hesabın var mı? giriş yap

  • yanlışlık olmasın diye söylüyorum:

    barış getireceğini iddia eden hdp daha 2 gün önce bu örgütün kurucusu ve liderinin posterleri gölgesinde yürüyüşler yaptı.

    ancak tabi bizim sıradan akıllarımızın almayacağı bir şeyler vardır. mit filan yapmıştır. ondan hdp harika bir örgüt.

  • doğma büyüme eskişehirliyim.

    teyzemler ve halamlar bursa'da oturuyor, halamın kocası enişte bulgaristan göçmeni.

    kuzenler de doğma büyüme bursalı. teyze tarafı çarşambada, hala tarafı hürriyette oturuyordu.

    çocukluğumda yazları bir ay falan kalmaya bursaya giderdik (yaklaşık 20 sene öncesi)

    o yıllarda eskişehirden bursaya gidince orası bize çok daha güzel geliyordu. hürriyette komşuluk vardı, yazdan yaza gitsek de orada arkadaşlarım vardı, çoğu göçmen çocuklarıydı. çok sevimli temiz mahalleydi. güvenliydi.

    çarşamba daha merkezi, daha güzeldi. apartmanın altında darmstad fırınını hatırlıyorum. her yer yeşil, her yer parktı. akşamları da kültürparka gidiyorduk. o yıllarda eskişehirde kültürpark gibi bir alan sanıyorum yoktu. ailece geç saatlere kadar dolaşır yorgunluk atar eve öyle giderdik.

    geldik bu güne;

    sanırım hürriyet çok bozulmadı ama çarşamba resmen suriye olmuş.türkçe tabela görmek zor. insan kalitesi çok düşük, çok kalabalık, eski rahatlık güvenli ortam yok.

    uzun uzadıya yazmak istemiyorum, kısacası semti mahvetmişler.

    teyzemler çarşambadan dikkaldırıma taşınarak biraz olsun nefes aldılar.

    eski güzel bursa yok.

    şimdi kuzenler nefes almaya eskişehire geliyorlar.

    güzel bursamızı el birliği ile mahvettiler. ve kimse bunu nufus artışıyla sanayiyle göçle falan izah edemez. 20 yıl önce de bursada sanayi vardı, 20 yıl önce de bursa göç alıyordu.

    eski güzel bursa kötü niyetli insanlar tarafında bu hale dönüştürüldü.

    şimdi konuyu siyasete çekmiş olmak istemezdim ama eskişehirde yerelde büyükerşen'e oy atarken aklımdaki şey "eskişehir de bursa gibi olmasın"dı.

    uzun lafın kısası genç sayılabilecek bir yaşta olan ben, kötü yönetilen bir şehrin nasıl kötüye gittiğini, iyi yönetilen bir şehrin de nasıl iyiye gittiğini 15-20 yılda canlı olarak gözlemledim.

    bursa seçimlerinin bedelini ödüyor, eskişehir de seçimlerinin karşılığını alıyor diyebilirim.

  • yüzde yüz kötü çocuk türk profili. aynadaki yansımamız. devlet politikası haline gelen şeyleri zamanından önce ve çocukça bir heyecanla söyledi diye beyaz türklerin histerisine mahkum edilmiş en esmer kurban. bir kaç yıl önce, yanılmıyorsam yeni harman 'da, ahmet kaya'nın eşiyle yapılmış bir söyleşi vardı. ahmet kaya'nın fransa'da yaşarken en büyük zevklerinden birisi de acı biber bulmakmış. türkiye'den ya da başka yerlerden buldurduğu acı biberleri harmanlarmış... bir misafiri geldiği zaman "vallahi acı değil, bir tat" dermiş...karşısındaki oyuna gelip, biberi tattığında ve acıdan gözleri yaşardığında ahmet kaya çocuk gibi gülermiş. en favori şakası buymuş ahmet kaya'nın. hiç bıkmazmış bu şakayı yapmaktan. her çocuk şakalarına gülünmediğinde ölür. biz ahmet kaya'yı doğduğu toprakların uzağında öldürüp, her gün serdar ortaç'ı izlediğimiz, ertuğrul özkök okuduğumuz, osuruk beyinli köşe yazarlarının saçma hamaset çığlıklarının gürültüsüne kapıldığımızdan beri çocuklar şaka yapmaya korkar oldu. ne güzel bir ülke burası...iyi ki varsın ercan saatçi, iyi ki varsın reha muhtar, iyi ki varsın ahmet kaya'nın popüler zamanlarında "biz ahmetle kardeş gibiyizdir. yediğimiz içtiğimiz ayrı gitmez" deyip, adam linç edilmek istendiğinde derin bir sessizliğe gömülen savaş ay...iyi ki varsınız.

  • kendisi istanbul içerisinde mecidiyeköy'den ümraniye'ye 2 saatte giderse şükreden bir yazar tarafından küçümsenen teknoloji.

    lan trafiği var, regülasyonu var da var bu işin. uzaylıya haraç yedirmeden olmuyor işler öyle kolay.