hesabın var mı? giriş yap

  • 1995 yılında hitnet yazılarımdan ilkini (bkz: #2940055) yazarken kullandığım saçma bkz'lara bakıp "içinde en saçma sapan şeylerin bile en ince ayrıntısına kadar var olduğu bir bilgi kaynağı olabilir mi?" diye düşünüp "yok be imkansız ahahha" diye gülüp geçmiştim.

    1997 yılında disq'in irc'den yolladığı douglas adams'ın the hitchhiker's guide to the galaxy romanını bilgisayar ekranından okudum. "e ilk ben akıl etmemişim ki bunu" dedim.

    1999 yılında ise internet'te içerik yayınlamanın zorluğu yüzünden ekşi sözlük'ü birkaç saate kodlayıp 16 şubat gecesi yayına geçirmiştim. o sırada ilk entry ne girsem diye düşünürken masamın üzerinde klavyenin yanında duran penaya gözüm takılmış ve #1'i yazmıştım.

    bugün ekşi sözlük'ü her ay 19 milyon kişi ziyaret ediyor. her gün douglas adams'ın tüm romanlarının toplamı kadar içerik giriliyor. şimdi 1995 yılında düşündüğüm şeyin hayal edemeyeceğim kadar büyük boyutlarda gerçekleştiğini görüyorum. biz "2010'da sözlük" diye başlık açıp "mars'tan entry girilir hahah" gibi fantaziler kuruyorduk. 2010'u fırladık geçtik back to the future'daki geleceğe geldik bile.

    20 yıl önce gülüp geçtiğim bir hayalin, hayal bile edemeyeceğim kadar büyük bir boyutta, hayal edemeyeceğim sonuçlara vesile olmuş olması beni her sene daha çok şaşırtıyor, hayran bırakıyor. her seferinde konunun benle pek de ilgili olmadığını daha iyi anlıyorum. ekşi sözlük'ün kültürü ve dinamizmi bir toplumun yıllardır açlık çektiklerinin, içine attıklarının dışavurumundan geliyor, benzersiz bir mizahla harmanlanıyor. pek çok şeyini tasvip etmediğim oluyor, kızdıklarım oluyor. ama bu dinamizmin bir benzerini başka mecralarda görmüyorum. tamamen bize ait, bizim kusurlarımızı eksiksiz taşıyan, bizi eksiksiz anlatan bir ortam.

    umarım hikayemizin katipliğine uzun yıllar devam eder. 12 yıl önce dediğim gibi bir gün aniden ortadan kaybolsa bile sonrasında torunlara bahsedecek acayip bir masalımız olacağı kesin.

  • üzerinden bu kadar zaman geçtikten sonra ekşisözlük'te bile ( başka yerde olsa bu kadar canım yanmayacak) savaş ay'ın pis bir katakullisi sonucu akıllara yanlış yer ettirilen "çişim geldi " cevabı ile aşağılanmaya çalışılan yıldız.
    efendim 1994 yılında türkiye dahil bütün dünyada beğeniyle izlenenen ve 1995 de oscar kazanan forrest gump filminin son sahnelerinin baş rol oyuncusu tom hanks'e ait unutulmaz repliği "çişim geldi " o yıl bir ödül töreninde tarkan tarafından tam yeri gelmiş bir pozisyonda filme gönderme olarak kullanılmıştır. mesele bundan ibarettir. savaş ay bile o gün yaptığı izleyiciyi yanıltma çabasından artık vazgeçmiş bu işten pişmanlık duyduğunu defalarca belirtmiştir. bunu temcit pilavı gibi her tarkan lafı geçtiğinde ısıtıp ısıtıp önümüze komaktan ve her seferinde yemekten bıkmadık mı?

    edit: forrest gump filminin bahsettiğmiz sahnesinin videosu:
    [http://www.youtube.com/watch?v=jsedbnslgok http://www.youtube.com/watch?v=jsedbnslgok]
    sevgili comptrol'a video ile ilgili verdiği bilgi için teşekkürler.

  • 1920'li yıllarda bilimsel çalışması yapılıp 1930'un şubatında da yayınlanmış hadise.

    şöyle ki;

    zamanında iki gönüllü vilhjalmur stefansson ve ekürisi andersen bu çılgın diyeti gerçekleştirmeye karar veriyorlar. sadece gerçekleştirmekle de kalmayıp üstüne bir de insanlığın bilgisine sunup bizim de fikir edinmemizi sağlıyorlar bize de bunu anlatmak kalıyor.

    stefansson amca bugün ne çılgınlık yapsam bugünkü işsizliğimi nasıl gidersem diyerekten aklında bir ampul yanıyor ve protein diyetine başlıyor(gerçi protein demek ne kadar doğru onu da bilmiyorum, adam sadece et yiyor), o kadar proteini alınca vücut afallıyor tabi ve hem motoru bozuyor hem de acayip bir bulantı çekiyor. sonrasında diyor ki "yok abicim bu böyle olmaz, tamam karbonhidrat yok dediniz de yağ da mı yok kardeşim? rasim kap gel oradan yağlı bir biftek yağı bol olsun diyerekten diyetindeki yağ oranını arttırıyor. zaten tükettiği protein ve yağa bakınca nasıl mide var arkadaş diyesi geliyor insanın.

    bu arada et tercihi olarak stefansson kuzu etini tercih ederken(kokmuyor mu amcacım nasıl yiyorsun o kadar) andersen sığır eti yiyor.

