hesabın var mı? giriş yap

  • videodaki iki genç sahilde takılırken aniden dev bir parmak izi beliriyor üstünde de yeni çağın başlangıcı yazıyor, ne anlama geliyor olabilir altından ne çıkacak merak ederseniz takipte kalın
    bkz: esrarengiz parmak izi

  • ben bilgisayar mühendisliğine girerken geleceğin mesleği diyorlardı, okulu öyle bir uzattım ki meslek öldü diyorlar artık, ben hâlâ mezun olamadım. bölümü üzerime kapatıp gidecekler o olacak.

  • şimdi şöyle; tabi bu adetler yeni değil geçmişte de vardi. ama eskiden bu lakaplardan kurtulmak isteyenler hacca gidiyorlar dönüşlerinde ön ekleri yerine "hacı" koyup dönüyorlardı. sümsük hatce nine oluyordu hacı hatce nine. hatta yeterli parası olmayipta hacca gidemeyenlerin anadolu'da bir geziye gidip hacca gittim geldim diye yutturdugu bile rivayet edilir.
    (bkz: refik halit karay memleket hikayeleri)

  • emek ve cabanin kurali. mukemmel olmak icin daha fazla zaman ayirma, daha fazla emek ve caba gerekir.

    bu onermeyi destekleyebilecek dunyanin en buyuk sporcularindan birinin sozlerine kulak verirsek
    michael jordan: "kariyerim boyunca 9000'den fazla başarısız atış yaptım, 300'den fazla oyun kaybettim, 26 kez oyun kazandıracak atışı ıskaladım. çabaladıkça başarısız oldum, başarısız oldukça çabaladım. işte başarımın sırrı..."

  • nasıl yalan çıktı? anlamadım.

    çocuğu tutup zorla "annem karne hediyesi olarak et aldı diyeceksin" falan mı dediler?

    farz edelim ki bu haber yalan.

    türkiye'de çocuklarına karne hediyesi alamayan, yeterince et yiyemeyen ailelerin olduğu da yalan mı?

    edit: evet, gerçekten muhabir çocuğa " ayazcığım bize şey der misin? annem karne hediyesi et aldı" diyerek kendi istediğini dedirtmiş.

    o değil de muhabir çocuğun adını nereden biliyor? garip garip işler.

    https://twitter.com/…?t=jb0vfniemi73mpir927wjg&s=19

    yine de ikinci söylediğimin arkasındayım.
    bu ülkede evine ayda yılda bir et giren, çocuğuna karne hediyesi alamayan aileler var. hiç zafer kazanmış gibi davranmayın aktroller.

  • chp seçmenine referandum süresince terörist diyen andavallar tarafından eleştirilen paylaşımdır. şahsen ben beğendim hella olsun kartal belediyesi. herkese anladığı dilden konuşacaksın

  • işte kara mizah budur dediğim film. milletin ne düşündüğü umurumda değil…

    son akşam yemeği ve aslında her şeye sahiptik göndermesi ile beni tavladı..

    bir konuya da açıklık getirmek üzere bu yazımı yazıyorum.

    hepiniz general neden 10 ar dolar aldı ki diye merak içerisindesiniz değil mi? bu aslında askeriye ye bi gönderme. penatagonun yıllık bütçesi 700 milyar dolar. evet yanlış duymadınız milyar dolar. 350 milyon amerikalı da olduğunu düşünürsek her amerikalı yıllık 2000 dolar günlük ise yaklaşık 5 dolar ödüyor pentagon denen şeye. su ve atıştırmalık 2 ürün toplam maliyet 10 dolar. peki iyi de en doğal hakkı olan yaşama hakkı bedava iken neden bu para veriş?

    bizde de diyanet bütçesi 16 milyar tl. yaklaşık 80 milyon kişi olduğumuzu düşünürsek her birimiz yıllık 200 tl veriyoruz. ne için? ama bir imam gelip sizde 10 tl alıp çarpsa bunu sonsuza kadar düşünürdünüz değil mi?

