ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
yeni rakı'nın almanya'da yayınlanan reklamı
-
bir ürün düşünün ki, üretildiği ülkede reklamı yapılamayıp başka bir ülkede reklamı yapılmaktadır.
ne tuhaf değil mi? vay rakıcı almanlar vay..!
önemli not: türkiye'de ilk rakı fabrikası, 1901 yılında 2. abdülhamit zamanında kurulup faaliyete geçmiştir. "deniz kızı rakısı" ve "üzüm kızı rakısı" olarak iki ayrı marka ile.
erdoğan'a yakışacak cumhurbaşkanlığı makam aracı
-
edit: maalesef link patates olmuş, espirisi kalmadı. bulunca eklerim.
somebody that i used to know
-
gotye'nin de ayni adda bir eseri var. sabahtan beri dinledigim tek sarki. hala dinliyorum. sozleri;
now and then i think of when we were together
like when you said you felt so happy you could die
told myself that you were right for me
but felt so lonely in your company
but that was love and it's an ache i still remember
you can get addicted to a certain kind of sadness
like resignation to the end
always the end
so when we found that we could not make sense
well you said that we would still be friends
but i'll admit that i was glad that it was over
but you didn't have to cut me off
make out like it never happened
and that we were nothing
and i don't even need your love
but you treat me like a stranger
and that feels so rough
you didn't have to stoop so low
have your friends collect your records
and then change your number
i guess that i don't need that though
now you're just somebody that i used to know
now you're just somebody that i used to know
now you're just somebody that i used to know
now and then i think of all the times you screwed me over
but had me believing it was always something that i'd done
but i don't wanna live that way
reading into every word you say
you said that you could let it go
and i wouldn't catch you hung up on somebody that you used to know
but you didn't have to cut me off
make out like it never happened
and that we were nothing
and i don't even need your love
but you treat me like a stranger
and that feels so rough
you didn't have to stoop so low
have your friends collect your records
and then change your number
i guess that i don't need that though
now you're just somebody that i used to know
(somebody)
i used to know
(somebody)
somebody that i used to know
(somebody)
i used to know
(somebody)
now you're just somebody that i used to know
i used to know
that i used to know
i used to know
somebody
--
youtube'den dinliyebiliyorum sarkiyi ve sarkinin altina girilen su yorum insanin suratina bir tebessum getiriyor.
i spent 3 days listening to this song, smoking cigarettes and drinking cheap beer. at 5am this morning i stood up, put on my jacket, cycled to my ex girlfriends house and stood outside for an hour. when she seen me she came out. i walked over to her i said "i love you, i want you back and i am sorry" she said "i love you too". i am tired and off to bed now. thank you gotye i am? in your debt you opened my eyes. she is someone i will always know. zoe i do love you x
bir apartmanda yaşanabilecek en dumur olaylar
-
cerrahpaşa' daki öğrenci evimde 3 gün suların kesik kalması sonucu üst katımdaki hafif problemli anaokulu öğretmeni delirmiş, saçı başı yağlanmış, ayağında sünük pijama ile sokağa fırlayıp "uleeeynnn ben bu cerrahpaşanınnn daaaa, sular idaresiiininnn deee, bi buldurun laaan suyuuuu, kokuştuuukk ulaaağğnn evdeeeee, anasınııııı ...tiklerrriiiiimmmm" şeklinde bağırmıştı.
asıl trajik olan, karşı apartmandan ve yan apartmandan birileri çıkmış "aaa bizim kesik değil ayol? sadece sizin apartmanı mı kesti bunlar" demişti.
apartmanca yaptığımız keşif sonucu, dellenen komşumuzun bir vesile tamirat için ana vanayı kapayıp, açmayı unuttuğunu keşfetmiştik.
sonra tabii apartmanca; uleeeeynnn biz senin gibi öğretmeniii, sana iş vereen okuluuuu, o okulunn müdürünüüü, elinin ayarınıı, aklınınn kenarını...
ışınlanmanın icadının yaratacağı problemler
-
ışınlanma, atomların ayrılıp, aynı düzende bambaşka bi yerde birleştirilmesi işlemidir. bazı teorisyenlere göre, bilinç bu sayede taşınamaz. yani ışınlanma, aslında kullanan kişiyi öldürür, aynı hatıralara ve beyin kimyasına sahip varlığın klonunu ışınlandığı noktada oluşturur.
yani siz değil de, bir başkası kullandığında, aslında bir sorun yokmuş gibi gözükebilir. çünkü başkalarının bilincini fark etmek yapabildiğimiz bir şey değil, başkaları bizim için, belirli davranışlarla davranan, ''biz olmayanlar'' olarak tanımlar beynimiz. bu davranışların kalıbı ve ışınlanan kişinin hatıraları değişmeyeceği için, yaptığınız sosyal interaksiyonlarda bir değişme olmayacak. eğer, ışınlanan kişiye gidip, ''sen hala sen misin?'' diye sorulursa da kendisinin kendisi olduğu konusunda hiç şüphesi olmadığını söylecektir.