    bu iki çılgın adam günde yaklaşık 800 gr et tüketiyorlar. gün içerisinde 100-140 gr protein, 200-300 gr yağ ve sadece 7-12 gr karbonhidrat alıyorlar. aldıkları kalorinin 15-25% protein, 75-85% yağ ve sadece %1-2 karbonhidrat.

    bir de günlerini nasıl geçirdiklerine bakalım;

    kahvaltı: yağsız sığır eti 190 gr; yağ 100 gr
    öğlen: ciğer 200 gr; yağ 75 gr
    akşam: sığır eti 200 gr; ilik 70gr

    1 yılın ardından; kafayı sıyırmalarını bekledim ben şahsen, insan arada çaktırmadan çuklat gömer yahu ama gavur bizim gibi değil arkadaş bilim için her şeyi feda ediyorlar. her neyse yaptıkları diyette mental ya da fiziksel anlamda herhangi olumsuz bir etkiyle karşılaşmıyorlar(hadi fiziksel tamam da mental :)) yemeyin bizi hiç mi aşermiyorlar allasen). günlük olarak bakıldığında 2000 ile 3100 kcal arasında bir tüketimleri varmış ve bu amcaların şöyle de bir diyet programları gözküyor söylediklerine göre.

    bunların dışında fiziksel yorgunluk, mental yavaşlama gibi problemlerle karşılaşmıyorlar. başta da belirttiğim gibi yüksek protein %45 protein %55 yağ ile başladıklarında sadece sindirim problemleri ortaya çıkmış fakat bu oranı biraz düşürünce (%20 protein, %80 yağ) o da ortadan kalkmış.

    klinik olarak herhangi bir vitamin eksikliği efenime söyliyim kalsiyum eksikliği gözlemlenmemiş canavar gibiler yani anlayacağınız. şuradan daha çok detay alabilirsiniz.

    üstüne üstlük andersen, et diyetinin başlamasından kısa bir süre sonra saçlarının dökülmesinin durduğunu bildirirken stefansson, ayrıca saçlarının daha da büyümeye başladığını ve kafa derisinin daha sağlıklı olduğunu belirtmiştir. sonra saçım neden dökülüyor diye mesaj atıyorsunuz aha da çözümü burada :)) sabah poğaca öğle pilav akşam makarna yersen ben sana ne edeyim gardaşım di mi ama?

    tabi bu diyet ikisinde de ketozis'e neden oldu. buna rağmen böbreklerde sıkıntı çıkmamış(hadi yine iyisin stefo bak ileride aç kalırsan böbrek sağlam) diyette yağ/protein oranı artıkça yani yağ daha fazla tüketilince ketozis daha da artmış. (ek bilgi: genel olarak erkeklerde yağ oranı 1,5'un üzerine çıktığında ketozis meydana geliyor.)

    7 yıl bu diyete devam eden stefan amcam hayatımın en iyi dönemini geçirdiğini saçlarının daha kalın olduğunu ve saç derisinin daha sağlıklı olduğunu belirtiyor.

    son olarak bu çılgın eleman bizim yaşantımıza döndükten sonra da izleniyor ve stefansson 84 kiloya çıkıyor ki diyet zamanında 73 ile başlayıp 1 yılın sonunda 69,4 kiloya inmişti bu arada merak edenler için boyu da 180(kesin 178'dir o). tansiyonu 120/80'in üzerine çıkmıştır ki diyet zamanında 105/70 civarlarındaydı.

    yukarıdaki çalışmadan çıkarılacak en büyük sonuç bana kalırsa düşük karbonhidrat diyetlerinde sadece proteine yüklenmemek gerekli yağ muhakkak o diyette olmalı, hem de bolca olmalı.

  • benim neslim o kadar uzunca bir süre orijinal oyun alamamanın sorunlarıyla boğuştu ki şu anda gerek olsun olmasın, oyunu sevsin sevmesin steam indirim dönemlerinde varını yoğunu koyuyor ortaya.

    crack denilen o allahsız kitapsız dünyanın kahrını hayatımda bir tek sefer daha çekecek tahammülüm yok güzel insanlar. oynamayacak da olsam alırım, exe dosyasına bakar bakar eğlenirim.

    yapanın edenin yedi sülalesine dua ediyorum. büyük karanlıklardan kurtardılar insanlığı. hele son senelerde o cracklerin geldiği hali düşündükçe hepten aklım almıyor. dosyayı kopyala, interneti kopar, kod yaz, bilgisayarın saatini değiştir, balkon penceresini aç, tütsü yak.

    oyun mu oynayacağız, banka mı soyuyoruz.

    beni ve tüm sevdiklerimi bu beladan kurtardı ya yumurta satsın steam üzerinden alırım. kimse korsan ürün kullanmaz aslında şu sistemi her medya için yaygınlaştırsalar. güncel ürünü istediğin fiyattan sat, zaman geçtikçe fiyatı indir, paket yap, kampanya sun, arşiv hizmeti sağla vur gitsin.

    hırsız değiliz lan biz, sadece paramızın karşılığını istiyoruz.

  • --- spoiler ---

    putin'de yaptığı hatanın farkında köpek gibi pişman da geri adım atamıyor artık
    --- spoiler ---

    sayın kremlin sarayı yetkilileri, aranızda ekşi sözlük yazarı bir köstebek var. araştırmanızı öneririm.

  • maçı izlediğim link çok geriden geliyor. lan drogba hala chelsea'da oynuyor.