zapata idi, bunu böyle söylememin temel sebebi ise "ayala planı" isimli bildirisiydi.

    bu bildiri, meksika tarihindeki en radikal değişim planıydı, toprakların kademeli olarak kamulaştırılmasını ve devrim sırasında kayıp veren ailelere maaş bağlanmasını öngörüyordu. metin o kadar beceriksizce ve hata dolu yazılmıştı ki -misal dahi anlamındaki de ve soru eki mi birleşik-, devrimcilerin devlet başkanı madero, ülkenin en büyük gazetesine şu emri vermişti: "bu metni olduğu gibi basın ki herkes zapata'nın aptalın ve delinin biri olduğunu öğrensin." oysa, meksika halkı da eğitimsizdi, onların da "dahi anlamındaki de"nin ayrı yazılacağından haberi yoktu, sözlükçü değildiler ve emilliano'nun manifestosu, gramatik asaletini koruyamasa da, halkın dilinden konuşuyordu. manifesto basılır basılmaz meksika tarihinin en popüler bildirgesi haline geldi; hala öyle. -sub commandate'nin 2001'de silah bıraktıktan sonra meksiko siti'den yaptığı konuşmayı tenzih etmek isterim-

    zapata'nın, 4 devrimci lider arasından en tanınanı olmasının sebebi john steinback'in onun hayatı üzerine bir senaryo yazması ve filmin elia kazan tarafından yönetilmiş olmasıdır aynı zamanda. steinback, onu, ölümünden sonra gücü artan che, isa, jan dark gibi figürlerle kıyaslamış ve baskıya karşı çıkmanın evrensel bir sembolü olarak görmüştü. gerçi viva zapata adlı bu filmde, emilliano'yu, gözleri iki yandan bantlanmış bir marlon brando oynamış, bezbebek, kukla gibi grotesk görüntüsüyle filmden zerre keyif almamızı engellemişti.

    ha, 90'lar meksikasının yeni devrimci hareketinin de "zapatista hareketi" ismini almasının sebebi de ayrıca bunlardır.

  • izlerken derin duygulara gark eden, adeta hipnoz olup bütünleştiğim torba.

    yalnızlığın hüzünlü türküsüyle dans ederken o ve amaçsızca ve çaresizce savrulup giderken; hayatımın, kabullenişlerimin, ne kadar iradeliyim desem de çoğu zaman teslim oluşlarımın timsali oluveriyor...

    hepimiz doğaya ve zamana karşı koyamayıp savrulan bu poşet gibiyiz işin özünde...

  • bir entrym o kadar begenildi ki, takip ettim basamaklari birer birer cikti, diger entrylerimi birer birer solladi ve sonunda bir numarayi da gecerek listeden kayboldu. nereye gittigini cok merak ediyorum ama olsun performansindan dolayi entrymi kutluyorum.

  • ürküten sinyal. eğer zeki bir uygarlık tarafından gönderildiyse, o uygarlığın yalnızca bizden 1,5 milyar ışık yılı uzaklıkta olduğunu değil, bizden 1,5 milyar yıl önce bize mesaj yollayacak teknolojiyi geliştirdiklerini gösterir. dua edin barışçıl olsunlar.

  • bayraksız bir ırkçının yapmaya çalıştığı provokasyonu geri püskürten bir cevaptır. bana kalırsa ilber hoca daha sert bi cevap bile verebilirdi. çünkü önderleri apo'nun da m.ali birand röportajında söylediği gibi bu ve bunun gibiler hoş laftan anlamaz.

    tarihi, bayrağı, vatanı bile belli olmayan, meseleye yekten "dünyada türkler kadar geçmişiyle övünen bir ırk yok, türkler kendi söyledikleri yalana kendileri inanıyor" diye giriş yapması zaten ne denli kompleks sahibi bir ırkçı olduğunu gösteriyor.