  • engellemek için saf antifriz kullanmanın saçma olduğu istenmeyen durum. saf antifrizin donma noktası -12 derecedir. suyla karıştırıldığında kristalize olmadığı için antifriz oranı sıfırdan %60'a çıkana kadar donma noktası giderek düşer ve bu noktada donma noktası minimum -45 derece olur. bu noktadan sonra antifriz oranı arttıkça donma noktası yükselmeye başlar ve saf antifrizde -12 olur.

    antifriz su karışımında oran motor üreticileri tarafından belirlenir. bunun farklı nedenleri vardır.

    1) antifrizin kullanılmasındaki tek amaç donma problemlerinin önüne geçmek değildir. aynı zamanda antifriz su karışımı motor bloğunun su ceketlerinde oluşabilecek korozyonu engeller.

    2) antifriz su karışımının prandtl sayısı saf sudan büyüktür. saf suyun prandtl sayısı 7 iken, 50:50 antifriz su karışımında bu sayı 9'u geçer. ayrıca viskozite de değişir. yani siz antifriz su oranını kafanıza göre değiştirirseniz, motor bloğundan çekilen ısı miktarı değişecektir. soğutma sisteminde motor su sıcaklığının benzinli motorlarda 90-95, dizel motorlarda 95-100, ağır iş makinalarında kullanılan dizel motorlarda 100-105 derece bandında tutulması istenir. buradaki tek amaç motoru soğutmak değildir. motor su ceketleri içinde aşırı geniş bantta değişen su sıcaklığı termal yorulma yaratır ve bloğu çatlatır, bu da bloğun değişmesini gerektirir ki ortalama bir araçta işçilik dahil 10000 lirayı geçer bunun masrafı. sırf bu yüzden termostat bile kademeli çalışır. 80 derecede tamamen kapalı olan termostat, 90 derecede tamamen açık hale gelir (benzinli motorlar için aşağı yukarı böyledir, dizellerde daha yüksek olur).

    3) motorda ısınan su, soğutma radyatörüne aktarılır. su burada soğutma sistemi fanı tarafından radyatörün üzerinden hava geçirilerek soğutulur. tıpkı motor şanzıman arasında olduğu gibi, mekanik sürülen soğutma fanının da bir debriyajı vardır. bu debriyaj motordan alınan su çıkış sıcaklığına ve ortam sıcaklığına bağlı olarak elektronik bir algoritma sayesinde fan devrini ayarlar. burada kritik nokta sıcaklıktır. elektronik algoritma sizin değiştirdiğiniz antifriz oranından bağımsızdır, sıcaklığa göre çalışır. değişen antifriz oranı için fan algoritması güncellenmezse, motorun termal dengesi çalışma noktasından uzaklaşır ve bloğun ömrünü azaltmış olursunuz.

    ek bilgi: soğutma sistemi fanı motor tarafından sürülmez, çünkü pozisyonu birçok durumda fead'dan sürmeye elverişli değildir. genellikle elektrikle sürülen soğutma sistemi fanı, askeri uygulamalarda hidrolik de, mekanik de sürülebilir. mekanik sürmek pozisyon serbestisini azaltır.

    özetlemek gerekirse, kafanıza göre antifriz eklemeyin. aracın bakım kitapçığında belirtilen antifriz oranının dışına çıkmayın. acil bir durumda su eklemeniz gerekir hararet nedeniyle. bu durumlarda eklediğiniz su miktarını not edin ve ilk benzinciden antifriz alarak gereken antifriz oranını tamamlayın.

    aracınızın motorunun yaz kış farklı sıcaklıklara maruz kalan bölgeler için önerilen farklı antifriz oranları olabilir. bu genellikle maksimum tork rejiminde ağırlıkla çalışan ağır görev dizel motorlar için geçerlidir. otomobillerde ister dizel olsun ister benzinli, önerilen antifriz su oranından sapmayın.

    edit: imla

  • öncelikle bu sorunun cevabı için ateş kadehi'nin yumurta ve göz isimli 25. bölümüne bakmalıyız. çünkü bize myrtle'ın ölümünden sonrasında neler olduğu konusunda daha önce bilmediğimiz bilgiler verir ve bence jk rowling bunu ikinci kitaptaki hikayedeki boşluğu kapatmak için yapar.

