ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
türkiye'yi orta doğu'da sanan amerikalı
-
(bkz: kendini avrupalı sanan türk)
çocuklarla girilen komik diyaloglar
-
ana sınıfındaki veletlerle kumda oynarken..
aynur(5) : çok güzel kumdan çorba yaptım yemelisin
ben(-15) : ımmmh nefis olmuş bu ya harika ki bu hepsini yerim
samet(6) : ben de koyun kestim kumdan çiğ köfte yaptım size hadi yiyin
ben : e ben kırmızı et yiyemiyorum nasıl olacak ?
samet : yaa dert ettiğin şeye bak yeşil koyundan yaptım ben onu..
ulan.. hala gülüyorum.. bayağı yoğurdu birde oturup..
psikosomatik bozukluklar
-
hastalığınızın biyolojik hiçbir kökeni olmadığını öğrendiğinizde korkuyla karışık şeyler hissedersiniz. çünkü bu tedavisi kesin olmayan bi rahatsızlıktır. ülserseniz ona göre ilaç içersiniz. hastalığın yapısını ve ilaca ne tepki vericeğini, ileriki safhaların ne olacağını bilirsiniz. modern tıp bu tip bilgilere sahiptir. ama mideniz tamamen sağlıklıysa ama nedenini bilmediğiniz halde bir gün durmadan kusmaya başlarsanız bunu bilim kalıcı olarak tedavi edemez. sorunun midede olmadığını kafada olduğunu öğrendiğiniz zaman hastalığınız hala ordadır. psikologla yaptığınız terapilerde sorununuzu fark ettiğinizde ve bilincine vardığınızda hastalığınız hala ordadır. bedeniniz ve ruhunuz ilişki içinde olsada burda kontrol sizde olmaz. gerçekten psikosomatik bi rahatsızlığınız varsa "neden ben" diye üzülmekte çok haklısınızdır. ilaçlarla idare edebilirsiniz ama o da ilaçlar yan etkisi göstermeye başlayana kadar. bence çözüm vücudunuzun hangi olaydan sonra o tepkileri vermeye başladığını bulmak ve orda her neyi değiştirdiyseniz eski haline geri getirmek. yani vucudunuz istediğini yapmak. bunu yaparkende kendinizi kısıtlanmış hissetmemeye çalışın. vücudunuzun sizin için, hayatta kalmak için size en iyi yolu gösterdiğini düşünün.
kötü söz söyletilen kavanoz
-
zaten kuran'da yazan şeyin niye deneyini yapıyorlar anlamıyorum. hükumetimiz bunların önüne geçşin pls.
ahmet hakan
-
ben öğretmenim.
iki tane 7.sınıfım var.
7.a şubesinin dersleri genel olarak hep sabah saatlerine denk geliyor. 7.b hep öğleden sonra...
birinde hepimiz taptazeyken ders işliyoruz, diğerinde hepimiz yorgunuz...
hak geçmesin diye 7-b ye tenefüs zili çalmadan, pür neşe, motivasyon giriyorum.
ekstra testler hazırlıyorum. fotokopiler havada uçuşuyor!
sonra diyorum 7.a kendimi istedi sabah derslerini, onların suçu ne! dururmuyum, orda da havada uçuşmalar!!!
birine bir kelime eksik anlatsam, huzursuz oluyorum. dengeyi kurmak için çırpınıyorum.
allahtan korkuyorum. gerçi insan olanın hakkaniyetli davranması için kimseden korkmaya ihtiyacı da yok...
şimdi sana soruyorum:
ben bir kelimenin hesabını bile yaparken, sen geceleri nasıl rahat uyuyorsun?
cidden hayret ediyorum...
kahve ve çikolatasız kitap okuyamayan nesil
-
* üstüne iki satır sabahattin ali tümcesi paylaşmadan geçemez.
* video veya fotoğraf çekmeden spor yapamaz.
* yediğini içtiğini, before-after'ını paylaşmadan; başımıza endokrin profesörü kesilmeden diyet yapamaz.
* sofra/tabak fotoğrafı çekmeden yemeğe başlayamaz.
* mağaza kabinlerinde giysi deneme fotoğrafları çekmeden bir şeycik alamaz.
