ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
ibb anne kartın 25 milyon kez kullanılması
-
şayet helal edilmeyecek hakkımız varsa öncelik aşağıdaki yaşam formlarına aittir.
(bkz: bankamatik memuru/#91061504)
(bkz: cengiz inşaat'ın vergi borcunun silinmesi)
(bkz: atv'nin sahibine 9.5 milyar liralık vergi affı)
(bkz: demirören'in ziraat bankasından aldığı kredi)
(bkz: yandaşa ödenen 61 milyar 720 milyon tl kur farkı)
(bkz: 615.9 milyonluk vergi borcunu 7 milyona düşürmek)
dipnot: destek bekleyen kampanya; (bkz: #129740506)
internetten ders kaydı
-
duygulandıran olaydır.
derler ki internetten her ders kaydığında bir yiğit repeat öğrencisi ölür
sonra toprak olur
ve bir çiçeğin köküne can verir
ve bir arı o çiçekten besin alır
işte o arı...
o arıydı evet...
eminim onun o arı olduğuna, o arı bugün dolmuşu dar etti bana
çıkmadı gitti camdan dışarı
vızladı durdu kafamda sabah sabah
stres yaptırdı
calculus'tan kaldığım an ki gibi aynı...
duyar duymaz ortamdan uzaklaşılması gereken sözler
-
(bkz: perdeleri yıkadım)
sözlükçülerin başından geçen doğaüstü olaylar
-
bir gün boğaz kıyısından arabayla geçerken gözün bir yalı dairesine ilişmesinin ardından "kimbilir ne biçim insanlar oturuyor burda milletin dedesinden neler kalmış keşke ben de böyle bir evde yaşasam" diye iç geçirdikten bir ay sonra alakasız bir semtte emlakçıya gidilir, kiralık ev sorulur. emlakçı "ya bir yer var bu gün geldi ben de daha görmedim, ama hem yalı diyorlar hem üç kuruş para söylüyorlar hiç gidip bakmayalım kesin yıkılmak üzeredir böyle yerler" der. gwtw "yok yok bakalım " diye ısrar eder. arabaya binerler, boğaz kıyısında bir ay kadar önce iç geçirilen yalının önünde dururlar. emlakçı evi görünce dumur olur, gwtw de dumur olur, evin içine atlar, ev sahipleri çok yaşlı ama varlıklı ve para pulda gözü olmayan, sadece üst katlarında oturacak güvenebilecekleri sevecekleri birini arayan tonton insanlardır. gwtw evi tutmuş vaziyette kapıdan çıkar. sonra bir miras davasına dek yuvarlak camlarından huzurla boğazı seyrettiği evinde oturur, camın önünden eve bakıp geçen insanlara el sallar. bence doğaüstüydü, hem ev, hem olay. milli piyango, size de çıkabilir.
randevusuz gelenlerin biontech aşısını bitirmesi
-
17.06.2021 tarihine aşı randevusu alıp normal vatandaşların yaptığı gibi randevu saatinde hastaneye gittim. aşı olmak için geldiğimi söylediğimde biontech aşısının kalmadığını öğrendim. sabahtan beri gelen randevusuz kişiler aşılandığı için ellerinde bulunan biontech aşısını bitirmişler. aşı yapan sağlık görevlileri de haklı olarak mecburen kimseyi geri çeviremediklerini, randevululara öncelik tanınsa tepkiyle karşılaştıklarını belirttiler. madem randevu almadan aşı yapılıyor randevu sistemi tamamen kaldırılsın. her şeyi olduğu gibi aşılama işini de ellerine yüzlerine bulaştırdılar. üstelik 6 aydır çoğu ülke günde bir milyon aşı yapıyor bunlar kadar şovunu yapana rastlamadım.
kobani'yi bahane edip bim yağmalamak
-
mesele kobani değil sen hala anlamadın mı?
cyberpunk
-
bilim kurgunun -en azından benim için- bulduğu ideal vücuttur.
