hesabın var mı? giriş yap

  • antalya'da yaşayan/ merak eden çoğu kişi şehrin adının bergama kralı görsel / görsel 2. attalos/ attalia/ adalya'dan geldiğini bilir, fakat ilçe adlarının nereden geldiğini pek bilmez...
    bazı ilçe adlarının nerelerden geldiği ile ilgili:

    döşemealtı:
    binlerce yıldır kullanılmış olan antik döşeme boğazı yolundan adını almaktadır.görsel / görsel

    korkuteli :
    8. osmanlı padişahı ikinci bayezit'in büyük oğlu/ yavuz sultan selim'in de abisi olan şehzade korkut'un buraya gönderilip, burada yaşayıp, yine burada öldürülmesi sebebiyle ismini bu şekilde almıştır. korkud eli

    kemer :
    su kemerlerinden geliyor diye biliyordum... görsel phaselis
    ancak şöyle de bir şey okudum: " 1910'lu yıllarda eski köy adı ile bilinen ve dağlardan gelen seller sonucu göl ve bataklıklardan oluşan bir yerleşim yeri vardı. eski köy halkı, kendilerini bu sellerden korumak için, dağların eteklerinde 23 kilometre uzunluğunda bir taş duvar ördüler. sonraları, bu duvar nedeniyle köylerine kemer diyeceklerdir."

    elmalı:
    elma yetiştiriciliği yaygın olduğu için bu adı aldığı söylenir. edit: bizans döneminde adı "alimela" imiş.

    finike :
    yunanca phoiniks / phoneix (çöldeki hurma ağacı)
    fenikeliler'in anadolu topraklarında şu an finike olarak adlandırılan yere göç etmesinden dolayı bu isme evrildiği düşünülüyor.

    demre :
    mersin bitkisi/ myrrha/ myra/ zamanla türkçeye evrimleştirilerek demre.

    kaş :
    meis adası göz, karşısındaki topraklarda yurttaşlarımızın yaşadığı yer de kaşa benzetildiği için kaş ismini almıştır. google earth görüntüsü görsel

    konyaaltı:
    falezlerin altında (batısında) kalan kısma denildiği için koy altı/ konyaaltı denilmiş. bir başka rivayete göre de selçuklu zamanında antalya konya 'ya bağlı olduğu için konya ile ilişkilendirildiği söylenir.

    ibradı:
    yüksek rakımlı dağlık ve soğuk bir ilçe olduğu için arapçada "soğuk yer" anlamına gelen "ibrad" kelimesinden türediği düşünülmekle birlikte kesin bir bilgi söz konusu değildir.

    alanya:
    selçuklu hükümdarlarından sultan 1. alaaddin keykubad'ın burayı fethetmesinden ötürü sultanın adına göre alaiye denilmiş; zamanla alanya olmuş.

    gazipaşa :
    delibaş isyanının bastırılmasında mustafa kemal atatürk ve silah arkadaşlarına yardım eden o zamanki ismiyle selinti (selinus antik kenti) halkını ödüllendirmek isteyen bakanlar kurulu’nun 21 ekim 1922 tarihinde selinti bölgesini ilçe yaptığını ve ismini “gazipaşa” olarak değiştirilmiştir.

    debe edit: ülkemizde ulaşılması en zor antik kent olan mnara antik kenti'ne yolculuk ....

  • çocukluğuma ışınlanıyorum hemen. dünyadaki en huzursuz evde büyüdüm ben. alkolik bir baba en önemli detay. alkol almadan ağzından kelime çıkmayan bu adamın işten eve gelme saatleri yaklaştıkça gerilimin artması. o anahtarın kapıyı açma sesini hiç unutmuyorum mesela. nefes bile alamazdık. masanın başına oturup iki kadeh yuvarlamadan kalp çarpıntılarıyla beklerdik. acaba bugün neden kavga çıkacak diye.

    ev aşırı düzenliydi hiçbir şey oynamazdı yerinden. oysa ben dağınık olsun isterdim birazcık.