* arkadaşlarıyla dil çıkarmalı, zafer işareti yapmalı, birbiri üstüne yıkılmalı, ağlamalı gülmeli fotoğraflar çektirmeden sosyalleşemez, tatil yapamaz, yurtta veya öğrenci/bekar evinde kalamaz.
* albümü yeni çıkmış popçu gibi çeşit çeşit pozlar vermeden mezun olamaz.
* monaco prensine gelin gidiyormuş havasında pozlar yayınlamadan evlenemez.
* başında doğum fotoğrafçısı olmadan doğuramaz.
* şikayet ediyormuş maskesi altında övünmeden çalışamaz, istanbul'da yaşayamaz, trafiğe takılamaz.
* hastaneden birkaç kare yayınlamadan refakatçi veya hasta olamaz.
özet geçmek gerekirse "hiçbir zaman 'kendi halinde' olamaz".
1 temmuz 2004 karnımın acıkması
çip fabrikası temel atma töreni
-
yalan yok insan heyecanlanıyor... gerçekten denilen işlevlere ulaşırsa...
aselsan ve bilkent üniversitesi ortaklığında "ab-mikronano" şirketin temiz odaları ve ilk kez denenecek teknolojilerle inşa edilecek binanın temeli, bilkent yerleşkesinde yer alan bilkent cyberpark teknokent bölgesinde olacakmış. haberlere göre bu tesiste üretilecek gan temelli çipler sayesinde savunma radarı, elektrikli araba, yüksek hızlı tren ve 4g/5g cep telefonu sistemleri gibi stratejik teknolojiler üretebilen dünyanın 4. ülkesi konumuna yükselecekmişiz.
eğer gerçekleşirse takdire şayandır. tören de yapılsındır. haktır. ama profosyonel ordu dediler komutanlar ihraç edildi kınamaktan öteye gidemeyen ordumuz oldu, adalet dediler para sahiplerine çalışan adliye saraylarımız oldu, devlet işleri dediler maliyetiyle dudak uçuklatan aksarayımız oldu... şimdi çip fabrikası diyoruz, gene afili bir bina, nurtopu gibi süprizimiz olmasın? o çipleri bize takmasınlar?
dunning-kruger etkisi
-
sanırım türkiye bayiiliğini rasim ozan kütahyalı 'ya vermişler.
merkantilizm
-
merkantilistlerin sahip olduğu düşünülen 4 varsayım vardır:
1- ekonomik aktivitelerde karşılıklı kazanç yoktur, biri kazanırsa diğeri kaybeder
2- insanların bir doyum noktası vardır, istekleri sınırlıdır
3- uluslararası ticarette inelastik talep vardır
4- parasal teşvikler sanıldığından az işe yarar, insanlar yeteri kadar kazanıyorlarsa fazla çalışıp daha fazla kazanmak yerine işi bırakıp dinlenmeye vakit ayırırlar.
18 nisan 2015 kasımpaşa beşiktaş maçı
-
beşiktaşımın 5-1 kazanarak ,
10 maç yapsalar 10 galibiyet alacaklarını düşünen kasımpaşalı yöneticiye ,
spora ya da rakibe saygısı olmayan donk isimli ahlaksıza ,
tayyip diye inleyip duran kudurmuş kasımpaşa taraftarcıklarına ve bu siyasi söylemi kısmayan lig tv ye ,
emenike daha çok üzülmesin diye kart göstermeyen hakeme ve bunu destekleyen mhk ile federasyona ,
sözlükte öten galatasaraylı efendilikten nasibini almamış ergen trollere
koyup geçtiği bir maç olmuştur.
şampiyon oluruz olamayız bilemem ama bu maçın anlamı budur.
isveç'te mahsur kalan covid-19 hastası türk aile
-
isveç vergi mükellefi olan ailedir.
ikametleri de isveç'tedir. isveç'in imkanlarından faydalanmaktadırlar. bu imkanlar olumlu yada olumsuz sonuçlanabilir bir tercihin sonucudur.
türkiye'nin neden yardım etmesi gerektiği anlaşılamamıştır. normalde türk sağlık sisteminden yararlanma hakları bile var mı belli değil.