hesabın var mı? giriş yap

  • başlık: cuma namazında hoca yerimi değiştirdi

    1. önümdeki adamdan bakıyorum diye hoca yerimi değiştirdi beyler, sağımda solumda, önümde kimse yok biriniz yardım edin.

  • uyku tutmadi ve madem basladik bir tane daha anlatayim ama bu seferki hikayeye inanmama ihtimaliniz yuksek. ben bile bazen bir kismi ruya miydi acaba diyorum.

    abd'ye geleli 6 ay olmus. ilk kez bir konferansa katilacagim. san antonio'dayim. konferans bitmis houston aktarmali olarak nyc'ye donuyorum.

    her sey san antonio-houston ucaginin 30 dakikalik rotari ile basliyor.

    houston'a vardigimizda ogreniyorum ki gecenin son ny ucagini kacirmisim. havayolu sirketi hepimizin eline bir otel indirim kuponu verip sabah gelin diye yolluyor. tabii tum masraflarimi kurum oduyor ama memur cocugu oldugum icin masraflari kismaya calisiyorum. gecmiste frankfurt'ta falan havalaninda uyudugum icin diyorum ki otel masrafina gerek yok havaalaninda uyuyabilirim. gel gor ki saat 23 sularinda duruma uyaniyorum. havaalani kapanacak ve ortalikta benden baska pek kimse kalmamis. burasi amerika. bir otel bulmaliyim yoksa sokaktayim. danismaya gidiyorum ve bana bir otel ayarlayin diyorum. oradaki teyze diyor ki otellerin cogu dolu. elde kalan otellerin fiyatlari 45 ile 200 dolar arasinda degisiyor. ben de turkiye'den yeni geldigim icin 45 dolara iyi bir otele gidecegimi saniyorum (o zamanlar 45 dolara turkiye'de 4 yildizli bir otelde kalinabiliyor.). ver diyorum 45 dolarlik oteli. saniyorum ki bir taksi tutacagim. yok diyor teyze, seni otelin araci gelip alacak. oo diyorum servis bile gonderiyorlar. iyi oteldir bu. ve macera basliyor.

    terminalin onune camlari siyah bir minibus yaklasiyor ve kapi aciliyor. ve kapinin acilmasi ile yuzume kesif bir insan kokusu yapisiyor. minibus tiklim tiklim asyali ve guney amerikali tipli gariban adamlarla dolu. sanirim (sanirim diyorum cunku delil yok elimde, belki de yaniliyorum) bunlar kacak. ama polise gitsem ne diyecegim, dedim ya belki de tamamen yaniliyorum. neyse otele dogru gidiyoruz. onde bir araba var sanirim ve telsizle yola dair bilgi veriyor minibus soforune. her halde diyorum polisten sakiniyorlar. bugun bile tam olarak emin degilim. ben de elimde bir adet bilgisayar cantasi, bir sirt cantasi ve koca bir poster ile altima sicacagim korkudan. bir minubus dolusu adamla bir ortadogulu ogrenci. yakalansak ne olur korkusu icindeyim.

    neyse otele geliyoruz. otele gelmemle yeni bir koku ile tanisiyorum. oteli hintliler calistiriyor ve her yerde yogun kori, ter, sidik karisimi bir koku var. elemanlari arka tarafa goturuyorlar. beni bir odaya cikariyorlar. koridorlar suc filmlerindeki izbe otelleri andiriyor. los bir isik, koku ve her yerde toz. saat gec olmus yorgunum ama sabah 5'e kadar hic bir seye dokunmadan yatagin ucunda oturuyorum. carsaflara dokunmaya bile korkuyorum.

    neyse sabah oluyor. ilk servis 5'te. hemen servise atiyorum kendimi. kurtardik gotu. havalanina gidiyoruz. hedefim ilk ucagi yakalamak.

    havalanina gidiyorum. her sey normal. ucaga biniyorum. nihayet dinlenebilirim. gozlerimi kapiyorum ki bir takim gurultuler basliyor. uuu heeyy ooo sesleri. sonradan ogreniyorum ki houston'dan bir lise nyc'ye gezi duzenliyor ve ucakta 99 liseli var (bunu nasil ogreniyorum birazdan anlarsiniz).

