ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
cep telefonu çıkmadan önce sıçarken yapılanlar
-
yumos'un arkasini filan okuyorduk mk
dünya'nın merkezindeki ateş sönerse neler olur
-
(bkz: korkma sönmez)
tübitak'a yakınımı atadım neresi tuhaf anlayamadım
-
"kankamı atamayıp kimi atayacaktım? ilkokulda saçımı çeken hüseyin'i mi?"
böyle deseydi çocukluğuna verirdim en azından.
wattpad
-
bazıları sanat kurslarını, yaratıcı yazarlık atölyelerini, vs. gereksiz bulur, hatta bunun yanlış olduğunu, sanata halel getirdiğini savunur. onlara göre sanatçı sanatçı olarak doğmalıdır. bu işler öyle kursa gitmeyle falan öğrenilecek şeyler değildir. safi yetenek, ilham işidir bunlar.
ben böyle düşünenlerden değilim. örneğin bir gitar kursuna ne kadar çok öğrenci giderse o kurstan iyi bir gitarist çıkma ihtimali de aynı ölçüde yükselir. tabi bu sırada sonunda bir halt olamayacakların sayısı da artar ama önemli değil. iyi olan alıcısını bulacak, kalıcılığı yakalayacaktır, diğerleri de unutulup, silinip gidecektir eninde sonunda.
aynı şey diğer sanat dalları için de geçerli.
mesela yaratıcı yazarlık kursları.
ya da wattpad gibi platformlar.
yazmaya uğraşmak, bunun için çalışmak, yazdığını başkalarına göstermek iyi, bunda bir sorun yok.
ama yine de bu gibi alanlarda eser yayımlayanların tutumlarında, yola çıkarkenki amaçlarında bir tuhaflık var.
takip edebildiğim kadarıyla çoğunun tek amacı görünür olmak, kalabalıktan sıyrılmak, kameraları kendine döndürmek.
öğrenmek değil, (hali hazırda) bildiklerini göstermek istiyorlar.
kendilerini geliştirip geliştirmedikleri, bir önceki sefer yaptıkları hataları tekrarlayıp tekrarlamadıkları umurlarında değil.
yazdıkları okunsun, beğenilsin, alkışlansın istiyorlar, o kadar.
oysa böyle platformlara başvurmaktaki asıl amaçları, bana sorulursa, kendilerini ve başkalarını gözlemlemek olmalı.
ne hata yapmışım, başkaları ne hata yapmış. bak, bu bunu böyle yazmış, iyi fikir, ben de deneyeyim...
ama gönder tuşuna basmadan önce kendi yazdıklarını bile ikinci bir kez okuduklarından şüpheliyim.
görünür olma hırsı, takdir edilme arzusu bütün bunları bir anda bir kenara itiyor.
ikinci bir kez okunsa çoğu kolayca düzeltilebilecek yazım yanlışları bile bunun bir kanıtı.
bir işi iyi yapmak istemiyorlar, bunu düşünmüyorlar bile. iyi bir iş yaptıklarını duymak istiyorlar sadece.
vaay, ne güzel yazmışsın, helal olsun.
flannery o'connor şuna benzer bir şey söylüyordu.
yazdığınızdan önce kendiniz bir şeyler öğrenmelisiniz. siz öğrenemezseniz başka kimse öğrenemez.
bu da ufak bir tavsiye olsun.
nusr-et şişirilmiş bir balondur
-
altına imzamı atacağım tespit. damacana su 7 lira iken 0,75lt maden suyuna 14 lira ödeyerek,..... amk yazamıyorum.
(bkz: nusret et lokantası)
15 yaşında 38 kilo bir kızım nasıl direneyim
-
şüpheliler 18 yaşından küçük diye tecavüzü meşru gösteren dallamaları peydah etmiştir.
edit: yazım hataları
meriç erkan'ın son hali
-
allah'tan böyle bir rabbimiz var ifadesiyle bir tür yaradanception konseptine ulaşmış halidir.