hesabın var mı? giriş yap

  • bir anime olmasıyla birlikte böylesine şahane müziklere sahip olmasıyla şaşırtan çizgi film. jeneriği sanat eseri. senaryolar, kurgu, karakterler, animasyon süper şahane. baş kahraman spike spiegel yakın dövüş sanatlarında kral olmasıyla birlikte çok pis sigara içer. ayrıca aynı insanın -sağlak olmasına rağmen- sol eliyle onlarca metre uzaktaki bir hedefi alnının ortasından vurduğu görülmüştür. (mızıkacı çocuklu bölüm, cdyi arattırmayın) ama gerçek süperliği bunlarda değil kaşlarındaki eziyetli ifadededir.

  • azalan misir arkeoloji turizmini yeniden populer hale getirmek amaciyla yapilan canli yayin. bir bucuk senedir bolgeyi arastirmislar ve birkac adet ilginc olabilecek mezara ulasmislar. mezarlara giden yollari falan acmislar evet, kurgu bu diyenler icin acikliyorum. kurgu degil, mezarlara ilk girilis de degil. sadece mezara basinla ilk giris, simdiye kadar birkac arkeolog ve yardimcilar disinda giren olmamis yani. ayrica, heyecanli olsun diye de lahitlerin acilisini sadece canli yayina birakmislar. yani heyecanla izlenilen sey lahitlerin acilmasi, ve mumyalarin 4000 yil sonra ilk defa gun yuzu gormesi.

    ilk acilan lahitlerin heyecanli olmamasinin sebebi, o lahitlerin goreceli olarak fakir insanlara ait olmasi. o zamanlar sarkici olan kisinin mumyasi parcalar halindeydi mesela, iskeleti kalmisti. bunun birinci sebebi mumyalama tekniginin cok mukemmel olmamasi. diger sebebi de o kisinin goreceli olarak fakir, ve mumyalama isinin cok ama cok pahali olmasi. rahiplerin temel gecim kaynagi buydu zaten. gunumuzdeki gibi cennete arsa satma isi gibi dusunun bunu. o kutsal yazilari yazip satiyordu rahipler, ve sadece bunu satin almaya gucu yeten kisiler alip oteki dunyayi garantiliyordu. sarkici abinin de sadece kendisinin ve esinin mumyalanmasina parasi yetmis, erken yasta kaybettigi coluk cocugunu, ve bir arkabasini daha ve kopegini mumyalatamamis, sadece iskeletleri mezara konulmus. oysa zenginlerin kedilerinin hatta dusuk yapma esnasinda cikan ceninlerin bile mumyalanabildigini biliyoruz tutankamun'un mezarindan.

    merak edilen bir soru da bu mumyalarin kim olduklari ve ne is yaptiklarinin nereden biliniyor olmasi. antik yunan lahitlerinde de oldugu gibi, tum bu lahitlerde mumyanin ismi, meslegi, babasinin adi ve meslegi gibi detaylar yazilir. bu hiyeroglifleri okuyarak bize kim kadin, kim sarkici, kim rahip soyleyebildiler.

    rahibe gelince, bu garibanlarin parasini tirtiklamis rahibin mezari ise en iyi durumda olandi, ve ayni zamanda ulasilmasi en zor olandi. rahibin mumyasinin mukemmel durumda olmasi tamamen zenginligi, ve en pahali ve mukemmel olan teknige gucunun yetiyor olmasi sayesinde. muhtemelen rahiplerin mumyalanmasi icin ozel bir yer vardi, ve orada bu sekilde mumyalandi. ayni sekilde mumyada calinmaya musait altin ve fil disi parcalar bulunmus olmasi, ve muhtemelen daha baska degerli amuletlerin cikacak olmasi da herifin zenginliginin bir baska gostergesi.