    99 liseli.

    neyse yolculuk basliyor ve birazdan pilot bir anons geciyor. kuzey dogu abd'de bir kar firtinasi var ve havaalanlari bir bir kapaniyor. nyc'ye inemeyebiliriz. bir sure sonra guney carolina'ya inecegimizi duyuruyor. ancak cok sayida benzer ucak oldugu icin havaalani park etmemize izin vermiyor. benzin alip hemen havalanmak zorunda kaliyoruz. belki nyc kapanmadan ulasabiliriz. tabii birazdan haber geliyor nyc de kapanmis.

    bu sefer istikamet kentucky. saatlerdir havadayiz. yavastan yandaki teyze ile sohbete basliyoruz.iste ne is yapiyorsun falan filan. kendisi o lisenin kutuphane sorumlusu imis ve oglu da o okulda ogrenci imis. gozetmen olarak gidiyormus hem de oglu engelli oldugu icin ona goz kulak olacakmis vs. ucakta 99 liseli varmis.

    ben de teyzeye diyorum ki bugun benim dogum gunum, ne acayip seyler oluyor vs.

    kentucky'ye iniyoruz. ancak orada da ayni hikaye. park edemiyoruz. benzin alacagiz ve ucacagiz. biraz tirsmaya basliyorum.

    bu arada kiz ogrencilerden aglamaya baslayanlar falan var. ogrenciler cok aciktik diyorlar ve ucaga mcdonalds'dan servis getiriliyor. aksamki kokular yetmezmis gibi simdi de ucakta keskin bir mcdonalds kokusu var. abd'de bulunmus olanlar bu kokunun nasil igrenc oldugunu bilir.

    tekrar havalaniyoruz. fakat bir sey seziyorum. ucakta bir kagit dolastiriliyor. ve esas olay burada kopuyor. bir kac dakika sonra butun ucak hep birlikte sarki soylemeye basliyor.

    happpyy birthdaaay kokomiraaaam. bir sure bu gidiyor ve benden konusma yapmam isteniyor.

    ben de kalkip butun ucaga kisa bir konusma yapiyorum.

    "tis is may most interesting birtdey, ay am veri happi. tenk yu."

    ucakta koca bir alkis kopuyor. amerikalilar iste. yeeeaahh falan diye bagiranlar var. sonra okulun korosu cikip kisa bir sarki soyluyor dogum gunumun serefine.

    neler oluyor ulan boyle.

    la guardia havaalani'ndaki karlar temizleniyor. yere iniyoruz. sehre inceden bir kar yagmaya devam ediyor. sirt cantami aliyorum ve tek basima yasadigim tek goz evime dogru yola koyuluyorum.

  • "atom fiziğine de profesörlüğüne de lanet olsun. insanlık için çalıştık sokakta kaldık. bundan sonra kumarbazlığı, itliği,hergeleliği öğreniciğiz. " şeklindeki kadirizmin güzide repliğidir. filmin adı da ceza olsa gerektir.

  • özgüvenine hayran olduğum erkek. adam kendinden o kadar emin ki; türbanlı kadın isteyip, türban kullanmayan kadınlarla iletişim kurup, bu kadınların kendisi için tesettüre gireceğinden şüphesi yok.

    ulan o kadın tesettüre girecek olsa kendi için girer, sen kim oluyorsun? hayat arkadaşı değil evde kullanacağı kendine özel oyuncak arıyor yavşak. madem türbanlı bir kadın istiyorsun, git öylesini bul. niye milletin vaktini çalıyorsun ulan? bunlara oyuncak olan, inancını buna alet eden kadınların da aq.

  • perincek yuzde 2 alsın , gelsin bana sabah aksam kaysın.

    onun dışında umit vadeden ankettir.

    edit : lan favori kamuflajıyla orgutlenip picligine adama yuzde 2 aldırmayın , bozusuruz.

  • bilirsiniz, kaliteli ses duymak takıntısı olan müzikseverler için kulaklık seçimi hassas bir konudur.

    bu gruba dahil, yaklaşık 10 sene gibi bir sürede 500 den fazla albumden olusan orjinal cd ve plak arşivinin sahibi olmuş ve zamanında da profesyonel olarak müzikle uğraşmış bir müzik tutkunu olarak kendi tarzıma hitap edecek ürünleri bulmak için yanlızca son 3-4 yılda kaç kulaklık denedim, inanin sayısını hatırlamıyorum. kendi deneyimimden yola çıkarak sadece high end olarak tanımlanan kalburüstü ürünlerin değil, nispeten uygun fiyatlı çok iyi kulaklıkların da olduğunu söyleyebilirim.

    bu paylaşımımda kulaklık alırken test amaçlı kullandığım ve sizin seçiminize de yardımcı olacağını düşündüğüm konuları aşağıda 6 maddede ele aldım ve 6 şarkılık bir playlist haline getirdim.

