ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
el ciudadano ilustre
-
spoiler içerir!
çok şey anlatan çok güzel bir film. ispanyollar film işinde çıtayı fezaya taşıyorlar yavaş yavaş. filme yerleştirilen mini hikayeler cahil ve cehaleti ile gurur duyan bir kasaba halkını ve o kasabadan her nasılsa çıkmış zeki ve başarılı bir yazara hissettikleri haset duygusunun cehalet ve ahlaki yoksunlukla birleşince işleri nasıl çığrından çıkarabileceğini anlatıyor. abimde konuşuyor işte halka belki anlarlar diye ama o konuştukça cahil toplum daha da çıldırıp bildikleri tek dili konuşuyorlar; şiddet
izlerken olaylar ve insanlar çok tanıdık gelebilir cahilin dili dünyanın heryerinde aynı ne de olsa.
andrei rublev
-
genelinde (ama özellikle bazı noktalarında) insanı korkutucu bir gerçekliğin içine çekerek ürperten tarkovski filmi. zaman zaman hakikaten o dönemdeki insanları ve yaşananları izliyormuşum gibi geldi bana, bu açıdan da son derece başarılıdır.
ayrıca bir sahnesinde rublev'in yanındaki kadınla eğlenen tatarlardan birinin "vay alıp getti", "kaçıp getti" demesiyle güldürmüştür.
üniversiteye yeni başlayacaklara tavsiyeler
-
- lisedeki sevgilinizle ayrılacaksınız. ayrılmayın.
- bölümün en güzel ve popüler kızına yazılacaksınız. yazılmayın.
- yurttan ayrılıp eve çıkacaksınız. çıkmayın.
- kız arkadaşınızın evine yerleşeceksiniz. etmeyin.
- öğrenim kredisine başvuracaksınız. eylemeyin.
- tavsiyeleri iplemeyeceksiniz. canınız saolsun.
sanem çelik
-
evli olan kudret sabanci olduğu halde basilan kendisi olmuştur... ben anlamadim...
karizmatik ders isimleri
-
(bkz: scheme)
nasıl okunduğunu çıkaramayanlar için geliyor: "skim."
dersi veren hoca için karizmatiktir sadece, öğrencilerin karizması ise yerlerde...
- abi skimi alıyomuşsun bu dönem?
+ maalesef...
veya...
hoca: arkadaşlar bu dönem boyunca skimde beraber olacağız.
öğrenciler: !'^+%&/()=?_
hoca: merak etmeyin, skimi kavradığınız vakit, diğer derslerde de sıkıntı çekmezsiniz, ama bilgisayar mühendsiliğinde başarının temeli skimi yalayıp yutmaktır.
öğrenciler: !!''^^++%%&&//(())==??__
yaran facebook durum güncellemeleri
-
"hatunun boyu 1.50, aradığı adamın boyu 1.90, beraberlik 3.90"
mesajlaşılan kadının 45 yaşında olduğunu öğrenmek
-
sosyal medya sağolsun, baya nazi bakışı hakim oldu artık insanlığa. 40 yaşını geçtin mi, öl; çirkin misin, öl; yeterince havalı değil misin, öl. ortalıklarda dolanıp göz zevkimizi bozma. yaş almak suç gibi görülür oldu, baya mobbinge uğruyor yaş alanlar. iş ortamlarında bile. tüm dünyada böyle de, bizde bi tık daha fazla sanki. herşeyi görsellikten ibaret sanan sığ ortadoğululuktan sanırım.
yaran diyaloglar
-
+ okan abi kikboks yapıyomuşsun?
- hee başladık işte öyle..
+ abim aikido daha iyi bence, onu yapardım ben olsam, düşünmedin mi hiç?
- yok lan onun felsefesi var, uğraşamam!