    kahvaltılar kaldır kondur kurumuş peynir ve zeytin tabağından oluşur ve keyiften alabildiğine uzaktı. insanların börekler çörekler sıcak omletlerle kahvaltı ettiklerini anlatması bana çok ütopik gelirdi.

    anne mutsuz, anne sinirli, anne sevgisiz, anne yorgun, anne kırgın.. konuşmazdık hiç, çıt çıkmazdı. yanlış bir şey söyleme korkusundan bugün bile konuşmaktan, kendini ifade etmekten çekinen bir insanım.

    hayvan yoktu, çiçek yoktu. çok yoksulluk çekerdik. çeşit çeşit kıyafetlerim ayakkabılarım olmadı hiç. duygusal şiddet de vardı anneme uygulanan fiziksel şiddet de.

    ama başlık detaydı değil mi. sessiz konuşan ya da konuşmayan çocuklar. kırık dökük eşyalar. soğukluk elle tutulacak kadar hissedilen soğukluk, kasvet.

    teşekkür editi: çalakalem yazdığım satırlarda pek çok gönülde yer tutmuşum. birçoğunuzla aynı hikayeyi farklı zamanlarda farklı mekanlarda paylaşmışım. üzülenler, çocukluğuma dönüp saçımı okşayıp beni sevgiye boğmak isteyenler olmuş. yani bazen insanın nutku tutulur ya. yaralı olduğumu biliyordum ama bu denli alaka beni çok duygulandırdı. bazı yaralar geçmiyor ne kadar iyileştim deseniz de küçücük bir kaşıntıyla yine kanamaya devam ediyor. hayat devam ediyor, etmeli de. zamanın bir yerinde korkuyla ağlayan o çocuğu iyileştirebilmelisiniz. zor olsa da umarım bunu yapabilecek gücü bulabilirsiniz. babam öldü. annem hayatta. annemle öz eleştiri yapabiliyoruz, konuşabiliyoruz. bu benim kazancım. herkese teşekkür ederim. yüreklerinize sağlık..

  • hilalcebeci_ hilal cebeci
    "herkesin askerden kaçmaya çalıştığı bu günlerde keşke beni askere alsalar diyorum erkeklerin bu askerlik korkusuda ne bölee"

    http://twitter.com/…ebeci_/status/48435562503344128

    sabah mıntıkasına çıkarıcan bunu, ardından sabah sporu, hemen ardından 2 saat nöbet, hemen ardından denetlemelerle ilgili işlere gece 12-1'lere kadar, ardından yine nöbet o arada 1 saat falan uyku, sonra yine denetleme hazırlığı falan. doğu, terör, komando falan onlardan bakın hiç bahsetmedim. herhangi bir insanın yaşamadığı şey için böyle laflar ediyor olması insanı zıvanadan çıkarıyor. ben 6 ay yaptım ömrümü yedi, 15 ay yapanı var. sus be kadın! hayır yani ben bunu ciddiye alıp niye yazıyorsam hakkında.

  • attention! makyaj temizlemeye saatlerini harcayanlar, dünya paralar dökenler, tembel olanlar, yüzüne fazladan kimyasal sürmek istemeyenler. kendi temizleyicinizi kendiniz yapın. bilgi yüklü bir entrye hazır mısınız. özet geç piç diyenler için başlıyorum.

    öncelikle gerçekten temizlemenin ancak uygun bir temizleme jeliyle yıkayarak ve peeling yaparak olduğuna inanıyorum. (peelingi türk kahvesiyle yapmayı denediniz mi? süperdir) ancak sürekli yüz yıkamak cildi kurutur. ayrıca akşamları yüzümü yıkayınca uykum kaçıyor. (yıkamayı soğuk suyla bitirmezseniz gözenekleriniz açık kalır çünkü)
    benim aşırı hassas kuruya yakın ama her an sivilceye meyilli(?) ilginç bir cildim var. baya bi dermatolog ziyaret etmişliğim de vardır.

    aradığım temizleyici şu; akşam eve gelince beni yormıycak, makyajı tertemiz çıkarıcak, gözenekleri tıkamıycak, sivilce yapmıycak, durulamaya da gerek bırakmayacak. eğer senin de aradığın buysa okumaya devam et.