    canli yayin kurgu degildi yani, lahitlerin de ilk defa acildigi lahitlerdeki zedelerin tazeliginden ve zedelenen yerlerin az once yardimci kisilerin itekledigi yerler olmasindan anlasiliyor. goruntuleri izleyip heyecan duymayan kisilere buradan anlasilacak tarihi bir bilginin altini cizeyim, belki heyecanlari artar. binlerce yil once de hayat zenginlere guzeldi. ve binlerce yil once de dini ve olumden sonrasini kullanarak insanlar yonetiliyordu, ve paralari aliniyordu. oyle bir din dusunun ki sadece zengin olanlar cennete gidebiliyor, fakirler ise cok daha berbat bir hayat yasayip, oldukten sonra hicbir yere gidemeyeceklerine inaniyorlar ve hayatlari boyu kazandiklari iki kurusu bu tip mezarlar, mumyalama islemi ve rahiplerin yazacagi oluler kitabini satin almaya harciyorlardi.

    zenginler de sadece elbette sarayda onemli islerde parmagi olanlar ve rahiplerdi. hatta cogu zaman rahipler firavunlardan daha guclulerdi, ki tutankamun'un babasi akenathen ve uvey anasi nefertiti rahiplere ters dusup, koskoca sehri bambaska bir yere, colun tam ortasina kurmaya karar verip, binlerce yetiskin ve cocuk erkegin olumune sebep olurlar - sehrin kurulumunda berbat kosullardan hayatlarini kaybederler. insanin aklina istanbul havalimaninin insaati geliyor valla, neyse. yine de firavun ve esi inat edip, sirf rahiplerden daha guclu olmak adina kendilerini tanri ilan eder ve yeni sehre tasinirlar, halki da yanlarina alip. suyu da uzaktan tasirlar, mecburen. zaman gectikce halk onlardan nefret eder, nefret giderek artar... hikayeyi merak edenler arastirsin.

    kisaca insanlikla, ve insanligin bundan 4000 yil sonra eger var olmaya devam ederse degismeyecegini gosteren yayin. fakirleri somuren zenginlerin dunyasi olmaya devam edecek bu dunya.

  • akp kütahya milletvekili hüsnü ordu’nun kızı.

    --- spoiler ---

    milyonlarca genç iş ararken, akp kütahya eski milletvekili hüsnü ordu'nun kızı sümeyra, sınavsız ve açıktan atamayla kütahya belediyesi özel kalemi'nde işe girdi. ancak ankara'da yaşayan ve internet üzerinden kedi satışı yapan sümeyra'nın işe gitmediği ortaya çıktı. aydan aya hesabına yatan maaşını ise düzenli olarak aldığı iddia edildi.

    --- spoiler ---

    https://www.sozcu.com.tr/…ada-kedi-satiyor-2687215/

    eğer gazete haberi doğruysa, büyük rezalet.
    ama akp türkiyesi'nde şaşırtıcı mı? hayır tabi ki.

    ben şahsen akp'li olsam, akp'ye oy veren bir vatandaş olsam, her gün vicdan azabı duyar uyuyamazdım.

  • sap bir muhasebe yazılımıdır. hatta ve hatta maliyet muhasebesi yazılımıdır. öncelikle bunun üzerinde anlaşmak lazım. kendisi erp (kurumsal kaynak planlama) yazılımı olduğunu iddia eder ancak tüm mimarisi ve süreçleri o fı ve co belgelerinin doğru oluşması yani şirketin mali tablolarının ve ürün maliyet hesaplarının düzgün yapılabilmesi üzerine kurguludur. satış, satın alma, üretim, kalite, insan kaynakları ve depo yönetimi departmanlarındaki insanlar bu kıl yazılıma o nedenle seve seve katlanmak zorundadır.

