ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
sabah insanları
-
ne kadar ileri gidebileceklerini merak ediyorum. sabah erken kalkıp, işe gitmeden biraz tenis oynayan, sonra duşunu alan insanlar var. o arada fırınlar da açılmış oluyor (!) taze ekmekle kahvaltısını ediyor, kahvaltı sonrası biraz gazete keyfi, sonra iş. ve bunu yapanlar öle ne yaptığını bilmeyen insanlar değil. misal, ne kadar ölçüdür bilmiyorum ama, aralarında ünlü holdinglerin üst düzey yöneticileri de var.
yanlış anlamayın, yargılamıyorum, her konuda kendimi kaynak eser zannetmiyorum. ama iddiam odur ki bu kadarı artık sabah insanı olmak falan değil. ne sabahı yahu? hangi sabah? bir önceki günün insanı bunlar.
yaran diyaloglar
-
tur rehberi bir kiliseyi anlatıyor; kızlardan biri rehbere yanaşıp soru soruyor.
rehberin mikrofon açık ve her şeyi 200 kişi duyuyor.
- peki kilisenin üstündeki saatin 10.20'yi göstermesi neyi ifade ediyor?
+ saat 10.20 şu anda.
kızı turun kalanında görmüyoruz.
meşhur olmuş cem yılmaz replikleri
-
biz eskiden çok fakirdik...abim kartondandır mesela...
evlilik
-
market ya da ormanda yürüyüş dışında dışarı çıkmadığım, eşim dışında hiç kimseyle fiziki olarak görüşmediğim karantina sürem 1 ayı geçti.
neredeyse her gün ne kadar şanslı olduğumu düşünüyorum bu aralar. evlenirken “hayatı beraber geçirmek istediğin insan”ı seçtiğini düşünüyorsun ama birebir yaşayıp görmek çok değişik bir duygu.
mutlu olunca “kesin bir bokluk olacak” diye düşünen bir insan olduğum için, şimdiye kadar hep içimde evlendik ama belki birkaç yıl sonra aslında doğru insan olmadığızı anlarız belki gibi bir korku vardı. “ya hata yaptıysam” korkusu. şu bir ayı geçirdikten sonra, anladım ki çok doğru bir karar vermişim.
başka hiç kimse olmadan, 1+1 ufacık evde mutlu mutlu yaşayabildiğim bir insanı bulmuş olmak inanılmaz.
o kadar insan içinden nasıl oldu da böyle harika bir insanla ikimiz de bekarken tanıştık, ikimiz de birbirimizi çekici bulduk, zaman geçti iyice bağlandım, o da bana bağlandı ve mutlu olduk. nasıl bu ufak ihtimal gerçekleşti? aklım almıyor.
ilerde daha ufak bir yere taşınsak şehir hayatını özler miyiz, beraber sıkılır mıyız tantana olmadan diye düşünüyordum arada. çok daha mutluymuşuz meğer.
mutlu evde büyümediğimden herhalde bana öyle olağanüstü ve inanılmaz geliyor ki... neyse hayat bu ama şimdilik pek güzel.
joker karakterini oynayabilecek türk oyuncu
-
kesinlikle bu abimizdir. bence joker karakterinin hakkını verirdi. yapımcılar tam piyasa araştırması yapmamışlar ki kolay yoldan jared leto'ya joker rolünü vermişler filmde.
müslümanlıkta ters ilişki
-
şu röportajı biz yapsak marjinal oluyoruz, bu adamlar yapınca ehl-i sünnet oluyor. vay amk arkadaş...
araba sileceği kaldırmak
-
hic yapmadigim bi eylemdi. gecen ay bi arac oturdugum sitede benim park yerime park etmisti, icimden olabilir dedim herhalde acelesi vardir. fakat arac tam 5 gun orda kaldi. artik canima tak etmisti, kimsenin ortalikta olmadigi bi vakit usulca arabaya yaklastim ve silecegi kaldirmak icin elimi attigimda silecek elimde kaldi?! ben bir panik. yok takamiyorum. bi yandan cevreme bakiyorm bi yandan silecekle sevisiyorum. en sonunda hic bi sey olmamis gibi silecegi caminin uzerine birakip kactim.
kaldirmayin silecek falan. riskli is bunlar, havadan mevzu cikacakti.
10 aralık 2013 istanbul'da kar yağışı
-
vahşi hayatı da fena etkilemiştir. metrobüsler tıklım tıklım.
taksiye binince arka koltukta oturan insan
-
ben yapıyorum bunu. tam biniyorum taksiye, bakıyorum arka koltukta ben oturuyorum. sonra yanıma oturuyorum, yol boyu kendimle sohbet muhabbet. vapurlar falan...
(bkz: tecavüz-ül türkçe)
türk televizyonlarındaki unutulamayan anlar
-
doğu perinçek ntv'de yayınlanan bir programa konuk olur ve olaylar gelişir:
spiker: sayın perinçek en ti vi olarak soruyoruz, siz iktidara gelirseniz neler değişecek?
doğu perinçek: en ti vi diyemeyeceksiniz artık mesela, ne te ve diyeceksiniz.
spiker: ...
very
-
ingilizce'deki en gereksiz kelime olduğu iddia edilerek bunu değil alternatiflerinin kullanılması salık veriliyor.
45 ways to avoid using the word 'very'
ulusal kan stoklarımız azaldı
-
kan vermekten kaçmıyoruz, kan vermekten kaçınıyoruz.
medine dilencisine döndü iyice.
(bkz: sultanahmet'te dilenip ayasofya'da sadaka vermek).