cyberpunk ile ilgilenmek isteyenler, veya bir iki örneğini görüp daha fazla kaynağa ulaşmak aşağıdaki filmlere göz atabilirler:
(bkz: blade runner)
(bkz: twelve monkeys)
(bkz: alien)
(bkz: brazil)
(bkz: total recall)
(bkz: twelve monkeys)
(bkz: aeon flux)
(bkz: minority report)
(bkz: a scanner darkly)
(bkz: gunhed)
(bkz: colossus)
(bkz: creation of the humanoids)
(bkz: cyborg 2087)
(bkz: metropolis)
(bkz: thx-1138)
(bkz: akira)
(bkz: android)
(bkz: appleseed)
(bkz: black magic m-66)
(bkz: bronx executioner)
(bkz: bubblegum crisis)
(bkz: cherry 2000)
(bkz: cyborg)
(bkz: death powder)
(bkz: guinea pig)
(bkz: gunhed)
(bkz: heavy metal)
(bkz: lathe of heaven)
(bkz: lawnmower man)
(bkz: liquid sky)
(bkz: robocop)
(bkz: slipstream)
(bkz: tetsuo)
(bkz: the terminator)
(bkz: tron)
(bkz: videodrome)
(bkz: war games)
(bkz: 8 man after)
(bkz: 964 pinocchio)
(bkz: cyberpunk)
(bkz: cyborg 2)
(bkz: dark city)
(bkz: death machine)
(bkz: eve of destruction)
(bkz: alien resurrection)
(bkz: american cyborg)
(bkz: andoromedia)
(bkz: armitage)
(bkz: automatic)
(bkz: battle angel)
(bkz: bicentennial man)
(bkz: cyber city oedo 808)
(bkz: cybernator)
(bkz: menno's mind)
(bkz: nemesis)
(bkz: nirvana)
(bkz: omega doom)
(bkz: reboot)
(bkz: impostor)
(bkz: matrix reloaded)
(bkz: matrix revolutions)
(bkz: metropolis)
(bkz: appleseed)
(bkz: armitage)
(bkz: artificial intelligence)
(bkz: avalon)
(bkz: casshern)
(bkz: code hunter)
(bkz: natural city)
(bkz: parasite dolls)
(bkz: puzzlehead)
(bkz: returner)
(bkz: terminatrix)
(bkz: texhnolyze)
(bkz: rubber's lover)
(bkz: screamers)
(bkz: serial experiments)
(bkz: sixteen tongues)
(bkz: strange days)
(bkz: existenz)
(bkz: fifth element)
(bkz: freejack)
(bkz: ghost in the shell)
(bkz: hackers)
(bkz: hardware)
(bkz: heatseeker)
(bkz: johnny 2.0)
(bkz: johnny mnemonic)
(bkz: judge dredd)
(bkz: matrix)
(bkz: tank girl)
(bkz: terminator 2)
(bkz: tetsuo ii)
(bkz: the thirteenth floor)
(bkz: virtual girl)
(bkz: virtuosity)
(bkz: webmaster)
(bkz: 2009)
(bkz: absolon)
(bkz: electric dragon 80,000v)
(bkz: equilibrium)
(bkz: f8)
(bkz: galerians)
(bkz: ghost in the shell 2)
(bkz: ghost in the shell stand alone complex)
(bkz: i, robot)
(bkz: i.k.u.)
(bkz: immortel)
(bkz: the island)
(bkz: ucf toronto cybercide)
(bkz: ultraviolet)
(bkz: wonderful days)
(bkz: xchange)
türkiye'deki kokuşma ve çürümenin asıl nedeni
-
bence en büyük sebebi 80 darbesidir. o günden sonra sağcısı da solcusu da sadece çıkarı için çalışılmıştır. ülke kimsenin umurunda olmamıştır. çıkar imparatorluğunun zirvesi de akp dir. hiç bir akpli sadece dindar diye akpli değildir. hepsinin bir çıkarı vardır. bu da ülkeyi batırma noktasına getirmiştir.