    özellikle büyük şirketler ve denetim şirketleri bu yazılıma bayılır. çünkü sap aslında hiç de optimum olmayan ultra karmaşık bir veritabanına sahiptir ve bu özellikle böyle yapılmıştır.

    siz gidip bir yazılım firmasına, bana bir erp yazılımı yap derseniz o gider onu en basit ve kullanışlı şekilde yapar ama ileride şirkette birisi yanlış sipariş girdiğinde ya da muhasebede hata yapıldığında git bunu sistemden düzelt diye ıt departmanından istekte bulunmaya başlarlar. oradaki veritabanı admini de girer sisteme kaydı veritabanından siler eder sonrasında bir bakmışsınız ki sistemde isteyen istediği gibi at koşturur hale gelmiş.

    işte bunu sap 'de yapamazsınız. ben türkiye'deki hiçbir şirketin bilgi işleminde sap basis db admin vs. işi yapıp da doğrudan hana db'den sql query ile veri silerim diyebilecek bir delikanlı tanımıyorum. çünkü bunu yaptığınız anda onbinlerce tablo arasındaki referential integrity'i büyük ihtimalle bozarsınız. sistem çöker ve sonrasında da kolay kolay geri toplayamazsınız.

    bu nedenle sap'de attığınız kayıt orada durur. silinemez ve değiştirilemez. örneğin faturayı 10tl değil de 100tl diye kestiyseniz bunun ters kaydını alıp bakiyeyi 0'layıp tekrardan 10tl'lik kayıt atmanız gerekir. ya da mal girişi yaparken yanlışlıkla 1 yerine 10 adet yazarsanız gidip 10 adetlik ters kayıt yapıp tekrar 1 adet giriş yapmanız gerekir bu sayede sistemdeki her adımın kaydı olmuş olur. bu kayıtlarla kafama göre oynayabilsem bilgi işlemciyle anlaşır, depodaki bir ürünü çantaya atar sonra veri tabanı üzerinde envanterden sildiririm. sonradan sayım yapıldığında 1 tane çalmış dahi olsam eksikliği anlaşılmazdı.

    yani sap yazılımı şirketin patronları ve hissedarlarının acaba bu şirketteki tipler teşkilat olmuş benim paramı zimmetlerine mi geçiriyordur kaygısını azaltır. denetlemeye gelen firma bu kayıtlar güvenilir mi acaba içinden bir şey sildiler ya da değiştirip kitabına mı uydurdular diye daha az kaygı duyar.

    yani siz sap'den çok daha ucuza çok daha hızlı ve pratik bir yazılımı 5-10 kişilik mahmut yazılım ticaret a.ş. yaptırabilirsiniz ancak milyar dolarlık şirketlerin yatırımcıları parasını mahmut yazılımın ürününe emanet ettirmez.

    hana ise sap'nin kendi geliştirdiği in memory database'in adıdır efendim.
    s/4 hana da erp'nin hana veritabanına göre optimize edilmiş ve bazı süreçlerinde performans iyileştirmeleri yapılmış halidir. mesela s/4 ile birlikte bkpf ve bseg'e alternatif acdoca tablosu gelmiştir vs. vs.
    bu hana veritabanındaki tüm veri ram'de tutulur bu nedenle daha hızlı işlem yapar.
    ancak sap hana sunucularının donanım yatırımları da tuzludur. örneğin çalıştığım şirket hana için 2x24tb ram kullanan milyonlarca dolarlık sunuculara ihtiyaç duyar çünkü malzeme defteri ya da yevmiye defterinde bir ay içerisinde milyarlarca kayıt oluşuyor.

    3 kişilik yazılım firmasının yazdığı şey 50 kişilik depoyu idare edebilir ve 1000 dolarlık sunucuda çalışabilir ama dakikada milyonlarca işlem olan yerde patlar, ancak sap tıkır tıkır çalışır. stabilliğin ve performansın arkasında bu yatar.

    bu arada sap ekranlarını da artık fiori ui5 ile dilediğiniz gibi web tabanlı ve istediğiniz çözünürlüğe uygun olacak şekilde değişik renk ve görseller ile tasarlayabiliyorsunuz. karmaşık süreçlere ya da işletime ayıracak ekibi kaynağı olmayan şirketlere de bulut tabanlı saas versiyonu s4hana on cloud mevcut.

    yine de dediğim gibi 50-100 kişilik bir kobide ve patron "ben depocum hasan'a, muhasebecim ayşe'ye, satın almacım murat'a güveniyorum. bu adamlar benim malımı çalmaz, üretip sattığım şey de basit bana ne kadar mal oluyor kolayca hesaplıyorum" diyorsa, hiç gerek yok boşa sap'ye para vermesin. gitsin bulsun bir yazılım onu kullanıversin.

