hesabın var mı? giriş yap

  • hindistan'da demir leydi olarak anılan azim dolu kadın.

    2000 yılından beri özel timlerin kuzey hindistan’da faaliyet göstermesine izin veren yasanın kaldırılması için açlık grevi yapıyor. bu timlerin faliyetleri ise pek iç açıcı değil. zira timlerin birçok yargısız infaz, gözaltında kaybolanlar, işkenceler ve ölümlerle anılıyor. sharmila da hayatını bu yasanın kaldırılmasına adamış adı da bu yüzden demir leydi o olmasın da kim olsun hakikaten?

    uluslararası af örgütü tarafından da "vicdan mahkumu" ilan edilmiş. yine 2014'te hindistan'da üst kadın simgesi olarak seçilmiş.

    bu kadar duyarlı olabilmek mümkün mü bilemeyeceğim gerçekten. ama sharmila devlet tarafından zorla verilen serumlarla hayatına devam ediyor, yemek yemeden. davasının sonuna kadar arkasında. gerçekten inanılmaz.

    kaynak

  • az önce yorganı tepesine kadar çekip uyuyan annemin yanına gittim, hemen yorganı kalkırıp, kocaman yatağına yattım, göğsüne, çocukluğumdaki gibi, kalp atışlarını dinledim. duymak istedim. o da sarıldı, gülüştük. anneannemi hatırladık sonra, sadece sessizce kapadık gözlerimizi... hala atan kalbini duydukça ağladım birazcık huzurla.

    uzun zamandır, bu kadar güzel bir şey hissetmemiştim. ne diye büyüyüp, yok yere başka omuzlara vuruyorsak kendimizi?

    ve annenin hayatta olması bu dünyadaki bence en güzel/anlamlı şey gibi...

  • çok doğru bir tespit. hem uzun boylu hem de kısa boylu kızların yatakta ne kadar aktif olduğunu bizzat görmüş bir kişi olarak onaylıyorum. öğrencilik döneminde iki ev arkadaşımla birlikte süper yeteneksiz olduğumuz için eve gelen kızlar bir arada yatardı, sabah onları uyandırmaya gittiğimde uzun boylu olanlar yattıkları gibi kalkarlar, kısa boylu olanlar dönmüş, dolanmış, üstünü açmış, bütün gece rahat durmamış olduğu belli bir şekilde uyanırlardı.

  • uzun zamandır yazmıyordum sözlükte ama artık dayanamayacağım.

    bu sıçtımın yerinde halkı düşünen hümanistler niye sadece suriye ordusu ilerlediğinde ortaya çıkıyor lan?

    şii diye adamın kalbini çıkarıp yiyenler onlar; öldürdüğü oğlunun cesedi başında annesini arayıp dalga geçenler, şii olduğundan tehdit edenler onlar; hatta alevi yerleşimi diye lazkiye'de onlarca sivili teker teker öldüren onlar, ama bizdeki mezhepçilik kimsede yokmuş. naptı olm bu insanlar? cehennem topuyla adam öldürenlerin ardından lokum mu dağıttı?

    bu davarlar sözlükte de, kampüste de, sokakta da aynı. güçsüzken temel insan haklarına sığınıp, güçlü olduğunu hissettiği an yaşama hakkınızı bile alabileceğini düşünür. yıllardır hiç değişmez.

  • var ya sırf muhalefet etmek için saldırıyorsunuz hemen, her siki biliyorsunuz amk, yok hırçın denizmiş, yok en küçük dalga 4 metreymiş, yok kayık okyanusa dayanamazmış vırt zırt. adamlar yazın gitmiş olm yazın lan, havalar güzelken gitmiş amk. hemen konuşun anlamadan dinlemeden...

  • ilginç bir şekilde kendine bağlayan, gerçekle hayalin birleştiği yerlerde beklendiğinden fazla ikilemde bırakan bir film. (bkz: gentrification) denen bu soylulaştırma hareketinin, san francisco gibi tutunmanın en zor olduğu yerlerden birinde anlatması cuk oturmuş. içinde ırk ilişkileri, sınıf ilişkileri, ailevi ilişkiler, toplumla olan ilişkiler; karmaşık ama izleten bir ilişkiler yumağı var sanki. filmde insanı düşündüren hem bir hikaye hem de ayrı ayrı karakterler var gibi, montgomery karakteri ise son zamanlarda ekranda en çok merak ettiğim ve ilgimi uyandıran karakter oldu. sakin akan, izleyiciye her sahnede 'öyle anlamadıysan bir de böyle söyleyeyim' demeyen bir film arıyorsanız, hoşunuza gidebilir kesinlikle.

    imdb linki: link

  • samsun'da vuku bulan hadise;

    "samsun vezirköprü’de toprak altında kalan kenan ve hayati ak kardeşlerin yaşamlarını yitirmesi sonrası yapılan soruşturmada afad ekibinin yolda namaz molası verdiği ortaya çıktı.

    ekibi taşıyan şoför, “namaz kılma konusunda tartışmalar çıktı. durmak zorunda kaldım” şeklinde ifade verdi. ekipteki s.d., molanın normal olduğunu savundu."

  • adliyede ve hastanede çaycı.
    bir çaycı tanımak bir çok profesörü tanımaktır.
    bir profesörü tanımak sadece bir profesör tanımaktır.