ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
10 mart 2020 sağlık bakanı'nın corona açıklaması
-
dünya bankasının korona virüsle mücadele eden ülkelere 12 milyar dolar bütçe ayırdığını duyurduktan sonra yapılan açıklama.
gelsin hastalar, pardon paralar.
yaran facebook durum güncellemeleri
-
''bir hocada desin ki, evet çocuklar çıkarın kağıtları, batak oynucaz"
türkçe şarkı ve türkülerde 13-14 yaş kız takıntısı
-
shakespeare denen zındık, capuletgillerin 13 yaşındaki daha bebe juliet'ine bilmem kaç saatlik tiyatro yazarken iyi; karacaoğlan yazınca kötü, neymiş karacaoğlan takıntılı, karacaoğlan obsesif...
http://en.wikipedia.org/wiki/juliet#juliet.27s_age
art niyetliler c. başkanımızı bile eleştiriyorlar
10 ekim 2014 türkiye çek cumhuriyeti maçı
-
2-1 yenildiğimiz maç.
piri reis'in harita çizdikten sonraki ilk cümlesi
-
-şuradan bir dere aksın mı?
+eveeeet!!
-köpek gibi akacaaak!!
çiftleşirken ağaçtan düşen koalalar
-
"tam zevkine varmışken birden yere düştün mü sen" dizelerine konu olmuşlardır.
adliye diyalogları
-
bu diyalogu başkasından duydum.
mahkemede hüviyet tespiti yapılıyor :
-doğum tarihiz ?
-15 temmuz
-hangi yıl ?
-her yıl
ayıp olmasın diye yenen ya da içilen tuhaf şeyler
-
yeni kaynatılıp hafif ılıtılmış süt
tam bir çocukluk dönemi travması. üst kat komşumuzda misafirlikteyim. evin annesi hacer teyze sağolsun öküz doyuran boy bardakta süt getirdi.
ben normalde süt içmem, hele sıcağa yakın asla.
kendi kızına (benden 4-5 yaş büyük) döndü dedi ki, "bak nilüfer, sen içmek istemiyorsun ama .... nasıl içiyor gör de örnek al" diye uzattı sütü bana.
ya ben görev bilinci insanıyım yazık günah değil mi bana?
sütün tepesinde de kaymak oluşmuş yeni kaynadığı için.
ben o görev bilinciyle diktim sütü kafama nefes almadan içmeye çalışıyorum.
içtim de.
(gördün mü nilüfer içtim? pislik nilüfer.)
midem ağzıma geliyor, kustum kusacağım tutuyorum kendimi.
kapı çaldı annemler almaya geldi beni. ben nasıl koşuyorum kapıya, aşağı eve ineyim de orada kusayım ayıp olmasın hacer teyzeye diye.
annemle hacer teyzenin muhabbet edesi tuttu mu... kapıda bık bık konuşuyorlar. annemi iteliyorum gidelim diye, dur diyor. ben kusma suratı emojisi gibi durdum durdum. en sonunda bir patlamışım, ortalık suç mahalline döndü.
duvar, yerler, tüm antre süt içinde.
"aaaa" diyorlar.
ne "aaaa"??? ben elimden geleni yaptım, suç sizin! nilüfer de odasından çıkmış bana bakıyor.
(bok iç nilüfer.)
daha da ılık süt içmedim ben.
edit: "ışık ılık süt iç" diyerek beni yeşillendiren ve yeşillendirmeyi düşünen, ilkokul fişleriyle cebelleşmiş tüm arkadaşlara selam ederim.
orania
-
güney afrika’nın ırk meselesi son derece girift, ülkedeki suç oranı ve temsil sorunu pek çok farklı açılardan ele alınıyor uzun süredir.
ülkeye dair en çarpıcı detaylardan biri ırklar arasındaki ayrım:
güney afrika’daki ortalama yaşam süresi, 2015 yılında cia tarafından tahmin edilene göre 62 yıl
güney afrika ırk ilişkileri bürosunun 2009 yılında yayınladığı rapor ise ırklar arasındaki uçurumu gözler önüne seriyor: beyaz güney afrikalıların ortalama yaşam süresi 71 yılken, siyah güney afrikalıların yaşam süresi 48 yıl.
ülkedeki bu uçurum yaşam alanlarında da kendini gösteriyor. bunlardan en ilginci ise dışa kapalılık konusunda bir sembol olan orania.