ancak, eğer ışınlanan biz isek, kendi bilincimizin bizi biz yaptığını ve farkındalığımızın farkında olduğumuzu düşünürsek, ışınlanma bunu bize geri vermeyebilir. atomlarımıza ayrılıp, aynı sıralamada başka bir yerde tekrar birleştiğimizde, aslında biz ölmüş olacağız ve biz karanlığa karışmış iken, aynı vücuda, sese, davranış biçimine, hareketlere, espri anlayışına, duygulara, dünya görüşüne sahip başka birisi, ışınlandığımız yerde, biz gibi davranacak ve yerimize geçecek.
kişisel olarak, eğer wormhole lar falan kullanılmayacaksa, ışınlanma bulunsa bile bu tedirginliklerimden dolayı kullanmayacağım. insan beyninin ve bilincinin tüm sırlarına ulaşılmadan da kullanılmasının büyük krizlere yol açacağını düşünüyorum.
otobanda ort. 95 km/s hızla gidene ceza kesilmesi
-
x ile y arasını 3 saaaaattteee indirdik diye böğürüyorlar sonra da 3 saatte gidene ceza kesiyorlar.
samsung galaxy s5
-
donanım olarak yine güzel telefon da her anlamda çok boş bir kullanıcı kitlesi var. hayır bilmiyorsun bari kapa çeneni...
4k ekran denmiş, 16 mp. yetmez denmiş, 64 bit işlemci olaydı denmiş, bilmem ne bilmem ne...
birincisi mercimek kadar sensöre 16 mp. bile çok fazla... özellikle düşük ışıkta iso başarımı bakımından büyük dezavantaj yaratır. (bkz: noise) bu ebatlardaki uyduruk sensörler şartları zorlarsan 8-12 arasında olabilir ama daha fazlası üretici uzaylılarda destek alıp, yeni bir sensör teknolojisi geliştirmediyse zarardır. hayır bir de gerçekten ihtiyacın var mı 20 küsür megapixel'e? hayvani ebatlarda baskılar almıyorsan, ciddi crop'lar yapmıyorsan elbette yok ama maksat sayıca yüksek olsun, kağıt üzerinde fazla görünsün. çok daha önemli bir parametre olan sensör boyutunu sorsam hiçbiri cevap veremez ama...
4k ekranı yok demiş adam... 4k olsa şahin gözleriyle aradaki farkı anlayacak çünkü... biz 47" üzeri tv için 4k iyi gider, lazım olur, bayağı işe yarar diye yazıyoruz çiziyoruz, adam 5" telefonda 4k istiyor. kaldı ki kulladığın uygulamaların çoğu yaklaşık olarak 720p'ye göre hazırlanmış, bunları daha yüksek çözünürlüklü ekranda kullanırsan bu durum yine senin zararına... ayrıca mevcut işlemciler 1080p ekranla bile yeni yeni başa çıkabilirlerken 4k istemek, performans sorunları sebebiyle ağlamayı istemek demek. 4k ekran istiyorsun da onu akıcı şekilde kullanabilecek mobil cpu ve gpu var mı?
ha bu arada aynı adam telefon 4k video çekiyor diye seviniyor. ama evinde 4k monitörü, tv'si hiçbir haltı yok. ama onun için önemli olan 4k çekmesi. çekiyor mu? çekiyor bu kadar basit... adam yüzeysel. ayrıca telefonun çektiği video'nun bitrate'i sistem kaynaklarının kısıtlı olması nedeniyle düşük olur, gerçek 4k kalitesinin yakınından geçemezsin desem yine boş boş bakar yüzüme...
64 bit olayına gelince... siz de haklısınız arkadaşlar play store 64 bit destekli uygulamalarla dolu ama yeterince hızlı kullanamıyorsunuz, çok mağdur oluyorsunuz. android sisteminde bu akımı başlatacak olan donanım üreticileri değil, bizzat google olmalıdır. sen istediğin kadar tek başına 64 bit, 128 bit, 256 bit işlemci kullan.
işiniz gücünüz sayı yani... tek bildiğiniz de hangi sayının hangi sayıdan büyük olduğu... demek ki en azından ilkokula gitmişsiniz.
osmanlı imparatorluğu modeli çocuk odası
-
dolabın içinde küçük kardeşi boğmak için özel bir bölüm yoksa eksik kalacağını düşündüğüm tasarım.
garip alışkanlıklar
-
yaz-kış fark etmeksizin uyurken kafamı komple yorgan - çarşaf ile kapatmadan asla uyuyamamak. ayakların dışarıda kalma olasılığı çok sıkça yaşansa bile. sabaha nasıl ölü çıkmadığım annemin kafasında hala büyük bir soru işareti. boğulma tehlikem olduğunu düşünüyormuş sürekli, özellikle yazın havanın 38-40 derece olduğu havalarda...
polisi sevmeyip sıkışık bir anda 155'i aramak
-
halkı sevmeyip vergisini maaş olarak harcamak ile aynı mantıktadır.
cep telefonu rehberinde kayıtlı fantastik isimler
-
(bkz: açma greenpeace)