    bu anlamda favorim micellar makyaj temizleme suları oldu. birçok markasını kullandım. bazısı makyajı yeterince çıkarmadı, bazısı yüzümü gerdi, bazısı yağlandırdı vs vs. uygun olanlaraysa dünya kadar para döktüm. yine de hepisinin içinde dünya kadar koruyucu var ve durulamıyorsun. bu fikir hoşuma da gitmiyordu açıkcası.

    uzun zamandır internette yurtdışı forumları da dahil araştırıyorum. bunların hepsinin arka etiketlerini de tek tek inceledim. çoğunun içinde hint yağı, üzüm çekirdeği yağı, ayçiçek yağı, panthenol(b5 vitamini) ve gliserin var.

    hint yağı en temel maddemiz çünkü temizleyici ve antibakteriyel ozelliklere sahip. üzümçekirdeği yağı da sivilcelere iyi gelmekle beraber anti aging, sıkılaştırma, lekeler, nemlendirme vs vs özelliklere sahip. internetten yağları inceleyebilirsiniz.

    micellar yaparken iki ana yağ kullanıyoruz. hint yağını mutlaka kullanıyoruz ancak ikinci yağı seçmek size kalmış. ama bu arada yağlar taşıyıcı yağlar, uçucu yağlar diye ayrılıyor. yağları araştırmadan yağ seçmeyin. yağı nasıl seyrelticeğiniz ve hangi oranda seyrelticeğinizi iyice araştırp öğrenin.

    genel olarak hint yağı+ üzüm çekirdeği yağı ve hint yağı + ayçiçek yağı kullanıyor markalar temizleme sularında. bu yağlar her cilt tipine hitap ediyor. çok sivilce problemi olanlar için çıkarılan ürünlerin içinde de genellikle çay ağacı yağı da var(seyreltmeden kullanılmaz! tahriş eder). bunu da ekleyebilirsiniz 3. bir yağ olarak ama cildi kurutur söyliyim. bence sadece sivilcelere sürmek daha akıl karı.

    gelelim tarife;
    şimdi bize önce su lazım. medicalparktaki dermatoloğumun yatıp kalkıp önerdiği doğal maden suyu olabilir. (soda değil ama maden suyu! ve asiti gittikten sonra tabi) çiçek suları olabilir. ben gülsuyunu çok seviyorum özellikleri bana hitap ettiği için ya da gülsuyuna göre daha az kurutan lavanta suyu da çok güzel. burda şuna dikkat edin üzerinde "güllü su" yazmasın. otacının bile böyle ürünleri var saf gülsuyu olmayan. hangi marka olursa olsun okuyun %100 gülsuyuyu yazıyor mu bir bakın. (rossense ürünlerini severim) iki farklı suyu karıştırarak da kullanabilirsiniz.

    yağlarımı watsonsdan alıyorum. gliserin de watsonsda var. fiyatları 6-9 lira arasında değişiyor herbirinin. ben hint yağı ve üzüm çekirdeği yağı kullanıyorum. b5 (panthenol) vitaminini doa kozmetikten alıyorum ama b5 kullanmanız zorunlu değil. eczanelerde de var mıdır bilmiyorum.

    oranlarımız şu;
    yağlı cilt: % 70 üzüm çekirdeği yağı, % 30 kastor yağı (hint yağı) karışımı
    normal cilt: % 80 üzüm çekirdeği yağı % 20 hint yağı karışımı
    kuru cilt: % 90 üzüm çekirdeği yağı, % 10 kastor yağı karışımı

    seçtiğiniz suyu uygun bir şişeye koyun. sonra içine yukardaki orana göre yağlarınızı ekleyin. oranı mesela 5 çay kaşığı hesabıyla yapabilirsiniz. örneğin "%80 üzüm çekirdeği ve %20 hint yağı" oranı 4 çay kaşığı üzüm çekirdeği ve 1 çay kaşığı hint yağına tekabül eder.

