hesabın var mı? giriş yap

  • oncelikle konuyu salt emoji uzerinden yorumlamak icin ya eksik, ya bilgisiz ya da kotu niyetli olmak gerekiyor.

    yuz tanima ana hatlariyla yeni bir teknoloji degil, telefonlardan once notebooklar webcamler ile bunu yapiyorlardi. android uzerinde de son donemlerde yayginlasmaya basladi.

    yalniz burada bir fark var ki atlanmamasi gerekiyor. apple isi yuksek cozunurluklu bir kameradan goruntu alip process etmenin oldukca otesine tasimis zira isin icine fazladan bir de derinlik algilamasi da girmis durumda. varolan donanim uzerinden isi yazilimla cozmekten cok bunun icin hem yazilim hem de donanim tarafinda emek, zaman ve para harcandigi asikar. ha pratikte nasil calisir, ornegin sakalli bir insani algilarken ya da kisin sogugunda kafada bere, boyunda atki varken ne oranda basarim saglar onu urunle birlikte gorecegiz. yine de mottosu "varolani mukemmellestirmek olan" apple'in ayni yolda ilerledigini soylemek lazim (ılk dokunmatik ekranli telefonun iphone olmamasi, ilk uygulama dukkaninin apple'a ait olmamasi, ilk tasinabilir mp3 calicinin apple tarafindan gelistirilmis olmamasi, ilk renkli/cicili bicili bilgisayar'in apple tarafindan uretilmis olmamasi, ilk ip/ott stb'in apple tarafindan gelistirilmis olmamasi vb...)

    durum boyleyken "neden havada kanatlanip ucmuyor" tandansinda elestirileri ya da bok emojisi uzerinden atarlanmayi biraz safca buluyorum.

    gerek ar gerekse yuz tanima icin gelistirdikleri cozumler teknolojik acidan heyecan verici. bugun bok emojisi uzerinden baslarlar, yarin dudak okuma cozumu gelistirirler... 43 senelik omrunun hatiri sayilir bir kismini teknolojiyle ic ice gecirmis, hala bu alan uzerinden kazandigi parayla hayatini idame ettiren bir adam olarak iphone x'in su anda gorulenle degil, tasidigi potansiyelle degerlendirilmesi gerektigini dusunuyorum.

    ar'a donanim seviyesine kafa patlatmis olmalari da ayrica degerlendirilmesi gereken bir konu. zugurt aga filminde, cennetten tapu alan garibanlarin dedigi gibi geleneksel reklam modelleri acisindan "bu dunyada tum tapular alinmis, garibanlara yer kalmamis" vaziyette. augmented reality'nin onemi iste burada ortaya cikiyor... alternatif bir acik hava reklamciligi modelini apple gibi urkutucu seviyede user base'e sahip olan bir kurulus elbette yapabilir ve muhtemelen ilerleyen zamanlarda yapacaktir. x bu anlamda da onemli bir yapi tasi olacaga benziyor.

    geri kalan ozellikler (ekran disinda, onu ben de pek sevmedim) standart apple yeni urun yaklasimi seviyesindeydi. daha iyi ekran, daha hizli islemci, daha potansiyelli kamera vs.

    unutmadan; ekrandaki degisiklik konusunda karmasik duygularim var. o tepedeki bosluk, ozellikle benim gibi ocd'den muzdarip insanlar icin yatay kullanimda biraz sikinti yaratabilir gibi duruyor, bekleyip gorecegiz...

  • adamın birisi bir gün, trabzon'a gitmiş, bir meyhanede oranın yerlisi bir adamla kafa demlemeye başlamışlar.

    bir ara, karadenizli'nin belinde, kabzası havalı, elde oyulmuş bıçağını görmesin mi???

    -bıçağına bayıldım, demiş adama, masaya bir 50 lik banknot basarak, aldım gitti!

    -pen piçaumi vermem!!! demiş karadenizli....

    -al, sana 100 o zaman!! diye vurmuş 100 lük banknotu masaya!!

    -vermem! demiş kararlı bir şekilde karadenizli!