ülkedeki ırk ayrımcılığı çok uzun geçmişe sahip ancak orania bambaşka bir notkada duruyor.
zira 1990 yılında 40 beyaz ailenin araziyi 585.000 dolara orania yönetim hizmetleri adıyla almasıyla orania’nın kaderi değişiyor. satın alanlar arasında eski güney afrika başbakanı hendrik verwoerd’in damadı carel boshoff da bulunuyor.
ilk 13 kişi nisan 1991’de taşınıyor. ve taşındıkları ay, bölgeye yakın bir yerde yaşayan siyah aileler, başka yerlerde ev sağlanarak, taşınmaya zorlanıyor. böylece orania “beyaz” bir yer oluyor.
ağustos 1991’de 2300 hektarlık bir arazi daha satın alınarak orania’ya katılıyor.
1992’de orania belediye meclisi kuruluyor.
1995 yılında nelson mandela bölgeyi ziyaret ediyor, vefat eden eski başbakan verwoerd’in eşiyle çay içiyor. 1996’da orania’da yaşayanların sayısı 200 oluyor.
2000 yılında bölge hükûmeti orani’nın belediye meclisinin lağvedilmesi yönünde karar alıyor. elbette ki oranialılar buna itiraz ediyor ve hükûmetle yapılan görüşmeler sonucunda bir anlaşmaya varılana kadar orania’nın “belediye” statüsünün korunmasına karar veriliyor.
2001’de bölgede yaşayanların sayısı 519’a yükseliyor. başlangıçta son derece harap halde olan evler ve ekonomik kalkınma yaratamadığı için işsizlik sorunu olan bölge aradan geçen on yılın ardından iki okula, özel bir hastaneye, huzurevine, lüks spası olan bir otele ve gelişen bir tarım sektörüne sahip oluyor.
2004’te ora isimli kendi paralarını kullanmaya başlıyorlar.
bir on yılın ardından bölge bir etkinlik parkı, alışveriş merkezi ve 100'den fazla işletmeye ev sahipliği yapıyor.
2018’de orania’nın nüfusu 1602’ye çıkıyor.
polis kuvvetlerinin ve bir hapishanenin olmadığı orania’da sorunlar bölge içinde hallediliyor. gönüllü ekipler sınırları “koruyor.”
her ne kadar kağıt üzerinde herkese açık olsa da orania’ya kabul edilmek için komitenin önüne çıkıyorlar. “herkese açık” olan komünitede melez ya da siyahi yaşamıyor.
elbette orania’yı terk edenler de var, 1991 ila 2004 yılları arasında “fiziksel ve sosyal baskı” sebebiyle 250 kişinin şehri terk ettiği belirtiliyor.
orania’nın hakları güney afrika anayasasındaki kendi kaderini tayin etmeye dayanan bir madde ile korunuyor.
kaynak ve ileri okuma: (https://en.wikipedia.org/…iki/orania,_northern_cape)
anne replikleri
-
-anne ben arkadaşlarla dışarı çıksam?
+saat kaç olmuş... olmaz. çıkmasan ölmezsin ama çıksan belki ölürsün.
-bıdıbıdıbıdı işte oraya gidicez
+otobüsle gidin
-niye ki?
+ya şimdi kaza falan yaparsınız, bilmiyordur belki iyi kullanmayı
-ama ayarladık her şeyi?
+olmaz. arabaya binmesen ölmezsin ama binsen belki ölürsün
+ne yapıyorsun?
-acıktım ekmek almaya çıkıyorum
+aa çok geç olmuş gitme
-ama çok açım
+gitme sen gitme. aç kalsan ölmezsin ama gitsen belki ölürsün
-bıdıbıdıbıdı işte eskişehir'de paraşüt kursu veriyorlarmış başvuru yaptım gidic...
+hayatta olmaz! kesinlikle hayır! kursa katılmasan ölmezsin...
-ama katılsam belki ölür müyüm anne?
+ağzını topla salak. o ne biçim laf öyle ölmek falan? allah korusun
yaran facebook durum güncellemeleri
-
"telefon rehberimdeki herkesi senin adınla kaydettim..
bütün gün beni arıyorsun, taklitler yapıp sesini değiştiriyorsun..
biliyorum, sende özledin !"
yazık la kimin çocuguysa hasta herhalde.