    şişenizin büyüklüğünü bilemeyeceğim için size sallamasyon bir görsel ekleyeceğim;
    https://www.suslusozluk.net/…_1460229404_de708a.png
    (linkler kurbağa olursa diye görseldeki ürünün adını yazayım. garnier micellar çift fazlı kusursuz makyaj temizleme suyu)

    içine koyacağınız yağ oranı bu şişedekinin yarısından biraz az ya da en fazla bu şişedeki kadar olmalı. cildinizin kuru ya da sivilceye eğimli olmasına göre siz karar verin.
    ve bu şişedeki yağ kadar da gliserin koymalısınız. gliserin mucizevi bir maddedir. nem tutar yumuşacık yapar ama çok gliserin koyarsanız yapış yapış olur ve gözeneklerinizi tıkar. (ayrıca gliserinle makyaj sabitleyici yapabilirsiniz de google amcada "gliserin makyaj sabitleyici yapımı" yazıp aratın)

    varsa 1 çay kaşığı da b5 vitami koydunuz mu tamamdır. her kullanımdan önce çalkalayıp, yağlar yukarı çıkmadan pamuğa dökerek kullanabilirsiniz. temizleyicinizi buzdolabında tutun(ben bütün kremlerimi buzdolabında tutuyorum gerçi) uzun uzun yazdığıma bakmayın çok basittir yapması. ve elinizdeki 20 lira civarı para harcadığınız yağlarınızla defalarca kez temizleme suyu yapabilirsiniz.

    burda şöyle bir püf noktası var. mesela baktınız yüzünüzü sidiğinizde hafif geriliyor yüzünüz. o zaman hint yağını fazla koymuş olabilirsiniz. bir parça daha üzüm çekirdeği yağı koyun. baktınız gliserini fazla koymuşsunuz yapışkan bir his bırakıyor. kullandığınız sudan biraz daha ekleyin.

    bu tariften gliserini çıkarıp hint yağı+ zeytinyağı formülünü kullanarak göz makyajı temizleyicisi yapmakta da kullanabilirsiniz. internette de göz makyajı temizleyicisi tarifleri bolca var googledan da bakabilirsiniz.

    hem çok memnun olduğum için hem de sözlüğe vefa borcum için (sonuçta yıllardır yararlanıyorum) bu entryi kastım. ama ben şöyle birşey de biliyorum diyen varsa her zaman yeşillendirsin;
    (bkz: bana bir harf öğretenin kırk yıl kölesi olurum)

    edit: öncelikle darüşşifa diye biryer var oturduğum yerde. yanınızda soğuk sıkım yağ yapıyor adamlar çekirdekten (tabi damlaaa damlaaa beklerken 1 saat sıkıldım ama olsun) yani eğer böyle biryer bulursanız saf yağ alın. ikincisi bu saf yağlar gözeneklerinizi tıkamasın yani seyreltmeden yüzünüzde kullanmayın. üçüncüsü de en son maden suyu ya da gül suyu ile yüzünüzü arındırın ve kreminizi öyle sürün. (dördüncüsü de bu kadar yazım hataları ve korkunç türkçesi olan bir entryi ben zamanında nasıl girmişim? sarhoş muydum acaba :( )

  • tam yemek masasinin uzerine cikmi$ peynir kabina kafayi daldiracakken seni gordugum an tek pati havada sabit kalip kipirdamayinca gorunmez olmuyorsun.

    yemek masasina ciktigini seslerden anlayip geldigimde de o saniye sandalyeye inip patilerini altina kivirmaya cali$man inandirici degil, patiyi kivirayim derken gotunu havada unutuyorsun, son on dakikadir orda oturmadigin anla$iliyor.

    kabina her mama koydugumda deli gibi bagirmana gerek yok, biliyorsun o buyuk kutudan senin kabina gelecek o mama, her seferinde sanki yari yolda vazgecicem veya mamayi ben yiycem gibi cirpinman gereksiz.

  • - yatak odasındayken havaya 3 el, yere 3 el, sonra da hanıma 3 el sıkıp uyarıda bulunursan ceza almıyormuşsun kanka.

  • adam canlı yayında milletin ağzına 35 cm'lik büfe tipi salamı iteleyerek soktu, böyle konularda hayatta sırtı yere gelmez.