hesabın var mı? giriş yap

  • bol entrikalı ve sürükleyici bir ispanyol gençlik dizisi.

    dizinin isminin "control z" olmasının sebebi; rahat yetişen bir z kuşağını teknoloji ile kolayca kontrol altında tutup korku psikolojisi ile yönetilebileceğini göstermek.

  • ablanın sana pamuk şeker aldım deyip normal bir pamuk parçasını kardeşine vermesi, kardeşin sevinip pamuğu ağzına atması ve hemen ardından yaşadığı hayal kırıklığı sebebi ile ağlamaya başlaması.

    bu hikayedeki saf kardeş benim evet.

  • benim için şu sıralar; yemek yedikten sonra üstüne sigara içmekten vazgeçip, yemek yedikten sonra üstüne yemek yemek olarak devam eden olgu. güzel bırakamadım sanırım.

  • game of thrones'a adanmış bir eser

    reyizin piçi çıktı büyük duvara
    sarı cüce düştü karıya kumara
    haber salın ceymi denen davara
    winterfellden yola çıktı yiğitler

    yola çıkın çadırları toplayın
    atlarılan ovaları kaplayın
    drogo derler yiğit öldü ağlayın
    winterfellden yola çıktı yiğitler

    kuzeyde mavi gözlü iblis ürüdü
    winterfelli bembeyaz kar bürüdü
    reyiz öldü bir boz kurt uludu
    winterfellden yola çıktı yiğitler...

    anan vermiş öz dayına meyili
    yok nasılsa olsa zinanın delili
    cofri piçi senin günlerin sayılı
    winterfellden yola çıktı yiğitler

    ibne imiş şol lordların hepisi
    yılan imiş robert reyizin karısı
    seni bulacaam olm cofri sarısı
    winterfellden yola çıktı yiğitler

    jorah reyiz ak saçlıya boş değil
    taze dula bu yaptığı hoş değil
    gönül sevmiş,gizli sevda suç değil
    winterfellden yola çıktı yiğitler

  • ''geri dönüşü olmayan bir yola girmek'' anlamına gelmektedir. kısaca açıklayacak olursak: sezar, pompeius ve cassius ''birinci triumvirlik'' denen üçlü ittifakı kuruyorlar. bu ittifaka göre sezar, yeni ilhak ettiği galya bölgesini, pompeius ispanya'yı, crassus da da suriye'yi yönetecekti. fakat hesaplanan işler öngörüldüğü gibi gerçekleşmedi ve crassus suriye'ye gittiğinde, burada partlar tarafından kıstırılarak katledildi.
    üçlü ittifaktan sezar ve pompeius kalmıştı. pompeius, sezar'ın kızı julia ile de evlenmiş, fakat julia vefat edince bu ailevi birlik de bozulmuş ve araları açılmıştı. pompeius roma senatosu ile yakınlaşarak sezar'a karşı cephe aldı. senato, pompeius'u tek konsül olarak atadı ve sezar'a ''galya'yı terk et, ordularını lağvet ve kente silahsız şekilde gelip teslim ol. teslim olmazsan vatan haini ilan edileceksin.'' çağrısında bulundu. sezar bu, uyar mı böyle çağrıya? galya'yı fethettiği için arkasında sağlam bir asker ve halk desteği de vardı. peşine ordusunu takıp roma'ya yürüme kararı aldı, işte tarihteki bu büyük yürüyüşe ''rubicon'u geçmek'', yani ''geri dönüşü olmayan bir yola girmek'' denmiştir. sezar'dan böyle bir hamle beklemeyen pompeius ile senato hazırlıksız yakalanmış, sezar'ın roma'ya girmesi kolay olmuştur. zaten sezar'ın bu ünlü yürüyüşü sırasında pompeius yunanistan'da bulunuyordu ve gelişmelerden habersizdi diyebiliriz. pompeius üzerine yıldırım hızıyla birliklerini gönderen sezar, pompeius ve ordusunu yenerek mutlak zafer kazanmıştır.
    pompeius tabi yenilince kaçmak zorunda kaldı ve rotasını mısır'a çevirdi. mısır'a vardığında ise, burada sezar'a yaranmak isteyen mısır kralı tarafından yakalanarak katledildi. sezar, pompeius'u rakibi olarak görse de, bu katledilme olayına çok sinirlendi. çünkü onu ancak kendisi idam ettirebilirdi, bu durumu bir nevi kendi otoritesine hakaret olarak algıladı.

