ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
risk nedir sorusu için mezun olmamak
-
**aa sormuş lan sormuş vallahide sormuş billahide sormuş**
(cevabı yaz 10 saniyede kağıdı ver sınıftan gururla çık)
- arkadaşlar sınavları okudum hepiniz değişik şeyler yazmışsınız çok ilginç gerçekten
- hocam ben kaç almışım ben eheheh
- 45 verdim sana fikret
- haydaaa neden ?
- "risk burdur" yazmışsın ama gidiş yoluna verdim puan işte ahahahahahaha
- ühühühüh
- ulan fikret aahahahahaha
pipiyi belli eden eşofman giymek
-
erkek istediğini giyer, istediği gibi yürür.
sen bak-ma-ya-cak-sın. bu kadar basit.
edit: umarım ironiden anlamayan nesil başıma üşüşmez. korkuyorum sözlük.
asım can gündüz
-
inanmak istemiyorum. hakkında entry girecektim uzun uzun ama toparlamayı bekliyordum.
görüp görebileceğiniz en samimi insandı kendisi. facebook'dan takip edenler bilirler. yeni gitarı gelince de, kedilere kartondan ev yapınca da büyük bir mutlulukla video çekip yollardı. genç bir grupla ankara'da sahne alacaktı. grubun bir elemanına yaptığı bon jovi düzenlemesini gösterdiği video vardı. baya baya heyecanlı. orda bile anlardınız nasıl biri olduğunu. yılların gitaristi adam 20 yaşında bir çocuğa düzenleme dinletirken heyecandan konuşamıyor düşünün.
bu adam türkiye'deki en yetenekli gitaristlerden biriydi. rock'n roll'u doğru zamanda doğru yerde yaşamış. awesome john olarak nam salmış. bir temsilde jimi hendrix'i oynamış. buna rağmen egonun zerresi yok. iki sohbet etseniz anında geri dönerdi size. şimdiki burnundan kıl aldırmayan müzisyenleri görünce değeri daha da iyi anlaşılıyor.
mutlu bir insandı. içinde nefret bulundurmayan bir insandı. popülerliği sevmeyen bir insandı. müziği seven bir insandı. müthiş bir gitaristti. türkçe söz yazdığı still got the blues şarkısındaki tonu gary moore kadar iyidir mesela.
yazmakla bitecek gibi değil. gerçekten çok üzgünüm. dünyadan bir tane daha iyi insan, bir tane daha gerçek müzisyen ayrıldı. hiç inanılası gibi gelmiyor. başı sağolsun herkesin.
annem babam ben ve çocuklarım sana kurban olsun
-
(bkz: hadi inşallah)
arthur schopenhauer
-
"kim ne derse desin, mutlu insanın en mutlu anı, uykuya daldığı andır ve mutsuz bir insanın en mutsuz anı, uykudan uyandığı andır. insan hayatı, bir tür hata olmalı." schopenhauer
kaçaksaray önünde piknikli eylem yapmak
-
orantılı zekaya muhteşem bir örnektir.
http://webtv.radikal.com.tr/…de-piknikli-eylem.aspx
helal olsun çocuklara. madem orası halkın sarayı, istersem gider piknik yaparım, istersem içini gezer tozarım (limitler dahilinde) kimse de bana karışamaz. ama sen en doğal hakkını kullanmaya çalışan çocukları yaka paça göz altına almaya çalışıyorsan sadece zavallısın demektir.
yıkılacaksın erdoğan, korkunun ecele faydası yok!
edit: videonun girişindeki atletli abinin polise karşı hala rol kesmesi, polisin önünde karpuzlu topla oynamaya çalışmaları muazzam ya. bugün polis canlarını yakmış olabilir ama dirençleri ve soğuk kanlılıkları ile polisleri mala bağlatmışlar, acınacak duruma sokmuşlar. bunun zevkini yaşayıp mutlu olsunlar.
edit 2: bu video daha güzel bir çekime sahip ve daha detaylı; https://m.youtube.com/watch?v=sfqks-d_wfc
2. viteste kalkış yapmak
-
ehliyet sınavında yaptığım kalkış...tebrik beklerken tevkif ettiler
sümeyye erdoğan'ın evlenmesi
rüyada sert yumruk atamamak
-
biraz araştırdım bu durumu dilimin döndüğünce anlatmaya çalışayım.
