ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
babanın söylediği unutulmayan sözler
-
- nerede bu kadın ya bir dakika durmuyor evde.
+ baba komşuya gitti ne yapsın akşama kadar evde mi oturacak?
on dakika sonra;
- bak hâlâ gelmedi! çayı bile kendimiz demliyoruz!
+ tamam baba tamam!
tam çayı içecekken kapı anahtarla açılır ve anne içeri girer ve babam bombayı patlatır:
- hanım ben de tam diyordum ki anneniz olmayınca çay bile içilmiyor bu evde nerede kaldın yahu?
bill gates'in yapay et yiyin demesi
-
zengin ülkelere yapılan tavsiyedir. en fakir 80 ülke bunu gerçekleştiremez demiş zaten. üstelik çok da temel bi noktaya parmak basmış. çuvaldızı kendi ülkesine de batırmış ama haberi okumadan başlığa tespit kasan aşırı zeki ekşi yazarları olayı nerelerinden anlamışlar belli.
20 ağaç için ülkeyi 27 milyar dolar zarara sokmak
-
zamanın başbakanının yanlış ve saldırgan politikalarının sonucudur.
fakir bir erkekle evlenmek
-
eğer aşıksan, onun yanında iken mutluysan düşünmeden yapılması gerekendir. fakirlik ne ki? sen de çalış, o da çalışsın, 5 değil 1 çocuk yapın olsun bitsin. hayat dediğin şey etiketine bakmadan bir şey alabilmek değildir. mutluluk da bu değildir.
öyle yıllarım oldu ki hiçbir şeyin etiketine bakmaya gerek duymadım, istediğim her şeyi alabilmemi sağlayacak bir gelirim vardı. ama mutsuzdum. çünkü yapayalnızdım.
şimdi yaptığım seçimlerden ötürü orta gelirli bir insanım. bir gün evlenecek olursam bu kararımda paranın etkisi olmayacak. asla da pişman olmayacağım.
edit: buldum kendim gibi birini. fikrim hiç değişmedi. gönüller bir olsun.
sınavda kuru pasta ve çay ikram eden hoca
-
başkası anlatsa ütopik bir karakter olduğunu sanacağım ama bugün bizzat kendisiyle tanışıtığım hoca.
bildiğin elinde bir kutu kuru pasta ve tepsiyle geldi. hevesle herkesin sırasına çayları ve plastik tabaklarda servis ettiği kuru pastaları, un kurabiyelerini bıraktı. sınav erken olduğundan "kahvaltı yapmamışızdır" diye düşünülmüş.
bana 6 yıllık yüksek öğrenim hayatımın en kötü geçen vizesini yaşatacak sorular sormuş olmasına rağmen şu an hiç kızgın değilim kendisine. aksine sarılasım var.
buradan bütün akademisyenlerin kendilerine bir hayat dersi çıkarmalarını umuyorum. tanışın bu hocayla, arkadaş olun. az insanlık öğrenin.
not: olay ilköğretimde değil, yüksek lisans seviyesinde gerçekleşen bir sınavda yaşanmıştır.
kolpaçino
-
bir çok sözlük yazarının "aha ne boktan film, iğrenç, utanç verici" diye entry girip 3-5 ay sonra bir otobüs yolculuğu sırasında mecburen izleyeceği filmdir, hatta bazı sahnelerde elinde olmadan gülecek, sonra da etrafına bakıp "ulan rezil olduk yandaki kızlara, bu filme bile gülüyor diyecekler" diye hemen kenarda bekleyen leman/uykusuz vs. dergiye yönelecektir bu arkadaşlar
türk pasaportunu eleştirenlere ceza verilmesi
-
yurt dışına çıkma yasağı vermişler.zaten pasaport yurt dışına çıkarmıyordu
en karizmatik ad soyad kombinasyonları
-
(bkz: jean-jacques rousseau) *
eğlence anlayışı çimenlerde bira içmek olan insan
-
bira içmeyi seven insanlardır. çime falan ihtiyaç duymazlar. ayrıca şu yaşıma geldim, türkçe pop kültürünün eksikliğinin ciddi ciddi eleştirildiğini ilk defa görüyorum. kafanız çok güzelmiş.
euro 2020'de golü ve puanı olmayan tek ülke
-
aynı zamanda kupadaki en ruhsuz ve zevk vermeyen takımdır.
kuzey makedonya, macaristan, finlandiya gibi nispeten zayıf takımlar bile çok güzel mücadele veriyor.
edit: yalnız bizimkilerin de hakkını vermek lâzım, reklâmlarda hepsi süper oynuyor.
ulan her şey para mı bee!
debe editi: babalar gününde debeye girdik madem,adet yerini bulsun. babam başta olmak üzere tüm babaların günü kutlu olsun.**