ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
true detective
nedenleriyle birlikte yazarların kitap tavsiyeleri
-
huzursuzluğun kitabı- fernando pessoa.
hepimiz acılar çeken kendi girdaplarında boğulan aynı zamanda her yeni günde tekrar yeşeren insanlarız. var ya bir şiiirde. acılar da geçer. nerde geçen yılki kar? nerde gözyaşlarım? pessoa tam olarak ruhumuza dokunuyor. tam olarak.
günübirlik hayatlar- yalom
burdaki psikoterapiler hayata bakış açımı etkiledi.insanalrı anlamamda çok yardımcı oldu. aynı zamanda inanılmaz keyifli bir kitap. üçüncü bir şahıs gibi içinde hissediyorsunuz. kitabı hatırladığımda kendimi kırmızı kadife bir pskiyatr sandalysine yerleşirken canlandırıyorum zihnimde. sanki daha önce bulunmuş gibi.
yalnızgezerin düşleri- j.j. rousso
sen koskoca fransız düşünür, koskoca rönesans başlatıcısı.. gel benim gibi yalnızlık bunalımları geçir. resmen kendimizi farklı görürken hepimizin aynı olduğunu belirtiyor..
kinyas ve kayra.
bir doğum bir ölüm hikayesi. hayata nasıl baktığımıza dair inanılmaz bir kitap. ne olmak istediğimize ne olduğunuza ve ne olacağımıza dair.
bir erkeği akıl hastasına dönüştürme rehberi
-
askerde terkedin.
uçak sesi duyunca gökyüzüne bakan insan
-
her pata pata sesi duyduğunda kafasını kaldırıp “aligopter” geçiyor diye sevinen rahmetli dedemdir.
pideyi kesen bıçak niye atomu kesip patlatmıyor
-
biraz önce babamın hiç üşenmeden beni mutfağa çağırıp sorduğu soru. beynim yandı cevab veremedim
iftar geçsin "baba tutma amk oruç moruç" dicem. bu ne lan.
dünya'yı güneş aydınlatmıyor
-
zımba gibi beyanat. yemin ediyorum başlığa tıklarken birisi başbakanı övmek için "dünyayı güneş değil adeta başbakan aydınlatıyor" dedi sandım.
işin kötüsü de şu: böyle olsa şaşırmayacaktım.
tek maske yetmez artık çift maske takmalıyız
-
mantıklıdır. tek maskeyi en başından beri saçma buluyordum. maskeyi bi koluna takıyosun öbür kolda maske yok. tabi yayılır virüs.
art deco
-
1920'lerde ortaya çıkan ve 1930'larda avrupa ve amerika'ya hepten yayılan dekoratif sanatta, endüstriyel tasarımda ve mimaride dönemin tarzını belirleyen akım, ismini ise paris'te 1925 senesinde yapılan arts décoratifs et industriels modernes sergisinden almıştır. art nouveau'nun stilistik tarzının ardından gelen art deco makinaya ve modernizme hayranlık duyulduğu bu dönemi tam anlamıyla yansıtır. klasik yunan ve roma sanatı, eski mısır hatta yerli sanatlarından da etkiler görünen art deco hayatımıza chrysler building'i, rockefeller center'ı, empire state building'i ve streamline design anlayışı ile tasarlanmış araçları, özellikle de trenleri katmıştır. günümüzün retro anlayışına uyan tasarımlarında sıkça kullanılan bir tarz olduğunu belirtmeden geçmeyelim, ayrıca bir art nouveau eserini bir art deco eseri ile yan yana gören herkes aradaki farkı anlayacaktır diye tahmin ediyorum, en basitinden geometrik olanını tespit etmeye çalışın, o art deco'dur.
grim fandango oynamış herkes ise şu cümleyi kurabilecektir: "ben art deco gördüm"
türklerin laf olsun diye yaptığı şeyler
-
(bkz: seçim)
pi sayısının ilk 2 milyon basamağı
neden para basıp borç ödemiyoruz
-
oyle bir sorudur ki; bunu soran kişinin, cevabı bulana kadar, oy kullanma hakkı elinden alınmalıdır.