ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
juventus
-
olur da trabzonspor tarafından da elenirlerse, sanırım ziraat türkiye kupası'na katılacaklar.
game of thrones'un tek cümlelik özeti
-
o da mı ölmüş amk ya.
yurtiçi kargo
-
sol framede görünce teslimat yaptı sandığım.
ameliyat olan hastaların amansız soruları
-
ah ekselansları ah, ameliyatta dillerini de kesip dikmek lazım bunların.
uzmanımız koydu hoppa sakarya'mız koydu hoppa
-
sadece bir kadını günlerce özgürlüğünden mahrum bırakıp tecavüz eden musa orhan'ı değil; sakarya'daki kürt mevsimlik işçilerinin linç edilmesini, afyon'da silahlı saldırıya uğrayan kürt işçinin ölümünü dans ederek kutlayan, bozulmuş adalet sistemini, yozlaşmış toplumsal mütabakatı ve akp-mhp koalisyonu tarafından çöküntüye uğratılmış iç politikalarını, yobazların ırkçılığa olan reddetme-görmezden gelme tutumlarını işlediği suça destek olarak bellemiş bir gerizekalının iğrenç sözleri.
sarar reklamındaki ideal aile
-
http://www.sarar.com.tr/images/blacktie/25.jpg
çok fantastik ailedir. hani böyle bir ailem olsun istermiydim diye soruyorum kendime dünden beri. bu ne olm böyle? ortalama bir tip ile aile içerisinde gollum muamelesi görmem işten bile değil. ailecek bir iftara neyim gitsek, dışarıdan direkt olarak uşak damgasını yerim bu tipimle.
ayrıca o anne ne öyle? çocukken veli toplantısına, üniversiteden mezun olurken diploma törenine çağırmaya çekinir insan. psikolojim bozulur, katil olurum şerefsizim.
yok lan yok. böyle aile benden uzak olsun. bu reklam da kaldırılsın, yasaklansın. kültürümüzde yok böyle şeyler!!1
edit: kortle kan alp urungu sağolsun patlayan linki tekrar gönderdi
http://cf.kizlarsoruyor.com/…-ae15-d78c6aa08001.jpg fotoya tıklayınca pc ye indiriyor çözemedim amk. haberiniz olsun
https://www.youtube.com/watch?v=7cilga14zyo
http://www.kokteylde.com/…qh41h4658mjh23m31glbi.jpg
sinema tarihinin en abartılmış filmi
-
(bkz: avatar)
3d olayı olmasa yaptığı hasılatın onda birini anca alırdı
ali koç'un telefon kılıfı kullanması
-
sözlükte; cimri olmak ile salak olmak arasındaki farkı bile ayırt edemeyenler var.
trikotilomani
-
kuafore gidildiğinde, genellikle "saçını kim kesti?" sorusuyla karşılaşılıp, cevabı "saçımı koparıyorum ben" diye verildiğinde şaşkın bakışlara maruz kalınır. eğer doğruyu söyleme ihtiyacı duyulmuyorsa, kafadan bir semt ismi uydurup, falanca kuaför deyip konuyu değiştirebileceğinizi zannediyorsunuz. ama konu değişmez, saçınızın kısa olan kısımları iki parmak arasına alınır aynadan size gösterilir ve saçınızın iki tarafı arasındaki orantısızlığı, siz biliyor olmanıza rağmen gözünüze sokar.
ikinci bir durum ise, tam saçınızla oynamanın keyfine varmaya çalışırken, yakınınızda olan birisinin elinize vurma durumudur. işte sinirler daha çok gerilir, "yapma" dendikçe yapası gelir insanın. ama anlamazlar "yapma" demekle bitmeyeceğini.
st. scholastica günü isyanı
-
1355 yılının 10 şubat gününde oxford’ın bir barındaki şarap kalitesinin büyük bir isyana sebep olabileceğini kim tahmin edebilirdi? herhalde bardaki kimse de tahmin edemezdi fakat tarihe st. scholastica günü isyanı olarak geçen bir olayın çıkış noktasını oluşturdular.
aslında oxford üniversitesi ile yerli halk arasındaki sorunların başlangıcı 1209 yılına kadar gitmekteydi. yanlışlıkla bir kadını öldüren öğrencinin korkup kaçması üzerine öğrencinin evini basan güvenlik güçleri şüpheli öğrencinin konuyla alakası olmayan ev arkadaşlarını tutuklamış, hatta birkaç gün sonra da idam etmişlerdi. bu olay üzerine bazı akademisyenler ile öğrenciler cambridge’e kaçıp cambridge üniversitesi’ni kurdular. şehir giderek kan kaybediyordu. dönem dönem halk ile öğrenciler arasında gerginlikler yaşanırken sanki her şey düzgünmüş gibi üzerine veba salgını da gelmişti. kentin ekonomisi daralırken toplum da geriliyordu.
olay günü oxford üniversitesi’nde okuyan öğrenciler ile birkaç rahip kafayı bulmak için genellikle tercih ettikleri oxford belediye başkanı john of barford ‘ın sahibi olduğu düşünülen bara giderler. favori içkileri şaraptır ve mekana oturur oturmaz doğal olarak kendilerine şarap ikram edilir. görsel
fakat şarap bekledikleri gibi değildir ve söylenmeye başlarlar. bunun üzerine meyhane çalışanları ile aralarında sözlü tartışma başlar. kendisini tutamayan bir öğrenci eline geçirdiği şişeyi meyhaneciye doğru fırlatır ve ortalık karışır.