yumruk atmak, koşmak gibi hareketler propriyoseptif geri bildirimiyle koordineli yapılan hareketlerdir. hareket boyunca bu propriyosepsiyon sinyallerinin kortekse gönderilmesi lazım. uyku durumunda talamus hem bu sinyal trafiğini hem de motor sinyalleri engellediği için (bunu rüyada yapılan hareketleri gerçekte yapmamamız için yapıyor. bazen uyanıkken de bu sinyal trafiğini engellemeye devam eder bu da uyku felcine yol açar, halk arasında karabasan denilen şey budur. eğer uyurken engelleme olmazsa da uyurgezer oluyoruz.) geri bildirim olmaksızın hareket etmeye çalışıyoruz bu da bu hareket mekanizmasını bozup her şeyi ağır çekimde yapmamıza yol açıyor. ağır çekimde koşmak, yumruk atamamak hep bu yüzden. ama mesela uçabiliriz, su altında nefes alabiliriz, çünkü bunlar insan fonksiyonları değil. bahsettiğim sinyal trafiğiyle sinir sisteminin bu hareketleri denetlemek gibi bir şansı yok. o yüzden gerçek dışı şeyleri sınırsızca yapabiliyoruz.
z kuşağı olarak asla 40 yaş üstüyle konuşmuyoruz
-
yavrum z kuşağı zaten konuşarak iletişim kurmayı becerebilen bir kuşak değil ki. muhatabının yaşıyla alakası yok olayın.
baştan sona anlamlı, özne-yüklem uyumu olan ve an az 10 kelime içeren bir cümleyi tek seferde kurabilen z kuşağı mensubu sayısı toplam 15 falandır.
yormayın kendinizi böyle şeylerle kuzum.
haydi tiktok'a, youtube'a falan devam edin siz.
not: yspor
tarihin en mutsuz nesli
-
biziz.
mutsuzuz olm. hep bi arayıştayız, hep bi yarışta.
amaçsızız. bizi peşinden sürükleyecek bi ideoloji yada hedef yok.
tatminsiziz. herşeyi denedik, herşeyi tükettik.
yalnızız. etrafımız kalabalıkken de yalnızız. yalnız hissetmedigimiz tek yer kardeşlerimizle uyuduğumuz odada "susadım" diye uyandığımızda bi bardak suyu koşarak getiren o melekle yaşadığımız zamanlardı.
kandırıldık. hepimize yalan söylediler. hepimize süperstar olacaksın dediler. şimdi ekşide yazıyoruz.
ne edebiyat çağına yetiştik ne felsefe çağına. ne savaşı gördük ne büyük buhranı.
fotoğrafı bile içinde olmak için, oradaydım demek için çekiyoruz. yazık oldu bize be... iyi çocuklardık aslında. ziyan olduk.
zorunlu edit:
debe olsun diye yazmadım ama iki yüz küsür defa favlanınca dikkati mi çekti ve diğer entryleri de okudum. fight clup eleştirisi getirenlere; bu sözlükte fight clup taki o sahneyi kimsenin bilmediğini, öylece yutturabileceğimi düşünmeniz enteresan. buna arak yada çakma değil gönderme denir. işin ekstra hazin yanı bildiğimiz en sistem muhalifi eleştirinin de yine bir pop kültür ürünü olan hollywood yapımı bir film olması.
kandırıldık. hepimize umut vaadeden delikanlı dediler, şimdi ekşi de yazıyoruz.
ne edebiyat çağına yetiştik ne felsefe çağına. büyük buhran... hani şu gazap üzümleri'ndeki dönem... yaşamadık.
çarıklarımızı da yemedik.
mutsuzuz.
amaçsızız.
tatminsiziz.
yalnızız.
ve dün gece bütün bunların etkisiyle, format falan da takmadan, dilime geldiği gibi yazdım.
canım sıkıldı şimdi... şu farklı renkte bağcıkları olan converse’lerimi giyeyim de kulağımda kulaklık, aklımda derin düşünceler, hiç dikkat çekmeden, çekmek de istemeden istiklal’de biraz yürüyeyim.
yaran facebook durum güncellemeleri
-
" kız bir saat içinde 17 yer bildirimi yapmis, asure dağıtıyor herhalde."