+ hahaha
aşkın bittiği an
-
yeni bir eve çıkıyoruz birlikte, iş çok yoğun ne gidip alışveriş yapacak vakit var ne de para harcamak mantıklı kiraya çıkılacak ev için.. eşyalı bir ev tutuyoruz bu yüzden. ikimiz varız zaten, küçük bir evimiz var artık bir de ve bir salonumuz ve yatak odamız..yatak odasında tek kişilik bir yatak var. ben geceden geceye geliyorum eve, keza o da öyle. bok gibi bir sektörde çalışıyoruz, birbirimizi göremiyoruz, oraya buraya yapıştırdığımız notlarla hasret gidermeye çalışıyoruz bir yandan, gidip bir yatak bile alamıyoruz.. hem vakit yok, hem harcama öncelikleri başka.. yazın ortası. kendi kendine yapışıyor insan sıcaktan, duş alıyorsun banyodan çıkmadan kuruyorsun.. ve bizim tek kişilik bir yatağımız var. gidip bir yatak bile alamıyoruz.. hem vakit yok, hem harcama öncelikleri başka, hem de aklımıza bile gelmiyor gidip büyük bir yatak almak. sığıyoruz küçücük yatağa.. ben zaten küçük bir kadınım ama o yapılı bir adam.. sere serpe yatsa kolu bacağı sarkıyor yataktan.. ama birlikte olunca, yazın tam ortasında.. sığıyoruz küçücük yatağa. küçük gelmiyor ki, aklımıza gelmiyor ki büyük bir yatak almak, sıcak bile olmuyor birlikte yatınca.. üçümüz sığıyoruz küçücük yatağa. ben, o , aşk bir de.. kocaman oluyor o yatak birlikte olunca, öyle ferah, öyle evim ki..
zaman geçiyor aradan, uzun zaman.. hala aynı koşturmaca.. günlerden bir gün.. bir alışveriş merkezindeyiz, yatak arıyoruz. çift kişilik yatak!! sığmıyoruz çünkü artık tek kişilik yatağa. küçük geliyor, hava desen zaten sıcak. ben küçük bir kadınım ama kocaman bir adam; sağa sola bile dönemiyor rahat rahat. sığamıyoruz artık çoğumuz.. önceden üçümüzdük ama şimdi kaç olduk kimbilir. o, ben, aşk, kırgınlık, mutsuzluk, mesafe.. en çok yeri mesafe kaplıyor işte.. o olmasa tek kişilik yatağa sığardık aslında biz. sıcak bile olmazdı belki bu kadar, küçük bir yatak daha da yakınlaştırırdı belki bizi.. ama yatak büyüdükçe mesafe de büyüyor, yatak büyüdükçe kırgınlık arada bir yere yatar oluyor, yatak büyüdükçe ben küçülüyorum, yatak büyüyor.. aşk ölüyor..
amazon prime
-
adamlar bildiğin türkiye'de hayrına çalışıyor amk. ayda 8 papara ile 4 lira. şimdi gitsem bakkaldan bir doritos alsam 15 lira veririm. beleş kargo,her ay beleş triple a oyun, bi de prime video.
elin amerikalısı bile buranın garibanına bizim devletten daha iyi bakıyor yemin ederim.
fıtratında yok'un ingilizcesi
-
no woman, no fıtrat.
sana bakanlarımı gönderdim ama sen adam değilsin
-
beni çocuklarıma en ucuz sütü almak zorunda bırakan kişinin cümlesi.
krize rağmen vatandaşın çılgınca alışveriş yapması
-
normal olandır.
para duruduğu yerde hegün %10 değer kaybettiği sistemlerde, hiperenflasyon durumunda gerçekleşir.
herkes parayı şimdiden harcama, alabileceğine alma yarışına girer. bunda garip olan hiçbirşey yoktur.
tem kavacık kavşağında köprüden önce son çıkış yazıyor ya. he şu anda kriz o noktada, az kaldı ama o kavşak geçildi geçilecek. işte o zaman görürsün kimse bir şey satın alabiliyor mu, evde aç aç oturuyor mu..
bu krizden çıkmanın artık tek yolu da, erken seçimdir. başka da hiçbir çözümü yoktur.