bar kavgası
kavga mekan ile sınırlı kalmaz ve sokağa taşar. öğrencilere karşı zaten bilenmiş olan halk ile olayı duyan diğer öğrenciler de kavgaya katılırlar. hatta halktan birileri kasabadaki st. martin’s kilisesinin çanını çalarken öğrenciler de üniversite içerisindeki meryem ana kilisesinin çanını çalar. iki taraftan da çok sayıda insan silahlanarak toplanır ve savaşa tutuşur. üniversite rektörü humprey de cherlton her iki tarafı da sakinleştirmeye çalışır ama olaylar artık kontrolden çıkmıştır. gece boyunca çatışmalar sürer.
isyan
çatışmaktan yorulan taraflar sabaha karşı dağılırlar. olaylar ise belediye başkanı tarafından kral edward iii‘e iletilmişti. bunun üzerine kral alimlere ve mallarına zarar gelmemesi yönünde bir kararı ilan etti. bu arada yerel idare yeniden çatışma yaşanmaması için silah taşınmasını yasaklar. tabii ki kimse bu karara uymaz. gün içerisinde her iki tarafı da kışkırtanlar olur (özellikle de görevli memurlar) ve 80’e yakın silahlı kasabalı öğrenci avına çıkar. olayı duyup civar kasabalardan gelenlerle birlikte gün içerisinde isyancı kasabalıların sayısı birkaç bini bulur. yol boyunca gördükleri öğrencileri avlayan halka karşı öğrenciler barikatlar kurarak katliamı durdurmaya çalışırlar. barikat dışında kalan çok sayıda öğrenci ise öldürülür. olaylar öğrencilerle de sınırlı kalmaz. oxford üniversitesi’ne giren halk akademisyen öğrenci fark etmeksizin 62 oxford üniversitesi üyesini katleder (bu arada tahminen halktan ölenlerin sayısı da 30 civarıdır).
isyan
kraliyet güçlerinin isyana el atmasıyla olaylar yatışır. hemen bir yargılama süreci başlar. bu süreç sonunda üniversite ve kilise görevlilerinin yağmalanmış malları ile gasp edilmiş hakları iade edilir ve işledikleri suçlar için affedilirler. kasaba ise suçlu bulunur ve para cezasına çarptırılır. belediye başkanı ve memurlar hapis cezası alır.
17 haziran 1355 yılında edward iii üniversitenin haklarını şehirdekilere karşı güvence altına alan bir tüzük yayınlar. aynı zamanda her st. scholastica gününde ölenlerin ruhları için bir ayin düzenlenecek ve üniversiteye öldürülen 62 oxford mensubu anısına 1’er peni kefaret ödenecekti. belediye başkanları ise üniversitenin tüm haklarını koruyacağına dair yemin etmek zorunda kaldılar. dönemin belediye başkanının kefaret ödemeyi reddettiği 1825 yılına kadar bu ritüel devam eder. üniversite ile oxford belediyesi arasındaki gerginlik ise 1955 yılında olayın 600. yıl dönümünde oxford rektörlüğünün belediye başkanı william richard gowers’a onursal doktora vermesiyle sona ermiştir.
edward iii
not: olayın st. scholastica günü isyanı olarak adlandırılmasının nedeni italyan azizi scholastica’nın ölüm günü olması dolayısıyla her 10 şubat günü anılması ve oxford olayıyla gün olarak kesişmesidir.
kaynak: http://www.oxfordhistory.org.uk/…t/scholastica.html
https://historydaily.org/…riot-facts-stories-trivia
kız kardeşin hanımını eltim diye tanıtmak
-
kız kardeşin bir "hanımı" varsa kayınbacı duruma en uygun hitap olur.
ilişkilerinde strateji kaygısı gütmeyen insan
-
aklıma geldikçe mesaj atarım, sesini duymak istediğimde ararım, merak ettiğimde sorarım, kızdığımda söylerim, özlediğimde buluşma ayarlarım, derdim olduğunda anlatırım, kötü bir şey olduğunu hissediyorsam sorarım, güvenmiyorsam bunu söylerim... bu kadar düz düşünen, hayatı zorlaştırmayı sevmeyen birisi olduğum için şimdiye kadar anlaşılamadım. taktiklere o kadar alışılmış ki karşıma çıkanlar için çok "marjinal" kaldım. bu kadar düz davranışlarımın yeni bir taktik olduğunu düşünenler oldu. tuzağıma yakalanmamaya çalıştılar resmen.
eğer taktiklerle tanışmamış, bunlara ihtiyaç duymayan birini bulursam elini hiç bırakmayacağım. *hayatı güzelleştirmek için olur, aptal taktiklerle zorlaştırmak için değil. *da aynı şekilde.
kuşların neden bu kadar şirin olması
-
yüzümde bir gülümseme bırakan düşünce. nefret kusan, ayrımcılık akan başlıklardansa böyle başlıkları tercih ederim.
ayrıca evet, çok şirin ve minik ve tombullar biraz. yirim.