ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
odada sarı ışık sevenler derneği
-
yıllardır tuvalet banyo dahil tüm evde sarı ışık kullanarak dahil olduğum dernek. beyaz ışıklı evlere gidince neil armstrong gibi hissediyorum. çok soğuk bu beyaz ışık çok.
benzin istasyonunda 4.92 liraya satılan benzin
-
tadına bakıp "1963 basra körfezi" dedim, pompacı gülümseyerek "ağzınızın tadını biliyorsunuz efendim" diye cevap verdi.
emrah serbes
-
sevrole camaro araciyla arkadan gelip ondeki araci bicmek suretiyle aileyi yoketmistir. ayrica ailenin bir ferdi uzun sure yogunbakimda yattiktan sonra hayatini kaybetti. kendisinin burnu bile kanamadi cunku araci son modeldi. kaza sonrasi 112'yi aramadi ve saglik incelemesine de girmeyi kabul etmedi. kani alkolden temizlensin diye sucu oncelikle arkadasina yikti, 6 gun sonra ben yaptim diyerek ortaya cikti. bunlarin cezasi sadece 2 yil 8 ay oldu. anladigim kadariyla su an kaldigi yerden devam ediyormus. bir kitap yazip bestseller de olursa hic sasirmam. ayrintilar bilinsin istedim. basit bir trafik kazasi degildi yasananlar zira. bictigi arac sol seritte degil, orta seritte gidiyordu
küçük çocukların çıldırtan soruları
-
iki sinek pencerinin camında iş üzerindedirler; bunu gören evin küçük çocuğu elinde sinek teliyle başlarına dikilir ve annesine seslenir:
"annea! sineklerin erkeği olur mu?"
"olur evladım..."
"annea! peki bu sineklerin dişisi olur mu?"
"(bir sonraki soruyu tahmin eden anne cevap verir) olmaz yavrum..."
sanki bu cevabı bekleyen küçük çocuk sinekleri bir hışımla öldürür...
"ibnelerrr!!!"
sen kredi kartınla al ben sana her ay öderim
-
bir kere düştüm buna.
iş arkadaşımdı. telefon almıştı kendine. 1 ay ödedi. sonra başka yere geçti. 2. ay ödemedi. 3. ay ödemedi. 4. ay aradım. direkt lafa girdim. biraz sıkışığım, para gelecek 1 aya. hepsini öderim dedi. 2 ay geçti, ses yok. tekrar aradım, açmadı. geri de dönmedi. mesaj attım. aga 24 saat içinde tamamını ödemezsen, ben kendi bildiğim yoldan çözerim dedim. tabii ki geri dönmedi. günah benden gitti.
o zamanlar mavi bilgisayar vardı. oradan almıştık telefonu. gittim. hırsızlık vakası var. faturamı kaybettim, fatura nüshası lazım dedim. kredi kartıma ait alışverişten faturamı verdiler. karakola gittim. önce durumun aslını anlattım. polis güldü. telefonu ya da parasını verirse şikayetten vaz geçer misin dedi. tabii ki dedim. tamam, hallederim şimdi dedi. numarasını istedi. aradı hemen yanımda, parayı getir yoksa başın yanar, benden demesi dedi.
adam şehrin öbür ucundan 15 dakikada geldi karakola. güzel güzel paramı verdi. saydım, ilk taksit dahil hepsini vermiş. geri verdim fazlasını. adi bir kağıda satış protokolü de yaptık oracıkta. imzalar atıldı. sonra arkasına bakmadan gitti.
aklınızda bulunsun. ola ki böyle bi bok yiyeceksiniz, faturayı kendi adınıza kestirin. ne olur ne olmaz.
babanın ölmesi
-
bir ögrencim yaklaşık 20 gün önce trafik kazasında babasını kaybetti.
henuz 4 yaşinda..
baba sevgisine en çok ihtiyaç duyduğü yaşta..
şu sıralar olayın pek farkinda değil fakat yıllar gectikçe babasının eksikliğini derinden hissedeceğini bilmek beni çok üzüyor..
üniversiteden mezuniyetinde kep atarken babasını aramayacak gözleri.
dügününde babası ile karşilikli oynayamayacak.
allah babasız herkese sabır versin..
ve eşini kaybeden herkese..
bir şairin de dediği gibi; insan babası ölünce büyüyor.
ama ben 4 yaşindaki öğencimin büyümesini hiç istemiyorum..
atatürk'e hakaret eden genel yayın müdürü
-
atatürk'ü neden sevmediklerini görüyorsunuz değil mi?
-ühü ühü karımı rahat aldatamadım
-ühü ühü çocukları taciz edemedik ya niye atatürk geldi ki bu ülkeye
zihniyetleri ile atatürk'ü eleştiriyorlar. bu kafalar atatürk'ü eleştirdikçe atama olan sevgim artıyor. vallahi ne büyük adammış, atatürk olmasa bu zihniyetin kelepçeleri altında yaşıyorduk. başını kapatmayan kadınları zorluyorlardı şimdi, erkeklere ne olurdu? diye düşündüm ama bize bir şey bulamadım. şaka maka şeriatta vs. bize bir şey olmuyor ama kadınların hayatı tamamen değişiyor.
yani kadınlar atatürk'e erkeklerden çok daha fazla minnet duymalı.
euroleague'in nba'den daha heyecanlı hale gelmesi
-
james harden, kyrie irving gibi cahillerin şımarıklıklarını gördükçe fazlasıyla hak verdiğim bir önerme. star denilen cahillerin oyuncağı olmuş bir lig nba. bir takım tutuyorsunuz ve akşama brooklyn ile maçı var, james harden sikinin keyfine göre maça çıkmayabilir, kyrie sikim sokum tripler atabilir, aha patladı maç.
ayrıca pandemi nedeniyle nba maçlarını seyircisiz oynanması iyice tatsız bir görüntü yarattı. show business ağırlıklı bir sektörde show kısmı yok olmuş gibi. el'de türk takımlarının neler yapacağını takip etmek, kendi toprağınızdan bir takımın kazandığına sevinmek gibi catchy faktörler de cabası.
mesut özil
-
türk mü değil mi tartışmalarına son noktayı bir fotoğrafla koyuyorum.
http://2.bp.blogspot.com/…s1600/bucvjj4ceaa5rc9.jpg
edit: link
türklere özgü ikna yöntemleri
-
(bkz: şşşşhhh hadi la)