    -oooo amma uzattın ha, demiş bizimki. bak bu son teklifim! al sana 300 tl. daha da param kalmadı!!!

    -haçan sen anlamiymisun, vermeyeceğum dedum piçağumi!!!

    adam takmış bi kere bıçağa!! çıkarmış bileğindeki rolex saati...

    -bak arkadaş, bu var ya bu, hayatında göremeyeceğin kadar para eder. bak son teklifim, veriyon mu bıçağı?

    -haçan arkadaşum, ne istersen iste, piçagumi isteme penden!!!

    -sen ne kaçırdığının farkında değilsin galiba!! bak, bu saat var ya, som altındır, kadranı sedef, düğmesi de yakut.

    -haydaa, sen penu anlamaysun kaliba!!! vermeyceum daaaa!!! .. hele bak....diyelum ki aldum saatinu, verdum piçagimuuu ... yarin celdum kahveye, ha burda bir kahve içeceum...kalkti pirisu dedu baa "-ananu s..eyum.!!ha pen ne diyeceum ona, "altiyi çeyrek geçiii ???"

  • en beklemediğim ülkenin soykırımı tanımasıdır. ayrıca diasporamızın ne kadar güçsüz olduğunu göstermektedir.

    sen hala yurt dışında en büyük nüfusunun bulunduğu yerde sözünü geçiremiyorsan bir problem var demektir.

  • family guy ve the simpsons' ı baştan izlemek için abone oldum fakat iki temel problemi olduğunu görüyorum, belki de çözümü vardır da benim haberim yok.

    mubi, netflix gibi benzer platformlarda gün gün hangi içeriğin eklendiğini görmek mümkün, disney+ da bununla ilgili ne ayrı bir bölüm ne de bugün bunu yükledik diye bir bildirim mevcut. siteye yeni olarak hangi içerik ekleniyor belirsiz.

    diğer bir sıkıntı da altyazılar. bilgisayardan izlemeyi denediğimde altyazıları istediğim renge, büyüklüğe ayarlayıp kullanabiliyorum, televizyon da xiomi mi box üzerinden izlemek mecburiyetiddeyim, box üzerinde sadece seslendirme ve altyazı dilini seçme dışında başka hiçbir ayar/opsiyon sunmuyorlar. varsayılan altyazı rengi ve boyutu o kadar kötü ki okurken gerçekten gözlerim ağrıyor.

    bunun dışında şimdilik sorunsuz çalışıyor diyebilirim.

  • olcay sahan olcay olcay olcay olcay

    arda turan arda arda arda arda

    maçı bu şekilde anlatan spiker.

    hele gecen yil sky360'da basketbol maci anlatirken..

    lofton lofton lofton lofton

  • sanırım çocukları gece 3'te çıkardıkları için toplama fırsatı bulamamışlar. ayıp oldu hacılara.

  • bugün ne olduysa ard arda atatürk aleyhine, atatürk düşmanları tarafından sözlükte başlıklar açılıyor ve bizde bunları görmek durumunda kalıyoruz. sözlüğün bir denetimi, bir süzgeci yok mu nasıl durabiliyor bu başlıklar böyle. başlığı açanlar da 10 entryli troller. bu insanları kin ve düşmanlığa itmek olmuyor mu? ben aynen böyle hissediyorum.
    t: sözlüğün atatürk aleyhinde başlıklarla dolması.

  • karnesini gösteren ilköğretim öğrencilerine yeter ki okusunlar diye ücretsiz kitap dağıtan bir şirkette, elinde pek de parlak olmayan bir karne ile gözüne kestirdiği bir masaya yaklaşıp son derece mahçup bir eda takınarak ''sadece takdir ve teşekkür belgesi alanlara mı kitap veriyorsunuz?'' diyen bir çocuğun; çalışanın ''olur mu öyle şey? ver bakalım karneni? hmm...fena değilmiş. ama bence sen seneye daha çok çalışıp takdir belgesi alacaksın, bana öyle geliyor. al bakalım kitabını.'' demesi üzerine yüzünde açan güllerin sayısına ve elinde kitabıyla sekerek uzaklaşmasına şahit olmak.