  • yolda elele yürüyen bir çifte yol sormak için yanaşıp

    - pardon,iyi günler vs demek yerine

    - kolay gelsin ... demek

  • gezi parkı'nın devriyle ilgili açıklama yapan vakıflar genel müdürlüğü, galata kulesi, selimiye kışlası, adile sultan sarayı, pera palas otel, vefa lisesi, şişli etfal hastanesi, sait halim paşa yalısı gibi birçok önemli yapı ve taşınmazın mazbut vakıflara devredilğini açıkladı, "görevimiz" ifadesini kullandı. ayrıca beyoğlu öğretmen evi ve istanbul sanayi odası binası da vakıflara devredilmiş durumda
    hız kesmeden talana devam ediyorlar. gitmeden kazanabilecekleri tüm parayı kazanıp, tüm tarihi ve kültürü mahvedip gidecekler. buna inanmayan saftır.

    vakıflar genel müdürlüğü, türkiye genelinde 1014 taşınmazın bu tip vakıflara devredildiğini duyurdu ve devir işlemlerini açıkladı. buna göre galata kulesi ve 3. selim döneminde inşa edilen selimiye kışlası kule-i zemin vakfı adına, adile sultan sarayı 1. mahmud vakfı adına, pera palas otel, vefa lisesi, şişli etfal hastanesi, sait halim paşa yalısı ise beyazıt hanı veli vakfı adına vakıflar genel müdürlüğü'ne devredildi.
    https://www.gazeteduvar.com.tr/…dildi-haber-1516877
    https://www.gazeteduvar.com.tr/…orlar-haber-1516856

    düzeltme: bir yazar arkadaşımızdan mesaj geldi onu buraya bırakıyorum.
    olanlar paravatan kitabındaki ukrayna'da yapılanlara benziyor . o zamanki lider ingiltere'deki sahte şirketlere , ülkedeki milli serveti aktarmış, şu an o lider devrilmiş ama halk hala o yapılara giremiyor . çünkü mal ülkenin üzerine değil.

    ikinci düzeltme: başka bir yazardan da bilgilendirme geldi. onu da paylaşıyorum.

    selamlar. galata kulesi ile ilgili birtakım araştırmalar yapıp vikipedi sayfasını yazdım, bakabilirsin. birazdan pcye geçince detaylı anlatırım ama kule-i zemin vakfı dedikleri şey aslında şu: galatadaki surlar yıkılınca ortaya cikan arazinin mülkiyeti belirsiz kaldi. bu vakıf kuruldu ve bu arazilerin vakfa verilmesi kararlaştırıldı. ama bunlar belgeleri çarpıtarak kuleyi de vakif üzerinden vgm'ye devretti. ayrı bir başlık açmayı bile hak eden bir konu aslında,

  • biri dünyaca tanınmış öbürü daha bölgeseldir, doğru.

    ancaaaak;

    sneijder justin bieber ise alex tarkandır.
    sneijder ben affleckse alex şener şendir.

    ne bileyim sneijder obama'ysa alex uruguay devlet başkanıdır. alex candır.

  • çomarlar tarafından desteklenen şahıstır.

    türkiye'deki polislere çiçek veren gezicilere bile "törörik" diyen kompleksli aşağılık insanlar, başka ülkenin polisine karşı alenen kuvvet kullanıldığında ezik ezik sevinip, "gavur döven müslüm" nakaratları dizmektedirler.

    çünkü çomarların ilkesel bakışı yoktur dünyaya; kendileriyle aynı kampta gördüklerine her türlü şiddet eylemini hak görmektedirler.

  • pazartesi gibi bir günde, istanbul gibi bir şehirde, 18:00 gibi bir saatte taksim'de bir mekanda bulunabilen ve buna rağmen "çok çalıştım ya" diyebilecek kadar yüzsüz olan insanların katılacağı etkinlik.