    linklerdeki versionlar youtube da sıkıştırılmış ve kalite kaybina uğramış olsalar da bir oranda işe yarayabilirler; bunun yanında eğer imkanınız varsa parçaları cd den ya da flac formatından dinlemenizi öneririm.
    ———————————————————-
    1) seste frekanslar arası balans, kulaklık üreticilerinin genelde zorlandığı ve ürünün fiyat aralığını belirleyen önemli faktörlerden birisidir. bir sesin tüm frekans aralıklarının, bir diğerine baskın gelmemesi için yakın değerlerlerde tutulması gerekir.

    balansı test etmeniz için size önerim | radka toneff | moon's a harsh mistress
    ———————————————————-
    2) midler tiz ve bas arası 250-4000 hertz frekans aralığındaki seslerdir ve genel olarak müzikte vokal ve fon burada gizlidir. kulaklıklarınızın yeteri kadar iyi bir mid range i yoksa, vokaller tad vermeyecek bir monotonlukta işitilir.

    mid aralığı test etmeniz için önerim | enya | orinoco flow
    ———————————————————-
    3. (bkz: bass) | namı değer bas sesleri 20 hertz ve 250 hertz aralığında düşük frekanslı ses aralığında tanımlanır. baslar bestelerde armoninin en düşük frekanslı oldugu bölümleridir.

    bas sesleri test etmeniz icin onerim | bicep | aura
    ———————————————————-
    4) (bkz: tiz sesler) 4000 hertz den başlayıp 20,000 hertz e kadar giden yüksek frekanslı sesler olarak tanımlanır. tiz sesleri doğru kullanamayan kulaklıklarda, özelikle yüksek seste müzik dinlerken, yoğun tiz sesinden dolayı kulaklarınız incinebilir ve kulaklıkları çıkarıp atmak isteyebilirsiniz, o denli rahatsız edicidir.

    tiz sesleri test etmeniz için önerim: osamu kitajima | wild monk
    ———————————————————-
    5) (bkz: ses detayı) | kulaklıkların şarkının kayıt kalitesine göre ses detaylarını kulağınıza iletme kapasitesi çok önemlidir. bu noktada ses detayı testinin mp3 gibi sıkıştırılmış müzik formatlarında yapılması bir anlam ifade etmez ve cd gibi kaliteli ses elde edebileceğiniz bir medya ile yapılmalıdır. burada anlatmaya çalıştığımı, aynı şarkıyı ard arda önce mp3 ardından orjinal cd ya da hi-res müzik dosyasından dinleyerek anlayabilirsiniz.

    size ses detayı konusundaki test onerim havergal brian | symphony no 1 d minor 'gothic'
    ———————————————————-
    6) seste (bkz: dynamic range) yani ses dinamik aralığı kulaklarınızın işitebileceği en yumuşak sese göre üretilen en yüksek bozulmamış sesin oranıdır. 1db, bir insan kulağının algılayabileceği en küçük hacimdir. standart bir cd , 100db'lik dinamik aralığını üretebilirken, plak kaydı yaklaşık 70db hızındadır.

    dinamik aralık testi için önerim: arvo pärt | tabula rasa
    ———————————————————-
    paylaşımımım işinize yarayacağını umarım ve bol muzikli günler dilerim,
    halis

    edit, aralik 2022 | ilginiz için teşekkür ederim. benim güncel olarak iphone umdan dan müzik dinlemek için kulandığım bluetooth kulaklığım (bkz: sony wf-1000xm4) #140069399 no lu entry imden ürünle alakalı kısa yorumumu okuyabilirsiniz. high res müzik dinlemek için astell&kern sr25 mk2 dap ile sony xba-n3 kablolu kulak içi kulaklıkları kombine ediyorum. evimdeki müzik sistemimde kullandığım kulaklım ise bir klasik olan sony mdr7506. bu ekipmanların devasa paralar ödemenize gerek kalmadan kaliteli müzik dinlemenizi sağlayabileceklerini rahatlıkla söyleyebilirim.

    edit, nisan 2023 | apple music playlist

  • insanı düşününce, hayretten hayrete koşturan bir akciğer mucizesi!

    hohlamada da püflemede de akciğere giren havanın, hohlarken ısınıyor olmasını mantık hafzala alırken, üfelerken nasıl oluyor da o hava ısınmıyor muazzam bişey!

    bu entrimle asrın tespitini bile yapmış olabilirim. tarihe not düşülsün.

    (bkz: ameliyatlı yerime çok vurmazsanız müteşekkir olurum)