frost/nixon
-
bambaşka bir film. yakın dönem amerika siyasetine her ne kadar tam anlamıyla vakıf olmasak da, filmin genel yapısı "ne nixon'a geçireyim ne frost'u kahraman ilan edeyim; şiş de dursun kebap da" düsturuna denk düştüğünden, yalnızca hikayedeki karakterlerin strateji savaşlarına konsantre oluyorsunuz ister istemez. o savaşlar ki, tadından yenmez.
elma ile kandırılıp timsaha yem edilen domuz
-
tamam doğanın kanunudur, güçlü olan zayıf olanı yer, av-avcı ilişkisi vesaire. buraya kadar sorun yok ama bir hayvanı vahşi bir hayvana kasıtlı olarak yem yapıp bunu izlerken zevk almaya anlam veremiyorum.
la haine
-
birey olmalarına karşı koyan herşeyi yokederek rüştünü ispatlamaya didinen bir avuç gencin öyküsünden çok, proje bloklarında, diaspora tadında bir yaşam sürmekte olan üç gencin kollektif bir bilinçle, "dünya bizimdir" tabelasına cesurca "dünya sizindir" diyebildiği bir filmdir... yabancılaşılmış, sözde steril bir toplumda ayakta kalma mücadelesidir la haine, taa ki iniş anına kadar.
yedi numara
-
--- spoiler ---
armagan: zeliha yenge, vahit amcayla sen, yani nasil basladiniz?
(o sirada vahit alt katta oglanlarla icmektedir. orada da ayni konu konusulmaktadir)
vahit: anasiyla babasi, yirmi yas buyuk birisiyle sozlemislerdi tanistigimizda. ben kasaba pazarina elma indirdiydim. o da elma almaya geldi.
zeliha: baktim, bu elinde elma kasasi, arkasi da bana donuk, oyle duruyor. surdan iki kilo elma versene, dedim. o zaman bana yuzunu dondu
vahit: donmemle, yuregim yuregine zincirlendi sanki. gozleri urkek bi ceylan, yanaklari gul yapragi gibiydi.
sikilaraktan guldu. ben de guldum.
zeliha: oyle bi gulusu vardi ki... yani sanki boyle daglarin tepelerinden gurleyip gurleyip gelen sular boyle akti akti akti akti taa boyle icime doldu. soyle kana kana seyredeyim istedim. ikimiz bir oylece kalakalmisiz. sonra bana dedi ki
vahit: yolu yok! benim kadinim sen olcan, dedim!
zeliha: ya olmaz, dedim. ben baskasina sozluyum, dedim. oyleyse seni kaciricam, dedi.
vahit: bizi vururlar, dedi. dedim, vursunlar. biz birbirimize boyle vurulduktan sonra ne yazar
zeliha: dedi. eger elin elimde olacaksa, bayram yerine gider gibi giderim ben olume, dedi. ee madem oyle, kacir beni diyivermisim
vahit: kacirdim ben de. istanbul'a geldik. tam uc sene bi akrabamin yaninda, tek goz odada yasadik. o oda var ya cocuklar...
zeliha: o odaya biz kocaman bi sevda sigdirdik. o oda bizim peri sarayimizdi. sobamiz bile yoktu ama birbirimize sarilip oyle guzel isinirdik ki... bi cocugumuz olsun istedim, olmadi...
vahit: yoksulluk... amelelik yaptim... zelihami doktor doktor gezdirdim. ne fayda... zeliham... kisir cikti.
zeliha: aslinda... kisir olan vahit'ti... ona hicbi zaman diyemedim. diyeydim, kendini hic bagislamazdi yoksa... amaaaan, varsin dedim beni kisir bilsin.
vahit: bizim memlekette, kisir kadina hor gozle bakarlar. biliyorsunuz... zelihami uzmesinler diye, burda ac kaldim, yine de memlekete geri donmedim! sevda ince istir evlatlar!
--- spoiler ---
bir daha!
--- spoiler ---
sevda ince istir evlatlar!
--- spoiler ---