hesabın var mı? giriş yap

  • internetin artik yayginlastigini bu alanda kabul edemeyen , o bilgileri sadece kendilerinin bilmesi gerektigini dusunen yuksek ego karsisina cikan hasta turudur. lan zaten teshis koyup ilac alacak olsa sende ne isi var, belki adam bakmis biraz onceden noluyor bana diye. belki su da olabilir mi diye soruyor doktora? sanki doktorlar her seferinde 100% dogru teshis koyuyor, ki hastanin kendini bilmesi bazi seylerden suphelenmesi doktorun da isini kolaylastirir.
    korkun lan , yakinda teshisi de ameliyati da robotlar , ozel mekanizmalar yapacak. ben de beni alman teknolojisine emanet edin diye espri yapacam. ben yetisemezsem oglum soylesin diye vasiyet edecegim.

  • vazgeçmek, vazgeçmemek üzerine yapılmış en iyi filmlerden. vucudu esir alınmasına rağmen ruhuna (umut, hayal) zincir vurulamayan adamın ceza sistemine getirdiği, nefis müziğiyle mükemmel bir eleştiri.

  • insan sevgisiyle dolu bi' hoca, cemaatini de bu şekilde yönlendiriyor. hümanist. evet.

  • basit işleri bile düzgün yapamamanın sonucu olan hadise.

    öncelikle miss turkey organizasyonunu önemserim. sonuçta her medeni ülkede böyle yarışmalar vardır ve bu yarışmalar ülkelerin bir rengidir. bizim ülkemizde ise siyaset her işe karıştığı için bu yarışma bile "sözde muhafazakarlaşmadan" nasibini alarak ana akım medya tarafından gösterilmesi sakıncalı bir etkinliğe dönüşmüştür. bunun yanında yarışmanın aday seçimi, jüri üyesi seçimi gibi unsurlarda da kalitesizleştiği açıktır. yani yarışmanın organizasyon komitesi de miss turkey markasının değerini düşürecek yanlışlar yapmışlardır. bir kere bu gerçekleri bilelim.

    şimdi herkesin üzerinde uzlaştığı bir konu var ki adaylar genel itibarıyla hayal kırıklığı yaratmış olsalar da birinciliği daha çok hak eden kişiler vardı. evet çoğunluk tarafından güzelliği nedeniyle birinci olması beklenen başka bir aday heyecandan ya da sosyokültürel seviyesi düşük olduğu için iki lafı bir araya getirememiş ve bu sebeple kendisinin dereceye girmesi jüri tarafından uygun görülmemiş de olabilir. ancak bu durum tanınmış bir isme sahip ve o ismi taşıyan ünlü bir ismin akrabası olan birincinin kayırıldığına dair güçlü algıyı ortadan kaldırmaz. şimdi demek ki ilk hata burada. bir yarışma yapıyorsanız kimseyi kayırmayacaksınız.

    ikinci hata ise şu sosyal medya meselesindeki dikkatsizlik. 20 adayı belirlerken sosyal medyadaki paylaşımlarına bir bakmanız gerekirdi. çünkü toplumda sosyal medya üzerinden ciddi bir linç kültürü hakim. beni bu kızın attığı tweet hiç ilgilendirmeyebilir ancak siz birini toplum önüne taşıdığınızda o kişinin sosyal medya davranışları bir şekilde birileri tarafından gündeme getirilir. o nedenle bu kızları korumak adına olaya önceden müdahil olmalıydınız. demek ki ikinci hata da burada.

    peki sonuç ne oldu? birinci olan aday bir gecede hem torpille yarışmayı kazanmış damgası yedi hem de tweet'i ortaya çıkınca neredeyse vatan haini suçlamasına maruz kaldı. halbuki belki de bu aday ne torpil için ekstra bir talepte bulundu ne de zamanında ünlü değilken attığı bir tweet'in bu kadar sorun yaratacağını düşündü. şimdi bu aday bir şekilde gecenin mağduru oldu bence.

    peki ya organizasyon komitesi ve jüri? onlar ise dün gece adaylardan birini kayırma konumundalardı. bugün ise kayırdıkları kişinin tacını geri alarak (bu geri alma eylemi haklı da olabilir o meseleye girmiyorum) belki de bazı siyasilerden övgü toplayacaklar.

    işte bu domino taşı etkisiyle gelişen olaylar silsilesinde sebep ilk cümlede gizli aslında: işini düzgün yapmamak. oysa herkes iyi niyetli hareket etse, profesyonellikten ayrılmasa kimsenin canı yanmayacak. ancak eminim ki dün birinci olduğuna çok sevinen aday bile bugün lanet olsun şu yarışmaya girdiğim güne diyordur.

    velhasıl yaşananlar bu ülkede farklı mecralarda karşımıza çıkan iş bilmezliğin bir özetidir aslında. o nedenle bizim iş ahlakını mutlak surette öğrenmemiz ve içselleştirmemiz gerek. hırslarımızdan, art niyetlerimizden kurtulup yaptığımız şey her neyse onu düzgün yapmaya çalışmamız gerek. başarabilir miyiz? istersek evet. peki bunu istiyor muyuz? işte ondan hiç emin değilim.

  • cnn international'da bir çok kez uzay görevlerinde bulunmuş bir astronotla (bir nevi filmde clooney'in oynadığı karakter gibi biri) yapılan bir bağlantıda, sunucunun ısrarla buradaki süserler gibi "ama şurası burası gerçekçi değildi diyolaa" şeklindeki sorularına şöyle yanıt vermiştir:

    "filmde gerçekçi olmayan bir yer arıyorsanız, o da uzayda iki nokta arasında mesafe katetmek o kadar kolay değil, bunu da senaryonu akışı açısından olduğunu sanıyorum, onun dışında yaşanılmayacak, gerçekçi olmayan pek bir şey göremedim..."

    uzaya henüz çıkamamış ama tüm olaylara ve fiziğini hatim etmiş arkadaşlara duyurulur.

  • yine full aksesuar bi erkek başrolle karşı karşıyayız. müzisyen, klasik araba kullanıyor, hoca olacak kadar zeki ve de aynı zamanda zengin ama idealist de olan kalın dudaklı bir adet şükrü. yaaa yapmayın allah aşkına sonra kızlarımız bunları gerçek zannedip fanpage açmaktan şaşı oluyor.

  • iş bilmeyen firmanın israfı.

    arkadaş verirsin ürettirdiğin fabrikalara burberry logosunu söktürürsün yerine güzelce yine sana bağlı fason bir marka oluşturarak onun logosunu taktırırsın daha düşük fiyattan yine pazara sürersin. şu adamlara kayserili bir planlama mühendisi göndersin allah rızası için birileri.

  • bir telefonun "neredeyse" i7 6700k işlemcili, asus z170 pro gaming ddr4 anakartli, 16 gb ddr4 ramli, gtx 970 ekran kartlı bilgisayarla aynı fiyatta olması durumudur. candy crush oynamak için o kadar para mı verilir amk.

  • bomboş bir yorum.

    birader o zaman ver 6 bin fazla gitmesin. sanki kârından çalışanına pay veriyomuşsun gibi ömür boyu sana neden mahkum kalsın?

    nasıl ki sen ticaretinde kârına bakıyosun, çalışan da kârına bakıyo.

    edit: imlâ