    bu bölümde harry ilk görevde ejderhadan aldığı yumurtadaki ipucunu çözmek için cedric reisin de yardımıyla sınıf başkanları banyosuna yumurtayı incelemeye gider. ve buraya mızmız myrtle ile karşılaşılır.

    bildiğiniz gibi myrtle ölmeden hemen önce olive hornby onunla dalga geçtiği için tuvalette saklanmakta ve ağlamaktadır ve burada basiliksle karşılaşarak ölür. ateş kadehi 25 bölümünde myrtle sınıf başkanları tuvaletinde harry'e kendi ölümünden sonrasını şöyle anlatır:

    "...cesedimi bulmaları bile saatler aldı. biliyordum çünkü orada oturmuş onları bekliyordum. olive hornby tuvalete geldi. "yine orada oturmuş somurtuyor musun myrtle?" dedi. "çünkü profesör dippet seni aramamı istedi." ve o anda cesedimi gördü. öldüğü güne kadar da unutmadı. bunu ben garantiye aldım. peşinden dolaştım. hiç unutturmadım. evet. hatırlıyorum da. erkek kardeşinin düğününde..."

    (burada harry araya girerek başka şeyler düşünür ve myrtle'ı dinlemez. myrtle devam eder)

    "... ve tabi sonra sihir bakanlığına gitti. peşinden dolaşmama bir son vermek için. ben de buraya dönüp tuvaletimde yaşamak zorunda kaldım."

    özetle myrtle'ın ölümünden sonra uzun bir zamanı hogwarts'ta değil olive hornby'nin peşinde ona musallat olmakla geçirdiğini ve bakanlık olive hornby'nin şikayetiyle artık duruma bir son verdiğinde onu peşini bırakıp öldüğü yer olan hogwarts'a dönerek orada yaşamaya başladığını anlıyoruz.

    birinci teori: myrtle ölümünden sonra hogwarts'a dönene kadar uzun bir zaman, belki de yıllar boyunca olive hornby'e musallat olmuş ve sonunda hogwarts'a döndüğünde sırlar odası olayının üzerinden artık çok zaman geçmiş, sırlar odası tekrar açılmamış ve dumbledore myrtle'la konuşmaya çalışmaya gerek duymamış olabilir.

    bununla birlikte mızmız mytrle için onunla konuşma zahmetini gösteren herkesle uzun uzun muhabbet edip kendi ölümünün tüm detaylarını anlatmaya aşırı meraklı bir hayalet diyemeyiz. dikkat ederseniz seri boyunca sadece hoşlandığı kişilerle (harry, draco) yüzeysel konuşmaların ve klasik myrtle histerilerinin dışında gerçekten kendinden bahsettiğini ve karşısındaki kişiyi dinlediğini görüyoruz.

    yani ikinci teori: dumbledore myrtle'la konuşmaya çalışmış, ancak myrtle dumbledore'a bir şey anlatmaya yanaşmayıp kendini klozet borusuna fırlatarak gözden kaybolmuş olabilir. ama dumbledore'un ikna kabiliyetini düşünürsek myrtle gibi zayıf bir karakteri istediği bilgiyi almaya ikna edememiş olması pek olası değil.

    bu da bizi üçüncü teoriye getiriyor: dumbledore myrtle'la konuştu. ölmeden önce "musluk tarafında bir çift göz gördüğünü" öğrendi ancak o sırada elinde olan bilgilerle myrtle'ın söylediklerinden herhangi bi çıkarım yapamadı. ya da yapabildi ancak harekete geçmedi. veya çok daha olası: harekete geçecekti ama geçemeden önce ikinci kitapta okul aile birliği tarafından okuldan uzaklaştırıldı. (en mantıklı teori)

    ancak bana sorarsanız olay şu: harry'nin sırlar odasını bulma hikayesine hizmet etmesi adına rowling dumbledore'u bu işe hiç karıştırmadı.