    sezar mısır'a gidip duruma bizzat şahit olduktan sonra kleopatra ile ilişki kurarak ondan bir çocuk sahibi de oldu.
    sezar, roma'ya döndüğünde ömrünün sonuna kadar diktatör seçilmiş ve pompeius taraftarlarını öldürtmüştür.
    ayrıca anadolu'daki ilk roma kolonileri sezar döneminde kurulmuştur.
    yine sezar döneminde roma devleti, imparatorluk olma yolunda çeşitli reformlardan geçmiştir. mutlakiyetçi tek adam yönetimi etkin olmuş, senato işlevini ve eski itibarını yitirmeye başlamıştır. ancak tabi ki roma, esas imparatorluk zamanına augustos zamanında ulaşacaktır. sezar dönemini, bizim şu anki yaşadığımız geçiş sürecine benzetebiliriz.

    cumhuriyetçi muhalifler, sezar'ın saltanatını sonlandırmak için sezar'a bir suikast tertip etmiş ve sezar'ı, aralarında brutus ve cassius'un da bulunduğu bir grup 15 mart 44'te öldürmüştür. sezar, meşhur sözü olan ''sen de mi brutus? - et tu brute?'' sözünü, bu suikast sırasında söylemiştir.

    sezar'ın ölümüyle roma, 13 yıl sürecek olan bir içsavaşa sürüklenmiştir.
    dipnot: diktatörlük, o zamanın roması'nda acil durumlar söz konusu olduğunda (bitmek bilmeyen savaşlar, diplomatik krizler, isyanlar vesair) senatonun tek bir kişiye, 6 aylığına tüm siyasi ve askeri yetkileri vererek sıkıntılı süreçten kurtarmasını bekleyen isme denir. diktatörler, ülkeyi temize çıkardığında tekrar bu unvanı bırakarak eski işlerine geri dönerler. normalde roma devleti'ni, mutlakiyetçi rejim gelene dek her sene seçilen iki konsül yönetmiştir. ancak dediğim gibi, konsüllerin yetersiz kaldığı zamanlar diktatörler atanmıştır. diktatörler genellikle ordu içinde yüksek rütbeye sahip, savaş sanatını bilen itibarlı kişilerden seçilmekteydi. mutlak otorite olmasını engellemek için de bu işi 6 ayla sınırlandırmışlardır.

    bu akşamlık roma dersimizin sonuna geldik çocuklar. sorunuz varsa yazabilirsiniz, hoşçakalın.

    ekleme: sezar ismi, bundan sonra başa gelen yöneticiler tarafından unvan/lakap olarak kullanılmıştır. tarihteki ilk sezar, burada anlatılan sezar'dır. sonraki imparatorlar bunu lakap olarak kullanmıştır.

  • - a-si-ye söy-le-ba-ba-na-be-nim-a-dım-am-di-değ-il-ham-di...

    enişte sayıklamış, halam anlatmıştı. dedem "h" özürlüdür. adamın nasıl uyuzuna gidiyormuş meğerse.

  • bir annenin sabaha karşı kumardan gelen kocasından evdeki ekmeği saklaması... saklamasa sabah okula gidecek iki çocuk aç kalacak. aynı annenin oğlu üniversitede okurken küçük oğlu ile pazar sonrası meyve sebze artıklarını toplaması. bunların yıllar sonra hal vakit düzeldikten sonra bir akşam yemeği sofrasında anlatılması ve hep beraber ağlanması.